hesabın var mı? giriş yap

  • günlerdir yangın söndürme uçağı olmadığından ormanlarının ve köylerinin cayır cayır yanmasını seyreden bir ülkenin hükümetinden beklenebilecek fantastik beyanatlardır.

    şu olabilir; toki başkanı: patlayan reaktörlerin yerine öyle bir santral yapacağız ki patlamamış reaktörleri olan ülkeler keşke bizimki de patlasa da böyle yeniden yapsalar diyecek.

  • içinde yaşadığımız evrenden başka evrenler de olabileceği iddiasını ileri süren model. bu evrenler - en azından şimdiye kadar- birbirleriyle etkileşime girmediği için bunları gözlemlemek gibi bir şansımız yok. bu nedenle model, teorik olmaktan öteye geçemiyor.

    brian greene ya da bu konularla ilgili olan herhangi bir teorik fizikçinin kitaplarını okuyanlar bilir ki 1'den fazla çoklu evren modeli bulunur. hepsini burada tek tek anlatmak biraz zor olur. o yüzden birkaç tanesi üzerinde durayım ki merak edenler bir fikir sahibi olabilsin.

    1- kendisini tekrar eden evrenler var olabilir. bu modele göre evrenin sonsuz olması gerektiğini bir kenara not ederek başlayalım.

    etrafınızdaki her şeyi ve kendinizi düşünün. atomlar bir araya gelerek bizleri, dünyayı, galaksimizi oluşturuyor. sonsuz bir evren, sonsuz çeşitlilikteki atom dizilimi olasılığını da beraberinde getirir. bu durumda, evrenin herhangi bir yerindeki atomlar, etrafımızı ve bizi oluşturan dizilimleriyle tamamen aynı dizilimleri gerçekleştirecek şekilde bir araya gelebilir. yani evrenin bir başka köşesinde güneş sisteminin, sizin, benim, dünyanın ve her şeyin aynısını oluşturmuş olabilirler. yani evrenin bambaşka bir köşesinde de var olabilirsiniz.

    bence modeller arasında en fantastik olan -ve benim aklıma çok da yatmayan- versiyon bu.

    2- gözlemler bize evrenin genişlediğini söylüyor. şu hâlde zamanda geriye gidersek, evren gittikçe daralmalı ve öyle bir ana gelmeliyiz ki her şey tek bir noktada toplanmalı. bu anıbüyük patlama olarak biliyoruz.

    büyük patlama'nın açıklamakta eksik kaldığı bazı şeyleri kozmik enflasyon teorisi açıklıyor. kısaca şişme olarak adlandıracağım bu olay kuantum mekaniği ile birleşince varılan sonuç şu: şişme, evrenin her yerinde aynı anda sona ermemiş; a ve b noktaları arasındaki şişme sonlanırken, c noktasındaki şişme devam etmiş olabilir.

    bu neyi kanıtlar? eğer olay böyle gerçekleştiyse, şişmenin bittiği bölgeler, şişmenin devam ettiği bölgeler tarafından birbirinden uzaklaştırılır. böylece birbirinden bağımsız olan, birbiriyle etkileşime girmeyen 1'den fazla evren ortaya çıkmış olabilir.

    3- sicim teorisinden doğan modele bakalım.

    sicim teorisinin doğru çalışması için 6 ek boyut daha gereklidir. sicim teorisi tek bir teori değildir aslında. 5 farklı versiyonu bulunan bu teorinin birleştirilmiş hâli m teorisi olarak karşımıza çıkar.

    zar teorisi de denen m teorisine göre evrenimiz 11 boyutlu olmak zorundadır. bu 11. boyut, zara benzer bir yapı oluşturmak üzere açılarak genişleyebilir. bunun neticesinde de çok sayıda zar yapının oluşturduğu bir hiper uzay ortaya çıkar. bu zarların hepsi farklı bir evrenle ilişkilidir ve zarlar arasındaki çarpışmaların ortaya çıkardığı enerjiden doğarlar.

