ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
otobüs kalabalıktır ve millet yorgunluktan ebesininkini çay tabağında görmüş durumdadır. ilerde 3-5 kızlı erkekli genç kümesi şakalar, bağrışmalar altında otobüsün huzurunu kaçırmakla meşguller. artık 40-45 yaşlarında bir adam dayanamaz,
adam : gençler biraz sessiz olun lütfen!
kız : ya tamam susarız [der ama gürültüye devam ederler]
adam :millet işten çıktı bir de siz bağırıp çağırmayın lütfen
kız : okulda hocalar, otobüste bunlar hep dırdır hep vırvır
adam : terbiyesizlere bak yavv, okulda konuşmazlar burada hâlâ konuşuyorlar,
kız : ya sanane babam mısın?
adam : ne bilim kızım annene sor * [ eee siz susmazsanız elbet bir susturan çıkar]
iş ve özgürlük için washington'da yürüyüş
-
iş ve özgürlük için washington'da yürüyüş yada washington’da yürüyüş veya washington’da büyük yürüyüş, 28 ağustos 1963 çarşamba günü washington’da düzenlendi. yürüyüşün amacı, sivil ve ekonomik haklarını savunmaktı. afrika kökenli amerikalılar yürüyüş sırasında, lincoln anıtının önünde duran martin luther king jr., ırkçılığa son verilmesi çağrısında bulunan tarihi "bir hayalim var" konuşmasını yapmıştır.
yürüyüş, “iş ve özgürlük” başlığı altında toplanan bir sivil haklar, emek ve dini örgütler ittifakı kuran a. philip randolph ve bayard rustin tarafından düzenlendi. katılımcı sayısının tahminleri 200.000 ile 300.000 arası; en çok alıntı yapılan tahmin 250.000 kişidir. yürüyüşçülerin yüzde 75-80'inin siyah olduğunu tahmin ediliyor. yürüyüş, abd tarihindeki en büyük siyasi insan hakları yürüyüşlerinden biriydi.
yürüyüşten bir kaç fotoğraf;
yürüyüşten
martin luther king jr. bir hayalim var konuşmasını yaparken
chicago tribune gazetesinin hazırladığı kolaj
wikipedia sayfası
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
msn rüzgarının estiği yıllar. whatsapp portakalda vitamin, facebook var mı emin değilim..
hatırlarsınız; kanka kız msn'si var mı? sorusunun sorulduğu yıllar.
oyun_bozan@hotmail.com adresiyle fırtınalar estiriyorum..
serpil'le tanıştık. fransa'da yaşayan gurbetçi bir ailenin en büyük kızı.
zalimguzel@hotmail.fr
bütün gün serpil'le konuşuyorum. yatıyorum serpil, kalkıyorum serpil. 1 ay sonra o malum şarkı patladı..
"zaaalim, oyunbozaan. sen de, bu büyü de yalan."
''yok artık!! böyle tesadüf mü olur?'' dedik ve aşık olduk.
o zalim, ben oyunbozan..
o fransa'da, ben türkiye'de..
ancak her aşk gibi kısa sürdü ve ayrıldık..
----------------------
yıllar geçti. biz büyüdük, msn tarih oldu.. bir gün serpil ekledi facebook'tan ve yine konuşmaya başladık..
- biliyor musun? türkiye'ye her gelişimde seni aramak istedim ama bir türlü cesaret edemedim. beni unutmuş olmandan korktum..
+ seni unutmak mı? deli misin sen?
aylarca yazmanı bekledim. fotoğrafına bakıp içtiğim günlerin sayısını ben bile bilmiyorum.
ne unutması serpil? anahtarlığımda bile senin resmin vardı. eve girerken seni görüyordum, evden çıkarken seni..
ne unutması??
bir hafta sonra malum şarkı patladı..
" eve senle dönüyorsam, evden senle çıkıyorsam, yine de doyamıyorsam, aşksın.."
birkez daha başladık, hiç ayrılmamak üzere.
ama nerdee?
2 hafta geçmeden, savrulduk gittik yine..
------------------------
aylar, yıllar geçti.. sayısız kez sarhoş, sayısız kez aşık oldum. aldattım, aldatıldım. terkettim, terkedildim..
unuttum, unutuldum..
bir gece serpil aradı. türkiye'ye gelmiş, çok özlemiş..
- gitmeden görüşelim, mesela çarşamba akşamı.
+ çarşambaya çok var. ben de çok özledim. yarın akşam görüşelim mi?
