ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
susmayan whatsapp grupları
-
kreş çocuğunuz varsa, veli grubu buna en tepe örnektir.
zaten siksok bi dönemden geçiyorum, trollemeye başladım artık.
kadın a- ben patates salatası getiririm.
kadın b- börek de benden
kadın c- o zaman keki ben yapayım.
delfina - ya ben bişey mi kaçırdım?
müdür- delfi hanımcım, haftaiçi çocuklarla anneler günü partisi yapmıştık ya hani. haftasonu da sadece annelerin katılacağı bi parti yapıcaz okulda.
delfina -pek güzel. itfaiyeci kostümlü erkek striptizci de benden o halde. anneler gününü bi kez kutladık. bu da "anneysek ölmedik ya" günü olsun o zaman
-grupta sessiz, serin rüzgarlar-
*
kalecik karası
-
kalecik karası, ankara’nın kalecik ilçesinden ismini alırken; özellikle kızılırmak nehri’nin çevresindeki yamaçlarda, karasal iklim şartlarının yumuşaması sayesinde yetiştirebilir ve gerçek lezzetini bu topraklarda bulur. mordan ve maviden siyaha çalan kalecik karası, orta boy taneli ve kalın kabukludur. günümüzde, denizli platosunda ve trakya’da da yetiştirilen bu zarif üzüm, asiditesi yüksek ancak taneni düşük şaraplara hayat verirken, aromatik ve meyvemsi yapısıyla ağız sulandırır.
genellikle düşük ve orta gövdeli şaraplar ortaya çıkartan kalecik karası, açık yakut bir renge sahiptir. işte bu kendine has rengiyle diğer yerli kırmızı şaraplık üzümlerden ayrılan kalecik karasını kokladığında pamuk şekerinin yanı sıra frambuaz, kiraz, vişne, ahududu, böğürtlen ve çilek gibi kırmızı meyve aromalarının burnunda dans ettiğine şahit olursun. taneni fazla hissettirmemesi nedeniyle enerjik ve canlı şaraplar veren kalecik karası, damakta akıcı olup, lıkır lıkır içilir. kimi kaynaklarda bu üzümden yapılan şarapların yıllanamayacağı belirtilse de böyle bir iddia gerçeği yansıtmamaktadır. 20-30 yaş aralığında şahane kalecik karaları içmiş biri olarak bunun garantisini verebilirim. ayrıca bu tür şaraplar yıllanmanın etkisiyle topraksı aromalar kazanır.
1980’li yıllarda asma biti denen floksera zararlısından etkilenen kalecik’te, yöreden adını alan bu üzüm ekilmez olmuş; neredeyse yok olma noktasına gelmiştir. ancak bölgedeki şarap üreticileri ve ankara üniversitesi ziraat fakültesi ekibinin işbirliği sayesinde yeniden hayat bulan kalecik karası o dönemler patlama yapmış ve türkiye çapında ünlenmiştir.
bu üzümün yanında atıştırmalık arıyorsan olgundan ziyade taze, az aromatik; kaşar, labne, burrata gibi peynirleri tercih etmen yerinde olacaktır. eğer böyle bir tabakla şarabı yudumlayacaksan, peynirlerin yanına kuruyemiş ve meyve koymayı ihmal etme. kalecik karası ile et yemek tercihinse hindi, ördek ve kızarmış tavuk seçeneklerin arasında olmalı. ayrıca düşük tanen yapısıyla kalecik karası, etleri kırmızıya çalan somon, tuna ve palamut gibi balıklarla tüketilebilir. böylelikle kırmızı şarapla balık yenmez tabusunu yıkar.
bu üzümü yakından tanımak için hangi şarapları tatmam gerekir diye soruyorsan, başlayalım.
sofralık grupta vinkara doruk kalecik karası, diren collection kalecik karası ve pamukkale anfora kalecik karası aklıma ilk gelen şaraplar.
yenilerden tafali's kalecik karası beni heyecanlandıranlardan. vinolus kalecik karası ve 7 bilgeler vindemiarüzgar da bu üzümün ilginç yorumlarını sunuyor.