    4- süperpozisyon özelliğini temel alan model

    atom altı bir parçacığın hem dalga hem parçacık özelliği gösterdiğini biliyoruz. her parçacığı temsil eden bir dalga fonksiyonu bulunur. herhangi bir gözlem yapılana kadar parçacığın herhangi bir özelliği hakkında bilgimiz olmayabilir. örneğin parçacığın spini aşağı mı yukarı mı bilemeyiz. ölçüm yaptığımız ana kadar parçacığın spininin yukarı ve aşağı olma olasılığı eşittir. ölçüm yapınca bunlardan hangisi olduğunu görürüz ve böylece süperpozisyon durumu çöker.

    süperpozisyonun çökmesini temel alan modele göre, parçacığı ölçtüğümüzde gördüğümüz özellik bu evrende var olan özellik iken kalan %50 ihtimalli özellik, farklı bir evrende var olabilir. yani parçacığı ölçtük ve spini yukarı yönlü çıktı ise parçacık başka bir evrende de aşağı yönlü spine sahip olacak şekilde var olabilir.

    çıkan sonuç şudur: her gözlemde evreni ikiye böleriz ve yeni bir evren var ederiz. bilim kurgu film ve romanlarda ortaya çıkan "paralel evren" olayı, bu modelden başka bir şey değildir. hatta dede paradoksuna çözüm sunan zaman dallanması olayı da bununla ilgilidir.

    ***

    birkaçına değindiğim ve daha fazlası da var olan bu modellerin gözlemsel kanıtı olmadığından ve büyük ihtimalle eğer başka evrenler varsa, belki de hiçbir zaman birbirleriyle etkileşmeyecekleri için bu modellerin doğruluğu oldukça tartışmalı sayılır. matematiksel olarak elbette mümkün olabilirler ama bu var olmak zorunda oldukları anlamına gelmiyor.

    birbirinden farklı evrenler eğer varsa, fizik kanunları da birbirinden farklı olabilir. belki de bu nedenle, etkileşmemeleri çok daha iyi olabilir.

    ***

    her ne kadar gözlemsel kanıt yok demiş olsam da bir ufak not düşmek istiyorum. birkaç sene önce yapılan bir çalışma, bilim insanlarını epey heyecanlandırdı. galaksi topluluklarına büyük ölçekte baktığımız zaman, bunlar arasında boşluklar olduğunu biliyoruz. çalışmada o kadar büyük bir boşluğa rastlandı ki bunun, bir başka evrenle evrenimizin çarpışması sonucu ortaya çıkmış olabileceği ihtimali belirdi. tabii ki bunun için çok daha fazla çalışma yapmak gerekiyor ve belki de bu hiçbir şeyin kanıtı değil ama yine de yazmak istedim.

  • dünyanin her bir yanina özgün yüzlerce ejder çesidi varmis gibi bunu ayirmislar. ejder deseler karstiracagiz sanki. "ejder mi, ne ejderi? adana ejderi mi komodo ejderi mi?"

  • türkiye büyük millet meclisi'ni açık açık tehdit ediyor. eğer meclis gerekli yasaları çıkartmazsa her şeyi yapabilirlermiş.

    işte esnafın gerçeği bu. milli irade diyenlerin özleri bu. demokrasiden anladıkları bu.

    #uberedokunma

  • telefonla arayıp, sorup soruşturup bulamadığım arkadaşın. sahilde güneşlenirken yamaç paraşütüyle yanıma inmesi.

  • amk zitvatorok antlaşması gibi adam bundan sonra sen benim değil, sadrazamım suarez'in dengisin dedi resmen ya la.

    gelen mesajlar üzerine edit: avusturya-macaristan imparatoru ile osmanlı sadrazamının denk tutulduğu antlaşma, 1533 tarihli istanbul antlaşması'ymış, zitvatorok antlaşması ile bu durum ortadan kaldırılmış, lise tarih bilgisi ile bu kadar oluyor işte. özel mesaj ile durumu ileten arkadaşlara teşekkürler.