ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
12 kasım 2014 .net'in açık kaynak olması
-
(bkz: yeminlen bir şey anlamadım)
edit: başlık en başta açık kaynak yerine open source' tu. gerçi gene anlamadım da neyse başkan açıklama yapmış sağolsun.
petrol olmayan ülkede bu benzin fiyatı az bile
-
petrolü olmayan, dünyanin en pahalı ülkelerinden biri olan isviçre de benzin fiyat ortalamasinin 1.3 dolar olması düşünüldüğünde gülümseten trolleme
i shot the sheriff
-
türkçesi: muhtarı vurdum ama ihtiyar azaya dokunduysam terbiyesizim.
17 ağustos 1999 depremindeki yağmacılar
-
bir depremzede olarak aklımdan çıkmayan tek ayrıntı bu insan görünümlü tanımsız yaratıklar. bana 17 ağustos gününü anlat dediklerinde enkaz da geçirdiğim 12 saat değil, aklımda hep bunlar var. 99'da olduğu gibi büyük istanbul depremi olduğunda yine tek korktuğum şey deprem sonrası bunların aramızda gezmeleri olacak. çevrenize, sevdiklerinize sahip çıkın. sadece binanın yıkılması değil konu çünkü. sonrası daha da acı olacak. çok büyük insanlık ayıpları yaşanıyor. en büyük kırılmam bu oldu 99'da. en büyük acım hala bu. çünkü bugün olunca yine aynı şeyler yaşanacak.
18 ekim 2021 imamoğlu'nun taksi sorununu çözmesi
-
görünüşe göre, yönetmelikte yer alan "ticari taksi plakası taksiciliği meslek olarak yapacak kişilere verilir, plaka kiralanamaz, kiralanırsa iptal olur" manasına gelen maddeyi hayata geçirecekler. taksisini kendi çalıştırmayanların plakalarını iptal edecekler. şimdi sıçtınız taksi plakası galerileri.
plaka ağalarıyla savaş başlasın artık!
sınavlarda verilmiş en kötü yanıtlar
-
her modelini gördük yıllardır. bugüne kadar ki favorim çeviri hatasıydı. (bkz: #7741976) gelgelelim gün itibariyla beterin beterini de gördük. şöyle ki:
hazırlık ingilizce ara sınavı. word formation sormuşuz. bi kaç tane cümle vermişiz, birer kelimeyi boş bırakmışız. parantez içlerine de boşluğa gelmesini istediğimiz kelimenin başka bir formunu yazmışız. boşluğa kelimenin uygun formu yazılsın, biz de not verelim istiyoruz. cümlelerden birisi şöyle:
-his ....... (ambitious) is to have his own business
boşluğa gelmesi gereken: ambition
(maalesef) gelen: ambiti...
yorumsuz...
şaban vatan'ın gözaltına alınması
-
https://twitter.com/…han/status/1108686805531013120
giresun / eynesil'de vefat eden 11 yaşındaki kız (rabia naz vatan) 'ın babasının gözaltına alınmasıdır
bildiğimiz gibi eynesil'de bir babanın sesini duyurmaya çalışmıştık ve baba da mücadele veriyordu, bugün gözaltı kararı çıkmış.
*** konu ne diyenler için özeti ayrıntılı
*** dün akşam itibariyle baba sosyal medyanın ve bizlerin baskısıyla serbest bırakıldı , hatta giresun başsavcılığı gözaltı olayını reddetmek zorunda kaldı, lakin görele başsavcılığının kararı bekleniyormuş, gündemde tutarsak akıl hastanesinden de kurtarabiliriz babayı,
zira giresun başsavcılığının açıklamasına göre, eğer görele başsavcılığı akıl hastanesine yatsın derse ne yazık ki deli gömleği giydirilip akıl hastanesine yatıralacak , hapisten kurtardık sosyal medya yoluyla, herkese teşekkürler, tüm yüreği güzel insanlara.
