hesabın var mı? giriş yap

  • bu aralar siirleriyle beni cesaretlendirendir..

    bana öğüt verenler
    zamanla delirdiler
    iyiki dediklerine hiç aldırmadım
    beceriksizliklerim onları öyle üzdü ki
    saçları ağardı ve buruştular
    mideleri de artık kestaneleri öğütemez oldu
    nihayet bir sonbahar çökkünlüğü
    onlarda akıl bırakmadı
    şimdi ne yapacağımı bilmiyorum
    unutkan ve saygılı mı olayım?
    ya da ne olduklarını açıkça söyleyeyim mi?
    beni yalnız bıraksalar tüm kimliğimi değiştireceğim
    derimden sıyrılacak
    başka bir ağız edineceğim
    ve bambaşka biri olunca da
    en, en başta ne idiysem
    ben ona dönüşeceğim
    yoluma işte böyle devam edeceğim.

    pablo neruda

  • artık bıçağın kemiğe dayanması ile yavaş yavaş oluşan durum. trendyol çalışanlarının grev ile haklarını alması herkese örnek oldu. şuanda her yerde ciddi direnişler var.

    hepsijet,
    scotty,
    digitürk
    farplas,
    yemeksepeti,
    yurtiçi kargo
    migros depo

    bunlar benim gördüklerim. umarım sayıları daha fazla artacak ve hakkımızı almayı öğreneceğiz.
    editler:
    ferplas değil farplas... uyarı için teşekkürler @tabudeviren, @yazacak nick kalmamis bu bile, @obotcha, @corona varken disarda gezen akpli dayi

    @kopekyildizi, @tacanka, @nothankyou, @rgt attığı mesajlara göre sıralı tam liste.

    cinemaximum
    trendyol,
    ferplas,
    yemeksepeti,
    yurtiçi kargo,
    çimsataş,
    oppo,
    bbc,
    ttb,
    türk metal,
    kayı inşaat işçileri,
    uğur tekstil,
    özak tekstil,
    mitsuba,
    carrefour,
    a101,
    şok,
    alpin çorap,
    polibak,
    hepsijet,
    scotty,
    beks çorap,
    kızılay maden suyu,
    banabi,
    divriği maden,
    uzel,
    tüvtürk,
    lila kağıt
    çınartaş,
    şişli belediyesi
    iga,
    istanbul finans merkezi,
    bakırköy belediyesi,
    emekliler
    flomak,
    sinbo,
    akkuyu nükleer santrali,
    aras kargo,
    sürat kargo,
    aksa jenaratör,
    şimşek çorap,
    erdal çorap
    digitürk..

    @amsterdamblue attığı mesaja göre "migros çalışanları, trendyol çalışanlarından çok daha önce başladı. pandemi sürecinin taa en başlarında, pozitif çıkan pendik depo çalışanlarının zorla çalıştırılmasıyla başlamışlardı."

    @sataram koyu ha mesajına göre "mersin enerjisa önünde"

    @nothankyou mesajına göre "inema müdürleri yardımcıları 3500 ile 3700 arası bir maaş alıyor. haliyle asgari ücretin altında kaldılar. fakat korede mali yılları mart ayında başladığından maaş artışları martta yapılacak. ve şu an yeni başlamış bir gişe personeli ile 5 yıllık müdüre asgari ücret yatırıldı. müdürlere vs hiçbir bilgilendirme yapılmadan.

    sodexoları ise 25tl devam etti. zam yapılmadı.
    dün akşam saatlerin birkaç sinema müdürü koreyi de dahil ederek tepki emaili yazdı, diğer sinemalar da aynı şeyi yaptılar. fakat yönetim ne yaptı? sinemaların email erişimlerini kapattı. son edindiğim bilgilere göre ise,
    martı bekleyin, düzeltme yapılacak denmiş. beğenmeyen gider minvalinde konuşulmuş. tabi kıdem tazminatını alamadıkları için gidemiyorlar."

    @baklanisine adlı kullanıcıdan cinemaximum ile ilgili mesaj var...
    "cinemaximum calısanları, verdikleri tepkiler olumlu geri bildirim almış. acil bir iyileştirme sürecine gireceklerini güzel bi zam beklediklerini duyurmus şirket. yemek kartı zamları da bugun itibariyle yatmıs. zam yapılmayan ayların farklarını alacaklarını da net bi şekilde belirtmisler"

  • "insan bir şeyden haz alabilmek için o şeyin yokluğunu, ızdırabını tatmaya muhtaç; açlık gibi, soğuk gibi, yalnızlık gibi. ama istenen bir kere ele geçti mi verdiği haz sönüp gidiyor. yani geçici şekilde tatmin olmak mümkün ama mutlu bir halde sürekli kalmak imkansız. mutlu olmak insan tabiatına aykırı mı yoksa?"

    "mutluluk dediğimiz şey, yoğun bir şekilde bastırılmış ve engellenmiş olan ihtiyaçların kısa süreliğine tatmin edilmesinden başka bir şey değildir."

