hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    akp adıyaman milletvekili mehmet metiner: sevsinler sizin anayasanızı… anayasanızı ne zamandan beri referans göstermeye başladınız ya. anayasa vesayetin son kalesidir. onu da paramparça edeceğiz merak etmeyin….
    --- spoiler ---

    kaynak

    üzerine yemin ettiği anayasa için söylemiş bunları.
    “namusum ve şerefim üzerine”…

    bu konuşma bana abd başkanı obama’nın şu sözlerini hatırlattı;
    “2. dönemindeyim ancak anayasaya göre devam edemem. seçime girsem kazanırım fakat bunu yapamam. hiç kimse yasanın üstünde değildir,başkan bile. bir lider görevde kalmak için kuralları değiştirmeye kalkarsa ülkesine istikrarsızlık ve çatışma riski getirir”

  • bugün şehirler arası otobüste biri kadın, diğeri erkek olmak üzere iki kişiyi bu dili konuşurlarken duydum. başta sorun değildi, ama zaman ilerledikçe durumdan rahatsız olmaya başladığımı fark ettim. bir zaman sonra ise artık tamamen rahatsızdım. oysa rahatsız olmam çok saçmaydı! önce, anlamadığım bir dil konuşulduğu için rahatsız olduğumu düşündüm; ama bu koca bir yalandı. italyanca ya da ne bileyim, fransızca olsaydı bu diyalog, umurumda bile olmayacaktı. sonra acı içinde fark ettim ki o iki kişinin bir şekilde bana zarar vereceklerinden korkuyordum.

    tüm yol boyunca korktum. en ufak kıpırdanmalarından korktum, tedirgin gözlerle onları izleyip durmuşum yol boyunca kendim bile farkında olmadan. her an bir patlama sesi bekledim, hatta bir canlı bombanın hedef seçmesi için ne kadar uygunuz, onu hesapladım kendimce. belki de hiç düşündüğüm gibi değildir o işler; yabancısıyım, bilemiyorum. onlarsa yol boyunca o beni korkutan dilde konuşup gülüştüler. yani her insanın yapabileceği şeyler.

    erkek olanın annesi olduğunu düşündüğüm kadın, muhtemelen kürtçe dışında bir dil bilmiyordu. belki şehrinden dışarı bile ilk çıkışıydı. eğer öyleyse ne güzel bir karşılama yapmıştım içimden ona. tüm bunları düşündüğüm için kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar çok utandım kendimden. kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar çok canım yandı hissettiklerimden. bana göre hiçbir dilden korkulmamalıydı ya, ikiyüzlülüğümden utandım.

    oysa bana tüm bu mücadele, tüm bu dökülen kan saçma, aptalca ve hatta komik geliyor. önemsemeyi reddedeli çok zaman oldu içimde olan biteni. kimse düşmanım değildir benim, ben de kimsenin düşmanı değilimdir. bunlara rağmen yine de korkuyorsam bir şeyler her zamankinden de çok yolunda gitmiyor demektir bir yerlerde...

  • 41 yaşındaki bir akrabam şuan konuşulan bütün şartları sağlıyor. toplamda 4000 küsur günü var. askerlik falan yatırırsa emekli olacak. yaş olarak benden 6 ay büyük kendisi. ben okul okurken o bir fabrikada 1997 yılında ise başladı. ben de 2004 de ise girdim ve yaklaşık 6000 gün prim yatırmışım. tek farkım 7 sene sonra işe girmek. bu farktan dolayı benden 20 sene önce emekli olacak.
    şu an konuşulan sistem böyle şeylere de vesile olacak. buyurun karar sizin.

  • black panther: wakanda forever nereden bakılırsa bakılsın zor bir film. başrol oyuncusu chadwick boseman'ın zamansız kaybının ardından yapım sürecindeki duygusal zorluklar, salgın sebebiyle fiziksel zorluklarla da birleşti. filmle ilgili yorum yapmak da zor aslında. boseman'ın yokluğundan arındırılmış şekilde filme bakmak, odaklanmak zor gerçekten.

    fragman tahmin ettiğimiz şekilde t'challa'nın kaybının üzerinden wakanda halkının ve onun en yakını olan shuri, okoye, nakia ve annesi ramonda'nın duygusal durumlarını bize göstererek başlıyor. wakanda halkını beyazlar içerisinde görüyoruz. muhtemelen t'challa'nın cenazesinin olduğu sahneler onlar. hikaye içerisinde t'challa'nın ölümünü yine gerçek hayatta olduğu gibi bütün ağırlığıyla yaşamak filmin duygusal tarafının en önemli belirleyiciliğini oluşturacak. filmin isminde de anlaşılacağı üzere ulus olarak da wakanda çok zor bir dönemden geçecek krallarının ölümüyle ama tematik anlamda ayağa kalkmasını da bilecekler.

