hesabın var mı? giriş yap

  • 99 depreminde kamyonlarla taşınıp göçük altında kalanları yağmalayan, bileziklerini almak için kollarını kesen adamlardan şaşırtmayan hareket.

  • adamın ünvanları şu;
    * cumhurbaşkanı başdanışmanı,
    * gençlik ve spor bakan yardımcısı,
    * vakıfbank yönetim kurulu başkan yardımcısı

    ve bunları ortaokulu diplomasi ile başardı bir de güreşerek. komedi filmi icin böyle bir senaryo yazsak "absürt komedinin de bokunu çıkarmayın" derler.

    eğer inandığınız cennet/cehennem varsa çok fena yanacaksiniz benden demesi.

  • ''baskalarinin iliskileri benim sorumlulugum degil. tas gibi bir kocaniz varsa ve kendi istegi ile bana geliyorsa, uzgunum, affetmem. ''

    senin sorumluluğun başkalarına değil, kendine olmalı. kendisine saygısı olmayan bir sürtüğün girdiği entry.

  • six feet under'ın finali.
    hani bir deyim vardır yaa.
    koltuğa çivilenmek.
    ben onu birebir yaşadım ilk izlediğimde.
    hareketsiz bir şekilde ekrana baktım.
    final bitti ben halen kımıldayamadım.
    bir hafta sonra tekrar izledim finali ve yine aynı şekilde koltuğuma çivilendim.
    gelmiş geçmiş en büyük ve en kaliteli dizi finali six feet under'ın finalidir

  • tebliğlerini(?) yaptıktan sonra en fazla birkaç sözlü münakaşa yaşayıp evine döneceklerdir

    fakat

    bir cuma namazı çıkışı cami önünde "allah yok, din yalan, yüzyıllardır kandırılıyorsunuz." diye tebliğ(?) yapmak isteyen birinin akıbeti ne olur? en fazla birkaç sözlü münakaşa yaşayıp evine mi döner yoksa kafası vücudundan mı ayrılır?

  • doğuştan sahip olduğu yeteneğe, kazandığı kamyonla paraya, etrafında pervane olan kızlara, 7/24 kendisine dalkavukluk eden menajerlere rağmen zerre şımarmayıp hala it gibi çalışan, en büyük yıldızı olduğu takımın aynı zamanda en çok çalışan oyuncusu da olan, takımın yenik olduğu maçın 90. dakikasında bile 70 metrelik deparlar atan ve tüm bunların karşılığını alan saygı duyulası adam.

    böyle adamları görünce, türklere futbolun yasaklanması gerektiğini düşünüyor insan. şampiyon olan takımın ilk onbirinde selçuk şahin diye bir adam var lan..

  • son derece stabil bir güvenlik açığıdır. daha doğrusu, ortaya çıkmış telefon dinlemedir. ama önemli olan herşeyinizin dinlenmesi değil, bu dinlemenin stabil olmasıdır.
    örneğin birkaç yıl önce milyonlarca ios kullanıcısının icloud'a kaydedilmiş medyaları internete saçıldı, ünlü iphone sahiplerinin özelleri orta malı oldu. ama 'iphone çok güvenli yeaa' goygoyu devam etti, çünkü bütün verinizin korsanların eline geçmesi bile çok stabil bir şekilde olmuştu. yani milyonlarca ios kullanıcısının verisi öyle şak diye, hiç takılmadan, donmadan korsanların eline geçiverdi. mesela bir samsung olsa knox security devreye girer, pixel olsa google güvenlik arada dururdu; verinizin çalınması takılabilir, donabilir hatta hata bile verebilirdi. işte apple'ın yapıp da diğerlerinin yapamadığı şey budur: sesiniz ve görüntünüz kaydedilebilir, tüm fotoğraflarınız çalınabilir ama bu son derece stabil bir şekilde olur.

    stabil.

  • anlamak için okuma yazmanın yeterli olduğunu düşündüğüm olaydır.

    normalde böyle konularda yazı yazmam. ancak yazılanları okuyunca dedim tane tane bilale anlatır gibi anlatayım da herkes anlasın.

    -yıl 1955 uefa şampiyonlar ligi kurma kararı alıp turnuva oynatmaya başlıyor.

    -1956-1957 sezonu türkiye futbol federasyonu uefa'ya bizi de turnuvaya al diyor. uefa'da şampiyonunu belirle isim olarak gönder bana alacağım sizi diyor.

    -türkiye'de bu zaman aralığında izmir , istanbul ve ankara'da ayrı ayrı profesyonel ligler oynanıyor. her birinden ayrı şampiyon çıkıyor.

    -türkiye 1956-57 sezonu için uefa'ya istanbul lig şampiyonu galatasaray'ın ismini veriyor. o sene galatasaray şampiyonlar ligine katılmış oluyor.

    -federasyon sadece istanbul lig şampiyonunu gönderme kararı alınca izmir ve ankara lig şampiyonları buna haklı olarak itiraz ediyor.