  • karacıların komutanı tatbikat sırasında bir asker çağırmış. asker:
    - "emret komutanım" diyerek yanına gitmiş.
    komutanı yere yatmasını istemiş. daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermiş. asker kılını bile kıpırdatmadan yattığı yerde beklemiş ve malumunuz ezilmiş. komutan diğerlerine dönerek:
    - "işte cesaret" demiş.

    havacıların komutanı bir asker çağırmış. asker:
    - "emret komutanım" diyerek komutanının yanına gitmiş.
    komutanı helikoptere binmesini emretmiş. asker helikoptere binmiş ve havalanmış. daha sonra komutanı askere aşağıya paraşütsüz atlamasını emretmiş, asker de emre itaat etmiş ve atlamış. yere çakılmış ve can vermiş. komutan da diğerlerine dönerek:
    -"işte cesaret" demiş.

    sıra gelmiş denizci komutana. denizci komutan askerini çağırmış. asker çakı gibi hazır ola geçmiş ve;
    -"emret komutanım" demiş. komutan;
    -"derhal denize atla ve 10 dakika yüzeye çıkma" demiş.
    asker;
    -"hadi len" demiş. komutan diğer komutanlara dönerek:
    -"işte asıl cesaret bu" demiş.

    ....................

    asıl cesaret ülkede yaşananlara, zulümlere, zamlara, yolsuzluklara, haksızlıklara katlanarak yavaş yavaş ölüp yok olmak değil; halkın düzenini bozup kendi düzenini sağlayanlara "hadi len" diyebilmektir.

  • “hızlı akan ve güçlü kurgusuyla okuru kendine bağlamayı başaran bir başyapıt.”
    -- vladimir nabokov

    gogol, "rus romanının gür ırmağı, bütünüyle, kafkasya'nın karlı zirvelerinde doğan bu berrak kaynaktan kopup gelmektedir." şeklinde selamlıyor zamanımızın bir kahramanı'nı. dostoyevski, "hepimiz gogol'ün paltosundan çıktık." dese de kim bilir, belki de her şey lermontov ile başlamıştır. bunun birçok gerekçesi de var. birazdan değineceğim.

    öncelikle romanın anti-kahramanı peçorin modern bir kişiliktir ve izleri sonraları sartre'ın bulantı'sında ve camus'nün yabancı'sında bile görülecektir. camus zaten inanılmaz bir rus edebiyatı hastasıdır. peçorin, babalar ve oğullar'ın bazarov'unu da etkileyecektir.

    rus edebiyatının diğer büyük yapıtları gibi nesillerin romanıdır. saf kötülük ve nedensiz şiddetin yön verdiği karanlık portresiyle peçorin taşrada dillendirilerek yarı efsanevi bir kimliğe gömülür. tıpkı tolstoy'un oyuna getirilip yok edilen hacı murat'ı gibi. nitekim tolstoy, zamanımızın bir kahramanı için şöyle der: "bizde böylesine kusursuz, güzel ve rayiha saçan bir nesri henüz kimse yazmadı."

    peçorin iyilik ve kötülüğün ötesinde eyleme geçen ve vicdandan arıtılmış biridir. varlığın karanlık yanlarını gören ve şiddetin trajik sonuçlarını düşünmeyen biridir de. ötekilerin mutsuzluğu, mahvoluşu için çabalar. sadizmin ötesinde. asker üniforması da sadistik kuvvetin kirli bir süsüdür adeta. böylelikle neden nesillerin romanı olduğu daha iyi anlaşılacaktır. özellikle de rus istilası anbean devam ederken!

    diğer rus klasiklerinin gölgesinde kalan unutulmaz bir başyapıt kısacası. rus edebiyatının yeraltı ırmağı dersek abartmış olmayız. es geçilmemesi lazım.

  • kazanılan puanları paraya dönüştürme.

    şu puanların bir anlamı olsun. muhtarlık bilmemne ne işe yarıyor?

    ayrıca mesela cüzdan diye bir özellik var, önceden para atıyorum ödemeyi ordan yapıyorum. ee benim ne kârım var? ordan bana para puan falan verebiliyor musun?

    yok. ee ne diye senin hesaba göndereyim ki..

    alın size öneri.

  • iv. murat koydugu yasaklara uyulup uyulmadigini bizzat kendisi kontrol etmeye merakli bir padisah oldugu için yine bir gün kiyafet degistirerek bir sandala biner. amaci sahil seridinde içki içilip içilmedigini kontrol etmektir. iv. murat'i tanimayan sandalci arada bir cebinden bir sise çikartip yudumlamaya baslayinca padisah sorar :

    - "nedir o içtigin ? "

    sandalci bekri mustafa'nin ta kendisidir; kendini kolay ele vermez.

    - "kuvvet surubu" der. "ben bundan iki yudum çekince kendimi aslan gibi hissediyorum. kürek çekmek viz geliyor".

    padisah tadina bakmak isteyince, bekri mustafa, nasilsa denizin ortasindayiz, bizi kim yakalayacak, diye düsünüp siseyi uzatir. padisah iki yudum alir almaz kükrer :

    - "bre zindik ! bu sarap. sarap içmeyi yasakladigimi bilmiyor musun ?

    bekri mustafa sasirir :

    - "sen kimsin ki içkiyi yasakliyorsun ?" der.
    - "ben iv. murat'im !.." yanitini alinca bekri mustafa küregi kaptigi gibi ayaga firlar
    - "simdi atarim seni denize, daha iki yudum aldin, kendini iv. murat sanmaya basladin. iki yudum daha alsan, dünyayi ben yarattim diyeceksin".