    ilerlediğimiz zaman su altında bir kadının doğum yaptığını görüyoruz. doğan bebeğe baktığımız zaman bacaklarındaki kanatlar hemen dikkatimizi çekiyor. flashback olan bu sahne filmin villain'ı olan ve tenoch huerta tarafından canlandırılan namor'un doğum sahnesi. hemen ardından yetişkin halini görüyoruz ve belgesel kadrajlarına sahip şekilde atlantislileri de görmek mümkün. namor'un çizgi romanlarda anti-kahraman diyebileceğimiz bir çizgisinin olduğunu belirtmemiz lazım. zaman zaman villain olsa da ana süreklilikte kendisini iyilerin tarafında konumlandırmamız daha sağlıklı.

    namor'un köklerine dönersek karakter alıştığımız bir çok marvel karakterinden çok daha eskilere dayanıyor. 1939 yılında yaratılan namor için marvel'ın ilk karakterlerinden biri diyebiliriz. namor yayın hayatına başladığı dönemden günümüze kadar marvel comics'in en merkez karakterlerinden biri oldu. çizgi roman evreninde hemen hemen akla gelen her konseptin için olduğunu söylemek mümkün. şöyle bir baktığımız zaman avengers, ınvaders, defenders, ılluminati, x-men ve cabal gibi ekiplerde yer aldı. sue storm'a duyduğu dillere destan aşk yüzünden fantastic four ile de direktman ilişkili. mutant olması sebebiyle mutant ulusuyla da çok yakın. atlantis'in krallı olmasından dolayı da siyasal anlamda çok etkin. yani namor'un marvel çizgi roman evreninde çok sayıda önemli bağlantısı olduğunu söylemek gerekiyor.

    fragman ilerlerken bir tanker görüyoruz. paralı asker benzeri giyime sahip olan insanlar muhtemelen wakanda'lı insanları kullanarak vibranium'a ulaşmaya çalışıyor. burada wakanda, atlantis ve paralı askerler denklemini kurmamız gerekiyor. son zamanlarda popüler bir teori var. wakanda ve atlantis arasındaki çatışmanın fitilini sahne arkasından latveria ateşleyecek, hatta bu sayede dr. doom'un evrene girmesi de gerçekleşecek diye. doğrusunu söylemek gerekirse bu teori hiçte gerçek dışı durmuyor. latveria'nın vibranium'a ulaşmak için iki ulusu birbirine düşürmesi tam doom'un yapabileceği bir hareket. onu evrene katmak içinde mükemmel bir nokta olur bu film.

    hemen ardından gördüğümüz yeni bir karakter var; riri williams. kendisi tony stark'tan sonra en gelişmiş savaş zırhını yapan kişi. ıron man'in veliahtı sayabileceğimiz ıronheart. aslında çizgi romanlarda çok yeni sayabileceğimiz bir karakter aynı zamanda. 2016 yılında ınvincible ıron man 7. sayıda karşımıza çıkıyor. kısa sürede marvel'ın sevilen yeni karakterlerinden biri oluyor. önümüzdeki sene kendi dizisine de kavuşacak olan ıronheart, bu filmde önemli bir rolde olacak ve origin hikayesi anlatılacak. tahminler ürettiği bir vibranium teknolojisi ile wakanda ve atlantis'in dikkatlerini çekeceği yönünde.

    namor'un doğum anından sonra fragmanda çocukluğunu da görüyoruz. filmde atlantis'lilerin maya uygarlığından esinleneceğini biliyoruz. ispanyol conquistador'ların güney amerika'ya gelişi ve oraya karşı uyguladıkları sömürgecilik filmde flashback sahneleri ile kendisine yer bulacak. muhtemelen dönemin aztek başkenti tenoktitlan sular altında kalarak atlantis haline gelecek. atlantislileri latin amerikalı oyuncular oynuyor. namor dışındakilerin mavi oldukları zaten dikkatlerden kaçmamıştır. lakin su altında ten rengi, suyun dışında mavi olma gibi bir ihtimalleri de var. ki çok güzel düşünülmüş duruyor.

