ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
teyze kızı amca kızı dayı kızı hepsi caiz
iyilik süsü verilmiş örtülü adilikler
-
cok uluslu sirketlerin sosyal sorumluluk projeleridir.
vedat milor'un rakıya giydirmesi
-
kendi ağzından dile getirdiği tezidir. yazının ana teması rakı balık uyuşmazlığıdır.
.......................
rakı yüzde 40 veya üstü olan yüksek alkollü bir içecek. ayrıca aromatik açıdan çok fukara. örneğin iyi bir şarapta aşağı yukarı 200 civarında aromatik not veya nüans var. rakıda ise iki veya üç. yüksek alkollü ve tekdüze bir içki. damağı uyuşturuyor ve mideyi kazındırıyor. bu durum meyhane ve balıkçıların işine geliyor tabii. müşteriler ne yediklerinin pek farkına varmıyor rakı içince. özellikle de soğuk ve sıcak mezelerden sonra sıra balığa geldiğinde, müşterinin damağı hiçbir nüansı anlayamayacak durumda oluyor. ezine peyniriyle rakıya eyvallah. ama yemekle içki içecekseniz şarap, yoksa mineral açısından zengin doğal kaynak suyu derim...
edit:
1– biraz aşağıda verilmiş ama kaynak vedat beyin hürriyetteki köşesidir.
2– "giydirme" kelimesi sırf başlık ilgi çeksin diye değil özellikle rakıseverlerin algısı ve rakıya bağlılığı düşünülerek tercih edildi. biraz fanatik bence rakıseverler.
3– rakı senede bir kere içerim sağlam olacak şekilde. şarap ise iki yılda bir belki bir kadeh içerim. iki içkinin de fanatiği değilim. naçizane alman ve belçika biralarını severek tüketirim.
4– babam şarap yapar. posa halindeki, sıkımı bitmiş üzümü komşumuz alır rakı yapar. bu, bilenler için rakıyı ikinci derece içki konumuna düşürebiliyor nedense.
5– yazar haklı,katılmamak mümkün değil. ama yazısının hiç bir yerinde rakı ve içenlerini lanetlemiyor. bundan maada türk biraları hatta türk pizzaları için yaptığı sert eleştirilerde de son derece haklı bence.
hafta sonu eşiyle english home gezmesi yapan adam
-
toplasan 3 bornoz 2 nevresim 2 kırlent var o mağazada, bunu kaldıramıyorsanız eğer boşanın, çünkü daha bunun mango'su, zara'sı var. bahçelievler mango önünde bekleyen erkekler arasından 5 adet müzik grubu, 3 adet halı saha turnuvası çıktı, bazılarımız bir araya gelip tekstil işine girdik sırf bu zulm bitsin diye. adamlar mağazanın yanına banka açtılar beklerken sıkıntıdan hisse alıp satanlar broker oldu orada. zaman geçsin diye park eden arabalara yardımcı olayım derken değnekçi olanlar var.
taksim'in ortasında dayak yemek
-
maalesef, hiç beklemediğimiz bir anda, hiç olmadık bir nedenle başımıza gelebilecek ve hayatımızda hiç hesaplanmamış bir tehdit olarak önümüze dikilebilecek olaydır.
8 kasım gecesi, model grubunun müzisyenlerinin de başına gelmiş olaydır.
jim jones
-
1978'de guyana adli guney amerika ulkesinin ic kesimlerinde, kendi kurdugu jonestown adli koyunde, 900 kusur muridini siyanur icerek olmeye ikna etmis, modern zaman amerikan canavarlarindan*, halkin tapinagi adli bu mezhebin kurucusu. kendisi de kafasina silah sikarak olmus veya oldurulmus ayni olayda.
muritlerini jonestown'da toplamadan once uzun sure birlesik devletler'de papazlik yapmis, indiana'da siyahlari da kabul eden ilk kiliseyi kurmus, sonradan 'nukleer holokost'la kafayi bozmus, ve esquire dergisinde okudugu bir yazi uzerine guyana'yi mekan tutmus, muritleri de pesinden gelmis.
adamin cia ajani oldugu ve jonestown'daki olayin, cia'nin zihin kontrolu projelerinin bir provasi oldugu, olay gerceklestiginden beri ortalarda dolasan sehir efsaneleri'nden biri.
ha, bir de bob dylan'in jim jones diye bir turkusu vardir ki, turkunun, bu olayla bir ilgisi yoktur.
karşı cinse dönüşülse yapılacak ilk şey
-
her insanin hayatinda en az bir kere aklina gelen eylem.
yazin üstsüz bicimde, altta bir sortla sokaklarda gezmek.
nasil oluyor gencler, efil efil?
türkiye'de minik arabaların tutmama sebebi
-
türk aile yapısından kaynaklanıyor. anasını babasını dayısını yeğenini alıp köye bayıra gidecek adamlara yayla gibi araç lazım. bireyselleşme yok ki, komün halinde yaşamaya devam. dikkat ederseniz az gelişmiş ülkelerde hep daha büyük araçlar tercih edilir bu sebepten ötürü (abd hariç), almanya'daki zengin smart'a binerken arabistan'ın bedevisi gider 3 oda 1 salon toyota kamyonet alır.
bagaj için de aynısını düşünüyorum, adam corsa'nın bagajına küçük diyor mesela. evet küçük, sana ne zaman büyük bagaj lazım? memlekete giderken. yılda 1 kere. o zaman al bi port bagaj 3 bin liraya işini çöz. yok, gidip 100 bin borca girip yeni araba alır benim vatandaşım. sonra cari açık neden böyle.
hakan ünsal
göğüs dekoltesine bakmaktan kaçamamak
-
beni bi odaya kapatip ucan araba yapmadan buradan cikis yok desinler, ertesi gun ucan arabayla cikarim o odadan. diger taraftan gogus dekoltesine bakmadan bir gun gecir sana 10 milyon euro desinler aglaya aglaya kaybederim o parayi cunku bakarim.
hatta soyle soylim de iyice fikir sahibi olun hakkimda! bogazli kazak giymis dekoltesiz kadinin goguslerine bile bakiyorum bazen ki belki sutyen giymemistir de kuru uzumleri az da olsa farkederim diye. zaaflari olan bir adamim ben.