**** şaban vatan'ın avukatının açıklaması https://twitter.com/…klc/status/1108703759989915648
**** (bkz: şaban vatan'ın abisi muhammet vatanın paylaşımı) şu da var, bu başlığı da uplayalım
kızım öğretmen oldu bir yılda bmw x6 aldı
-
kızın babasından gizli işler çevirdiğini gösteren durum.
sırf ibnelik olsun diye yapılan şeyler
-
bir paketin içerisine saçma sapan şeyler koyup, 100 yıl sonra açılması için bir yere teslim etmek. norveç'te yapıyorlar bunu mesela.
engelli memurun ihmal sonrası ölümü
-
haber
iddiaya göre çağlar baltacı'nın epilepsi hastası olması nedeniyle; doktoru yanlız yaşamaması gerektiğini belirtti.baltacı'nın talebi üzerine bakanlık da ''tayin olmalı'' dedi.ancak bakanlığı onay verdiği tayine kars defterdarı bilgehan alım bir türlü onay vermedi.başka memurların tayini onaylanırken çağlar baltacı'nın tayini sürekli olarak ertelendi.1,5 yıl boyunca tayin bekleyen baltacı, evinde epilepsi krizi geçirdi.yanında kimse bulunmayan talihsiz genç hayatını kaybetti.
türk çocuklarının sürekli bağırıp ağlaması
-
“bir çocuk okula adım atar atmaz kendini toplumsal yaşam bakımından yeni bir sınav karşısında bulur ve bu sınav çocuktaki bütün gelişim hatalarını gün ışığına çıkarır. okula başlayan bir çocuk, o zamana kadar içinde bulunduğu topluluktan daha geniş bir insan topluluğu içinde yaşamak ve bu yaşama uyum sağlamak zorundadır; evde nazlı büyütülmüş bir çocuksa, daha önceki el bebek gül bebek yaşamına sırt çevirip okuldaki diğer çocukların arasına karışmaya
pek yanaşmayacaktır. dolayısıyla, daha okula başladığı ilk gün, şımartılmış bir çocuktaki toplumsallık duygusunun kapsamını kestirebiliriz. böyle bir çocuk belki ağlayıp sızlayacak, yine eve dönmek isteyecek, ne okuldaki çalışmayla ne de öğretmenle ilgilenecektir. kendisine söylenen şeye kulak vermeyecek, çünkü bütün zaman kendisinden başka bir şeyi düşünmeyecektir. ileride de aynı şekilde davranması durumunda okulda gereken ilerlemeyi gösteremeyecektir. anne ve babalarından işitip öğrendiğimize göre, sorunlu çocuklar evde yakınma konusu yapılacak hiçbir davranışta bulunmamakta,
yalnızca okulda söz konusu davranışları sürekli sergilemekte, anne ve babalarını üzüntüye sokmaktadır. böylesi çocukların kendilerini evde çok rahat hissettiğini tahmin edebiliriz. çünkü evde kimse kendilerinden bir şey istememekte, gelişimlerindeki aksayan noktalar göze gözükmemektedir. okulda
ise şımartılmaları sona ermekte, bu da kendileri tarafından aşağılayıcı bir durum gibi algılanmaktadır.”
