hesabın var mı? giriş yap

  • adeta kaybedeni olmayan bir secim. eline mikrofonu alan başarılı olduğunu iddia ediyor.
    ıyı parti onca baskıya ve medyaya rağmen %10 aldi. başarılı.
    mhp baraj altı kalacak derken %11 aldı. başarılı.
    erdoğan %52 ile 16 yıl sonra yine kazandi. basarili.
    ınce partisinden 8 puan ileride. başarılı
    hdp barajı geçti. başarılı
    kim kaybetti lan bu seçimi ?

  • tam olarak neler oluyor bilmek zor. mecbur kullanıyoruz işte.

    silip bip'e geçen arkadaşlar vardı. oraya yazacağınıza cimer'e yazın direkt. daha az kişi görür.

  • adim adim su sekilde gerceklesir:

    1.) once kredi verecek bir banka veya mortgage sirketi bulunur ve "pre-approval" icin basvurulur. dolduracaginiz bir formda yillik gelirinizi, masrafinizi, mevcut borc ve mal varliginizi yazarsiniz. bazi mortgage sirketleri calistiginiz isyerini arayip bilgileri teyit etse de bazilari etmez. size verilen pre-approval mektubunda bilgilerinizin teyit edilip edilmedigi not olarak dusulecektir. bu pre-approval mektubunda sizin butcenizin ne oldugunu ogrenirsiniz. mesela "verdiginiz gelir, gider, varlik ve borc tablosuna gore kredi limitiniz 270,000 dolar" yazar.

    2.) bundan sonraki adim emlakci bulmaktir. biz genelde turk akliyla "internet caginda emlakciya ne gerek var" deriz ama emlakci cok onemli. emlakcilar iki turludur: 1) satici emlakcisi 2) alici emlakcisi. bu emlakcilari futbolcularin menejeri gibi dusunun. emlakcisiniz alis-satis islemleri boyunca sizi "temsil" eder ve saticinin emlakcisi da onu temsil eder. emlakci olmadan ev alip satmak mumkundur ama basa bir suru bela getirebilir. emlakcilar calistiklari bolgedeki ev alis-satis kanunlarini iyi bildikleri icin basinizi bir cok beladan korurlar. malum, abd'de emlak kanunlari cok karisiktir ve bir suru dikkat edilmesi gereken nokta bulunur. yine malum, abd'de kisiler en ufak bir sorunda mahkemeye gidip digerinden siringayla kan alabilir. bu yuzden emlakci tutmak cok onemlidir.

    3.) emlakci size her gun guncellenen bir liste yollayacaktir. bu listeden (veya internetten kendi imkanlarinizla buldugunuz bir listeden) gormek istediginiz evleri secip emlakciya haber verin. o da randevu alip evlerin hepsini mumkun olan en kisa zamanda gormenizi saglayacaktir.

    4.) begendiginiz bir ev olursa teklif yapabilirsiniz. burada emlakcinin onemi ortaya cikiyor. iyi bir emlakci sizin icin pazarlik edebilir ve kagitlari hazirlarken yardimci olur. abd'de sozlu teklifler gecersiz kabul edilir. her turlu teklif yazili olarak verilmelidir. karsi taraf teklifi degistirmek isterse bu da yazili olacaktir ve teklifin kabulu de yazili olacaktir. ornegin siz satis fiyati 280 bin olan bir ev icin 270 bin dolar teklif ettiniz ve ev sahibi "270 olmaz ama 275 olur" dedi. o anda yaptiginiz teklif iptal olur ve ev sahibi size yazili bir sekilde 275'lik teklif iletir. bunu kabul etmezseniz yazili olarak yeni bir teklif iletmeniz gerekir. teklifte sadece fiyat degil her turlu ayrinti belirtilmelidir. ornegin buzdolabi evde mi kalacak yoksa evi satan yaninda mi goturecek? genelde emlakcilarin onceden hazirladigi formlarda bu konulara onceden deginilmistir. emlakci bulmayanlar bu asamada cok sorun yasayabilirler.

    5.) teklif kabul edilirse daha pre-approval mektubu kullanilarak kredi icin basvurulur. kredi icin son 3-4 yilki gelirleriniz, vergileriniz, mal varliginizin kaniti, borclarinizin belgelendirilmesi gibi seyler istenir. oldukca yorucu bir asamadir. bu asamada kredi skoru da kontrol edilecektir.

    6.) bir yandan banka krediyle ugrasirken bir yandan da evin ici denetimden gececektir. buna "inspection" deniyor. sizin sececeginiz bir denetimci evin en ince ayrintisina kadar inceler, onlarca fotograf ceker ve sonunda size 40-50 sayfalik bir rapor verir. bu rapor size son bir pazarlik sansi verir. ornegin "klimanin 9 yillik oldugunu bilmiyordum, fiyatta indirim yapmazsaniz evi almam" turu blofler bu asamada yapilir. bu asama sorunsuz gecilirse artik evi almanizla aranizda cok az sey kalmis demektir.

