hesabın var mı? giriş yap

  • eskilerden gelsin.

    başlık: fatih tekke paradoksu beylerrrrr

    1. beyler 12 senedir, ergenliğe girdiğimden beri bunun üzerinde düşünüyorum artık kafayı yicem bir de sizler bakın olm.

    şimdi bu yanına koduumunun evladının soyadı tekke diil mi? peki tekke kelimesinde kaç 'k' var, iki tane amk, yani çiftke olması gerekir, peki hadi çiftke yaptık admın soyadını diyelim, o zaman soyisminde kaç 'k' oluyor, tek k oluyor amk, yani tekke oluyor olm işte burda işler karışıyor ölümcül sonsuz döngüye giriyor cpu, mnskym gene çözemedim lan bi sigara yakcam

    okuyun lan piçler çok önemli bu.

  • bu adamın takım arkadaşı pique, shakira ile beraber. bu ise dünyanın en göz önündeki kulübünde oynamasına rağmen kısmetse olur yarışmacısına yürüyor. tamam yakışıklı olmayabilirsin ama bu nasıl bir vizyonsuzluk aq? git victoria's secret kızlarına yürü reddedilsen de ortamlarda bir şeyler sallar, bayrampaşa çocuğu olduğunu cümle aleme 467326. kez duyurup hayatına devam edersin.

  • bu ve benzeri projelerin siyasi saikler ile eleştiri konusu yapılmasını anlamdırmak güç. peki tabii, alanında yetkin kişiler tarafından süreç ve teknik eleştirilebilir ancak, tamamen içi boş argümanlarla fikir yoksunu kişilerce eleştirilmesi; benzer şekilde hükümet taraftarlarınca sanki ak parti'nin özkaynakları ike yürütülen bir varlık projesi gibi müdafaa edilmesi de aynı şekilde anlamsız.

    öncelikle bu projenin, akp'nin seçim vaadi olarak pazarladığı ve yerli uçağımız göklerde diye enforme edilen bölgesel uçak projesi ile hiçbir ilgisi yok.

    ikincisi ise, bu proje 2000'li yılların başından beridir bir şekilde düşünülen ve silahlı kuvvetlerin ihtiyaçları ile şekillenen bir sürecin parçası.

    ve şuanda sırf bu proje için alt yükleniciler ile birlikte yaklaşık 6000 mühendis-teknisyen mesai harcıyor. ve bu mühendislerin birçoğu odtü, itü, bilkent gibi saygın üniversitelerden mezun genç yetenekler. süreç devam ettikçe, bu proje için çalışan kişi sayısının 10000'i aşması bekleniyor. türkiye'de başka hangi teknoloji için bu kadar kişi çalışıyor?

    ayrıca bae systems gibi en ileri havacılık şirketlerine yüz milyonlarca euro verilerek mühendislik desteği alınıyor.

    eğer başarılı olursa, rolls royce ve kale ortaklığı bu uçağın motorunu sıfırdan tasarlamak için yoğun ilgi gösteriyor.

    ve tüm bu süreçler devam ederken, avrupa'nın en büyüklerinden olacak rüzgar tesisleri, yıldırım-kuş çarpma test merkezleri gibi bir çok ileri teknoloji altyapı merkezleri inşaa ediliyor.

    ayrıca tusaş'ın üretilen ilk uçakların 5. nesil olarak hizmet vereceği konusunda da bir iddiası yok. ilk fazlarda 4.5+ olarak üretilecekken, 2035 sonrasında 5. nesil yeterliliklere sahip olacağı defalarca ikrar edildi. 2035'e gelindiğinde mmu, ancak 25 yıllık bir sürecin sonunda 5. nesil bir uçak olmak iddiasında.

    evet, 25 yıl. tabii tusaş'ın esasen f-35'in orta gövde üreticisi olması ve alp havacılık gibi şirketlerle birlikte birçok kritik alt sistemin ana üretecisi olduğunu, güney kore tarafından üretilecek olan kf-21'in kritik kokpit içi donanımlarının dahi türk şirketler tarafından üretildiğini, f-35'in ana silahlarından biri olacak som-j ve diğer varyantlarının lockheed martin ile sage tarafından ortak geliştirildiğini, bindiğiniz birçok yolcu uçağının sayısız kalemde bileşeninin yine tusaş tarafından üretildiğini bilmeyenler için; bu süre dahi oldukça iddialı görünebilir.

    ve yine tusaş'ın, uzun yıllar dünyadaki sayılı f-16 üreticilerinden biri olduğunu, mısır hava kuvvetleri tarafından kullanılan f-16'ların da tusaş tarafından üretildiğinden ve bu uçakların lockheed tesisleri ile berabar sınırlı sayıda mükemmel kusursuzluk seviyesinde uçaklar üretebildiğinden bir haber kişiler bakımından da, hayalperest adımlar olarak nitelendirilebilir.

    peki, bu proje başarılı olsun veya olmasın. binlerce mühendise kazandırılacak tecrübenin, ar-ge ve tesislerin ne gibi bir zararı olabilir?

    tusaş, baykar gibi özel bir şirket değil. ak parti'den evvel var olduğu gibi, onlar gittiğinde de bu ülkenin en değerli teknolojilerini üreten kurumlarından biri olarak, varlığını sürdürecektir.

    edit: daha üretilen uçağın faz-0 kapsamında son montaj hattına halınan, ge f110 moturu ile 18 mart tarihinde roll-out yaparak, yer testlerinde kullanılacak olan ilk prototip olduğunu bilmeksizin, mock-up olduğunu kararlı bir uzman görüşü ile ifade edenleri ibret almak mümkündür.

    yüz yıl önce ortaya konulan vizyonun, halen anlaşılamamış olması da oldukça vahim.

    istikbal, göklerdedir!