-bugünkü gibi yağmurlu olmazsa olabilir. haberleşiriz..
yarın, tıpkı dün gibi yağmurluydu.. yine de buluştuk..
sarıldım, sımsıkı sarıldım.. ilk kez, rüya gibi, yıllar sonra..
sarıldık, yağmur durdu, ağladık..
- artık yağmur yağmaz, sarıldım sana..
+ bırakma beni.
2 hafta sonra malum şarkı patladı..
" sana sarıldığım an, yağmur duracaktı.. "
gel de yeniden aşık olma! ömrümün en güzel iki haftasını geçirdim. güldüm, sevdim, sevildim.. bir daha hiç bırakmamak üzere tuttum ellerinden..
ancak yalnızca 2 hafta sürdü. önce gitti, sonra bitti.. her zamanki gibi..
-----------------------
dün yine aradı. haftaya türkiye'de olacakmış ve bu sefer beni almadan gitmeye hiç niyeti yokmuş..
" gelir misin? " dedi, " hiç düşünmeden. " dedim..
hazır olun. yeni albüm kapıda..
11 ağustos 1999 güneş tutulmasını görmüş nesil
-
kasabadayım o zamanlar, tutulma sırasında bahçedeki tavuklar akşam oldu sanıp kümese doluşmuşlardı hiç unutmam, ortalık aydınlandığında gariplerim neye uğradığını şaşırdı tabi, horoz zaten mavi ekran.
sevgili yüzünden kendin olamamak
-
nişan ve evlilik sırasında kişilerin bir anda kendileri olmasıyla beraber ayrılıklara sebep olan toplumsal tiyatro.
12 mayıs 2019 tv8 fenerbahçe winwin yayını
-
takımla maç yapma kısmına takıldım bu ödüllerde.
türkiye'de yenilmedik oluşum kalsın istemiyorlar herhalde.
edit büdüt: şimdi editlemek istemezdim ama takımla deplasman gezisi de sıkıntılı. düşünsenize uçakla gittiğiniz yerden takımın yediği gol sayısına göre otobüs, minibüs, zeplin bilimum araçlara dönüyorsunuz. artık fark fazla olursa otobüsü çekin diye önüne mi sürerler köle gibi bilemedim. futbolcuların gerçek hayattaki zekası oyun zekası gibiyse orada unutulmanız da ciddi bir olasılık. olmadı 11 kişi + siz para toplayıp özel araç falan tutulur, adamlar zengin.
bu arada ben de fenerbahçe'liyim ama en son chelsea maçına gittim, zirvede bıraktım.*
iphone alamayıp xiaomi çok iyi diyen fakir
-
fakirin xiaomisinin, iphone alınca kendini zengin sanan dangalakların çenesini yormasıdır.
eskiden zenginin malı, fakirin çenesini yorardı. şimdi kendini zengin sanan mallardan ortalık geçilmiyor.
aylar sonra gelen edit: başlığı açan ben değilim, başlık başa kalmış.
rte'nin erdem başçı'ya dolar bas talimatı vermesi
-
(bkz: paladin bas)
dünyada iyi insanların da olması
-
abd \ georgia\ tucker
işe gitmek için servis beklemek amacıyla evin önüne inilir. o sırada hayalinizdeki otomobilin o an kapıda olduğunu, sahibinin de aracın dışında telefonla konuştuğunu görürsünüz. sürekli internetten ve aylık aldığınız araba dergisinden fotoğrafını görebildiğiniz aracı ilk kez canlı görüyorsunuzdur. şaşkınlığınızı attıktan sonra utana sıkıla yanına doğru yanaşırsınız aracın. içini canlı görmek, kadrana-döşemeye şöyle doya doya bakmak istersiniz. göz ucuyla araca bakarken sahibi sizin bu halinizi görüp aksanlı bir ingilizce ile sorar; "güzel araç değil mi?"
afallarsınız! böyle hafif kekeme modda; "evet, kesinlikle.." dersiniz. adam bir an bile duraksamadan;"istersen deneyebilirsin!" der. ne yani ilk çıktığı günden beri hayalini kurduğunuz aracı mı sürecektiniz? hemen şimdi hatta? evet doğrudur! adam size hayalinizdeki aracı denemeniz için verecektir. verir de..
siz hayalinizdeki aracı hiç tanımadığınız bir adamdan alır ve denersiniz. bilmem kaç bin dolarlık araç o an altınızdadır ve çıkardığı ses o an hiç duymadığınız kadar güzeldir.
sürersiniz aracı. araçtan inerken adam sizi şaşkına çeviren bir şekilde sorar;
- kardeş memleket neresi?
edit: tamamen gerçektir!