hesabın var mı? giriş yap

  • 1-kayıt esnasında mavi kimlikleri ile kayıt olduklarına göre erkeklerdir.
    2-kadınlar rahatsız oluyorsa haklıdırlar.
    3-emimim arkadaşlarınız da çirkef çirkef bağırmışlardır ama burada onları yazmamışsınızdır yoksa adam ne diye herkesin içinde bağırarak "siz erkeksiniz" desin.
    4-baya baya erkek olarak şark kurnazlığı yapmaya çalışmışsınız.

    ifşa falan değildir. spor salonu sonuna kadar haklıdır.

  • hadise'nin tiril tiril sıfır kollu bir bluz giydiği yerde mazhar alanson'un kazak üstü kaşe montla oturduğu jüriye sahip yarışma.ben anlamadım şimdi stüdyo mu soğuk, hadise mi yanıyor, mazhar alansonun kanı mı çekilmiş ?

  • imkansız karşılaştırmalardan bir tanesi daha. tabi belki en zevklisi.

    kimin daha iyi olduğuna karar vermek için, izole edilemeyecek sayısız değişken etken arasında (takım arkadaşları, rakipler, yaş vs.)benim açımdan en önemli olanı ise basketbol kuralları.

    şu anki nba, 1.88 m uzunluğunda, güvenilir şutu olmayan bir fransız oyuncunun, yani tony parker'ın saha içi şut yüzdesinin yüzde 50'leri geçebildiği bir lig. bilmiyorum nba takipçilerinden kaçı son 4-5 senedir ligin skor ortalamasının ne durumlarda olduğunun farkında. jordan basketbolu bıraktığında ligin ortalama sayı ortalaması takım başına 91.6'ydı. 2007-2008 sezonunda bu ortalama 99.9 ve ligin en düşük sayı ortalamasına sahip takımı miami heat dışında tüm takımlar 93'ün üzerinde bir maç başına sayı ortalaması tutturmuş.

    jordan'ın nba'i uzunların domine ettiği bir ligdi. bugün ise gardların ligindeyiz. gerçek ve yıldız bir pivot ise neredeyse yok.jordan'ın zamanında bir oyuncunun 30 sayı atması manşetlik haberdi. bugünün yıldızları için 30 sayılık maçlar neredeyse standart oldu.

    nba seyirci çekebilmek için kuralları değiştirdi. handcheck kuralı kalktığından beri yıldız oyuncuları savunmak imkansız oldu. detroit-chicago serilerinde jordan her boyalı alana girişinde kendini yerde bulurdu. bugün 1.80'lik oyuncular pota dibinde cirit atıyor. 90'ların sonunda, new york-miami serilerinde pota altında kan çıkmadan faul verilmezdi. bugünün basketbolu çok daha zerafet oyununa dönüştü.

    bu dengesizliği sunduktan sonra şunu da sormak istiyorum: tam olarak neyi karşılaştırıyoruz?

    kimin kariyeri daha çok başarıyla mı dolu?
    bire bir maçta kim yener mi?
    kim daha yetenekli mi?
    bir takım kuracak olsak önce kimi seçeriz mi?
    kimi seyretmek daha zevkli mi?
    1 sayı gerideyken ve maçın bitimine 5 saniye kalmışken topun kimin elinde olmasını tercih ederiz mi?
    kim yanındaki oyuncuları daha iyi oynatabiliyor mu?

    benim için bu soruların çoğunun cevabı aynı. ama hepsinin değil. sonuçta her karar gibi bu da duygularla verilecek bir karar. objektif ve tek bir cevabı yok.

  • kız gözünden:

    ali set to sign for you?
    confirm[] reject[] delay[x]

    1 hafta sonra:

    ali set to sign for you?
    confirm[] reject[] delay[x]

    1 hafta sonra:

    ali set to sign for you?
    confirm[] reject[] delay[x]
    ahmet made you a new offer
    accept[x] reject[]

    1 hafta sonra:

    ali set to sign for you
    confirm[] reject[] delay[x]
    you agreed terms with ahmet
    ahmet set to sign for you
    confirm[] reject[] delay[x]

    1 hafta sonra:

    ali set to sign for you
    confirm[] reject[] delay[x]
    ahmet set to sign for you
    confirm[] reject[] delay[x]
    metin made you a new offer!
    accept[] reject[x]

    1 hafta sonra

    you made an offer to mustafa
    ali set to sign for you
    confirm[] reject[] delay[x]
    ahmet set to sign for you
    confirm[] reject[] delay[x]
    basri made you a new offer
    accept[] reject[x]

    1 hafta sonra:
    mustafa agreed terms with you, sign?
    confirm[x] reject[] delay[]
    ali set to sign for you
    confirm[] reject[x] delay[]
    ahmet set to sign for you
    confirm[] reject[x] delay[]
    hasan made you a new offer!
    accept[] reject[] negotiate[x]

  • terminalden çıktıktan sonra, girişte solda ramiz köfte var. orada bir köfte yiyip devam edin bari.

  • konu bu değil ama şuna takıldım: "yaralı polis memuruna ilk müdahaleyi meslektaşları yapmıştı..." ne yaptılar allahını seversen söyle :)

  • aynı zamanda pek kimsenin asgari ücret almadığı,
    örneğin bir işçiye asgari ücret veririm dediğiniz zaman gülerek uzaklaştığı,
    insanların gerçekten 'maaş' aldığı,
    inanmazsınız belki ama maaşla kahvaltılık bile alınabildiği,
    ve şaka değil bak gerçekten emekli ikramiyesiyle ev alınabildiği dönemdir.
    emekli ikramiyesi ve ev.

    @malibudur ve @kasmayagerekyok nickli arkadaşların hatırlatması üzerine;

    dolarda da bir enflasyon olduğunun ve doların alım gücünün de seneler içinde azaldığının, o günün 100 doları ile bugünün 100 dolarının da aynı şeyi ifade etmediğinin altını çizmek gerekir.

    buradan
    artan dolar miktarını ve haliyle doların değerinin düşüşünü görebilir,

    buradan da
    yıllara göre aşağı yukarı bir hesaplama yapabilirsiniz ki asgari ücretin dolar bazında da değer kaybettiği çok net görünüyor.

    edit: ekleme

  • düşünseniz de çocuklarınızla gezintiye çıktınız yanınızdan birisi 1 tonluk makine ile 370km/h hızla geçiyor.

    devletin böyle adamların ehliyetini 5 yıl gibi süreyle alması gerekiyor.

    o yollar halk için.

    hız yapacaksan piste git. bu adamı tutuklamayan ve ehliyetini almayan devlet, devlet değildir.