hesabın var mı? giriş yap

  • hastalıktan ziyade boş boş dikilmeyi sevmeyen adamın durumudur. onun yerine açar kitabımı okurum en azından o metrodaki 65 yıldır duş almayan insanlardan bir nebze olsa uzaklaşırım diye düşünmektedir. daha müsait zamanı yoktur büyük ihtimalle. işten gelir 7-8 gibi ve dinlen, yemek ye, işinle ilgili bakman gereken şeyleri kontrol et derken zaten saat akşam 11 falan olur. o saatten sonra anca 1 saat yatağına uzanıp kitap okur ama yetmez. akşam yatarken yarım bıraktığı dünyaya o boktan metroda devam eder

    bence kitap okuyan yerine okumayıp ağzındaki soğanla kavrulmuş kıyma ve koltuk altından leş gibi ter kokan ayıyı tartışmalıyız.

  • market isleten turk amcamin alisverise gelen almani isaret edip, ciragina turistle ilgilensene demesi.

  • zararlı cemiyetlerden ismailağa cemaati'nin sözde şeyhinin ölümüdür. darısı benzerlerinin başına. toprağı sığ, ateşi bol olsun... konyak

    23 haziran 2022 mahmut ustaosmanoğlu'nun ölmesi başlığını da ben açmıştım. verdikçe veriyor...

    "efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. en doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır." mustafa kemal atatürk

    edit: bu, şeyh ilan edildiğinde osurayım derken sıçacak halde olduğu için ölümü pek dikkat çekmedi. oysa 23 nisan coşkusu şimdiden başlamalıydı.

  • düğün yapılmadığında el alem evli olmadığını kabul eder.el alem çok önemlidir.el alem türk toplumunun mihenk taşıdır.her ne yaparsak yapalım "acaba el alem ne der" diye düşünürüz.el alem önemlidir.el alemi üzmeyin.

  • kabaca, geç osmanlı/erken cumhuriyet, 1930'lardan itibaren devlet feminizmi, 1980'lerden itibaren de ikinci dalga feminizm olmak üzere, üç dönemde incelenebilecek akım.

    osmanlı imparatorluğu'nun son dönemlerini kapsayan feminizm dalgası, özellikle son yıllara kadar sıklıkla görmezden gelinse de, serpil çakır'ın osmanlı kadın hareketi, yaprak zihnioğlu'nun kadınsız inkılap kitapları, ayrıca hayganuş mark'la ilgili yapılan "feminizm: bir adalet fermanı" gibi çalışmaların da etkisiyle bu döneme gösterilen ilgi artmıştır. şu anda bilindiği kadarıyla 1908-1923 yılları arasında 40'dan fazla kadın örgütü kurulmuş, okuma yazma oranlarının azlığına ve dağıtım imkanlarının sınırlılığına rağmen, oldukça fazla sayıda okuyucuya ulaşan 27 adet kadın dergi ve gazetesi çıkartılmış, üniversite de dahil olmak üzere, kadınların eğitim görme ve çalışma oranları artmış, 1917'de çok eşliliğe sınırlama getiren kanun çıkartılmış ve kadınların seçme-seçilme haklarıyla ilgili istekler ilk olarak bu dönemde dile getirilmiştir.

    erken cumhuriyet tarihinin, kadınlara ait en önemli ayrıntılarından biri ise, 16 haziran 1923'te, nezihe muhittin tarafından, cumhuriyet tarihinin ilk partisi olarak kurulan kadınlar halk fırkasıdır. bu parti, hem kadınların siyasi alanda temsilinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, hem de daha sonra kurulacak cumhuriyet halk fırkası'na yönelik ilginin azalmaması için kapatılmıştır. partilerinin kapatılmasının ardından, kadınlar 1924 yılında türk kadınlar birliği'ni kurmuş (buradaki millileşme eğilimine dikkatinizi çekerim), 1925 yılından itibaren özellikle seçme ve seçilme hakları için çeşitli eylemler yapmışlardır. istedikleri haklarla, cumhuriyet gazetesi tarafından "havva'nın kızları, meclis'e girip yılın manto modasını tartışacak" diye dalga geçilse de, nezihe muhittin küstürülüp, siyasetten uzaklaştırılsa da, güç de olsa kadınlar 1934 yılında siyasi haklarını kazanmışlardır.

