hesabın var mı? giriş yap

  • birleşmiş milletler'e üye 193 ülke var. çok ciddiyim içlerinde bu kadar absürt bir olaya sahip olabilecek tek ülke bile bilmiyorum.

    devlet televizyonu kaçış rotaları önerir, böyle simsarlar gönül işi yapıyoruz diye alkış bekler.

    bugün günlerden cumartesi. mikrofona bu açıklamayı perşembe günü yapmış olsa hakkında işlem yapılacaktı, bugün gurur vesilesi oldu. şu haber zaytung'da olsa hiç şaşırmazdım.

    yüz yıl sonra bile anlatılacak tarihi günler geçiriyoruz.

  • ilginç

    20 yıldır türkiyede değişen bir bok yok. pardon benzin 50 kuruştan 5 tlye çıktı. bir de baya bi fakirleştik.

    o değil de asıl ilginç olan eskiden politikacıları rahatça eleştirilebiliyordu lan. tansu çiller başbakanken falan hayatının dalgası geçilirdi. mesut yılmazla da öyle.

    şimdiler de kuzey koreye döndü iş ortalık iyice. seveceksin. mecbursun. sevmezsen hapis.

    şu skeç bugün starda yayınlansa tarihin en büyük medya operasyonu yapılırdı herhalde. 5000 kişi tutuklanırdı.

  • ocak ayı itibariyle ekstrelerin çoğunda, bankanın "yıllık aidat ücreti" adı altında kullanıcısını söğüşlediği harcama aracı.

    gelin size bundan nasıl kurtulacağınızı anlatayım;

    1. yıllık aidat ücreti tahakkuk etmiş kredi kartınızın ekstresini pdf olarak ve 4mb'dan büyük olmayacak şekilde kaydedin.

    2. tuketicisikayeti.ticaret.gov.tr adresine girip, e devletinizle oturum açın.

    3. karşınıza çıkan "tüketici başvuruları" kutusuna tıklayın

    3. sol tarafta yer alan tüketici başvuru sekmesinden, yeni başvuruya tıklayın

    4. açılan sayfada, firma ünvanı kısmına bankanızın resmi adını girin. (ör: türkiye vakıflar bankası türk anonim ortaklığı - türkiye garanti bankası aş)

    5. altta banka merkezinin il, ilçe ve adres bilgilerini girin ve "kaydet ve ilerle" butonuna basın

    6. yeni açılan sayfada, uyuşmazlık meblağını (yani yıllık aidat ücretini" girin.

    7. talep türünü "6502 sayılı kanunda yer alan diğer talepler" olarak seçin

    8. alttaki kutuya şikayetinizin konusunu girin. buraya, "kredi kartımdan .....tl tutar, iznim ve bilgim olmadan yıllık aidat ücreti adı altında alınmıştır. iadesini talep ediyorum" gibi derdinizi anlatacak şekilde yazın. çok uzun olmasına gerek yok, insan okuyacak bunu. kaydet ve ilerle butonuyla diğer sayfaya geçin

    9. burada da ilk başta kaydettiğiniz ekstrenizi "dosya yükle" kısmına girerek sisteme yükleyin. alt kutuda eklendiğini göreceksiniz. kaydet ve ilerle ile devam edin

    10. yeni açılan sayfada, başvuru formunuzun ön izlemesini göreceksiniz. ilerle ile diğer sayfaya geçin

    11. yeni açılan son sayfada, adresinize göre en yakın tüketici hakem heyetinin bilgileri çıkacak. oradan seçim yapıp en alttaki onayla seçeneği ile başvurunuzu sonlandırın.

    yoğunluğa göre yaklaşık 3-5 ay içinde karara bağlanıp bankaya tebliğ oluyor ve paranız iade ediliyor. süreci aynı sayfa üzerinden takip edebiliyorsunuz.

