hesabın var mı? giriş yap

  • kameraya ceken ve ardindan da motorcuyu savunan adama helal olsun. gunumuzde sadece polise karsi birini/birseyi savunmak bile basli basina yigitlik ve cesaret gostergesidir

  • turkiye'den yunan adalarindan birine gelen kacak motordan inerken sirilsiklam olan bir aileyi calistigimiz odaya aldilar dun. birisi yasli bir anne, uc genc kadin, iki cocuk, ve bir genc adam, sonradan anlattilar, o da evin tek oglu, cocuklar buyuk ablasinin. adam uyusturucu bagimlisi oldugu icin bosanmislar.

    coculklar 5 ve 6 yaslarinda, bir kiz bir oglan, tir tir titriyorlar. hepsine ic camasirina kadar giysi bulmamiz gerekiyor. cocuklar coraplarini ayakkabilarimi cikariyorlar, cocuklara giysi ve ayakkabi hemen buluyoruz, sorun kadinlarda ozellikle yasli annede. elbise gonderenlerin arasinda onlarin giyinme stilini dusunen olmamis. yasli kadina pembe pelus bir palto buluyoruz. evet cirkin ama en azindan biraz uzun ve bol. onlari giydirmemiz cok uzun suruyor, ama sonunda eski islak elbiserini odanin artasina birakip gidiyorlar.

    ama daha sonra teker teker gelip eski islak elbiseri geri istiyorlar, elbiselerin birinin cebinde kalan bir seye ihtiyaclari var ve onu bulmalari gerekiyor. bizler bu arada nijerjali bir gurup kadin ve erkegi giydirmege calisiyoruz, oda kucuk, gelen gurup buyuk, erkeklerin ayaklarina ayakkabi bulamiyoruz, elimizdeki erkek ceketleri de onlara gore kucuk. afganistanli kadinlar aglamakli, kocaman nijerjalilarin arasindan suzuluyor, odanin arkasindaki elbiselini biraktiklari bolgeye girmeye calisiyorlar. fransiz gonullu franchie onlara kiziyor, onlari bagirarak disariya cikariyor. boyunlarini bukup geri gidiyorlar, ama bir muddet sonra gene geliyorlar. dillerini bildigim icin olmali benimle konusmak istiyorlar. yok, bulamiyoruz eski elbiselerinizi, atmis olmalilar burada degil, diyorum ama, sesim tiz mi cikiyor yoksa? kadinin yuzundeki ifade icime kaziniyor, ama yapacak birsey yok, odada bir suru islak nijeryali var, onlara kuru elbise bulmak lazim.

    herkes giydirilip gittikten sonra gene stoklama isimize donuyoruz, gelen kutulari acmak ve elbiseleri kadin, erkek, cocuk ve beden olarak ayirmak bizim isimiz. kutulardan birinden islak bir naylon torba cikiyor. ufacik. ıcinde birkac madeni para, yesil plastik bir tespih, siilerin namaz kilarken alinlarini dayadigi, kerbaladan geldigine inanilan kirmizimsi toprakla yapilan ufak, kenari kirik bir namaz tasi (muhur). arkadasim bu ne diyor. hemen anliyorum, o kadinlarin aradiklari bu olsa gerek diyorum. kadin herhalde giyinirken sonra alirim diye onu oraya koydu, veya baska birisi islak elbiseleri toplarken onu oraya dusurdu. aile hala disarda bekliyor, endiseli. islak plastik torbayi kapiyorum onlara gosteriyorum. bu mu kaybettiginiz? diyorum. baslarini salliyorlar, gozleri doluyor, bana sariliyorlar, sanki onlara amerika vizesi vermisim gibi mutlular. ama anliyorum, yaban ellerinde bir daha kimbilir ne zaman ellerine gececek namaz tasi ve tesbih onlari birakip gittikleri topraklara baglayan seylerin su anda en onemlisi. ve o kucucuk torbanin ne oldugunu bildigimiz, onlari anladigimiz, ve hatirladigimiz icin minnetarlar.

    bazen birilerinin seni dinlemis olmasi hayattaki en onemli sey olabiliyor.

    debe'ye girdigimi sayesinde ogrendigim yardim kampanyasina cagri.
    (bkz: güvendik ilk-orta okulu yardım kampanyası)

  • -ya sen google musun?
    -neden?
    -aradığım tüm cevaplar sende de.