    7.) survey: burada da evin sahip oldugu arazi belirlenir. bunu da sizin sectiginiz veya emlakciya sectirdiginiz bir memur yapar. genelde bu asama sorunsuz gececektir.

    8.) appraisal: bunu daha cok banka icin yapiyorsunuz. yine bir memur tutuluyor ve memur evin her yerini didik didik edip komsu evlerle karsilastiriyor ve evin makul fiyatinin ne olacagini soyluyor. eger siz bir ev icin 270 bin dolarlik kredi almaya calisiyorsaniz ve evin degeri 250 bin dolar cikmissa banka "evin fiyatini 250'ye indir yoksa krediyi unut" diyebilir. bu durum cok nadiren yasanir.

    9.) kredinin onaylanmasi ve evin satisinin gerceklesmesi.

    tabi bu saydigim seyler eyaletten eyalete degisebilir ama asagi yukari cogu eyalette olaylarin gerceklesme sirasi boyledir.

  • neden sürekli ankara - istanbul arası kısaltılmaya çalışılıyor anlamış değilim. ben daha kadıköy'e gidemiyorum bir saatte, artık ankara'ya giderim.

    sanırım unutuldu bizim banliyo hattı :(

  • bolulu teyzenin mantarı için: - "çok güzel. fransa'da bunu şaraplı lüdon sosu ile yaparlar." teyze: - "o da güzel olur."

  • sevgili kısmını bilmem, ama sayamadığınız bir kalabalığa dalmak zorundaysanız ve muhafazakar bir civarda gerçekleşecekse hadise, kesinlikle "siz allahıma ve peygamberime küfredemessiniz ulan" diyerek girin olaya bu arada surekli bagırmak suretiyle adamların allaha küfrettiğini vurgulayın.
    1. adamlar afallayıp ne diyor lan bu modundayken, bir kısmı sizi sakinleştirmeye çalışır
    2. çevredeki insanlar sizin yanınızda yer alır.
    3. polis girerse devreye sorun yaşamazsınız.
    dayak yemekten kurtulur hatta mümkünse iki üçtane de rahatlıkla patlatırsınız.
    ha ben laik bir adamım din istismarı neyime derseniz, allah laikinizi versin ne diyeyim..
    unutma surekli bagırıyorsun...

  • iyilik de kötülük gibi bulaşıcıdır.
    burada benim gördüğüm şey şu; daha önce çok daha samimi versiyonlarını televizyondan gördüğümüz nöbet tutan askere yardımcı olan insan figürü "ben de bir şeyler yapmak istiyorum" diyen iyi niyetli insanlara rolmodel olmuştur.

    niyet iyi olduktan sonra komik gözükmesi bence bir sorun değildir. askerlik olgusuna saldırmak için askeri ve ona yardımcı olmaya çalışan ama elinden bir şey gelmeyen iyi niyetli insanları malzeme etmek argüman üretmede zorluk çekildiğine delalettir.

    çünkü temelinde askerlik kurallardır, soyut bir kavramdır. asker o kurallara uymakla yükümlü insandır. ben askerdim mesela. nöbet tutarken biri beni yellese duygulanırdım bile belki. yani şunu demek istiyorum özetle; askerlik, atatürk, türkiye cumhuriyeti gibi kavram ve kişilerle ideolojik sorunlarınız varsa böyle salvo vuruşlarla bu kavramları yıpratmanız çok uzun zaman alır. daha direkt yöntemler kullanmalısınız.

    iyi niyet özenerek de olsa, histeri şeklinde de olsa, içten gelerek samimi bir biçimde de olsa yayılmalıdır. kafa kesilen, kalp yenilen, kadınların kafeslerde satıldığı coğrafyada aşağılayacak bir bu olayı bulabiliyorsak bizim de vicdan terazimiz doğru çalışmıyor demektir. efendim bunlar başka ülkeler bizim ülkenin sorunları başka diyenler için de hırsızlık, rantçılık, sınavlara karıştırılan hile, rüşvet, yolsuzluk, talan, işçi güvenliği, insan hayatına verilen önem, ifade özgürlüğü, adalet, kuvvetler ayrılığı, eşitlik, inanç özgülüğü, gelir dağılımı uçurumu gibi önemli hadiseler mevcut.

    memlekette konuşulacak tek bu komik yelleme hadisesi kalsın trolleri kıskandıracak taşağı ben geçerim merak etmeyin.

  • başlıkta bu önermeyi savunan ne kadar kişi varsa hepsini sınıflarında bulunmuş, adı hep alaylı bir şekilde anılan silik kişiyi hatırlamaya davet ediyorum. ya da hiç hatırlamadığınız ama kendisini hep dalga geçilen çocuk olarak hatırlayan kişiyi.