    edit:
    yoğun mesaj ve gereksiz bıdıbıdı yapanlara ithafen;
    ben başımdan geçeni anlattım, ve denemek isteyenlere yol gösterdim ve başarılı oldum. hiçbir boku beğenmeyen ekşiciler istediğini yapabilir. evet kazanamama ihtimaliniz var telebinizi. bunda da tebligat ücretini ödersiniz. eklediğim görsellerde 45 tl ve 30 tl tebligat ücreti çıkmış. kazandığım için bunu da bankalar ödedi zaten. kaybetseydim ben öderdim. bugün için tebligat ücreti enflasyon oranında 150-200 lira olsun. benim için denemekte bir beis yok. en derin sevgiler ve saygılar.

    vakıfbank karar görseli
    garanti bankası karar görseli

    edit:2
    banka avukatı olduğunu tahmin ettiğim suserların mesajları bitmek bilmiyor* tamam kardeşim siz inanmayın

  • hakikaten anlatildigi kadar kolpa taksicilerdir bunlar.
    kazayla cam cevirme kolunu kirdigim icin benden 20 lira istemislikleri bile vardir.(5'e kurtarmistim allahtan o ayri)
    neyse efendim gecelim biz hikayemize.
    bir istanbul donusunde bindim bunlardan birine ve ayranciya gidecegimi soyledim.
    eve kadar geldik.(dip not evim karakolun bitisiginde)
    karakolun onunde durduk, taksimetreye baktim 11 milyon yazmis.
    ben elemana bir tane 10'luk ve 1'lik verip kolay gelsin dedikten sonra; abi biz giris cikisa da para veriyoruz 3 lira daha vereceksin dedi.
    abi o benim degil senin problemin ; kusura bakma benden alamazsin dedim.
    olur mu oyle sey abi vermek zorundasin dedi.
    ben de elemana ters ters baktiktan sonra; gel abi karakoldan pederden al o zaman dedim.
    bu guzel arkadasim feyki yedikten sonra yuzsuzce, bu seferlik almayalim diye uste cikmaya calisti.
    ben de hic bir zaman alamazsin zaten dedikten sonra kapiyi sertce vurdum; arkadan bavulu aldim.
    indikten sonra da keyif sigarami yaktim yoluma devam ettim*

    edit : beyler taksiciyi bulduk , sozlukte.
    vurdukca vurmus kerata

  • hala gsliler ''bizim kongre çok iyi, herkes saygılı'' falan diyor. ulan 20 yıllık diktatörlüğü yıkmak kolay mı amuğa koyduklarım.

  • reddit'te dolaşırken denk geldiğim 3,30 € fiyatındaki ağız sulandıran yemektir.

    ben maalesef üniversite okuma şansına erişemedim ama aynı yıllarda gençliğimizi geçirdiğimiz üniversiteli gençlerin ülkemizde maruz kaldığı muameleye çok üzülüyorum.

    daha geçen bir öğrencinin kafası kesildi ya bu ülkede saçma sapan bir yerde.

    edit: burslu öğrencilerin 1€'ya erişebildiği ve dini, vejetaryenlik gibi özel sebepleri olan öğrenciler için de alternatiflerin olduğu bilgisini veren dystopia83 ve human made of steel'e teşekkürler.

  • aynı şekilde sadece öğretmenlere değil devletin her kademesinde a'dan z'ye hediye işi yasaklansa. saatler, altınlar, bilgisayarlar falan hediye edilmese...

    e:imla

  • abi ben neden böyle şeyleri izleyemiyorum?

    başkası adına utanmanın zirvesini yaşıyorum her seferinde.

    belli bir yerine kadar izleyip tam da o önemli kısım gelince direkt videoyu kapatıyorum. yapamıyorum.

    t-ilbey bey hakkındaki bir iddia.

  • sanırım üniversitenin amacını henüz kavrayamamıştır. boşa derse girdiğini söyleme sebebi, profesörün yoklama almamasıydı.

    türkiye'nin gelişmeme sebebi işte ne yazık ki bu zihniyet. gençliğin derse boşuna geldiğini düşünmesi çok acı.

    not: derse asistan olarak katıldım. konuyu benim mesleğim olarak algılamayın. sadece örnek vermek için söyledim yukarıdakileri. sabahın köründe başlayan bir ders değildi. 11.30'da başladı. hoca prensip gereği yoklama almıyor, dersine katılımı da inanılmaz fazla. sınıfta 110 öğrenci varsa, 90'ı kesinlikle dersine geliyor. öyle yorgun, argın, yaşlı birisi de değil. 45 yaşında profesör olmayı becermiş, mesleğini seven, sevdirmeye çalışan birisi. konu akademisyen değil. zaten yoklama almasa o sınıfı dolduramayacak kapasitedeyse, kürsüyü bırakması gerekiyor her görevlinin.