üzümün hayatını kurtaran isimlerden olan yusuf sabit ağaoğlu'nun firması tomurcukbağ'ın yaptığı trajan rezerv ve gülcihanlı yıllar eşsiz şaraplardır.
fıçılı ve damakta kendisini hissettiren örneklere gelirsek, vinkara mahzen kalecik karası ile kavaklıdere prestige kalecik karası mutlaka denenmelidir.
bedellilerin 2020'de askere gitmesi
-
yararlı bir şey yapmak tamamen isteklerine bağlı ama istemiyorlar. adam akıllı ilk yardım dersi falan verseler 21 gün mesela hiç yoktan 680 bin ilk yardım bilen insanı topluma kazandırmış olacaklardı, malum felaketler ülkesiyiz, başta deprem olmak üzere. göründüğü kadarıyla silah eğitimi bir gün veriliyor yalnızca ve sadece 3 atış hakkınız oluyor. geri kalan zaman da yürüyüş. ne yapacak bu adamlar savaş çıkınca düşmanı yürüyüşleriyle mi hipnotize edecekler? bakın ne kadar da senkronize hareket ediyoruz mu diyecekler?
istanbul'da serçe kalmaması
-
tek ve gerçek nedeni kediler.
her sokakta 3-5 kap mama var. kediler de korunmadığı için kontrolsüz çoğalıyorlar. ve serçe falan bırakmıyorlar.
doğanın dengesiyle oynadınız.
ben küçükken hiç bir sokakta mama falan yoktu. yer kabuğu soğumamış, kedi maması keşfedilmemişti.
ama sokaklarda kediler yaşıyordu. çöpten buluyorlardı, fare yakalıyorlardı ama karınlarını doyuruyorlardı. güçsüz olan hayatta kalamıyordu bu da dengeyi sağlayan bir unsurdu.
edit: kedileri sebep gösterdik diye hedefe koyulduk. kediler hayvan da serçeler değil sanki. kedilerin genlerinde avlanmak var. önceden bir kedi 8 yavru yaptıysa 1 tane bilemedin 2 tanesi hayatta kalıyordu. şimdi sokakta doğan her kedi yaşıyor ve onlar da çoğalıyor.
serengeti deki bütün aslanlar yaşasa ne olur aslandan başka canlı kalmaz. besin zinciri diye bir şey var amk. küçükken belgesel izlerdim aslan antilopu boğarken kamera ekibi niye kurtarmıyor hayvanı diye kızardım. bazılarının aklı da benim o yaştaki aklım gibi çalışıyor.
120 dakika + 10 penaltılı maçın 3-2 bitmesi
-
(bkz: el sikko)
açılışını da yapacağım içine de girip oturacağım
-
başbakan recep tayyip erdoğan'ın atatürk orman çiftliği'ne yapılan konut ile ilgili beyanatı.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/25944219.asp
en son böyle lafları çocuklardan duymuştum. o kaydırak benim, üstüne de çıkacağım, oradan da kayacağım.
24 mart 2024 yeniden büyük istanbul mitingi
-
akp’li belediyede çalışıyorum diye hayatımda 1 kez zoraki akp mitingine katıldım. kitleyi ilk kez yakından gördüm.
arkadaşlar öyle bir kitlenin sayesinde iktidarlar ki hayatı sorgularsınız. gördüklerimi hala unutamıyorum. bizim asıl rakimiz rte falan değil bu kitle. asla yenemeyeceğin (!) çipli bir ordu gibi düşün…
o yüzden parti marti ayırt etmeden (ki ben eski bir iyi parti üyesi ve mustakbel zafer partisi sempatizanıyım) istanbul’da bu çipli orduya rağmen erdoğan hegemonyasını yıkmış olan ekrem imamoğlu’nu destekliyorum. bu geleceğimiz için elzemdir. önce bunları yıkmalıyız. sonra aramızda rekabet ederiz. önce bu hegemonyayı en güçlümüzle tamamen yok etmeliyiz…
kipa anneler günü şakası
-
buradan anneler günü için çocuklara annelerden şaka izlenebilecek sevimli sevimli bir olay.
teyzemiz ayrı bir şekilde yardı beni.
