hesabın var mı? giriş yap

  • bu dava sürecinde aklımdan hiç çıkmayan bir cümle var. sonuçlanınca yazayım istedim. sanıklardan birinin annesi şule çet’in ailesine “kızınıza sahip çıksaydınız” demişti.

    yani türkçesi, “benim oğlum istediği zaman, istediği yerde, istediği şekilde bir kadına zarar verebilir, tecavüz edebilir, hatta öldürebilir. sorun benim oğlumda değil, sizin kızınızı oğlumun erişebileceği yerlerde bırakmanızdadır.”

    bir ebeveyn katil olan çocuğunu sevmeye, onu korumaya kollamaya devam edebilir, bunda hiçbir problem yok. ama oğlu tarafından zarar görmüş, mağdur olmuş, tacize-tecavüze uğramış, öldürülmüş bir genç kadını suçlayan bir ebeveyn gördüğünüzde bilin ki o insandan bir canavar yaratan bizzat o anne babadır.
    her şeyi paşa oğluna hak görenler için söylüyorum; bu durum sadece kendi zihninizde yaratacağınız bir evrende mümkün olabilir. o hayal dünyasında istediğinizi yaşayın ama etten kemikten bir insana zarar verdiğiniz anda uykudan uyanma vaktiniz gelmiştir.
    keşke büyütürken oğlunuza sahip çıksaydınız.

  • fazla ödemeyi yapanları görevden aldınız mı? fazla yapılan ödemeyi geri vermeyen!? şirketler için ne gibi yaptırımlarda bulundunuz sayın bakan...

    devlet bile parasını sınırları içerisinde bulunan şirketlerden geri alamazsa halk ne yapsın?

    ve siz neden hala bakansınız?

  • "dance now!!!!
    move onto the dance floor!!! right now!!!!!!"

    çeşit çeşit, tür tür şarkının içindeler. bazen hiphop oluyor bu, bazen rnb, bazen elektronik. müzik farklı, tarz farklı, hatta bazen dil bile farklı, ama dans edilmesini emreden zenci aşağı yukarı aynı. böyle hafif kaba, küstah, hoyratça bir ifade tarzı var. "dükkanın önünü kapamayın hadi hadi hadi!!!" diye kışkışlayan esnaf havasında.

    apartmanının park girişinin önüne park etmişim sanki adamın, emrediyor direkt:

    "şimdi dans etçeksin!!!" diyor, "şimdi gidip oynayacaksın, sallayacaksın, kıvırtacaksın!!!! hemen şimdi!!!! şimdi diyorum!!!" (ne acelen var pezevenk???)

    hayır bir de bu sesi öyle bir seçiyorlar ki, insan aldığı komutu uygulamak zorunda hissediyor. karşımda sanki mr eko var, sanki simon adebisi var... hafif bir ürkme geliyor içimden, "peki abi dans edelim artik ne yapalim" gibi düşünüyorum. o adamın minyon olma ihtimali yok yani, tut ki zaten zenci.

    bu şarkılara ancak gündüz arabadayken radyoda filan rastlıyorum, o anda bile etkisi oluyor. demek ki bu adam karşıma barda filan çıksa, arka planda hotel california filan çalıyor bile olsa, "dans et! şimdi hemennnn!!! right nowww!!!" tarzı bir diretmeyle karşılaşsam tın tın tın başımı önüme eğip gideceğim, hoplayıp zıplayacağım.

    ...eşi dostu ne yapar bu sesin sahibinin, bir de onun merakı içindeyim. "yemek saati gelmeden evde olacaksın demedim mi eşşek herif? right nooow!!! hava karardı!!! yeaaah!!!" diye kızsa evladına, o çocuğun itiraz edebilme olasılığını aklımdan dahi geçiremiyorum.

  • vatandaş domates yerine badminton topu yesin böyle açıklamaları yapanlara göre. enflasyon gıdaya göre mi hesaplanır canım. ayrıca hakkatten gıdaya göre hesaplansa herhalde %40 falan çıkardı bu arada.

  • yıllar evvel (yaklaşık 8-9 sene oluyor) iş dönüşü atm'ye uğramıştım.biraz para çekmem gerekliydi.atm önüne geldim.önümde iki kişi var.dede torun muhtemelen.dede 70li yaşlarda torun 10-11 yaşlarında bir kız çocuğu.

    atm bu.hızlı hızlı para gönderme ,para çekme yeri.baktım baya baya oyalanıyorlar.sonra sonra anladım işlemi yapamıyorlar ya da bilmiyorlar.

    -amcaaa!! sorun mu var?

    dedim gevşek gevşek.

    +yeğenim askere para yatıracağız beceremiyoruz.

    dedi.

    -dur amca ben halledeyim,

    dedim yanlarına yanaştım.

    çocuk,ben,dede atm'nin başındayız.

    -ver amca kartı,söyle hesap numarasını vs….

    -kaç para amca? dedim…

    +10 lira

    dedi adam.

    hayatımda garibanlık yüzünden böyle yutkunduğumu hatırlamıyorum.

    on liraya muhtemelen o zamanlar 2 paket filan sigara alınıyor. ya da üç ne bileyim.paranın o zamanki değerini hatırlamıyorum ancak hatırladığım bir şey var, çok bozulmuştum bu duruma.

    -tamam

    dedim girdim bilgileri, ileri falan filan geçtim para yatırma kısmına,

    -ver amca parayı dedim,

    adam çıkardı verdi iki beşlikten oluşan on lirayı.

    hayatımdaki en “hiçbir şeye yetmeyecek” on lirayı o akşam orda gördüm.on liranın en “yetmeyecek hali”. atm'nin alamayacağı kadar eski,kırışmış iki adet beşlik…

    beşlikleri tümlüyor gibi yaparak temiz bir on lira çıkardım çaktırmadan,rencide etmeyecek kadar parayı çaktırmadan ilave ederek askere yolladım.

    diliyorum o asker çok büyük yerlerdedir,dilerim o güzel çocuk çok iyi okullarda rahat rahat okuyordur,dilerim o amca hala sağlıklı ve mutludur.