    gelelim üniversite öğrencisine, son 4 yılda yaptığım bir gözlem var. yeni öğrencilerin hepsi çok zeki ama tembel. üniversite öğrencisinin başarısızlık nedenleri başlığına da yazmıştım. akademik istekten yoksunlar. bu istek olmayınca haliyle akademisyenler rahatlıyor.

    azerbaycanlı bir öğrencinin türkiye'deki üniversite ve akademisyenlerle ilgili acımasız bir eleştirisi vardı, "türk öğrencilerinin bilimden anladığı isim yapmış 3-4 üniversiteden birisine gidip hiçbir şey öğrenmeden, ancak dersleri geçmek uğruna konuları ezberlemektir."

    bu söylediğim öğrenci zihin olarak üniversiteyi kavrayamadıysa, sıraları eskitmekten başka ne iş yapıyor?

    mustafa inan'ın hayat hikayesi bir bilim adamının romanında bu durum çok güzel açıklanmış oğuz atay bu durumu.

    "...efendim, bir bahçıvanın oğlu olan gauss, daha ilkokulda okurken kendini göstermiş. birg ün öğretmenleri yaramazlık yapan sınıfa bir ceza vermiş: birden yüze kadar sayıları toplayıp getirin bana, demiş. herkes hesap yapmış, sayfalar doldurmuş. gauss bir kaç dakika düşündükten sonra defterine bir satır yazıp hocaya uzatmış. 'nasıl olur canım' demiş öğretmen, 'senden akıllısı yok mu?' herhalde yokmuş. öğretmen bile bu kadar akıllı değilmiş. 'çok kolay öğretmenim,' demiş gauss, birden yüze kadar sayıları düşündüm: ilk sayı bir, son sayı yüz. toplamları 101 ediyor. sonra, baştan ve sondan iki sayıyı düşündüm: 2 ve 99. onların toplamı 101. sonra 3 ve 98, sonra 4 ve 97... hepsinin toplamı 101. bu 101'lerden ne kadar var? yüzün yarısı kadar. öyleyse 100/2 ile 101'i çarparım. istediğiniz toplam 5050 olmalı'. öğretmen şaşırdı; çünkü bu metod matematik dünyasında bilinmiyordu henüz. küçük gauss'un bulduğu yeni bir formüldü. 100 rakamıyerine 'n' sayısı konulursa, 1'den 'n'e kadar sayıların toplam formülü çıkıyordu ortaya n(n+1)/2. öğretmen ertesi gün gauss'a, bulabildiği en iyi matematik kitabını satın alarak hediye etti..."

    bu hikayenin adı ülkemizde eksik olan sistem diye devam ediyor kitapta. sonra ekliyor oğuz atay,

    "sistemi anlamak için" dedi profesör, "daha doğrusu, sistemin gerisindeki matematik düzeni anlamak için, formüllerin gerisindeki matematikçiyi, onun nasıl düşündüğünü sezmek gerekiyor. bunu öğretmiyorlar size; belki liseden sonra da öğretmiyorlar, hiç öğretmiyorlar. matematikçinin neden ve nasıl düşündüğünü hiçbir zaman bilmiyorsunuz belki. matematiği bir takım uzun ve yorucu işlemlerden ibaret gördüğünüz için de bilim çekici gelmiyor size. sayıların ve eski yunanca harflerin gerisinde canlı ilişkiler olduğunu sezemezseniz, sayılarla hayatın arasındaki ilişkiyi göremezseniz, matematik ve dolayısıyla fizik çalışmanın tek amacı sınıf geçmek olur"

  • .........
    sütlemako verdana
    1 gigabayt meydana
    gel de uyma şeytana
    bak bak bak bak duğrağmağdım

    10.000 dinleyişim ve sözlerinin bu şekilde olduğunu iddia edebilirim.