-kimle oynucan anne sen bunu?
+nebahatlen kapışcam.
debe editi : tüm annelerimizin anneler günü kutlu olsun. sizlerin hakkı asla ödenmez.
ingilizceden sonra öğrenmesi en kolay dil
-
anadilinize ve altyapınıza göre değişiklik gösterir. örneğin anadili türkçe olan biri için mutually intelligible olmalarından ötürü ingilizce’den bile önce türki dillerden birini öğrenmek daha kolay gelecektir. bir norveçli için de isveççe ve danca böyledir.
anadil türkçeyse ve konuşulan ilk yabancı dil ingilizceyse, hint avrupa dillerine kapı daha rahat açılır diye düşünüyorum. ancak burada grameri çok uğraştırıcı olan almanca, fonetiği karışık olan fransızca ya da her ikisi de karışık olan slav dilleri ya da izlandaca‘dan değil de iki yönden de biraz olsun nefes alabileceğiniz, temiz telaffuzlu latin dilleri (mesela fransızca hariç) işinizi kolaylaştırabilir.
aynı kolaylık seviyesinde mi tam kestirememekle beraber, iskandinav dilleri de bana nispeten kolay geliyor ancak bu benim 4 sene almanca öğrenmiş olmamla alakalı olabilir. öte yandan, isveççe üzerinden örnek verecek olursak sistematik bir şekilde yabancı dil eğitimi almış, dil öğrenme sistemini kavrayabilmiş ve ingilizcesi gerçekten iyi olan tanıdıklarım bu dili kendilerini paralamadan öğrenebilirken akademik olarak çok parlak olmayan, ingilizceyi hasbelkader öğrenmiş insanlar isveççe’yi çok zorluk yaşayarak öğreniyor ve asla rahat hissedemiyorlar, temiz bir diyalekte kavuşamıyorlar. bu bir fikir verebilir.
gramerinin türkçe’yi andırdığı söylenen macarca, fince, japonca gibi diller hakkında asla fikir yürütemiyorum, ancak şu hayatta biraz daha vaktim olsa rusça, lehçe ve macarca öğrenmek isterdim. ama 27 yaşındayım ve son demlerimi isveççe’yle değerlendirdim. 25 yaşınızı geçtiyseniz ve o dili aktif şekilde kullanma imkanınız olmayacaksa, dil öğrenme işini sadece bir hobi, duolingo gibi oyun tabanlı bir aktivite olarak görmeye başlarsanız daha az hayal kırıklığı yaşarsınız.
sokakta öpüşmek
-
kolay kolay yapılamayacak harekettir türkiye'de.
ama üzülmeyin sokakta yapabileceğiniz çok şey var:
karınızı, çocuğunuzu, yoldan geçen birini ya da uygun bulmadığınız bir eylemciyi dövebilirsiniz.
sevmediğiniz birine ana avrat sövebilirsiniz.
biriyle kavga edebilir, onun ağzını-burnunu-gururunu kırabilirsiniz.
nefes alan herhangi bir dişiyi taciz edebilirsiniz (mühim olan karşıdakinin gönüllü olmaması).
güpegündüz birini de kurşunlayabilirsiniz mesela.
istiklal'in orta yerinde birini bıçaklayabilirsiniz.
meydanlarda binlerce kişiye gözünüzü kırpmadan yalan söyleyebilirsiniz.
öpüşemezsiniz kardeşim ısrar etmeyin. ahlaksız dolmuş burası.