  • kadının %100 haklı olduğu durumdur.

    sizce iş gücü maliyeti ürüne yansımayacak mı?

    deniz zeyrek bundan üretici şikayetçi mi demiş üreticinin tuzu kuru kardeşim umrunda olur mu işçinin maaşını %40 arttırsa ürüne %70 zam yapar işine bakar.

    laf olsun torba dolsun diye atılmış bir tweet ve üzerine bunu entryleştiren bir yazar olması bile komik

    ekleme: başlığı açan şahıs şöyle bir entry daha girmiş başlığa #131090409 bilal'e anlatır gibi yazıyım.

    biz kimsenin maaşına zam gelmesin demiyoruz, nevşin hanım da aynı şekilde. bizim dediğimiz sistem ve düzen öyle bir batış batmış ki maaşa gelen zam misliyle yine o maaşı alana girecek. bu sefer 2800 lira maaşla aldığı şeyleri 5000 lirayla alacak yani emeği değer kazanmayacak. kadın maaşa zam yapmakla mı kurtulacak bu ülke tek sıkıntı maaşların düşük olması mı yoksa o maaşlar niye gün geçtikçe azalıyor köklü bir çözüm bulunmalı diyor asıl ama senin gibilere her şeyi kelimesi kelimesine anlatmak gerektiği için anlamıyorsunuz.

  • birbirlerine ilk kez açılma kısmı merak uyandıran görüntülerdir.

    - gıyas iyi adamsın sen.
    - sende öyle.
    - gerçekten iyi duygular besliyorum sana.
    - yüksünme.de hele.
    - bilemedim, sarılasım öpesim geldi, döşüme basasım..

  • tek yönde çalışan tren vagonlarıyla gidilen ama dönülemeyen bir yer. 250.000'den fazla çin ve rusun yaşamını kaybettiği, bir esirin bile sağ çıkmadığı ölüm kampı.
    abd ve japonya'nın 2. dünya savaşı sonrasında dünyayı yeniden paylaşmalarının anahtarı burası. vietnam'da kullanılan biyolojik silah bilgisinin nereden edinildiğinin açıklaması. bitmek bilmeyen japon emperyalizminin ve militarizminin son noktası. artık bu kadar açıktan yapamıyorlar çok şükür.

    birim 731 ve nanking katliamı'na, asya'nın auschwitz'i demek haksızlık oluyor biraz. bu insanların hiç lobisi olmadı, zengin değiller. kampları kuranlar hiç yargılanmadı. yaşananları anlatan bir history channel belgeselinden başka hiç filmleri olmadı. japonlar bu tarihsel suçun bedelini maddi-manevi hiç ödemedi, hiç kabul etmedi. hiroşima ile nagazaki'ye atılan atom bombalarının gölgesinde kaldı.

  • minibüse binmeden önce teyzelerin cikarttigi ses, artik ka$ar derecesinde minibüs deneyimi olanlar "pis" le isi bitirirler

  • insanlarin tamamlanmamis yasantilarini, tamamlanmis olanlardan daha once ve daha net bir sekilde animsama egilimidir. tamamlanmamis yasantinin doymamis olmasi ile alakalidir, rahatlama gerceklesmemistir, sonuca gidilmemistir. yasantinin tamamlanmasi veya sonuca gidilmesi sonucunda bir rahatlama ve doymusluk elde edilir. dolayisiyla tamamlanmamis yasantilar daha acik ve net animsanir. gunluk hayattan ornek verecek olursak "eski sevgilinin unutulmaması" guzel bir ornektir, hedefe gidilmemis, sonuca ulasilamamistir. bu etki dogrultusunda eski sevgili ayriligin ilk zamanlarinda fazlasiyla hatirlanir. ama zamanin unutturma ve duyarsizlastirma etkisi uzun vadede zeigarnik etkisinden cok daha baskin oldugu icin animsamalarin veya hatirlamalarin gucu azalir. ote yandan, yaygin olarak inanilan "evlilik aşkı olduruyor" dusuncesi bu etkinin sonuca gidilmesi sonucunda olusmustur. bireyler, yasantilarini tamamlamis, sonuca gidilmis bir rahatlama ve doygunluk yasanmistir. evlilik asamasinda cesitli aktivitelerle bireylerin birbirini tanimaya ve anlamaya calismasi, birbirlerine saygi gostermesi ve evliligin deger onceliklerinin belirlenmesi evliligi canli tutabilir ve evliligi saglam temellere oturtabilir.

    ayrica

    (bkz: tamamlama yasasi)

  • annem, babamın telefonuna kendini "aşkım" diye kaydetmiş. bir akşam bağırıyor evde: arıyorum arıyorum niye açmıyorsun be adam? ne zaman aradın diyor babam, görmedim ben hiç. sonra arama geçmişinden annemin gün içinde babamı birkaç kez aradığı bilgisine ulaşıyoruz. hmm... babamın savunması içler acısı: sen miydin o ya?

    haha aşkım diye biri o derece yok ki adamın hayatında, yanlış numara sanmış!

    açmıyor da ama ha... sadık yani. bittim buna. off sevgililer günü yağ.