hesabın var mı? giriş yap

  • benim bu. yapım böyle. herhangi bir psikolojik tespit kasacak değilim. kimseyle kötü değilim. kimseyle aram da bozuk değil.

    boş muhabbete gelemiyorum.

    enteresan şekilde beni arayıp sorarlar mesela.

    sanırım nedeni görüşülen akraba sayısının minimum sayıda olması ve iş için başka bir şehirde yaşadığın için geçmişinden uzakta olmak.

    ömrümde hiç toplu mesaj da yollamadım mesela.

    aslında kalabalık ortamları severim. ama istediğim zaman girip , istediğim zaman da o kalabalıktan çıkıp yalnız kalabilmeliyim.

  • -padişahların tılsımlı gömlekleri

    -pek çoğumuz tılsımlı gömleği hakan muhafız dizisiyle öğrendik. giyenlere ölümsüzlük ve süper güç sağlayan bir gömlek. aslında bizim geçmişimizde gerçekten kullanılan tılsımlı gömlekler var. özellikle osmanlı padişahlarını düşmandan, hastalıklardan ve çeşitli büyülerden korumak için tılsımlı gömlekler yapılmıştır. bu gömleklerin üzerine çeşitli semboller, dualar, şifreli harfler sayılar yazılırdı. padişah bu gömleği giyince kendisine adeta manevi bir kalkan oluştururdu.

    -tılsımlı gömlekler aslında muskanın değişik bir uygulamasıdır. sonuçta muska da çeşitli amaçlar için kâğıt, kumaş, deri üzerine bazı şeylerin yazılmasıdır. muska yaparken amaç muskadan medet ummak değildir. tılsımlı gömlekte de amaç, allah’ın yardımını yanında hissetmektir.

    -tılsımlı gömleği ilk kimin kullandığıyla ilgili kesin bilgi olmamakla beraber şaman ayinlerinde bunun izleri görülebilir. şamanın ayin sırasında giydiği kıyafetler üzerine yerleştirdiği çeşitli semboller ve işaretler onun manevi yolculuğunda yardımcılarıydı. benzer bir şekilde üzerinde buda resmi işlenmiş, uzakdoğu menşei bir gömlek olması, farklı kültürlerde benzer uygulamaların olduğunu göstermektedir. dede korkut hikayelerinde de kurşun ya da kılıç işlemeyen, görünmezlik veren gömleklerden bahsedilmektedir. hatta bizans’ta da bu tarz gömleklerin olduğu, osmanlılar’a da bizans’tan bu kültürün geçtiği söylenmektedir.

    -ilk hangi padişah bu tılsımlı gömleklerden giymiştir tam olarak bilemiyoruz. ancak eldeki örneklere baktığımızda en eski gömleğin 1477 tarihli cem sultan’a ait olduğunu söyleyebiliriz. bir de yedinci yüzyıldan kalma veysel karani’ye ait olduğu düşünülen gömlek var. bu gömleğin üzerinde de çeşitli yazılar bulunuyor.

    -tılsımlı gömlek nasıl hazırlanırdı?
    saray müneccim başı sultanın doğum tarihine göre bir eşref saat belirler. belirlenen bu saatte gömleğin yapımına başlanır. gömleğin hazırlanma amacına göre üzerinde kullanılacak harflere ve sayılara ebced hesabı kullanılarak karar verilir. daha sonra ayetler ve dualar belirlenirdi. bu süreç planlı bir şekilde yürütülürdü. çünkü her ayet ve duanın amacı birbirinden farklıydı.

    -gömleğin amacına ve hazırlanma zamanına göre dualar seçilirdi. tılsımlı gömlekler üzerinde en çok kullanılan sureler fetih, ihlas, felak, nas sureleridir.

    -gömlek hazırlanırken her aşamaya uygun görülen, hesaplanan zamanda başlanırdı. bu yüzden bir gömleğin tamamlanması üç-dört yıl sürerdi.

    -gömleklerin üzerinde çokça hz.süleyman’ın mührü, hz.ali’nin kılıcı zülfikar sembolleri kullanılmıştır. bazı gömleklere peygamberin ayak izi, sandaleti, kabe resmi de işlenmiştir. gömleklerin üzerindeki öğelerin çoğu hurufilik denilen akımdan esinlenilmiştir. hurufilik akımı özellikle mevlevi ve bektaşi tarikatları içinde etkili olmuştur. gömleklerin tılsımını yapanlarda bu tarikatların şeyhleri, dedeleri veya dervişleri olmuştur.

