hesabın var mı? giriş yap

  • cola/fanta gibi, gazli ve sekerli iceceklerle birlikte icmemeye ozen gosterin. kalorisi tavan yapar. yavas icerseniz tadi cok koyu olur. agirlasir. portakal suyu, red bull tercih edin.

    markalara fazla aldanmayin. en iyi votka, renksiz, tadsiz ve kokusuz olan votkadir. alkol dereceleri hemem hemen butun markalarda birbirlerine yakin. paraniza acimiyorsaniz ve keyfinize duskunseniz takilin kafaniza gore.
    imkaniniz olursa mutlaka nemiroffu deneyin. shoot olarak icin.

    votka bircok kokteyilde basrol oynar. az ya da cok olmasi onemli degil. kaldirabileceginiz miktarda buz ile icilen her kokteyile karistirabilirsiniz. bir kac istisna haric tabi.
    iskandinav ve rus milleti ile votka icmekten uzak durun. hem sapitiyorlar hem de sek iciyorlar.
    kuru karanfil ve limon kabuklari ile sari votka yapin evinizde.
    sade votkanin icerisine dograyacaginiz elma/armut/kivi/limon gibi aromasi yogun meyvalar cok guzel tadlar katacaktir.

    kalp, sinir gibi ciddi rahatsizliklariniz varsa, enerji icecekleri ile kesinlikle karistirmayin.
    emin olmadiginiz mekanlarda votkadan uzak durun. sahtesi en kolay yapilan ve sik kullanilan icki votkadir. ozellikle tatil bolgelerinde ki bar/otel ve diskolarda hep cakma votka kullanilir.
    votka sek icilir. normali bu. votkayi herhangi bir gazli ya da meyve suyu ile icecekseniz; sirasi ile, ilk once buzu, votkayi ve ikinci iceceginizi koyun bardaga. mutlaka karistirici olsun. votkaniz en ustte kalirsa, ilk icimde suratiniz ek$ir

  • babannemin annesi hala yaşıyor görünüyor. doğum tarihi 1898. muhtemelen referandumda oy da kullanmıştır.

  • hiç bir olaya karışmamak şart oldu.artık tek yapılabilecek kendi aileni ve akrabalarını korumak.bu devirde insanlık, yardımlaşma, vs gibi kavramlar çöp olmuştur.herkesin yaptığı yanına kar kalıyor.önce yalandan bayılarak düşene yardım edenleri soydular, otostop çekip, gasp ederek kimsenin durmamasını sağladılar , ihtiyacı olmadığı halde dilenerek, yardımlaşmayı bitirdiler, şimdi de bu olay, tüm insanların içindeki iyiliği yok ettiniz.

  • tam olarak 90'lı yılların başına tekabül eder.
    bakmayın şimdi loft'un sıradan bir marka olduğuna, o dönemde statü simgesiydi neredeyse. ben hiç alamadım ama giyinmeyeni dövüyorlardı nerdeyse. pantolonun arka cepleri büyük ve daha aşağı yerleşmişti paçaları biraz geniş, çift dikişli ve dikişler biraz yukarıdaydı. loft etiketinin altından kemer geçerdi. marka görünsün diye millet, tişörtü, kazağı pantolonun içine sokardı.
    popüler olan bir de gri rengi vardı sanki.

  • az önce müge anlı'nın söylediği sözdür. "eşine hediye almazsan komşunun kocası alır." dedi adama.

    bu sözden sonra fark ettim ki kadının aldatması anlamlandırılmaya çalışılıyor. bunu televizyonda kadınların çok izlediği bir programda söylüyor. kadınlara kadınlardan daha fazla zarar veren kimse yok.

    edit: bugün yükledikleri videoda o kısım yok. tam bölüm yüklendiğinde video linki eklenecektir.

    link eklendi

    debe editi: kadınların genelinin pragmatik sevdiğine örnektir. bu görüşü destekleyen kadınlardan sonra, bu fikri daha da kabul ettim.

  • salaklık eninde sonunda kaybettirir işte, bir dümen tutturmuşsun, yedi sülaleni kurtaracak parayı öyle yada böyle bulmuşsun, ne mal gibi milletin gözüne gözüne dolarları, hayatını sokarsın. vizyonsuzluk işte kendin için yaşa lan hayatını her zaman, gösteriş için değil.

  • londra'dan bildiriyorum, dünya tersine dönse dönmem.

    medeni bi ülkede, minimum kazansa bile insanca yaşamayı bir kez tatmış birinin de çok ekstrem bir şey olmadıkça dönmek isteyeceğini sanmıyorum.

    yurt dışında yaşamanın zorlukları yok mu? tabi ki var. ama -henüz kendi işimi yapamıyor olsam da- saatlik minimum ücrete çalıştığım işimde yılda 22 gün + 8 gün bank holiday tatilim var, dilediğim zaman kullanıyorum, üstelik ödemesini de çatır çatır alıyorum.
    ay sonunu nasıl getireceğim derdim yok, birikim bile yapabiliyorum ufak ufak. ki londra'da kiralar ve ulaşım astronomik. buna rağmen türkiye'de yaşadığımdan kat kat kaliteli bi hayat yaşıyorum.
    neden döneyim? haftada 60 saat çalışıp asgari ücretten bozma maaş alıp yılda 1 hafta tatil için yalvarıp günümün 4 saatini metrobüste geçirmek için mi?

    tenk yu but kalsın almayayım.