hesabın var mı? giriş yap

  • covid-19 nedeniyle getirilmiş sanırım yasak. binlerce kişi ayasofya'da, avlusunda içi içe namaz kılarken zarar vermeyen virüs, zafer bayramı kutlamalarında zarar verebilir! yersen!

    hedef 2023!

    sen bak öyle mal mal kemal efendi! böyle bir şey olabilir mi de geç!

  • (bkz: dilemma)

    ama ablacım, seninki dilemma olmamış. kadının sevgilisini elinden al, işinden de kov...

    bence yetmez git köpeğini falan da öldür, annesine babasına korona bulaştır.

    bir iki "level" daha atlarsın böylece.

    aynı ortamda olmak istemiyorsan sen defolur gidersin.

    köpekler gibi kıskandığını itiraf edemeyen, duygusal olarak dengesiz bir yazar serzenişi.

  • hastalandığında o beğenmediği muhalif doktorların kapısında yatıp kalkarlar , başı sıkıştığında o muhalif avukatlara koşarlar.

    o televizyonda gördükleri ateist , muhalif kadınlara ve erkeklere ağızlarının suyunu akıtırlar ama konu ülkenin kurtuluşu olunca tabelaları çakarlar.

    o zaman kardeş hastalandığında gittiğin doktora erkek gibi muhalif misin diyeceksin ! bak bakayım o muhalif diye küçümsediğin adam seni dışarı mı atıyor tedavi mi ediyor.

    bir nesili kürtlere düşman etti bu kitle , şimdide muhaliflere düşman edecekler.

    cehaletinizde boğulun !

  • ahmet çakar: herkes paraya çalışıyor kardeşim. para vermeseler biz buraya çıkar mıyız? sen çıkar mısın apo?
    abdülkerim: semtten geçmem.

  • http://genclerbirligi.org.tr/kamuoyuna-duyuru-6/

    kamuoyuna duyuru
    cumhuriyetle yaşıt kulübümüz, türk sporuna olan katkısı, türk sporuna kattığı değerlerle ve duruşuyla taraflı tarafsız kamuoyunca yıllardan bu yana centilmen sıfatı ile anılmıştır. bu hem taraftarımızın tribünde yarattığı aile ortamı hem de kulüp politikamız gereği bizim de onurla göğsümüzde taşıdığımız bir sıfat olmuştur. bu sebeple de ankara’da rakip takımları centilmence misafir etmiş, rakip takımlardan da gittiği deplasmanlarda aynı şekilde karşılık görmüş; o karşılığı göremese de centilmence mücadele ile sonuçlardan bağımsız olarak sahadan ayrılmıştır.

    salı akşamı vodafone park’ta beşiktaş jk başkanı sayın fikret orman ve yönetim kurulu üyelerinin , başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimize göstermiş oldukları misafirperverlik ve nezaketleri için teşekkür ederiz. benzer bir misafirperverliği rakip teknik direktör tarafından yedek kulübemize bir hoş geldiniz ziyareti ya da farklı şekillerde göremesek de futbolcularımız ve teknik ekibimiz centilmence mücadeleden vazgeçmemiş , mücadelenin sonunda da kazananı kutlamıştır. aldıkları 3-1’lik galibiyetten dolayı rakibimizi tekrar kutlarız.

    maç sonu rakip teknik direktörün yaptığı açıklamalar yaşça “büyüklük” sıfatının arkasına gizlenemeyecek kadar hatalı ve şaşırtıcıydı. ayrıca şenol güneş’e gelen her dostça uyarı ya da hatırlatmaya “büyüklük” sıfatıyla siper olanlara şunu da hatırlatmak isteriz;
    22 eylül 2015 tarihinde oynanan gençlerbirliği – beşiktaş maçından sonra merhum onursal başkanımız ilhan cavcav’ın hakemle ilgili yorumunu kasteden şenol güneş’in , “cavcav hakemi görmüş mü ki… uzağı görebiliyor demek, iyi” cümlesi kendisinin de bu kavramlara olan bakış açısını gösteriyor.

