hesabın var mı? giriş yap

  • fena olmayan rezalet. okuyucuyu içine çekmeyi başarıyor ancak gereksiz uzatıldığı kısımlar olmuş ve finalde şaşırtmıyor. aksiyon sahneleri oldukça az, kuryeyle beraber şubeye gitme kısmı eklenirse daha güzel olabilir.

    bir rezalet yorumcusu olarak puanım 6/10.

  • boş laf. gençler bir günde böyle umutsuz olmadı. işin en kolay yanı gençliği suçlamak. kolaycılıkla prim yapıyor.

  • ablamın bir ortaokul arkadaşı vardı. 5 kardeşlerdi, durumları kötüydü. bir gün birlikte okula giderken annem ayakkabısını görmüş. yırtık ve giyilemeyecek bir haldeymiş. annem çok kafaya takınca bu durumu, babamla birlikte üçümüz bot almaya gitmiştik. ben 6 yaşındaydım. tutturmuştum bir de kazak alalım diye. sonra ablamla ve arkadaşıyla buluşup vermiştik hediyesini. ben "beğendin mi?" diye soruyordum ısrarla. kız inanılmaz mahçup oluyordu, çocukluk işte anlayamıyordum o durumu.

    yıllar sonra ablamın düğününe geldi, orada gördük. avukat olmuş, çok da güzel ve özgüvenli bir kadın olmuş. bana sarıldı ismimi hatırladı, şaşırdım. "unutur muyum seni bana seçtiğin kazağı çok beğenmiştim." dedi güldü. ablam söylemiş kazağı kardeşim seçmiş diye, gülmüşler aralarında çocukken. içim cız etti öyle diyince. bana ilham oldu. karakteriyle, azmiyle, hayatıyla.

  • ahlaksız, devletin verdiği parayı dövize yatıran değil, halkın verdiği yetkiyle halkını satandır.

    edit: onlarca “silivri soğuktur” mesajı geldi. arkadaşlar bende biliyorum silivri'nin soğuk olduğunu. ama parasızlıktan dolayı doğalgaz açamadığım için evim de soğuk. ayrıca hapisten farklı bir hayat da yaşamıyoruz. velhasıl sayenizde gömüldüğüm tefekkürle, silivrideki bir mahkumdan farkım kalmadığını üzülerek fark ettim.

  • (bkz: şiddetli hiddet)

    böyle yazınca baya havalı oldu, gazap kelimesinden daha güzel.

    bu hiddeti psikolojik bakımdan ele alırsak iki kelimeyle özetlenebilir. enerji artışı.

    bu psikolojik durum kişiyi, fizyolojik sahada kendine has bazı tepkiler uyandırır:
    damarlarda şişme, seste çatlaklık, vücudun her an atılmak istercesine titremeye başlaması. uzun vadede kadınlarda süt kesilmesine kadar ilerleyebilir.

    belirtilerin ortaya en çok çıktığı zaman, kişinin kendini güvende hissetmediği anlardır.
    eski psikologlar bunu ''kısa süreli delilik'' olarak da adlandırmışlardır. kişi kendini güvende hissettiği zaman gittikçe etkilerini kaybeder. heyecanın bir üst evresidir.

    ''peki bu bilgiler benim ne işime yarayacak ?''

    trafikte, evde, iş yerinde ve bunun gibi sosyal ortamlarda tansiyonun arttığı vakitler etrafınızdaki insanlarda yukarıdaki belirtileri görürseniz, üstünlüğü ele almanız kolaylaşır.

    nasıl mı?

    dediğim gibi eğer bir tartışmada gerçekten haklı olan taraf sizseniz ve karşınızdaki insanda yukardaki belirtileri görürseniz kontrolü ele almak tamamen sizin sakinliğinize kalır. vicdan duygusunu kaybetmemiş sinirli insanlar sizinle tartışırken sakinliğiniz yüzünden size asla ama asla saldırıda veya temasta bulunamaz.*

    insan kendini ortada hiçbir sorun kalmadığında güvende hisseder ve gazabın etkisinden kurtulur. siz koruduğunuz sakinliğinizle karşı tarafın sorunlarına mantıklı cevaplar verip onu ikna ederseniz duygu patlamalarına sebep olursunuz. duygu patlamalarına örnek olarak ağlamayı verebiliriz.

