hesabın var mı? giriş yap

  • hayatında ast-üst ilişkisi nedir bilmeyen adam işte "dönüp kendi komutanına sıkabilirlerdi," diye saçmalamış.

    ulan, sen liseyi okuyup okumadığı belli olmayan, daha tuvaletin neresine sıçacağını bilmeyen, babasının "höğt lan!" demesiyle put gibi hazır ola geçen adamdan böyle bir mantık yürütmesini mi bekliyorsun?

    üstüne üstlük bir de utanmadan, arlanmadan bu çocukların vahşice katledilmesine ne diyor? "oradaki insanların öfkesi belki de kardeşinin, annesinin, babasının ölmesindendir."

    affedersin kardeş, ama ne yapmış olursa olsun; ister memleketi milyarlarca dolar dolandırmış olsun, ister annemi öldürmüş olsun, bir insana böyle davranmam. benim vicdanım var, ben bir insanım. ipini koparmış kuduz köpek değilim.

  • iki sene önce.
    cerrahpaşa'ya yatıyorum.
    teşhis kötü, tanı kötü..

    cerrahpaşa geceleri karanlık, ıssız. aylarca yatıyorum, duvara görünmez çentikler atarak. on adım sayıyorum odamda, ayağa kalkabilsem on adım atarım odadan çıkmak için. ayağa kalkabilsem, şu pencereyi olsun açabilsem, yıldızları görebilsem... oysa odam çamaşırhaneye bakıyor, biliyorum.

    gece ıssız, gece uğursuz gibi sessiz. telefonuma bir mesaj düşüyor, tanrı'nın tesadüfler yoluyla benimle eğlendiğini düşünüyorum. deliler gibi ağlıyorum sonra, sonra gülmeye başlıyorum halime.

    "volkan konak- cerrahpaşa şarkısını xx kontöre cebine indir" diyen bir spam telefona düşen. inanır mısınız indiriyorum sittin kontöre, zil sesi yapıyorum. " cerrahpaşa'ya koydum canımın yarısını " diyecek kimsem olmadığı için o vakit, anamdan başka, daha bir ağlatıyor şarkı...

    orada öyle ince, öyle derinden anladım ki ben bu adamı. acısını acıma karıştırıp öyle bir ağladım ki, kimseler duymadan öyle feryatlar çıktı ki ağzımdan.

    şimdi her halta inat ayaktayım, şükür. cerrahpaşa'da değil, evimdeyim ama.. öyle bir anladım, öyle bir sevdim, öyle bir acısına ortak oldum, öyle bir ağladım ki bu adamla. işte bu yüzden tüm sikko anketlerde, ne zaman kim sorsa "en sevdiğin sanatçı kim?" diye, hep volkan konak derim. içten, yürekten söylerim, öyledir.

    az evvel cerrahpaşa'yı söyledi yine.
    öyle güzel söyledi ki...

  • rok'a mit ve devlet kaynaklarindan,
    sinan engin'e spor ve federasyon kaynaklarindan,
    ahmet cakar'a hakem ve bahis kaynaklarindan surekli telefonla bilgi geliyor.

    garibim abdulkerim'e ne sms atan ne de bilgi veren kaynak var.

  • başlık: en komik fıkralar

    36. sihirli bir kurbağa ormanda yalnız yaşıyomus. bir gün etrafı gezmeye cıkmış ve önüne ilk çıkan bir ayı ve tavşana kıyak yapmak istemiş. "3 şey dileyin benden ne dilerseniz" demis.
    ayı;"bu ormandaki tüm ayılar dişi olsun ve hepsi bana hasta olsun."
    kurbağa hemen yerine getirmiş isteği.
    tavşan; "bana bir kask ver" demiş
    o da hemen olmuş ama ayı
    içinden "manyak mı bu tavşan çuvalla para istesin istediği
    kadar kask alsın. deli bu ya" demiş.
    ikinci istek olarak ayı yine;
    "yan ormandaki tüm ayılar dişi olsun ve hepsi beni arzulasin" demiş.
    abraka dabra !
    o da tamam tavşan;
    "bana bi motosiklet verin" demiş ve yerine gelmis ama ayi iyicene şaşirmis. bu tavşan deli olmalı diye düşünmüş.
    sıra gelmiş son isteklere

    ayi; "bu gezegendeki tüm ayılar dişi olsun ve hepsi benim yanımda olsun" demiş.
    kurbaga bu isteği de hemen yerine getirmiş.
    tavşan önce kaskı takmış, motora binmiş ve marşa basıp motosikleti çalıştırmış.
    son isteğini söyleyip gaza basmış:

    " bu ayı ibne olsun!"

