hesabın var mı? giriş yap

  • ninja kaplumbağardaki leonardo.

    maçı açtığımda 18 saniye vardı ve gördüğüm tek şey en kritik noktada savunma reboundunu çekip son hücumda ne pahasına olursa olsun sorumluluğu alıp taksinin 20 lira yazacağı noktadan game winner çekmesiydi.sonra maç bitti falan.50 küsür sayıyla triple double yapıp 42.ile rekoru da kırmış.bu sırada lebron triple double için 10.asistini ararken çok kritik bir hücumu harcamakla meşguldü.

    sorarlarsa istatistik kasıyor dersiniz,basketbol katili dersiniz.ama mvp olduğunda başka yerde ağlayın.

  • dünyanın en güzel şeyidir. hiçbir arkadaş ortamı, romantik ambiyanslı yemek, lüks sofra bu kahvaltının tadını vermiyor arkadaş..

    o zeytinler, reçeller, domates ve biber söğüşü, bayram için hazırlanan yöresel yemeklerden minik minik kupleler...
    hele ki çay... 126 bardak içtim la.. daha dün bu saatlerde iftara 12 saat vardı.. nasıl dayanmışım la ben bu oruça?

  • tam bir zeka göstergesi cümle. bunu edenlerin zeka seyıyesi debil kıvamındadır.

    yahu kafe dediğin kaç tane. toplam masa sayısı nedir? ülkede kaç kişi var. kaçı bu masaları dolduruyor.
    ekonomik kriz var deyince millet aç yattığımızı sanıyor sanırım. karı koca çalışıp dışarda yemek yemenin hesabını tutarsan, pahalı bulup vazgeçiyorsan ekonomik kriz var demektir.

    insan gibi yaşamak lüks, eğitim almak eşeklik gibi görülen ülkede bu tipler de normal...

  • belki de ölümden en çok korkan insandır.

    çünkü hayattaki en büyük korkusu, gözlerini sonsuza yumduğunda çocuğuna kimin sahip çıkabileceğidir.

  • uzun yıllardır yurt dışında yaşadığımdan türk televizyonlarini takip etmiyorum. zaten televizyon da seyretmiyorum. türkiye’deki arkadaşlar çok övdüler, ben de internetten bir kaç kısa bölümünü seyrettim. oraya gelen konuklara ‘sen ne iş yapıyon lan’ şeklinde konuşan varosun teki. millet kendine hakaret ettirmeye ve kendini televizyona çıkarmaya gelmiş. hep beraber öyle varos varos takılıyorlar.

  • eski çalıştığım işyerinde bir arkadaşımız vardı. boylu, poslu, yakışıklı manken gibi bir çocuktu. evli biriydi. boğaz köprüsü geçit girişlerinde, arabasından indiği esnada arkadan hızla gelen arabanın çarpması sonucu büyük bir kaza geçirmişti. kırılmadık kemiği, beyin travması, sol kısımda kısmi felç gelmişti çocuğa. tv'de haberlere de çıkmıştı. bu arkadaşın karısı, hastanede bilinci yerindeyken “bundan artık bir şey olmaz” deyip çekip gitmiş hastaneden. arkadaşın o an bilinci yerindeymiş, duymuş bunları. hızlıca boşandılar. sonrasında çocuk aylarca sürecek tedaviler gördü. parası yetmedi, babaları yazlık vs ne varsa sattı. şimdi başka birisiyle evli. çocukları oldu; uluslararası bir firmada üst düzey yöneticilik yapıyor şu an. böyle bir anekdot içindeki kişidir.

    *edit: debe'ye girmiş entry, öncelikle adettendir; kimsesiz çocuklarımıza bağış yapmaya davet ediyorum. bakanlığın ilgili linki: çocuk esirgeme kurumu hakkında

    *edit 2: terk eden kişinin ne yaptığı soruluyor sıklıkla; kadını sormadım. sildi gitti hayatından. biz de acı anısı tazelenmesin diye sormadık..