    (bkz: ba dum tsss)

    -ilk karıma çok benziyorsun.
    -kaç kere evlendin ki?
    -hiç!

    (bkz: ba dum tsss)

    -ikizin var mı?
    -yoo neden?
    -o halde dünyadaki en güzel kadın olmalısın.

    (bkz: ba dum tsss)

    -neyin 42 tane dişi var ve hulk'u zapt edebilir?
    -neyinmiş?
    -fermuarımın!

    (bkz: ba dum tsss)

    -hayatın nasıl?
    -iyidir, seninki?
    -ona bakıyorum şuan!

    (bkz: ba dum tsss)

    -adın katrina mı?
    -yoo neden?
    -çünkü beni kasırga gibi vurdun bebeğim!

    (bkz: ba dum tsss)

    -pardon da bana bir içki borçlusun.
    -o neden?
    -çünkü seni ilk gördüğümde benimkini üstüme döktüm!

    (bkz: ba dum tsss)

    -bir yol tarifi alabilir miyim?
    -nereye?
    -kalbine!

    (bkz: ba dum tsss)

    -telefonumda bir sorun var ya!
    -nedir?
    -içinde senin numaran yok!

    (bkz: ba dum tsss)

    -merhaba nasılsın?
    -güzel.
    -nasıl göründüğünü sormadım!

    (bkz: ba dum tsss)

    -biraz bozuk para verir misin?
    -neden?
    -annemi arayıp hayatımın kadınını buldum diyeceğim de!

    (bkz: ba dum tsss)

    -pardon benimle mi konuşuyordunuz?
    -yoo.
    -e başlayın o zaman!

    (bkz: ba dum tsss)

    -off dişim ağrıyor!
    -neden?
    -çünkü çok şekersin!

    (bkz: ba dum tsss)

  • sözlük geri zekalı doldu. buradaki yorum kasanların yüzde doksanı daha eleştirdikleri şeyin ne olduğundan bihaber. etkinliği izlemeden, en azından hakkında çıkan haberlere bile göz atmadan sözlüğe koşup sallamaya başlamışlar.

    yorumlarda yakaladığım hataların doğrularını hatırladığım kadarıyla listeleyeyim.

    - apple netflix'e tam anlamıyla rakip olmuyor. yaptığı şey platformu altında televizyon kanallarından, diğer online streaming servislere kadar dağılmış geniş bir yelpazeyi kullanıcılarına sunmak. bunların içerisinde espn de var, hbo da, hulu da, amazon prime da. kullanıcılar kablo tv paketlerine üye olup izlemedikleri tonla kanal için boşa para ödemek yerine, apple'ın servisi aracılığıyla istedikleri kanala abone olup internet üzerinden izleyecekler. bunun üzerine, isterlerse hulu gibi servisleri de paketlerine ekleyebilecekler. en üstte de yine kullanıcının seçimine kalmış şekilde apple tv plus'a abone olup apple'ın kendi kataloğuna erişme seçeneği olacak. kaldı ki başkalarının da belirtmiş olduğu gibi netflix bu kategoride hizmet veren tek şirket değil, sadece en yaygın olanı.

    - spielberg mevzusu. burada herhangi bir ikiyüzlülük göremiyorum. kendisi netflix filmlerinin sinemalarda gösterilmemesine rağmen sinema filmi olarak festivallerde yarışmasına sinema kültürünü baltalayacağı gerekçesiyle karşı çıkıyor. netflix'in kendisine karşı olması gibi bir durum yok. apple için yaptığı şey de bir film değil televizyon dizisi. yani ortada bir çelişki falan yok.

    - apple tv plus izlemek için apple tv'ye ihtiyaç olacağı iddiası. apple bu servisi insanları kendi platformuna bağlamak için başlatmıyor. yazarlar iki paragraf okumuş olsalar, apple tv plus'ın samsung, sony, lg ve vizio gibi en büyük 4 tv üreticisinin, ve roku ve amazon fire tv gibi iki büyük apple tv rakibinin ürünlerine geldiğini öğrenirlerdi. tabi maksat sadece alışıldık cümlelerle eleştirmek olunca araştırmaya kimse ihtiyaç duymuyor.