    -tılsımlı gömlek örnekleri
    tılsımlı gömleklerden topkapı sarayı’nda 87 tane bulunmaktadır. bu gömleklerden 13 tanesinin kime ait olduğu biliniyor. diğerlerinin kim için hazırlandığına dair bilgi bulunmamaktadır. 6 gömleğin hiç giyilmediği, 2 tanesinin kesin olarak giyildiği biliniyor. diğerleriyle ilgili kesin konuşmak oldukça güç. 14. yüzyıldan 19.yüzyılla kadar farklı yıllarda yapılmış gömlekler bulunmaktadır. ancak çoğunluğu 16.yüzyıla aittir.

    -ııı. murat manisa’da sancakbeyi iken iki kız ve iki oğlu olmuştu. iki oğlundan en küçük olanı vefat edince annesi nurbanu sultan ııı.murat için bir tılsımlı gömlek hazırlatmıştır. gömleğin hazırlanma amacı tekrardan erkek çocuk sahibi olmasıdır. gömleğin ön tarafında hz. ali’nin kılıcı zülfikar resmedilmiş ve kur’an’dan ihlas suresi tekrarlı bir şekilde yazılmıştır. zülfikar’ın savaşlarda galibiyet isteği, ihlas suresi ise dileklerinin kabul edilmesi amacıyla seçilmiştir.

    -cem sultan’ın tılsımlı gömleği ise dört yılda hazırlanmıştır. 30 mart 1477 tarihinde güneş koç burcundayken başlanan gömlek 29 mart 1480 tarihinde güneş koç burcundayken bitirilmiştir. cem sultan’ın gömleğinde şans getireceğine inanılan ayetler, bu ayetlerin sayısal hesaplamaları olan rakamlar, hz.süleyman’ın mührü ve dört büyük meleğin adı yazmaktadır.

    -tılsımlı gömleklerin çoğu padişahlar için yapılmıştır. ancak aziz mahmut hüdai ve mevlana türbelerinde de bu gömleklerden bulunmaktadır. ayrıca ıı.mustafa’nın veziri hasan paşa’nın, merzifonlu kara mustafa paşa’nın da tılsımlı gömlekleri vardı.

    entry daha iyi görmek için video
    tarih ve genel kültür içerikli videolar hazırlıyorum. amacım güzel vakit geçirirken bir şeyler öğrenmek/öğretmek. youtube kanalıma bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.

    kaynakça
    • cafer erdal, türk kültüründe büyüler (konya örneği).
    • fatih aytekin, topkapı sarayı koleksiyonlarındaki şifalı gömleklerin şifrelerinin değerlendirilmesi ve yeni bir tasarım.
    • ege gökçe demir, embodyıng belıefs through desıgn: ottoman talısmanıc shırts.
    • şükran üneş, osmanlı padişahlarının kullandığı tılsımlı gömleklerdeki görsel unsurların grafik tasarım açısından incelenmesi ve serigrafi baskı tekniği ile uygulamaları.

  • 2000 lerin başında geçiyor olay.arkadaşım fefe binbir güclükle lada tavria diye bir araba aldı. ama anlatamam yarabbin nasıl dandik bir araba, böyle birsey olamaz, her gün ve her saniye arıza yapıp yolda kalıyor. tamirciler bıktı bizimle ilgilenmiyor. satmaya çalışıyoruz, kimse almıyor...
    neyse bir gün -artık hangi hastalikli beynin fikriyse- bu arabayla pikniğe gitmeye kalktık. haliyle yolda bozuldu ama bizde endişe yaratmıyor artık bu durumlar, ite dürte getirdik bir agaç altına. mangalı yaktık, biraları ictık akşam eve dönuş saati geldi.eee her zamanki gibi bas bas çalışmaz, bir de inadı gibi yokuş felaket dik. neyse iki kişi geçtik arabanin arkasına geberiyoruz ama milim milim ancak gidiyor. sonra ne oldu bilmiyorum buzadam herhalde daha kuvvetli itneye başladı, araba bayağı hareket etti. zaten dişımizi sıkıp rampanın başına çikarsak yeter, diye düşünüyoruz.
    uzatmayayım rampanın başına gelip son bir kuvvetle ittirdik araba iyice hızlansın diye. aynen düsündüğümüz gibi rampa aşagı cilgınlar gibi gitmeye basladi hurda ama hala çalişma emaresi yok. ben var gücümle direksiyonda olan arkadaşa bagirdim "fefe 2 ye tak kontaği aç, vurdur laaannn"
    ve sevgili dostlar bağirmami muteakip çizgi filmlerde olabilecek bir efektle birbirimize baktık ki, direksiyonda olmasi gereken fefe, kanli canlı yanimizdaydı ve mal mal yüzumuze bakıyordu.demek arabayi bu kadar rahat itebilmemizin sebebi de buydu...
    yokuş aşağı son sürat ormana dalan arabayı keder ve gülme krizi arası bir hisle izliyorduk. araba önce ağaçlara vurdu sonra takla atmaya başladı, takla atma sesleri kesilince fefe'den 'kurtulduk en azından aq' tarzı bir cümle çıktı. kimse konuşmadı, kimse kimseyi suçlamadı. mangalı tekrar yaktık, biraz daha bira içip gülme krizi bitince eve döndük.