    maç sonunda sebebini bilmediğimiz bir şekilde “saygısız olduğumuzu söylediler, nasıl bir saygısızlığımız oldu bilmiyorum. ayakkabıları yoktu 10 çift ayakkabıyı biz verdik. bizi yenseler bizim ayakkabılarımızla yeneceklerdi” açıklaması ile “sözde” bir lütuf örneği sergilemesi ise kamuoyunun takdiridir. ancak biz hatırlatmak isteriz ki; saygı, “10 ayakkabı verilerek(!)” kazanılmayacak kadar önemli bir olgudur. ayrıca iddia edildiği gibi bir ayakkabı alışverişi olmamış, futbolcularımız sahaya kendi ayakkabıları ve malzemeleri ile çıkmıştır. ayakkabılar verilmiş olsa dahi; yapılan iyiliğin bu şekilde konuşulması, amiyane tabirle başa kakılması da bir o kadar söyleyeni küçülten söylemlerdir.

    beşiktaş gibi saygın ve büyük bir camianın teknik direktörü olması bile şenol güneş’in son dönemdeki davranışlarını ve açıklamalarını örtme konusunda yeterli olamıyor.

    şenol güneş’in bursaspor’da, yani bir anadolu takımında iken “istanbul’un havası kirli” cümlesini kurduğu dönemki hisleri baki mi bilmiyoruz ancak kendisinin o ima ettiği havadan etkilendiği çok açık.

    umuyoruz ki en kısa sürede bu durumdan çıkar ve yine herkesin sevdiği , saydığı şenol güneş olarak türk futboluna katkı vermeye devam eder.

    gençlerbirliği spor kulübü

  • disney'in streaming kârı, geçtiğimiz çeyrekte elde ettiği 1.1 milyar dolardan 659 milyona kadar geriledi. şirketin cfo'su, daha geçen ay bir tür maliyet düşürme önlemi olarak çeşitli içeriklerin streaming platformundan kaldırılacağını ve şirketin bu yolla 1.5-1.8 milyar dolar arası kâr elde edeceğini açıklamıştı. görüyoruz ki dibine kadar iş bilmezliğin ve eski kafaların hakim olduğu türkiye ayağı da bu maliyet düşürme hamlelerinden nasibini alıyor. haziran itibariyle yıllık abonelik fiyatını neredeyse 2 katına çıkaran platformun yaşadığı abone kaybı da göz önüne alındığında, ortaya çıkan tablo çok da şaşırtıcı değil (ki benzer bir fiyat artırma politikasını abd'de de uygulamış olmalarına rağmen orada büyük bir abone kaybı yaşamamış olmalarının getirdiği bir özgüven de var).
    büyük ölçekte değerlendirelim, yerele daha sonra geçelim: disney+'ın abd'de dizi bombardımanı yaptığı, tornadan çıkmış işleri servis edip durduğu zirve döneminde ceo'luk görevini üstlenen bob chapek, yerini çok daha başarılı olarak görülen (disney'in marvel studios, pixar, lucasfilm ve fox'u satın almasının da mimarı olan) eski ceo bob iger'a bıraktı. daha 'old school' bir yapımcı olan iger, pandemi sonrası streaming piyasasına ayak uydurmakta zorlanmış gibi görünüyor. netflix'in yolu açtığı piyasaya topla tüfekle, ellerinde ne varsa dalan dev yapım şirketleri bu yeni alanda büyümek için eskisinden farklı stratejilere ihtiyaç duyuyor (geçtiğimiz sene warner bros da benzer bir maliyet düşürme hamlesi yapmış, platformda yayınlanmaya hazır durumdaki film ve dizileri iptal ederek vergiden düşme yoluna gitmişti). film sektörünün son durumunda bunun gibi hamleler çok da şaşırtıcı sayılmıyor anlayacağınız.