“yaşamın anlamlandırılmasında hatalara yol açan ikinci grup nedenlerden biri de çocuğun şımartılmasıdır. şımartılmış çocuk, alışık olduğu üzere, isteklerine çevresi tarafından kanun gözüyle bakılmasını bekler. karşılığında hiç çaba harcamaksızın sadece doğuştan bir hak olarak ayrıcalıklı bir konumun tadını çıkarmaya bakar. ileride çevrenin ilgi ve dikkatinin odak noktasında yer almadığı ya da duyguları üzerinde önemle durmayı çevrenin bundan böyle kendisine başlıca görev saymadığı durumlarla karşılaştı mı apışıp kalır, dünyanın kendisini aldatıp yüzüstü bıraktığı hissine kapılır. hep alacak gibi eğitilmiş, vermek denen şeyi hiç tanımamıştır. karşısına çıkan güçlüklerin bir
başka türlü üstesinden gelmeyi bilmez. başkaları tarafından her konuda hizmetine koşulmuş, dolayısıyla bağımsızlığını elden çıkarmıştır, bizzat bir şeyler yapabileceğinden habersizdir. kendinden başkasını düşünmez, toplumun yarar ve gerekliliği düşüncesine tümüyle yabancıdır. yüz yüze geldiği güçlükle baş etmede bildiği tek yol, başkalarına istekler yöneltmektir. her isteğinin yerine getirilmesi gereken olağanüstü bir insan sayıldığını başkalarına zorla kabul ettirebildi mi, ayrıcalıklı konumuna yeniden kavuşacağını düşünür; ancak o zaman durumunun düzeleceği kanısındadır. bu şımarık çocuklar ileride büyüyünce toplumumuzda belki en tehlikeli sınıfı oluştururlar. bazıları iyi niyet sahibi olduklarını bir ağız kalabalığıyla ısrarlı şekilde belirtir, hatta başkalarını parmaklarında oynatabilecek bir fırsatı ele geçirebilmek için çevrelerine "sevimli" görünmenin bile üstesinden gelebilirler. ama topluma, normal görevler üstlenmiş normal insanlar olmaları yolunda toplumdan kaynaklanan beklentiye karşı bayrak açmış durumda yaşarlar sürekli. bazıları da açıktan açığa isyan ederler. alıştıkları doğal sıcaklığı ve hizmetkârlığı çevrelerinden artık göremediler mi, kendilerini aldatılmış hisseder, topluma düşman gözüyle bakar, diğer insanlardan bunun acısını çıkarmaya çalışırlar. yaşamsal alışkanlıkları karşısında toplum yadsıyıcı bir tavır takındı mı, böyle olacağı neredeyse kesindir her zaman, toplumun tavrını özellikle kendilerine kötü davranıldığının bir başka kanıtı sayarlar. cezalandırma yöntemlerinin böyleleri üzerinde hiçbir zaman gereken
etkiyi göstermeyişinin nedeni de budur; cezalandırmalar, bu gibi kişilerin içlerindeki "herkes bana karşı" kanısını pekiştirmekten başka işe yaramaz. şımarık çocuk ister dayatsın ya da ister açıktan açığa isyan bayrağını çeksin, ister güçsüzlüğüne sığınarak başkalarına dediğini yaptırmaya çalışsın ya da işi zorbalığa döküp intikam almak istesin, aslında hemen aynı hatalı davranışta bulunur. gerçekten de öyle insanlarla karşılaşırız ki her iki yöntemle çalışır, yeri gelince birinden, yeri gelince ötekinden medet umar. amaçladıkları şey hep aynıdır. yaşamın anlamı kendileri için, birinci olmak, başkaları tarafından en önemli kişi gözüyle bakılmak, diledikleri her şeyi ele geçirmektir. yaşama böyle bir anlam vermekte ayak diredikleri sürece, giriştikleri her iş başarısızlıkla sonuçlanacaktır.”
“hastalık, el bebek gül bebek büyütülmüş çocukların sıklıkla sığındığı bir barınak oluşturur, çünkü hastalanmaları durumunda her zamankinden çok şımartılıp el üstünde tutulurlar. şımartılmış bir çocuğun geçirdiği bir hastalıktan kısa süre sonra sorunlu çocuğa dönüşmesi sık karşılaşılan bir durumdur. başlangıçta çoğu kez öyle sanılır ki, hastalık henüz tamamen geçmemiştir. oysa gerçekte olup biten, hastalığı sırasında evdekilerin kendisi için ne kadar telaşlanıp korktuğunu çocuğun iyileştikten sonra da unutmayışından başka bir şey değildir.
çocuk iyileşmiş, hastayken annesinden gördüğü aşırı ilgi ve sevgiyi artık görmez olmuş, sorunlu bir çocuğa dönüşerek bunun intikamını almaya yönelmiştir. öyle çocuklar vardır ki hastalanmış bir başka çocuğun çevresinde anne ve babanın nasıl pervane gibi döndüğünü görüp kendileri de hastalanmak ister, hastalığın kendilerine de geçmesi için hasta çocuğu sevip okşar, öpmeye kalkarlar.”
alfred adler-yaşamın anlamı