hesabın var mı? giriş yap

  • faizleri düşüreceğiz dedi hatta zamanını bile üstü kapalı ima etti. fed'in faiz artırma ihtimali varken bu laf söylenmez, mb'nin elindeki silah aylar öncesinden alenen ilan edilmez, yeri ve zamanı gelince mb ilan eder. özel sektör borcu varken ve eksi rezervlerdeyken faiz indirimi yapamazsın. faiz sonuçtur neden değildir. enflasyon nedendir. enflasyonun üzerinde faiz vermek zorundasın. cds primlerin bu kadar yüksekken zaten gelmeyen yatırımcı faizin düşmesiyle tamamen ülkeyi terk eder. en basit ekonomi bilgisi. bu ülkede faiz lobisi falan yok, anti faizci neo osmanlı iktisat lobisi var. en temel ekonomi bilgisini reddediyorlar. ilkel bir ekonomi görüşü bunlarınki, herhangi bir bilimsel alanda yeri yok. tamamen rant var, tamamen soygunculuk var.
    edit: yaklaşık 20 dakikada 20 kuruş arttı. bilime sırt çevirirsen sonuç bu olur. dünyada bu kadar para bolluğu varken abd bu kadar para basmışken bu döviz kurunu haketmiyoruz. tüm türkiye'ye geçmiş olsun. umarım bu liyakatsizlikten en kısa zamanda kurtuluruz. umarım siyasal islamın olmadığı güzel günler yakındır.

  • birazdan ssg gelecek; o zamanlar 8 yaşındaydım yanlış kod yazmışım o kodu düzeltene kadar sıkıntıdan yarım kilo zeytin yedim ama sonunda düzelttim, o hatalardan ders almasaydim ekşi sözlüğü kodlayamazdım diyip, debeye giricek.

  • kızlardan birini kovalayıp koseye sıkıstırdıktan sonra buyuk tahta logolardan biriyle kafasına vurmam ve ardından "sana asık oldugum icin yapıyorum bunları" demem gibi aradan seneler gecmesine ragmen nedenini ogrenemedigim seyler.

  • tabi siz gelinlikle gittin kefenle dönersin diyen baba istersiniz.hayatınıza bi eş değil köle alınca babasının kızına her daim sahip çıktığını görmek rahatsız edici olabilir.

  • bir aydınlanma halidir ve bu hal başta kısa süreli bir yıkım getirse de sonradan yerini ‘’olsun lan, ben böyle iyiyim’’ demeye bırakıyor. en azından benim hayatımda böyle tezahür etti.

    bir arkadaşımla konuşuyoruz, diyor ki ‘’hatırlıyor musun hani erdal vardı, o da seninle aynı dönem mezun oldu. işte o sonra mimarlığın üstüne antropoloji okudu şu anda meksikada’da zapatistalarla ilgili araştırma yapıyor’’ mideme bir yumruk iniyor ama hala nefes alıyorum.

    başka gün okuldan birine rastlıyorum, ne var ne yok rutininden sonra, nerde çalışıyorsun soruları başlıyor. ben nihayet mesai saatleri insani, maaşı iyi bir işe girmişim, yıllarımı nasıl beş paraya ziyan ettiğimi anlatıyorum, o ‘’evet haklısın, ben de sonunda kendime geldim ve gelecek ay kanada’da sinema okumak için yola çıkıyorum’’diyor. ben buldumcuk olmuşken o bıkmış bile. yolunu çizmiş, hedefe nişan almış. ben hala aybaşına kaç gün kaldığını hesaplıyorum. o an sırtıma bir bıçak saplandı. zar zor çektim, yaşamaya devam ettim.

    en son da bir arkadaşın amerika’da bir üniversitede ders vermeye başladığını öğrendim. benden iki yaş küçük bu adam şu an orda ben de burada onun yazdığı makaleyi okuyorum. bir an kendimden geçmişim.

    ilk şoku atlattıktan sonra, durdum düşündüm. ne ki bu şimdi? tamam, onlar özel ama ben de harika punch yaparım mesela. içen cennete gider gelir. birkaç kişiyi gülmekten işetmişliğim vardır, hep anlatırlar. ne işe elimi atsam öyle veya böyle tamamlamışımdır. belki çok sıradan şeyler bunlar, belki benim gibi milyonlar var ama huzurluyum olduğum yerde.(sanırım hala prozacların etkisindeyim) canım istese ben de giderim*ama ben burada olmayı seçtim. sıradan insanlar ordusunun yıkılmaz bir neferiyim artık. mutfakta punch yapıyorum.

  • amadan öncesi yalandır kusura bakmayın...

    sen anayasa mahkemesi'nin kararına rağmen soruları göstermeyeceksin, itiraz için de ebesinin nikahı kadar para isteyeceksin eleştirince de birkaç zırtapoz çıkıp "ya herkes itiraz ederse?" diyecek...

    liseliler bilmez, ösym denen bu gudubet kurum soruları gösterme kararı almadan önce soruları sınavdan sonra bir güzel veriyordu. sonra televizyonlarda sorular uzmanlar tarafından tek tek çözülüyordu. zaten orada anlaşılıyordu ak koyun kara koyun, koca uzmanların çözdüğü soruyu "yanlış bu hucam..." diyerek hakkında itiraz edecek mal varsa da koca ülkede bir belki ikiydi.

    kpss'de eğitim bilimleri alanında önceki yılların sorularını çözüyorum, tek sınavda beş altı tane yanlış soru çıkmış lan. bir değil iki değil anasını satayım. koca kurum soru hazırlayamıyor. böyle bir kurum soruları göstermeyecek sonra da itiraz için "ay ama arkadaşların seni görürse onlar da itiraz etmek isterler, o nedenle kazığı sokabildiğim kadar sokacağım..." şiarıyla yola çıkıp önüne engeller koyacak, sonra da biz her haltı düşünmeden eleştiren ekşiciler olacağız, öyle mi?

    ekleme: yok önceki entrylerine bakayım da yok bilmem ne... adamın dediği lafa bak "daha önceden böyle bir hizmet var mıydı?" diyor. yoktu la daha önce böyle bir hizmet. valla bak. ösym çıkıp "bir sene boyunca üstünde çalıştığımız ama doğru hazırlamayı bile beceremediğimiz sorulardan şu, şu, şu hatalı. eşeklik ettik, affedin bizi." diye herkesten önce davranıyordu. kendi kendine hiçbir başvuruya gerek kalmadan soruları iptal ediyordu. önceki senelerde çıkmış soruların bulunduğu kitaptçıklarda "ösym tarafından iptal edilmiştir." yazısını görürsen bil ki bu anlama geliyor...

    yemin ediyorum malsınız lan.

  • senin yuzunden kendi ulkemizden 15 bin km uzakta yasiyoruz. yeri geliyor muhendis adam bulasikcilik yapiyor yeri geliyor garson oluyor yeri geliyor kebapci oluyor burda. birsuru beyin gocu oldu, birsuru muhendis, doktor, yuksek egitimli insan kacti ulkeden. ıssizlik diz boyu. ulkenin hali icler acisi. bir gun allah askina disari cik su etrafinda 1000 koruman olmadan sadece insanlarin yuzune bak. konusmana gerek yok sadece yuzlerine bak. ne kadar mutsuz ve stresliler. kavga etmeye, kendi stres ve sinirlerini bir baskasinda cikarmaya yer ariyorlar.
    birak artik. bare kacip gelen, birsuru zorluktan gecen ve hala gecmekte olan bizleri burda rahat birak.