    1935 yılında ise 12. uluslarası kadınlar birliği kongresi türkiye'de düzenlenmiş, bu konferansın ardından özellikle chf'nin tepkileri daha da sertleşmiştir. ünlü hukukçu hıfzı veldet velidedeoğlu'nun 1935 yılında ülkü'de yazdığı bir yazıdan alıntılıyorum: "yeni türkiye’de bir kadınlık-erkeklik mücadelesi yoktur, olmamıştır ve olamaz. kadınlara bu haklar ne bahşedilmiş, ne de kadınlar tarafından mücadele ile alınmıştır. yapılan şey türk camiasında eksik kalmış olan bir işin diğer işler meyanında şimdi tamamlanmış olmasıdır." zaten sonrasında da türk kadınlar birliği kendi kendisini feshetmiştir.

    1980'lere kadar uzanan dönemde ise, kadın hakları "gerektiği zaman" erkekler tarafından savunuldu, kemalizm ve feminizm arasında borçlu olma hissinden kaynaklanan bir ortaklık kuruldu. seçme ve seçilme hakları elde edildi, fakat 1935'ten günümüze kadar meclise giren kadın sayısı 8794 erkeğe karşılık, 236 kadınla sınırlı kaldı. üstelik de kadınların yaşadığı pek çok problem görmezden gelindi.

    ikinci dalga feminist hareket, hem devlet feminizmi ile bir hesaplaşmayı başlattı, hem de toplumsal cinsiyet, taciz, beden hakları, kadın araştırmaları, kadın kütüphaneleri vs. gibi kavram ve kurumları da tartışmaya açarak, toplumun içselleştirdiği, cinsiyete dayalı ayrımcılıkları su yüzüne çıkarmayı hedefledi. hukuki reformlar için baskı yapmaya, bir de giderek yükselen oranda feminizmin orta sınıf, "beyaz" kadın hareketi olup olmadığını tartışmaya başladılar.

  • bu olay ilk pandemi döneminde "menü elden ele gezmesin" muhabbeti ile çıktı bende hafiften saflık olduğu için hala ondan devam ediyor sanıyordum geçen gün restorandaki adam söyledi abi sürekli fiyat değiştirmek çok masraflı diye artık herkes böyle kullanıyor diye.

    bazı menülere bakması işkence oluyor doğru. ama aklıma şu geldi. sene böyle 2000 değil, internet yaygınlaşıyor hızla. bir komşu teyze vardı eve 5-6 gazete alırdı, oğlu dedi ki anne bak gazeteye gerek yok hepsi bilgisayarda artık. kadın dedi e aç bakayım. açtı çocuk dedi ki "anne şimdi hangi köşe yazarını okumak istersin"

    kadın dedi ki öyle ne bileyim ben şöyle sayfalara bir bakacağım, yazıya, paragraflara satır başlarına göz gezdireceğim sonra karar vereceğim sıraya koyacağım.

    ha işte qr menülerde o şöyle bir göz atma olayı olmuyor hedef odaklı oluyor çok. menü kapsamlı ise bitti zaten.

    en güzeli tunalıda bir kaç yerde vardı, böyle ekran var tablet. dokunup kaydırarak hem bakıyorsun hem tık tık oradan sipariş ayarlıyorsun, garson direkt siparişi getiriyor.

  • ürünlerin türkiye’de çıkanı ile yurtdışındaki çıkanı arasında fark olmasından kaynaklanabilecek durum. gıda dedektifi instagram hesabında bahsi geçmişti bu konunun bir kaç kez. ingiltere’de bol sütlü, bol vitaminli, az şekerli ürünün türkiye’de piyasaya sürülen versiyonu az sütlü, vitamini azalmış ve glikoz şekeri ve diğer sakat içerikleri dayadıkları ürün oluyor.

  • üzerine verici yerleştirip uzay mekiğinden boşluğa bırakıldığında cevabı bulacağını sanan yazarları göstermiştir bize.. uzaya, aslan belgeseli muamelesi yapmak böyle bir şey olsa gerek..

  • "atatürk dahili ve harici bedhahlarımız olacağını söylemişti de, halkla bu kadar taşşak geçeceklerini hiç söylememişti..."

  • annem kendisine ingilizce ogrenmeye gidiyorum diye evden cikar babamla bulusurmus yil 1972. ingilizce yalan olmus ben gercek...