    -bunun üzerine federasyon 57-58 sezonu için uefa'ya gidecek olan takımı belirlemek için istanbul(2)-ankara(2)-izmir(2) liglerinden gelen toplam 6 takımla federasyon kupası düzenliyor. burada şampiyon olan takım uefa'ya gidiyor. bu yıl içinde beşiktaş şampiyon olduğu için o şampiyonlar ligine katılmış oluyor.

    -diğer yıl 58-59 sezonu içinde aynı şekilde federasyon kupasında yine beşiktaş birinci olunca o yıl şampiyonlar ligine katılıyor.

    -59-60 sezonuna geldiğimizde ise türkiye futbol fedarasyonu istanbul-ankara-izmir liglerini birleştirip ulusal lig formatına geçiyor. artık burada şampiyonlar olanlar direk şampiyonlar ligine katılmaya başlıyor.

    -ülkemizde ki şampiyonluk sayısı normalde 59-60 sezonundan itibaren başlıyor.

    -ancak bundan önceki iki yılda üç ulusal ligin(istanbul-ankara-izmir) ortak şampiyonu(federasyon kupası) olduğunu söyleyerek kazandığı iki şampiyonluğu istiyor.

    -ilk başta türkiye futbol federasyonu bu durumu kabul etmese de uefa'nın kararı ile fikrini değiştirip haklı olarak beşiktaş'a şampiyonlukları veriliyor.

    -burada ki mantık o iki yılda ulusal ligler arasında oynanan turnuvada şampiyon takımın olmasıdır.

    -diğer yıllarda ise istanbul-ankara-izmir ulusal liglerinde herkes ayrı şampiyon olduğu için bir takıma şampiyonluk verilemez.

    -galatasaraylı olarak tane tane yazdım artık bu durumu net şekilde anladığınızı umuyorum.

    edit:

    3 arkadaş haricinde mesaj gönderen 8 arkadaş olayı hala anlamamak üzere çaba sarf ediyorlar. açıklayıcı olmuş diyen 3 arkadaşa teşekkür edip diğerleri için ek açıklamalar ekleyeyim ki mesajdan uğraşmayayım.

    - öncelikle şunu söylemek istiyorum. milletimiz hiç araştırma yapmadan sadece yazılanlara göre ahkam kesmeyi çok iyi beceriyor. arkadaşlar açın biraz araştırın neyin ne olduğunu görün ondan sonra gelin yazın. birkaçı benim okuma yazmamın zayıf olduğunu savunup araştır deyip duruyor. onları allaha havale ediyorum.

    -yukarıda her ne kadar açıklayıcı yazmaya çalıştıysam da bazı kişiler anlayamadı. seviyeyi biraz daha düşürüp bazı eklemeler yapacağım.

    -57 ve 58 sezonları için türkiye futbol federasyonu(futbolla ilgili karar veren kurum) uefa'nın(avrupa futbol federasyonları birliği) düzenlediği şampiyonlar ligine takım göndermek için ülke şampiyonu belirlemek istiyor.

    -onun içinde federasyon kupası adı altında bir turnuva düzenliyor. kuralları ise; istanbul-ankara-izmir liglerinde ki takımlar ilk önce kendi aralarında eleme maçı oynuyorlar. eleme maçları sonrası her ligden ikiye kalan takım federasyon final ligine kalmış oluyor. toplam 6 takımlı federasyon liginde oynanan maçlar sonrası 57 sezonunda beşiktaş şampiyon oluyor.

    -57 sezonunda federasyon finaline kalan 6 takım; istanbul'dan(beşiktaş-galatasaray) , ankara'dan(gençlerbirliği-adana milli mensucat), izmir'den(altay-kültürspor). 10 maç üzerinden oynanan maçlar sonucu beşiktaş 17 puanla lider olup şampiyonlar ligine gidiyor.

    -58 sezonunda ise, ilk önce üç ligde eleme maçları oynatıyor. sonucunda kazanan takımlar fedarayon kupası 2 kademesine yükselmiş oluyor. burada 16 takım birbirleriyle eleme maçı oynadıktan sonra 8 takım gruplara kalmış oluyor. bu sezonda 4 takımlı 2 grup oluşturulup maçlar oynatılıyor. bu gruplardan lider olan iki takım final maçı oynayıp şampiyon oluyor. (kırmızı grup-beşiktaş, beyaz grup-galatasaray). finalde oynanan iki maçı da beşiktaş 1-0 lık sonuçla kazanıp şampiyonlar ligine gitmiş oluyor. ancak türkiye futbol federasyonu beşiktaş'ın ismini uefa'ya geç bildirdiği için o yıl şampiyonlar ligine türkiye'den katılım olmuyor.

    -tekrar yazıyorum açıp biraz araştırın neyin ne olduğunu. mantık süper lig sezonunun başladığı 59 sezonundan önce ki iki sene aynı lig formatı gibi tüm takımları kapsayan maçlar oynandığından beşiktaş şampiyonluklarının sayılmasını istiyor. sonuç olarak uefa'da haklı bulunca şampiyonluk sayıları verilmiş oluyor. bundan önceki yıllarda tüm ulusu kaplayan turnuva oynanmadığı için diğer şampiyonluklar eklenmiyor. anlayın artık şunun mantığını boşa tartışma konusu açmayın.