hesabın var mı? giriş yap

  • kendisi ölmeliydi ki kendisi hukuk şehidi olmalı gaspçı ise 21.dosyası ile hayatına devam etmeliydi. evet neden çünkü hukuk. evet hukuk.

    edit:düzeltme
    hukuk değil guguk olduğu konusunda yoğun mesaj aldım.
    haklısınız arkadaşlar evet guguk

  • babamın bi kez anlattığı, benimse her aklıma geldiğinde içimi dağlayan anıdır.

    dedemi kaybetmişler, babam 6-7 yaşlarındayken. rahmetli babannem 5 erkek çocukla kalakalıyor. bi ara memlekete gidiyor, babam evde yalnız, ilkokul falan. para yok pul yok, aç kalıyor evde. ertesi gün okulda, derste öğretmeni anlıyor, bu çocuk aç. çağırıyor tenefüste, git bana tost yaptır diyor, bi tane de kendine yaptır. babam nasıl koşuyor, nasıl soluğu kantinde alıyor, hatırlamıyor bile. tıpkı 2 tostu birden nasıl yediğini hatırlamadığı gibi. yedikten sonra farkına varıyor, öğretmenin tostunu da yedik. bahçede dolanıyor, utancından geri dönemiyor. bi arkadaşıyla para yolluyor öğretmeni, git bunu halil'e ver diyor. babam bu kez 2 tostla geliyor gönül rahatlığıyla. öğretmeni dönüp, sen ye ben bişeyler atıştırdım deyip o 2 tostu da babama veriyor.

    yıllar sonra babam işi gücü eline aldığında ziyaretine gidiyor öğretmenin. babam hikayeyi hatırlatıyor. ikisinin de gözleri dolup sarılıyorlar.

  • sözlük sayesinde tarihe karışabilecek bir his.

    üşenmedim okudum hepsini ve diyorum ki ''bu kadar yalnız varken, niye bu kadar yalnız var?''
    sözlük elinizin altında. tanışın, kaynaşın, evlenin be kardeşim.
    tanımaksa tanımak işte. bu başlık yetmezse evlilikle ilgili diğer başlıkları kurcala ne bileyim... armut piş ağzıma düş mü var? evlenmek isteyen ama ''şu şu şu sebepten olamadı'' diyen yazarın profiline gir, bak anlatmıştır kendisini, şöyle biriyim böyle biriyim diye satır aralarında en azından. az çok nasıl bir dünya görüşü var anlarsın. sonra da at mesajını gitsin. yansın mesajınız var yeşilleri, çalsın davullar.

  • "2000 binden fazla saygın akademisyenden atıf almış bir akademisyenle karşı karşıyadadırlar."

    şu cümleyi bir profesör mü yazmış ? daha çok arda turan açıklamasına benziyor.

  • ingiltere'de, eğer bir çocuk ailesi tarafından "ben bakmayacağım." denilerek sosyal servislere verilirse veya çocuk belli şartlar icerisinde (cocuğa siddet, çocuğa bakamama, evde siddetli geçimsizlik, taciz vs...) sosyal servisler tarafindan alınırsa ve başka bir aileye evlat verilirse öz ailesi çocuğu hiçbir şekilde göremez. yılda bir kere mektup göndermesine izin verilir sadece. çocuğun adresi ya da evlat edinen ailenin bilgileri öz aileye bildirilmez. taa ki 18 yaşına kadar.

    cocuk büyürken pedagog desteğiyle çocuğa evlatlık olduğu söylenir, çocuk 18 yasina geldiğinde ise "ailenle görüşmek istiyor musun ?" diye sorulur. çocuk evet derse görüşme sağlanır, çocuk istemezse ömür boyu konu kapanır. taa ki çocuk tekrar başvurup, "ailemle görüşmek istiyorum" diyene kadar.

    olması gereken de budur.

    o zaman yaşasın türk adaleti diyelim...

  • baştan sona bi rahat vermez bu roman insana. kitap boyunca çoğu karaktere sinir olurusnuz, dövmek istersiniz, başınız ağrır, gülersiniz, delirirsiniz ama bırakamazsınız bir türlü. bahsedilen yerlerde gezmek istersiniz, şairlerle rakı sofrasında oturmak, sokaklarda devrim çığlıkları atmak, bafra marka sigara içmek istersiniz feci halde, yaşlanınca babıali'de kitapçı açmak...bir bakarsınız ki 700 küsür sayfa buhar olup uçmuş birkaç günde. kitabın sonuna doğru karakterlere yüklediğiniz anlamlar tersine dönebilir. kenan'a kızarken acımaya başlarsınız, günsel'e sert bir tokat atmak. ben çok sevdim bu kitabı. çoğu zaman olduğum gibi tek başımaydım bir gün...son iki sayfada günsel oldum belki, hatırlamıyorum. güvenebileceğim halde kaçarak yitirdiğim şeylerin ispatı bir avuç toprak kalmış elimde.

    "ıslaktı gözlerim. bir asker aracı geçiyordu, subaylar vardı içinde. güneş bulutlara girip çıkıyordu."

  • eğer karşıdaki insan ya da insanlar sizden kendilerine bir zarar gelmeyeceğini anlarsa yaprağı sapıyla beraber yediniz demektir.

    mutlaka bir azı dişiniz olmalı. bu zenginlik olur, kanunlara hâkim olmak olur, iri ve adaleli bir beden olur, akıcı ve ikna edici bir üslup olur, sosyal statü olur; muhakkak karşı tarafta "bana bir zarar verebilir" intibaı uyandırmanız gerekiyor.

    aksi takdirde ezerler..

  • süper insandır. bende hiç öyle olmuyor, hemen zaten halihazırda dört gram kalan aklımı kaçırıyorum bonkörce. uyku felci falan olaylarını da bildiğim halde bende çalışmıyor, keriz gibi kanıyorum valla.

    bakınız, şu örnekte nasıl da keriz gibi kanmışım;

    http://sketchtoy.com/68539805