    - apple music'in başarısız olması iddiası. buna kargalar bile gülüyor, ancak insan cahil olunca tabi ki durum farklı. gerçekler: apple music kendi sektöründe en hızlı büyüyen servis. ayrıca zarar etmeyen tek servis. nedeni de çoğu ülkede spotify'ın yaptığı gibi ıvır zıvırla bedava paralı üyelik dağıtmıyor olması. gerçekte, apple music'in başını çektiği apple'ın services bölümü amazon web services'in iki, netflix'in ise üç katı ciro yapmakta. dahası, bu bölümün cirosunun yakın zamanda yıllık 100 milyar dolar sınırını aşmasının beklenmesi. anlayacağınız, eğer apple music başarısız bir denemeyse sektörde başarılı firma yok demektir.

    son olarak, apple'ın bugün tanıttığı her üründe üstüne basa basa tekrarladığı ama hater boyların bilerek pas geçtiği şeyden bahsedeyim. o da gizlilik. daha dün basına sızdığına göre, kanada'da tutuklanan huaweii'nin ikinci kişisi, şirketin kurucusunun kızı ve şirketin cfo'su meng wanzhou'nun üzerinden dört adet elektronik cihaz çıkmış. bir adet huaweii telefon, bir adet iphone, bir ipad pro, bir de macbook air. kendisi açık açık itiraf etmiyor, ancak apple ürünlerini kendi ürettiği ürünlere tercih etmesinin başlıca nedeninin bu cihazların güvenli olmaları olduğuna kesin gözüyle bakılıyor. bugün de, apple bunu çok iyi bildiği için, konusu açıldığında rakiplerinin sırra kadem bastığı güvenlik ve gizlilik konusunda bastırdıkça bastırdı.

    apple ürünlerine abone olduğunuzda, mesela bir gazete veya dergi okuyorsanız, ne apple, ne de derginin yayıncısı sizin hangi makalenin hangi sayfasını okuduğunuzu bilemeyecek. apple arcade ile oyun oynadığınızda ne apple ne de oyun geliştiricileri sizin bilgilerinize ulaşamayacak. apple card ile alışveriş yaptığınızda ne goldman sachs ne satın aldığınızı bilecek, ne de alışveriş yaptığınız mağaza sizin isim, adres, banka hesabı, kredi kartı numarası gibi bilgilerinize erişebilecek. apple tv plus üzerinden içeriklerine ulaştığınız firmalar da sizi ve ne izlediğinizi bilemeyecekler. siz aman bana ne diyebilirsiniz, ancak bir çok ülkede özellikle de iş güç sahibi, evli, çoluk çocuğa karışmış, kenarda köşede bir birikimi olan insanlar kaybedecekleri şeyler arttıkça gizliliğe daha fazla önem veriyorlar. sosyo kültürel olarak da apple'ın başlıca müşteri kitlesi bu güvenlik isteyen kesim. o nedenle seçenek verildiğinde ve bütçesine uygun olduğunda batıdaki birçok kullanıcı en başta güvenli olmasından dolayı apple ürünlerini tercih ediyor. bugün tanıtılan yeni servisler de bu kitlenin düşünmeden üye olacağı servisler. yeter ki apple sözünde dursun.

  • heralde bankanın güvenlik uygulaması yüzünden sıkıntı olmuş.

    -isminiz nedir?
    +kenan.
    -isminiz en az bir rakam içermelidir.
    +15 temmuz kenan.

  • 50 metreye pas atamıyormuş kendisi. adam kaleye 30-35 metre mesafede topla oynuyor. topla orta sahada buluşsa en uzak adam kendisinden 20 metre uzakta oluyor. ne yapsın topu stadın dışına mı göndersin? tabi türkiyede sabri reyizin ortalarını, defanstan forvete şişirme topları izleyen adamlar herkesten aynısını bekliyor.