    fragmanın sonuna doğru çeşitli aksiyon sahneleri görüyoruz. kıyıda geçen büyük bir aksiyon sahnesi var. orada yeni black panther ile namor'u dövüşürken görmek mümkün. şu an için yeni black panther'in kim olduğu açıklanmadı. benim şahsi tahminin shuri'nin yeni black panther olduğu yönünde. evet başka biri de olabilir, belki birden fazla kişinin de kostümü giydiğini görebiliriz. lakin en mantıklı seçeneğin çizgi romanları da hesaba katarsak shuri olduğunu düşünüyorum.

    marvel'ın şu ana kadar bize sunduğu en güzel fragmanlardan biri olduğunu söylemek mümkün. özellikle duygusal anlamda çok etkileyici bir fragman olmuş. hem evren içi, hem de evren dışı birinin kaybının insanlar ve o kişiyi sevenler üzerindeki etkisini çok güzel şekilde hissettirmiş. bununla birlikte çizgi romansı unsurlarıyla da heyecanlandırmayı başarmış bir fragman var karşımızda. trailer yayınlandığı zaman black panther'in de kim olduğunu büyük ihtimalle öğreniriz. o zamana kadar fazlasıyla heyecanlandırmayı başaran bir fragman olmuş.

  • 15 temmuz ile ilgili kabullenemedigim bircok sey olmasina ragmen suphem olmayan, laf ettirmeyecegim birkac olaydan birinin kahramani, en onde gelen kisi. vatani icin gozunu kirpmadan, dusunmeden olume gitmistir, gercek askerin nasil oldugunu gostermistir. darbecilere ulkeyi teslim edenlerden hicbirine bir sey olmazken canini veren guzel guluslu kahramandir.

  • üşenmedim tek tek saydım. böyle deyince, evlilik tekliflerini saydım gibi oldu. iyiymiş. zirvede bırakayım hazır havalı olmuşken.

    onu değil tabii, yıllar. üşenmedim, saydım tek tek. 2013 yılındayız. gerçi takvime bakabilirdim de, emek insanıyım. milat öncesi var onları sayamam, o sırada yoktum. sayılarla kafayı bozacaksak, dünya dört buçuk milyar yaşında. altmış yıl yaşayıp gideceğiz, o da şanslıysak. acizliğe bak. minnacıksın. kışın buzullarda kırılmaya yüz tutmuş dallar şimdilerde çiçeklenir mesela ve her mart. kimse durduramaz. oysa ki, bizler, siz, elli seneye kadar yüksek oranda gitmişiz. ben hava alamazsam yaşayamam, mezar bence çok tuhaf. şunu sen yaptın, bunu ben yaptım, önce davrandım ben terk ettim, önce sen elimi tuttun ben çektim, sen evlenme teklifi ettin ben reddettim meseleleri önemli mi, bunları hatırlamışken düşünün derim.

    düşündüm ben. yaşanır bunla deyip yaptım bile bunu. hayat müşerref gibi bir şey tam hatırlamıyorum, bilirsiniz. paylaşım mühim. bana da ''eğlencelisin yaşanır senle.''dendi mesela. bu bir teklif olabilir, öyle sayıyorum. da. şeye takılıyorum ben öyle sürprizli, masraflı yapılıyor ya, ona. hiç kullanılmadığı halde süper eşyalarla doldurulan süslü ev salonları gibi; salt göstermelik. ben en güzel şeyleri sadece bir kişiye göstermek isterim. en sevdiğim şeyleri, sadece bir kişiyle paylaşasım gelir. mesela kendimi.

    ama bu başlık altında, kendimi örnek veremem. kuzenim. sevgilisi geçen buna dedi ki balkona çık. bizim alt katta oturuyorlar ben de onlardayım, kalabalık ev. çıktı bu, adam vinçle gelmiş. pankart açmış kocaman bina kadar. ''benimle evlenirmisin meleğim'' ben ne yaptım? tabii ki o ''misin'' ayrı olacak bir kere diye söylendim, hiç affetmem. sonra tünel. ucunda ışık.. yok, çekecek çilem varmış daha, ölmedim. havaifişekler. vinç yanaştı, adam bir buket gül ve tek taşı tutuşturdu eline. o anda, ağlayanlar, birbirine sarılanlar, ne çocuklarım, ne karım, toprak, güneş, ben. bahtiyarım. herkes camlarda, ev zaten kalabalık. nasıl sevindik, nasıl sevindik.

    haset değilim ama öyle kıskandım, bunu kamufle etmek için öyle sevindim ki kemaraya almışlar, ben kuzenimden daha çok sevinmişim.