hesabın var mı? giriş yap

  • sevdiğim kız ile ilk defa garsonlu bir mekana gitmiştik :) (daha önce hep starbucks ya da tabldot) garson geldi "ne istersiniz?" diye soruyor. ben hemen kendi siparişlerimi verdim. o sırada baktım alttan bir ayak bacaklarıma vuruyor. "lan kedi mi geçiyor ne oluyor" diye irkildiğim sırada bizim hatunun alttan peçeteye yazılmış siparişleri uzattığını gördüm. aldım hemen garsona okudum.

    sağolsun benim erkeklik gururum kırılmasın diye garsonla muhatap olmak yerine bana yazıp uzattı siparişlerini. hesap öderken de alttan kredi kartını uzatmışlığı vardır.

    şimdi o kadınla evliyiz, çocuk bekliyoruz <3

    -lan bi yürüyün gidin. ne büyük egonuz varmış. aman kız hesap ödemesin erkeğin gururu kırılır. yok kız garsonla muhatap olmasın erkeğin pipisi ufalır. geçin lan bunları geçin ya!

  • link; >>>>

    bu insanları bu raddeye getirecek kadar yormanın manası nedir ya? sonrası beyin göçü… tabii ki göçecek abicim. avrupaya gider günde 20-30 neyse hasta bakar, akşam kendine, ailesi, ayırabileceği vakti kalır.

    burda hekimlerimizin haklı olduğunu düşünen bir birey olarak; her defasında “yol yaptık, hastane yaptık” diye pr yapan iktidar ve yardakçılarının harladığı cehalet ateşi yüzünden tüm parlak beyinlerimizi bir bir kaybediyoruz. az imkanı olan kaçıp gidiyor.

    ortadoğunun pisliğinden uzaklaşacağımıza git gide b*kunun dibine doğru batıyoruz. farkında değiller gırtlağımıza dayandıklarında çok geç olacak.

    “ kaçıp gitmek çözüm mü ?” diye soruyorum kendi kendime. bir insanın 50 yıl her şeyden tat alarak yaşadığını düşündüğüm zaman “evet, çözüm” diyorum. ama memleketimi düşündüğüm zaman “kendinden taviz vermeyen insanlar için, kendinden taviz vermek ve verdiğin tavizlerin suistimal edildiğini görmeye ne kadar dayanabilir bir insan?” diye düşündüğümde son noktaysa floodu yazan hekim arkadaşın geldiği noktadır herhalde.

    bu doğrultuda şu an için elimden gelen; insana, doğaya saygılı bir birey olmak ve çevremdeki insanları bu şekilde etkilemek…. toplumumuz adına hekimlerimizden özür diliyor, insanüstü çabalarınız içinse teşekkür ediyorum…

    alt edit: keşke her memur hekimlerimiz kadar liyakat sahibi olsaydı. belki o zaman daha yaşanır bir ülke olurduk.

    edit1: abi ne iğrenç insanlar yaşıyor bu ülkede yahu. alt entrylerde mühendis, doktoru kıskanıyor resmen. bazı kişilerde sağlık çalışanına şiddeti mesleğin zorluğu olarak görüyorlar inanamıyorum.

    edit1: (#134749714) kesinlikle bu vari bir önem alınıp hekimlerimiz yetkilendirilmeli.

  • 45 çocuğa tecavüz edilirken sessizce başını yastığın altına gömenlerin ve tecavüzlere tepkisiz kalanların açtığı hastag.

  • tık

    akp'li arkadaşlarını derin hüzne boğarak koronavirüs tedavisi gördüğü hastanede ölmüştür. vah vah, şimdi kimi çıkaracaklar trt'ye acaba?

    edit: ekleme

  • ülkede deprem vergisi toplanıyor hükümet o vergiyi yola harcadık diyor ve harcadık dediği yollar depremde kullanılmaz hale geliyor.

    az bile söylemiş

  • fıkralara konu olan olay. fıkralara konu ama bize değil. bir türk genci olarak fıkrada bile olsa bir kızla aynı evde yaşayamamanın verdiği buruklukla fıkrayı arz ediyorum:

    "mehmet ile handan öğrenci olup, aynı evi paylaşmaktadırlar. bir gün handan ve mehmet, mehmet'in annesini yemeğe davet ederler. mehmet'in annesi akşam yemeği süresince handan'ı uzun uzun süzer
    ve aslında handan'ın çok alımlı ve güzel bir kız olduğunu, acaba aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir ilişkinin mevcut olup olmadığını merak eder. annesinin aklını okumuşcasına mehmet annesine der ki;
    "ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok."

    akşam yemeğinden sonra mehmet'in annesi evine döner. aradan bir iki gün sonra handan der ki:
    - "mehmet, annen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum."

    mehmet yanıtlar:
    - "annemin almış olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup yazayım" der.
    oturur ve yazar: "anneciğim, gümüş çorba kasesini sen aldın demiyorum ama almadın da demiyorum. fakat konu şu ki; sen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesi kayıp. sevgilerle, oğlun ahmet."

    bir hafta sonra ahmet'in annesinden mektup gelir: "sevgili oğlum; candan'la yatıyorsun demiyorum ama yatmıyorsun da demiyorum. konu şu ki; candan kendi yatağında yatıyor olsaydı, gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş olurdu. sevgilerle, annen."

  • haber

    fırıldak bir akp'linin demeci. bu utanç ömür boyu senin peşini bırakmayacak işte. beter olursun inşallah.

    --- spoiler ---

    oğluma “recep tayyip” adını koymuştum. o zaman ak partiliydim. şimdi pişmanım. oğlumun adını değiştirmek istiyorum ama memurlar, “biz bu ismi değiştirsek tayinimizi çıkarırlar, o nedenle değiştiremeyiz” diyorlar. oğlumun adını bile bu dönemde değiştiremiyorum.
    --- spoiler ---

  • nişanlıyım diye cevap verip tepkisini ölçmek istediğim jinekologdur aynı zamanda.

  • almanya'daki exchange sırasında:
    alman: - türkiye'de itfaiyeci var mı?
    türk: - hayır dev battaniyeler var onlardan örtüyoruz biz yanan binalara ormanlara..

  • yurtdışında masterchef: kendi yaptığım sosisi tütsüleyip, ızgarada pişirdim. yanında maitake mantarı ve füme acı biberden bir ekleme yaptım. ördek yumurtasını iyice çırpıp sous-vide tekniği ile hazırladım. buradan önce iki michelin yıldızlı bir şefin yanında 3 sene çalıştım. ondan önce de ülkenin en iyi 5 restoranından birisinde yardımcı şef idim.

    bizde masterchef: antrikot pişirdim. dedem öldü. yanında balkabağı püresi var. annem yatalak. üzerine de pırasa külü yaptım. bu arada babam da bizi terk etti. ben de okulu yarım bıraktım. bu arada kocam da beni hamile iken terk etti. çocuklarıma bakmak için ayda 2000 lira ile idare ediyorum.

  • erkeklerdeki master ve doktora yapma meraki diye bir baslik yok. cunku bir erkek ancak kendini gelistirmek, yeni birseyler ogrenmek, kariyerinde daha iyi bir yere gelmek ya da sadece ilgi duydugu icin master veya doktora yapar, degil mi?

    bir de o kadar entry girilmis, tespit sicilmis. askerlikten kacma bahanesi olmasa universitenin kapisinin onunden gecmeyecek tipler sirf ogrenme sevkiyle master veya doktora yapan kadinlara laf edecek cesareti nasil buluyor anlamiyorum.