    duygu patlamalarımıza sebep olmamız ise karşı tarafın beynine giden kanın azalmasından ötürü* dediklerinizin doğruluğunu kişinin yeteri kadar idrak edememesidir.

    velhasılıkelam özet geçersem, en sinirli insanları bile sakinliğinizi koruyarak deli edebilir. onların bu zaaflarından yararlanarak her türlü tartışmadan (haklı olduğunuz sürece) üstünlüğünüzü kaybetmeden alnınızın akıyla çıkabilirsiniz. tek yapmanız gereken sakin olmak.

    peki nasıl sakin olacağız? buyrun; #69497488

  • zamanında aria ve aycell birleşti avea oldu, şimdi yine birleşiyorlar. ne agar.io şirketlermiş arkadaş

  • kuresel isinma, dunyanin ve insanligin yok olma tehdidi, milyonlarin olmesi vs.

    kendi adima gerekli onlemleri aliyorum zaten mesele bu degil, bunu zaten aman kuresel isinma olmasin bilmemne diye yapmiyorum.. karakter olarak birseyi bosa harcamayan, tuketimine dikkat eden bi herifim, kuresel isinmayla ilgili diil yani...

    ancak ben sizler kadar pozitif bakamiyorum konuya.. birak turkiyeyi, butun dunya bu konuda temkinli olsa kac yazar?

    malesef kuresel isinma artik engellenebilir durumda degildir. sadece ertelenebilir. o yuzden sunu anlamiyorum.. bunu cocuklarimiz ve sonraki nesiller icin isteyenlere soruyorum mesela, hadi cocuklarini kurtardin, hadi diyelim torunlarin da yirtti, cok ugrastik insanlik olarak vs..

    torunlarinin cocuklari onemli diil mi? onlar ne olucak?

    ozetle sahsi fikrim, onlem, duyarlilik, dikkat bilmemne asamalarini coktan gectik..
    gecmis olsun..

  • başlık karakter sınırına takıldığından dolayı aslı "tubitakın sahip çıkmadığı projeye biz sahip çıkıyoruz kampanyası" olacak olan başlık.

    üniversiteli genç arkadaşın facebookta yazdığı yazıyı bizzat kopyalıyorum;

    "arkadaşlar oncelikle uzun bir yazı olacak ama hem hayatımın onemli bir anısını paylasmak hemde yardım isteyecegim llutfen uplarınızı esirgemeyin.

    suan ısparta suleyman demirel üniversitesinde okuyorum. bundan 3 yıl once yıllardır araştırdığım bir projeyi gerçekleştirdim ve tubitak proje yarışmasına katıldım 1500 proje arasından ilk 23 e kalarak ytüde gerçekleşecek olan yarı finale katılmaya hak kazandım. bu yarısmada ilk 3 gun sergi olur standınızs gelenlere projeyi anlatırsınız 4. gun ise juri onunde sunum yaparsınız ve finale gidecekler belirlenir. gittiğimizde yan standdaki kisilerin surekli aynı uc kisiye gördükleri her yerde selam verdiklerini ve hep muhabbet ettiklerini farkettik fakat tanıdıkları olabilecegini dusunerek birşeyden kuskulanmadık. 4. gun jürinin karşısına çıktığımda inanamadım tam anlamıyla. selam verdikleri uc kisi juri uyesi olan 3 kişiydi. sunumumu yaptım ve jurilerden biri " muhtemelen gecemeyeceksin fakat bu projenin mutlaka patentini al kar-maliyet oranı bu kadr yuksek bir proje zor bulunur" dedi.