  • hayatında ast-üst ilişkisi nedir bilmeyen adam işte "dönüp kendi komutanına sıkabilirlerdi," diye saçmalamış.

    ulan, sen liseyi okuyup okumadığı belli olmayan, daha tuvaletin neresine sıçacağını bilmeyen, babasının "höğt lan!" demesiyle put gibi hazır ola geçen adamdan böyle bir mantık yürütmesini mi bekliyorsun?

    üstüne üstlük bir de utanmadan, arlanmadan bu çocukların vahşice katledilmesine ne diyor? "oradaki insanların öfkesi belki de kardeşinin, annesinin, babasının ölmesindendir."

    affedersin kardeş, ama ne yapmış olursa olsun; ister memleketi milyarlarca dolar dolandırmış olsun, ister annemi öldürmüş olsun, bir insana böyle davranmam. benim vicdanım var, ben bir insanım. ipini koparmış kuduz köpek değilim.

  • çok afedersiniz ama her seçim %58'ler %65'ler ile ampüle basan has hakiki vatansever trabzonlular'ın pek de umurunda değildir.

    tüm trabzon ormanlarını kessen ses çıkmaz oradan!

  • darbe değildir.
    bunun altını doldurmak gerek. ama önce biraz geriye gitmek gerek. chavez 98'de aday olduğunda "petrolün parasını ülkenin yöneticilerine ve bir avuç zengine değil halka yedireceğim" dedi ve bu seçimde 56% oy alarak seçildi. ardından bir süre reformlar da yaptı. ülkeye yabancı yatırımcı davet etmeler, ılımlı politikalar izlemeler vs şeklinde ilk yılları geçti.

    chavez 2005'te chavizm'i ilan etti. buna göre ülkede faaliyet gösteren yabancı şirketler devletten bağımsız hareket etmeyecek bir düzene geçildi. chavez ayrıca fonden diye de bir fon kurdu. fonden ülkeye giren çıkan tüm para akışını chavez'in eline almasını sağlayan bir sistem oldu. venezuela'nın ihracatının 96%'sını petrol oluşturuyor. buradan da tahmini 1 trilyon dolar gibi bir gelir elde ediyorlar. bu para olduğu gibi chavez'in kontrolündeki fona tabi. fon öyle bir büyüdü ki kamusal harcamaların çoğunu bu fon yürütür oldu. yani chavez devletin parasını kendi kasası yapıp kimseye de hesap vermeden(meclis vb) istediği gibi yönetmeye başladı. bu paraları da hiçbir getirisi olmayan şeylere harcadı(ağrlıklı olarak okul, hastane vb şeklinde inşaata). chavez petrolden gelen parayı inşaata harcarken de 2013'te öldü.

    chavez ölünce de yerine maduro geçti. maduro başa geçtiğinde her şeyini ithal eden(yiyecek dahil), ihracattan kazandığı parayı da inşaata ve halka sosyal yardım olarak dağıtan bir venezuela vardı.hayat pahalılığı yavaştan olmaya başlamıştı. buna önlem olarak maduro da çıkıp perakende ürünlerde tavan fiyat uygulamasını başlattı. marketlerde fiyatlar düştü evet. ancak bu sefer de mallar marketlere değil karaborsaya düştü. temel tüketim malları karaborsaya düşünce ülkede enflasyon birden 700% gibi rakamlara yükseldi(2012'de enflasyon oranı 20%).

    ekonomi bu durumdayken maduro koltuğunu sağlama almak için hamleler yapmaya başladı. chavez döneminde yüksek yargı(bizdeki aym) tamamen chavez'in kontrolüne geçti. bu dönemde hükümetin istemediği kararlar alan hakimler tutuklandı.

