hesabın var mı? giriş yap

  • daha önce yüzbinlerce defa denenmiş klişelerle dine adam döndürebileceğini zanneden bakar kör tespiti..

    lan olm "hiçbirşey yoktan var olamaz" ifadesini kullanmaması gereken adam sensin, biraz düşün amk. ateistlerin öldükten sonra cennete gidileceğine inanmayı istemediklerini mi sanıyorsun? o soruları hiç sormadan, çat diye ölünüp herşeyin bittiğine inanmak kolay mı sanıyorsun?

    biraz yapıcı/yaratıcı olmayı denesen belki faydan olacakken taşak konusu olmayı seçiyorsun..

    edit; bakan/bakar düzeltmesi vs..

  • yine full aksesuar bi erkek başrolle karşı karşıyayız. müzisyen, klasik araba kullanıyor, hoca olacak kadar zeki ve de aynı zamanda zengin ama idealist de olan kalın dudaklı bir adet şükrü. yaaa yapmayın allah aşkına sonra kızlarımız bunları gerçek zannedip fanpage açmaktan şaşı oluyor.

  • öncelikle kopya çekmeye dönemin ilk dersinden karar verilmelidir. asla bu yazılıya çalışamadım bari kopya çekeyim diye düşünmeyin. daha önce de söylediğim gibi kopya çekmeye karar verilecek an sene başıdır. bu size gözlem yapmak için gerekli zamanı verecektir. dilerseniz şimdi yapılması ve yapılmaması gereken şeylere kısaca göz atalım.

    yapılması gerekenler
    ilk derslerde öğretmeni gözleyin. sınıftaki hareketlerine dikkat edin dersin ne kadarında ayakta ne kadarında kürsüde oturduğuna göz atın. dersle ilgili gözükün. kopya çekmeye yeltenmeyecek bir öğrenci izlenimi yaratın. güneş alan bir sınıfta iseniz cam kenarını değilseniz lambaların altını tercih edin. unutmayın ki küçücük kağıtlardan küçücük yazılar okuyacaksınız. ışığınızı iyi ayarlayın. oturduğunuz sırayı ilk günden kirletin. üzerine resimler yazılar yazın. aralarda kopya yazabileceğiniz boşluklar bırakmayı unutmayın.

    yapılmaması gerekenler.
    sınav sırasında her zaman oturduğunuz sırayı tercih edin. yerinizi değiştirmeyin. özellikle arka sıralardan kaçının. işini bilen bir öğretmen sınıfı kürsüden değil en arkadan gözleyecektir. bu durumda sizi onu göremezsiniz ama o sizi çok net görür. ideali önlerden ortaya yakın bir sıradır. asla yanınızdakine güvenmeyin. sıra arkadaşınız boynunda çanla gezen ve geviş getiren biri dahi olsa siz sadece kendinize güvenin. aşırılıktan uzak durun. hangi öğretmene hangi yöntemi kullanacağınızı önceden belirleyin. siz akıl almaz yöntemler denerken önünüzdeki öğrencinin kucağında kitap çatır çatır kopya çektiğini görürseniz üzülürsünüz.

    şimdi birkaç taktik üzerinde duralım.

  • nostalji güzellemesi sevmiyorum ancak şu kısmı vurgulamak istiyorum; o zamanlarda hatta 90'larda da orta halli anadolu lisesinde okuyan bir öğrencinin geleceğe dair umudu vardı. eğer çalışır ise başarılı olabileceğini istediği mesleği yapabileceğini biliyordu. temel motivasyon da buradan kaynaklanıyordu aslında.

    şimdi orta okulundan üniversiteye kadar bakın kimsenin bir umudu yok. en iyi liseyi en iyi üniversiteleri okusan ne olacak ki? sen 5000 tl maaş için kıvranırken, o parayı 15 saniyede burnuna pudra şekeri olarak çekenler var.

    bu ülkenin şuanda en yoksul ve yoksun kesimi eğitimli kesim sanıyorum. eğitime yapılan yatırımın(elbette başkaca çok artıları olmakla birlikte) ekonomik anlamda neredeyse hiç karşılığı yok. yani mesele o yıllarda iyi eğitim vardı bu yıllardaki eğitim kötü değil sadece. bu çocukların güzel bir geleceğe inanmalarını sağlayamadıktan sonra vereceğiniz eğitimin içeriğinin pek bir önemi yok maalesef.