    bende madem iyi bir proje neden gecemeyeyim dedim ve birsey söylemedi yanımdan ayrıldı. daha sonra sonuclar açıklandı ve finale giden 2 projeden 1inin o selam veren arkadaşlar oldugunu gordum. iste o an puzzle parçaları yerine oturdu. demem o ki tübitak'ın tarafsız oldugunu dusunmuyorum. ve aslında o juri üyesinin boyle demesinin ardından projemin uzerine düşmeye karar verdim. 5 is adamı bana ulaştı ve gorusmek istediklerini soyledi görüştük ve hepsi bana projemi 4 bin tl gibi komik bir rakama satın almak istediklerini söylediler bende avrupada veya kanada da universite okumak istedigimi bunu saglarlarsa projemi vereceğimi soyledim kabul etmediler. daha sonra tvde yayınlanan bir fikrinmi var adlı proje yarışmasından davet aldım ama üniversitem dolayısıyla katılamadım..

    projemden bahsedeyim: sadece basınçlı oksijen ve surtunme kuvvetini kullanan bir klima yaptım. deneylerle elde ettigimiz sıcaklık değerleriyle birlikte ortalama degerleri 2000. tl olan 12.000 btu klimalarda kullanılan uluslararsı sıcaklık değerlerini 450 tlye mal ettigim klima ile sıcak ve soguk değerlerin her ikisi icinde sağladık.

    2. avantaj zararlı gaz kullanımı olmadıgı icin klima gazı zehirlenmesi riski yok.
    3. avantaj kullanılan yerin fiziksel şartlarına gore %20-25 arası aylık enerji tasarrufu sağlıyor.

    ve son olarak ne istediğime geleyim. dedigim gibi yurt dısında bana bu projemi arge çalışması ile en iyi haline getirip gerçekleştirme imkanı sunabilecek bir universitede burs istiyorum. bana bu sartları sağladıktan sonra ulke farketmez hindistan bile olur. bu yolda yardım edebilecek kisiler arıyorum. belki yurtdışında bir üniversiteden birisini tanıyor olabilirsiniz veya bir konsoloslukta burslarla ilgilenen kisi olabilir, herhangi birsey olabilir. yardım edebileceğimizi umuyorum. uplarınız dert görmesin"

    ülkemizin en tarafsız olması gereken kurumu böyle şeyler yapıyorsa bence bizler bireysel olarak elimizden geldiğince bu tarz projelere sahip çıkmalıyız. umarım yardımı dokunacak birileri olabilir.

    edit: proje sahibi arkadaşa ulaşmak isteyenler burakbasaksehir@gmail.com adresinden mail yoluyla ulaşabilir. teşekkürler ilginiz için

  • ulan bizim ülkede olsa büyük ihtimal kan çıkardı dediğim video.

    o yol benim diye ona saldırır ordan bi tane motorcu gelip kafasında ki kamerayı göstere göstere yandaki arabanın dikiz aynasına saldırır, yanındaki araç arabayı üstüne sürer, sonra arabadan sopa çıkartılır motorcu biber gazıyla ortalığı karıştırır ordan yayalar atlar olaya vs vs. bizim ülke kaldırmaz böyle insancıl olayları.

    edit:imla

  • kafası çalışmayan adamların yönettiği ülkede yaşamak harbiden zulüm ya. ne güzel hes uygulaması geliştirdin, bu uygulamaya bir sekme daha ekle o da yasak muafiyet barkodu olsun. polis amcalara gösterildiğinde çalışma saatleri, işyeri ve ev ikameti şakkadanak çıksın. ofis çalışanı ve ofis dışı çalışan diye de ayır ki ofis çalışanı iznim var diye alakasız yerlere gidip gezemesin.

    edit: imla

    edit2: polisin kendi telefonunda barkodu okutarak adresi görmesinin kişisel verilerin korunması kanununa aykırı olduğu yönünde geri dönüşler oldu. ben konunun uzmanı değilim ancak adresin de kapı numarası detayına kadar görünmesi gerekmiyor. büyük şehirlerde ilçe, küçük şehirlerde ise mahalle detayına kadar görüntülenebilir. kaldı ki toplum sağlığının tehdit altında olduğu durumda bu tarz istisnalar olabilir. zaten e-devletten alınan belgede kapı numarası detayına kadar yazıyor o belge polise gösteriliyor.