    bu yargı düzeni maduro döneminde de devam etti. 2015 senesinde halk artık hükümete tepki göstermeye başlamıştı. maduro da buna önlem olarak meclis seçimlerinden kısa bir süre önce yüksek yargı üyelerini alelacele mevcut meclise seçtirdi. tabi ki yine kendine yakın kişiler seçildi. 2015'te bu şartlarda seçime gidildi ve meclisin çoğunluğu muhalefete geçti. 167 koltuğun olduğu mecliste muhalefet beşte üçlük bir çoğunluk sağladı.
    bu şu demek, başkan x partisinden ama meclis y partisinden. yani başkanlık sisteminin klasik sorunu olan durum ortaya çıktı. ancak maduro bu duruma hazırlıklıydı. yüksek yargıyı kendine bağlamıştı. ve meclisin maduro aleyhine olan tüm yasa vb kararlarını yüksek yargı iptal etti. meclis yasalaştırdı, yüksek yargı iptal etti. bu şekilde düzen sürüp gitti.

    sistem iyice tıkanınca maduro mayısta erken seçim kararı aldı. bunun ardından muhalefet erken seçim kararını "seçimlerde hile yapılacağı" gerekçesiyle boykot etti ve sandığa gitmedi. katılımın 47% olduğu(yabancı kaynaklara göre katılım 32%'yi geçmiyor) seçimlerde 67% oy alarak tekrar seçildi.

    işte dananın kuyruğu da burada koptu. 10 ocak 2019'da maduro yemin etmeden önce muhalefet seçimler geçersizdir dedi. buna rağmen maduro yemin etti. ve muhalefet bunun karşısında harekete geçti.

    burada biraz hukuki bilgiden bahsetmek gerekiyor. ortadaki durum şu, meclis çoğunluğu muhalefette, maduro başkan. meclis de karşı hamle yaparak anayasa'nın 233. maddesine dayanarak geçici hükümetin kurulup 30 gün içinde yeni seçim yapılmasına karar veriyor.

    yani aslında ortada bir darbe vb yok. olan şey, venezuela meclisinin yasal bir şekilde seçimlerin yenilenmesine, bu süre içinde de geçici bir seçim hükümeti kurulmasına karar veriyor.

    abd ve diğer ülkeler de meclis tarafından alınan bu kararı tanıyor. bir ülkenin meclisinin aldığı karara ne zamandan beri darbe deniyor? alınan hukuki bir kararı tanıyan ülkeler(ki asıl tanımasalar hukuksuz olur) ne zamandan beri darbe destekçisi oluyor?

    venezuela chavez dönenimden başlayıp maduro ile devam eden, ülkenin parasını fonlar aracılığı ile iç eden bir düzen yüzünden bugün bu hale geliyor. venezuela 2010'da petrol varil fiyatları düşmeden önce de ekonomik sorunlar yaşıyordu. yani her şey süper giderken birden uçurumdan düşmediler veya küresel güçlerce uçurumdan itilmediler. ülkenin tek gelir kaynağı olan petrolden gelen paralar fonlar aracılığı ile yandaş çevrelere peşkeş çekildi, her şeyi ithal eden ülkede günlük ithiyaçlar bile bu kaynaklar kötü kullanıldığı için bulunamaz oldu ve kaçınılmaz olarak hayat pahalılığı meydana geldi. maduro'nun hamleleri de günlük tüketim malzemelerinin karaborsaya düşmesini sağlayarak halkın iyice perişan olmasını sağladı.

    özetle,
    1- ortada darbe vb yok.
    2- meşru ve halk tarafından 2015 senesinde seçilmiş ve muhalefetin çoğunlukta olduğu meclisin aldığı bir karar var.
    3- bu kararın dayanağı venezuela anayasasının 233. maddesi. meclis yasal yetkisini kullanarak geçici seçim hükümeti kuruyor.
    4- diğer ülkeler de(abd, kanada, brezilya vb) meclisin aldığı bu meşru ve hukuki kararı doğal olarak tanıyor.

    ayrı bir parantez de abd'nin tutumuna açmak gerekirse; abd bu durumdan faydalanmıyor diyemem. ancak ortalığı abd karıştırıyor da diyemem. ortada seçilmiş, halk tarafından seçilmiş bir meclis ve bu meclisin aldığı meşru bir karar var. olsa olsa abd ülkedeki bu siyasal açmazdan yararlanıyordur o kadar.

  • bir yumurtalık olsun, sebzelik olsun en beklenmedik yerlerde insanların karşısına çıkan anti-kahraman.

    yarısı günler önce muhtemelen salataya sıkılmışken acısını içine gömer, buzdolabının kapağını açtığınızda "pişşt.. beni ne yapıcan ulan? daha ne kadar beklicem burda!" der gibi ters ters bakar. yalnız çabuk kararır bu.