hesabın var mı? giriş yap

  • ey romalılar:

    yumurtayı rahat soyabilmek için yumurtanın anatomisini bilmek gerekir. sıradan bir yumurta şu katmanlardan oluşur.

    1) kabuk
    2) zar
    3) hava boşluğu ( sadece ufak bir bölgede bulunur. tüm yumurtayı kaplamaz)
    4) yumurtanın beyazı
    5) yumurtanın sarısı

    şimdi haşladığımız yumurtanın üstüne tık tık vurarak tüm kabuğu çatlatıyoruz. çatlatırken hava boşluğunun olduğu yeri buluyoruz. oradan başlayıp ( hava boşluğundan başlıyoruz çünkü zar ile kabuğu beraber tutabilmenin en kolay yeri burası.) zar ile kabuğu beraber olacak şekilde soyuyoruz. zar ile beraber soyduğumuz için kolayca soyuluyor. yok sadece kabuğu soymaya başlarsanız yumurta soymak eziyete dönüşecektir.

    işin sırrı zarda.

  • şunun devamıdır (bkz: #88505621)

    seo nedir sorusunun doğru cevaplanmasıyla artık çok da zor olmamaya başlayan şey.
    aslında cevap basit, arama motorlarının kalite yönergelerine uygun hareket etmek. o kriterlere göre ne kadar iyi sitelere sahipseniz sıralamanızı yükseltiyorsunuz.

    peki onlar ne işte? öncelikle şöyle söyliyeyim, artık google güncellemelerini ve o güncellemelerin ne anlama geldiğini anlatmaya çalışan siyocuların anlatmak istediklerini takip etmeyi bırakalı çok oldu. seo google'ın sonuçlarıdır. bakmanız, incelemeniz gereken yer sonuçlar ve o sonuçlarda listelenen sitelerin ne yaptığını nasıl takip edebileceğinizi bilmeniz gerekiyor.

    - ücretli herhangi bir araç kullanmıyorum ( ahrefs vs )
    - web sitelerim için backlink almayı 4-5 sene önce bıraktım ( aldığım linklerin tamamını da reddettim zaten (bkz: google disavow tool) )
    - içeriğe odaklandım, çıkan sonuçlardakilerin ortak özelliklerini araştırdım ve denemelere başladım.
    - neredeyse 1 defter bitirdim, gün gün farklı içeriklerde farklı şeyler denedim ve hepsini not aldım, google ın o içerikleri indekslemesi, içeriklerin yeni hallerinin google sonuçlarına yansıması vakit aldığından farklı içeriklerim için çalışmalara devam ettim. hangi çalışmada içeriklerin daha fazla yukarıya çıktığını, hangi şeyleri yaptığımda düşüşe geçtiğini belirledim.

    bu çalışmalar ne kadar sürdü peki? 3-4 yıl. google'dan gelir kazandığım toplam süre yaklaşık olarak 14-15 yıl oldu. önceden iyi paralar kazanmak daha kolayken algoritmalarla google spamın önüne geçti ve artık ne istediğini tesbit etmek ve o isteklerini yerine getirip yukarıya çıkmak ciddi bir meşekkat oldu.

    ama sonuca değdi. yazı dizisinin devamı gelecek.

  • ziraat bankası uzman yardımcılığı;

    -stagflasyon nedir?
    +durgunluk ve enflasyonun bir arada görülmesidir..
    -bu kadar mı?
    +şimdilik böyle. bu kadar yani. stagflasyon.

    son cümlemi ellerimi açarak ve gözlerimi belerterek vermiştim. onlar da bana belertti sonra. belerdim.

  • ayak altında insan olmaması. her insanın mekanı, odası katı vs var. dolayısıyla sağda solda dolaşırken insana rastlamazsınız. fakir evlerinde her yerden insan çıkar alan dar olduğu için. mutfağa gidersiniz 3 kişi, koridorda 2 kişi salon desen stadyum gibi.
    zengin evlerinde insanı arayıp bulmanız lazım.

  • geçen gün -üstelik alkollü mekanda- başıma gelmiş hadise.

    3.000 tl hesap tuttu. adam dedi ki “yalnız pos çalışmıyor”.

    ben de “o kadar nakiti nasıl taşıyayım” dedim.

    “iban verelim” dedi.

    “gecenin 12'sinde ben niye eft'ye 50-60 tl komisyon ödeyeyim. böyle iş mi olur? eft komisyonunu düşecek misin hesaptan? ya hesabı ödemicem, yada komşudan pos getirin” dedim.

    pos geldi. çektim. slipte oturduğum işletmenin adı yazıyordu.

    yani bozuk mozuk değil. hayır zaten oturduğumdan beri elli kalem üründen geçirmişsin bana. banka komisyonunu mu dert ediyorsun?

    böyle işlerde -eğer yiyip içtikten sonra derse- gerekirse tartışın işletmeyle.

    edit: havale isteyen işletmeci bir arkadaş rahatsız olmuş. özelden “havale/eft komisyonu 50 tl tutmaz. senin olay yalan.” diyor. “yok abi 5-10 tl de olsa sen niye komisyon veresin bi de hesabın üstüne?” diyen yok ama.

  • bir zamanlar kanal 6'nın sık sık yayınladığı, 1995 yapımlı kim basinger ve alec baldwin'in oynadıkları romantik komedi. kim hanım her zaman ki gibi arzu unsuru olma konusunda oldukça başarılı, mafya babasının sevgilisi, şuh bir şarkıcıdır. alec baldwin ise kendi halinde hım-hım bir kimsedir. bunlar film boyunca bir şekilde evlenip evlenip boşanırlar. en sonunda da mutluluğu yakalayıp mesut olurlar. türkçesi yanılmıyorsam "bir aşk dört nikah" gibi bir şeydi.

  • "kadınları anlamak istiyorsanız 1 saat açık havada durun. ne alaka diyorsanız, zaten anlamayacaksınız en azında beyninize oksijen gitsin."

    "ülkemizde beden eğitimine bakış şöyleydi: beden ilk ders olsun okula eşofmanla gideyim, son ders olsun eve eşofmanla döneyim."

  • kesinlikle desteklediğim başvurudur.
    40 yaşında emekli olmak nedir allah aşkına.
    seçim olmasa böyle bir kazanımları olabilir miydi.
    umarım aym kararı iptal edebilir.

  • asıl utanması gereken, bissürü teknik hukuki terimin kullanılacağı belli olan basın toplantısına tercüman olarak öğrencileri görevlendiren sorumlu organizatördür. ayıp ulan, üç kuruş hesap için mi yaptınız bunu merak ediyorum.