hesabın var mı? giriş yap

  • philip k. dick'in 1960 yılı çıkışlı kitabı. pkd'in yarattığı harika distopik dünya, salt mantıktan çıkıp kendini savunmayı düşünen süper bir bilgisayar, dünya'nın yönetimini devrelerden oluşmuş bir makinaya bırakmış birlik adı altındaki ülkeler birliği ve buna körü körüne bağlı insanlar bu kısacık kitabı hakikaten okunur kılıyor.

    kitapta pkd fantastik bir konu içerisinde azınlıkların yönetimi ele geçirme sebeplerini ele almış. hatta kitabın bir yerinde kitabın esas oğlanı vulcan 3'ün bir alt modeli vulcan 2'den alıntılı güzel bölümler var. örnek verelim;

    "halkın tatminsizliği ekonomik anlamda yoksunluğa değil etkisiz oldukları duygusuna dayanıyor. temel amaçları yaşam standartlarında yükselme değil, daha fazla toplumsal iktidardır. duygusal yönelimleri yüzünden, güçlü bir lider-figür onları şekillenmemiş unsurlar yığını olmaktan çıkarır, işleyen bir birim olmaya yönlendirirse ayaklanır ve harekete geçerler."

    kitabın genelinde bu hakimiyet isteği ve bu konuda yapılanları özellikle vurgulamış. en alt tabakadan, yöneticilere ve hatta vulcan'a kadar bir iktidar isteği var. kitabın sonuna doğru ortaya çıkan olaylar da bunun üstüne tuz biber ekiyor.

    pkd'nin temiz ve okunaklı kitaplarından birisi kesinlikle.

  • sonuçta bir meslek lisesi değildir.

    meslek lisesinden mezun olunca en azından kolunda altın bilezik oluyor. iş öğreniyorsun. mezun olduğun an gidip çalışabilecek kapasiten oluyor. ama bu okuldan mezun olduğunuzda sadece bütçeniz eksiliyor.

    benim meslek lisesi tercihim tamamen bu yüzden.

  • doktor dayak yiyor, hakim tutuklanıyor, ünv profesörü ne diyor dinleyen yok, öğretmen kpss ile kafayı yedi, general tutuklanıyor, mimar müteahhitlerin elinde oyuncak oluyor.
    itibar bunun neresinde bilemedim.

  • "beni, 15 sene önceki depremde, enkazdan mahallede sarhoş diye kimsenin yüzüne bakmadığı tahsin abi çıkarmıştı. namazlı abiler yoktu piyasada."

  • tüm ısrarlara, baskılara, dayatmalara rağmen banyo yapmayı reddedip koğuşu tek başına ahır gibi kokutan "arkadaş"ı elbirliğiyle soyup, kafasından aşağı sıvı sabun döktükten sonra araba yıkar gibi hortum ve fırçayla yıkamak.

    yaz sıcağında iyi gelmiş olacak ki, bi on gün sonra gelip "beni tekrar öyle yıkasanıza" demişti ayının evladı.

  • geçenlerde gittigim mekan 3500 liraya dana aldim.

    dedim nusret'çim etimi kendim getirdim. bana bu danayı hemen kes pişir.

    adeta etin envai çeşidine doyduk, dananın taşaklarını ise nusret bize özel hazırlattı taşak sushi yapmış, sonuçta 3500 tllik hayvan.

    edit: 3500 liralık hesabıyla artizlenen bir yazar vardı bundan 4-5 entry üstte.. onunla billur geçiyorduk ki, uçuvermiş o yazı.

    edit2: ilk debe'ye giren entrymin nusr-et'le ilgili olması da komik olmuş...

  • sanırım "madem avrupa'da tecavüz ediliyor, biz de neden bu kadar safsata" ima edilmeye çalışılıyor. bilal'e anlatır gibi anlatayım; "orada" tecavüz mağduruna linç değil koruma, tecavüzcüye ise ceza verebilen, işlevini ve hakimiyetini kaybetmemiş bir yargı hakimiyeti mevcut canım. şimdi geceleri kızını okşayıp, karını dövmeye devam edebilirsin.