    bu vergiden kurtarma işinden etkilenen de dünyanın dört bir yanındaki platform kullanıcıları oluyor (disney türkiye'dekine benzer bir hamleyi en son kanada'da yapmıştı). türkiye'deki durumu diğerlerine göre özel kılan ise, daha haziran 2023 sonunda yıllık üyeliklerini geçen yılın 2 katı fiyatına yenileyen kullanıcıların mağdur edilmesi ve platformun türkiye ayağını yönetenlerin abd'dekileri bile mumla aratan iş bilmezliği. türk seyircisi, televizyon ve streaming fark etmeksizin, türk yapımı içerikleri izlemeyi tercih ediyor; türkiye kendi içeriklerini diğer ülkelerinkine tercih eden ülkeler arasında. hal böyle olunca, millet gerçekten de recep ivedik 7'yi izlemek için abonelik satın alıyor. burada sorun, recep 7 için abone olan kullanıcıyı elde tutmak adına hiçbir hamle yapılmaması. recep ivedik 7'yi izlemek için platforma aylık 40 tl veren adamın ikinci ay da aboneliğini sürdürmesi için hiçbir mantıklı gerekçesi yok. bunlar sanıyor ki bkm ile yapılan paket anlaşmalar, yıldız oyunculara yaptırılan diziler aboneleri elde tutmalarına yetecek. oysa burası abd değil, bir content'i izlemek için platforma abone olan izleyici, yaptığı aylık yatırımın karşılığını sürekli olarak almayı bekliyor ve çeşitli alternatifler arasında sabrı hızlı tükeniyor. bu seyirciyi hiçe sayan tuhaf tavrı ve aylık fiyatın neredeyse 2 katına çıkarılmasını bile sineye çekip platforma bir şans daha tanıyan aboneleri ise türk içeriklerinin tamamını (yıllık abonelik ücretlerini aldıktan sonra) bir günde silip daha da sinirlendiriyorsunuz. bu hamlenin en azından aboneliklerini yenileyip yenilemeyeceğine karar verecek olan kullanıcılarla önceden paylaşılması gerekirdi.

    peki bütün bunların sebebi ne? disney neden streaming işini beceremedi ve türkiye'yi de etkileyen bu global küçülme neden kaynaklanıyor? sebep ota boka sjw etiketi yapıştıran ezberci tiplerin iddia ettiği gibi 'woke' içerikler yapılması falan değil, öyle olsa benzer bir tablo büyümeye devam eden netflix için de geçerli olurdu. sebep, disney'in bitmek bilmeyen ve kendi kendini öğütmesiyle sonuçlanacak olan açgözlülüğü. sürekli hisse sahiplerinin baskısıyla yapılan diziler, filmler; seyirci iradesinin hiçe sayılması, niceliğin niteliğin önüne geçmesi. yılda bir ya da iki film yapan ve bu filmleri de büyük birer event olarak pazarlayan marvel studios'un artık yılda altı dizi çıkarır hale gelmesi. star wars spin-off'larının suyunun çıkarılması (andor'u ben de seviyorum). türkiye ayağında da aynı mantığın hüküm sürmesi, ne koysak izlenir anlayışı. recep ivedik'e, ata demirer'e gelen seyirciyi hande erçel ile elde tutabileceğine inanmak ve izleyiciyi rakamdan ibaret görmek.

    bu çöküş kaçınılmazdı. sağlık olsun.

  • araya milletvekili sokmuşlar da öyle süleyman soylu'ya ulaşıp sorunu çözmüşler.

    yani buradan araya vekil sokamayan, bakana ulaşamayan işletmelere rahatça çöküleceği anlamı çıkmaz mı sayın bakanım? arada bakan, vekil olmadan hukuk devreye girmiyor mu?

  • aidat toplar. vermezsen mahkemeye verir. meslek dışı devamlı siyaset yapar.

    asla meslek hakkını savunmaz, istihdam projesi sunmaz, kadın mühendislerin haklarını savunmaz, işsize derman olmaz, asgari ücret veren işverene ses çıkarmaz, serbest çalışan mühendisin sorunlarına eğilmez, türkiye'de ki mühendislik eğitiminin yetersiz olmasını eleştirmez, mühendislik öğrencilerine destek olmaz, dünyadaki gelişmeleri takip etmez, ülkenin kalkınması için kurumlarla görüşmez.

    sadece yıllık tescil ücreti ve aidat toplar. siyaset yapar.

  • hayvan gibi dürtülerine hakim olamayıp üreyenlerce linç edilen insanlardır. evladım parası yoktur, imkanı yoktur, sağlık sorunu vardır, ne bileyim denk gelmemiştir hayatını birleştirecek birisi, evlendiği kadında veya erkekte sağlık problemi vardır, çocuğu olmuyordur, borçları çoktur...

    bir gelecek bırakamayacağı bir can dünyaya getirmek istemiyordur. ulan hepiniz çocuğunuza iyi bir hayat vereceğinizden emin misiniz? o çocuklar büyüdüğünde iş aradığında, üç kuruş için sabahın beşinde metrobüs beklediğinde göreceğim sizi. evlatlarınız sizi nasıl anacak bekleyin bakalım.

    yemin ediyorum maymundan hallice yorumlar baştan aşağı hayvansal dürtü. birisi "soyumun devam etmesi için" demiş evladım sen kimsin? senin soyun devam etse ne olur etmese ne olur? sen olmasan dünya ne kaybeder olsan ne kazanır?