  • an itibariyle atina'da yasayan biri olarak size halkin genel goruslerini aktarayim:
    tabi oncelikle size bolgenin haritasi ve bolge hakkinda bilgi paylasayim: https://eksiup.com/4c914772074

    -halk aslinda ufak capta isyanda. gorebileceginiz uzere atina merkezine bu kadar yakin bir yere zamaninda mudahale edilemedigi icin. ayrica cipras'in dun aksam kameralar karsisinda reklam yaparcasina itfaiye sefi, ulusal guvenlik danismani ve polis ile yaptigi toplantiya (evet kameralar karisinda toplanti yaptilar.) ve ozellikle toplanti sirasindaki tavirlarina cok sinir olmus durumdalar.
    -bolge atina halkinin haftasonu piknige vs gittikleri bir yer. sehir merkezine, ki akropoli'yi ele aldim burada, yarim saat mesafede. chalandri ve benim yasadigim yer olan marousi gibi yine yogun yerlesim yerlerine daha yakin oldugunu hesap edebilirsiniz.
    -yangin kismen kontrol altina alindi sayilir. yani en azindan ilerlemesi kismen durduruldu diyelim. atina'ya dogru bir ilerlemesi soz konusu degil.
    dun gece saat 2'ye kadar atina'ya baglanan ulusal yollar trafige kapatildi. atina'nin her yerle baglantisi kesildi de diyebiliriz.
    -dun yasanan firtinanin etkisi buyuk tabi ki. ama firtinaya ragmen bugun oglen saatlerine kadar bolgeden gelen sis ve duman tum atina'yi sarmisti. ogleden sonra ancak dagildi.
    -3 farkli soylenti mevcut yanginin sebebiyle alakali. birisi, birilerinin kasten rant icin yakmis olabilecegi ki bu en yaygini. digeri sicak hava ve gunese bagli dogal yangin ama ayni anda pek cok noktada baslamasindan oturu en dusuk ihtimal gozuyle bakilan. son ihtimal ise bu isi son zamanlarda iyi gecinmedikleri ruslarin yapmis olabilecegi. evet, yunan halki komplo teorileri konusunda bizden asagi kalir degiller.
    -yurt disi internet cikislari bile kismen zarar gormus durumda. calistigim sirket tum calisanlara bu konuda bir uyarida bulundu.
    -"madem bizim bu durumla mucadelede yeterli ekipmanimiz yok, neden yardim istemek icin bu zamana kadar bekledik" seklinde isyan edenler de cokca diyebilirim.
    -isin bir diger yani da, atina'nin batisinda yer alan gerania dagindan kallitechnoupoli bolgesinde de henuz kontrol altina alinamamis bir yangin var. kisacasi, atina dort bir yandan alevler icinde.

    bunlarin yani sira cok acayip hikayeler var. arkadaslarimizdan, onlarin akrabalarindan, tanidiklarindan. gercekten buyuk bir trajedi yasaniyor.

    njord athina/marousi'den bildirdi.

  • ağustos ayında kız istemeye gittik. isteme misteme faslı derken sıra kahvelere geldi. ben tabi heyecanla bekliyorum. acaba sade tuzlu mu yoksa içinde başka mineralleri de barındırıyor mu diye?

    neyse kahveyi aldım tabi herkesin gözü üstümde. kahveden bir yudum aldım. yüzümün ekşimesini bekliyor insanlar tabi. ama öyle olmadı normal bildiğin az şekerli kahve. "allah allah acaba anın heyecanı ile tuzun tadını mı alamıyorum" diye düşündüm. bir yudum daha aldım. yooook! bildiğin kahve işte. içtim bitirdim. bu sefer aklıma düştü; "acaba bizim hatun fincanları mı karıştırdı?"

    teker teker evdeki herkesi süzüyorum. acaba kime gitti tuzlu kahve diye. herkes halinden memnun.

    daha sonra nişanlıma sordum. (evet kızı almıştım olleeey)
    -neden tuzlu yapmadın kahveyi?
    +ben kezban mıyım lan!

    işte ben bu hikayeyi neden anlattım? çünkü kızı aldım oğlum. nişanlıyım ben evde falan kalmadım akıllı olun! *

  • dağlarda bu kadar insanın su savaşı yaptığını, yakalamaç falan oynadığını zannedenlerin feryadı. be adam, o 2 pkk'lının kafası neden yok biliyor musun? çünkü tepelerinden uçan uçaklar bomba yağdırıyor, havanla vuruluyor, top ateşiyle dövülüyor.

    sağlam kafa mı kalır, hasarsız vücut mu kalır?
    pkk mayını döşediğinde adam iç kanamadan mı ölüyor sanıyorsunuz?
    parçası bulunmayan şehitlerin boş tabutları evlerine gönderilirken hiç vahşet, hiç insanlık suçu ve uluslararası hukuk sikinizde değil?

    ağzının orta yerine sıçtıklarım.