  • anneme bulaşık makinası almıştım ahdım vardı, sonra pek bişi kalmamıştı maaştan, ama olsun, sevinçten ağlatmıştım ya o yeter, 12 senedir hala kullanıyor.

  • benim gibi bir yetenek düşmanına bile resim çizdirmeyi başarabilmiş yöntemdir. kulağına yeteneğini fısıldar ve içindeki kızıl canavarı uyandırır.

    'resim yapmayı öğrenin' diye başlar,
    'yapamaz mısınız?
    yapabilirsiniz! üstelik şimdi resim yapmak üzeresiniz. ' diye devam eder ve 'tab'ooolum bakma sen o kadar sığır bi adam da değilsin esasında lan' mesajını işler. sen 'valla mı nasıl lan harbi mi' iç sesiyle okumaya devam edersin.
    conni gordon'un ressam olabileceğinizi anında kanıtlama yönteminin kullanılması başlangıç için uygun bir yoldur. (iddialı)

    aşağıdaki conni gordon egzersizini uygulayın. göreceksiniz ki sadece dağların biçimini değiştirerek, ufkun yüksekliğini değiştirerek, ağacın dallarının ve yapraklarının sayısını, biçimini değiştirerek veya resimdeki başka öğeleri değiştirerek, başka başka birçok görünüm elde edilebilir.

    başlamadan önce, birkaç dakikanızı vererek, gökyüzü, tepeler, bir ağaç ve bir de gölden oluşan basit bir manzara çizin.
    aynı manzarayı çizmek için kullanacağınız conni gordon yöntemi şu basamaklardan oluşur:

    birinci basamak - anahatlar:

    https://i.hizliresim.com/oydkxq.jpg
    (şu resmi bir köşeye açın ve yönergeleri uygulayın)

    büyükçe bir dikdörtgen kutu çizin; merkezine bir nokta koyun. nokta ile kutunun alt kenarı arasındaki uzaklığın yarısından yatay bir çizgi çekin. sonra, bu çizgi ile merkezdeki nokta arasına inişli çıkışlı bir çizgi çekerek değişik yüksekliklerde bir tepeler dizisi yerleştirin.

    ikinci basamak - destek:

    https://i.hizliresim.com/qp2jmk.jpg

    çizginin üstünde kalan beyaz alan gökyüzü alanı olarak destek sağlayabilir. tepe yamaçlarını kalemi çok bastırmadan çizgilerle doldurarak gölgelendirin ve kalemi daha çok bastırarak su yüzeyini gösteren çizgiler oluşturun; ama göl alanının tümünü bu çizgilerle doldurmayın.

    üçüncü basamak - biçim

    https://i.hizliresim.com/6ynq3v.jpg

    göl kıyısı boyunca uzanan tepelerin eteklerine değişik boylarda gelişigüzel sazlıklar çiziktirin. kutunun tepesinden alt kenarına kadar uzanan 's' biçiminde bir ağaç gövdesi çizip içini doldurun. gövdeye daha kısa, 'y' biçiminde dallar ekleyin.

    dördüncü basamak - ayrıntılar:

    https://i.hizliresim.com/rodxm7.jpg

    ağacın ana dalları arasına kabaca çizilmiş, yaprak biçimlerinden oluşan başka başka büyüklükte, koyu, kıvrık yaprak kümeleri yerleştirin ve bunları yeni dallar çizerek ana dallara bağlayın. yeri, eğimli çayır ve yaban otu alanlarıyla kaplayın.
    nasıl, kolay değil miymiş!

    kaynak: tony buzan - aklın gücü(head first)

    not: valla oluyor. kendi çalışmalarımı bilahare aktaracağım.

    edit: aktaramadım.

    (bkz: https://youtu.be/qmklnnfy_x0)