  • adamın otobüsünün üzerine taş yağdırıyorlar resmen. cumhuriyetin temellerinin atıldığı kentin geldiği duruma bakın resmen rezillik. tarihe kapkara bir leke olarak geçecek durumdur.

  • sivil toplum kuruluşları özgürce katılıp, özgürce ayrılacağınız kurumlardır. görseldeki sözde stk'ların tamamı cemaat olup, sizin üzerinizde, iradenizde tahakküm kurma girişimleridir. bu nedenle it ürümesidir

  • "son dakika - ekşi sözlük yönetimi, aynı anda hekimlere küfretmekten ve ümit özdağ fanatiği taklidi yapmaktan yorgun düşen kadrolu ak troller için bayramda 9 günlük tatil teklifini gündeme aldı..." şeklinde olan tweet'tir.

    yazarların bu tweet hakkındaki görüşlerini merak ediyorum doğrusu.

  • açık ve net konuşmak gerekiyor; anayasa değişikliğinin ardından yeni hsyk'nın göreve başlaması ile türk yargı dünyası ve onlarca yıllık uygulamaları hallaç pamuğu gibi atılıyor. birazdan dinci kardeşlerimiz buraya gelip ağlamaya başlayacak yargının içindeki derin devleti bitirdik, yargı artık halkın hizmetinde, belirli bir elitin değil, kahrolsun ergenekon diye; sakın kanmayın, kazın ayağı böyle değil.

    allah'ın bildiğini kuldan saklamanın gereği yok; özel yetkili cumhuriyet savcılıkları ve özel yetkili ağır ceza mahkemeleri, herkesin bildiği gibi, belirli bir görüşün egemen olduğu yerler; bunların gücünün önünde hiçbir şeyin durması da mümkün değil. sorun şu ki bu yapı, bu eşsiz gücünü, örgütlü suçlar ile müdadele için değil, mensup olduğu düşünce yapısına karşı muhalif gördüğü her kesimi ezmek için kullanıyor. bu durum önce ergenekon davası ile başladı, ardından balyoz davası ile devam etti, bunu oda tv davası izledi, aynı anda istanbul ve şimdi izmir'de devam eden askeri casusluk davaları ile sürüyor; kck davaları da aynı yapının eseri. işte şimdi gün geldi bu sefer aynı gücü muhalif sol dernekler üzerinde kullanıyorlar.

    arkadaşlar; dünyanın her yerinde kabul edilmiş temel ilkedir: yargı, üçlü bir sac ayağı üzerine oturur; savcı itham eder, tezi sunar; avukat savunur, anti tezi sunar; hakim de yargıya ulaşır, sentez yapar. bu nedenle her üç kurum hem birbirinden ayrı hem de birbirine saygılı hareket eder. modern toplumlarda, savunmayı temsil eden avukatlar son derece saygın olduğu gibi, kendilerine dokunulması da son derece sınırlı durumlarda mümkün olur; hele ki takip ettikleri davalar nedeniyle sanki o davanın bir parçasıymış gibi yargılanmaları kabul edilemez.

    yeni hsyk ile birlikte, bu saydığım davalar kapsamında, her seferinde avukatlık büroları basıldı, avukatlar göz altına alındı, tutuklandı, savunma gizliliği ihlal edildi; bugün artık geldiğimiz nokta korkunç; bahsettiğim yapı, özellikle sol kesime yönelik davalarda büyük etki gösteren avukatları bu sefer hedef almış gözüküyor; sabaha karşı onlarca avukatın bürolarının basılıp, kendilerinin yaka paça göz altına alınmalarının, faşist rejimler dışında, dünyada hiç bir örneği yoktur.

    bugün artık çok tehlikeli bir noktadayız; görüşlerini beğenin, beğenmeyin, avukatlık kurumu; sizi haksızlıklara karşı koruyabilecek son kaledir; eğer bu kale yıkılırsa yarın hiç birimizin ne olacağının garantisi yoktur.

    kendileri ile aynı görüşleri çoğu zaman paylaşmasam da, göz altındaki meslektaşlarıma dayanma gücü diliyorum; umarım bu soruşturmadan başı dik çıkarlar.

  • her şey. türk şoförünün o kontağı çalıştırması hata. çünkü vizyon sıfır çakallık sınırsız. otoparktan yola çıkarken yoldan araba geliyor mu diye kontrol etmeden atlayan mı dersiniz,
    ana yolla ara yolun birleştiği yerde ara yoldan çıkacak adam yolu göremesin diye ana yola park edilen arabalar mı dersiniz,
    ilerideki sıkışık trafiği görüp, sıkışıklığın en sonundan karşı şeride geçerek sıkışıklığın en başına gelerek her iki yönde de sıkışıklık yaratmak mı dersiniz,
    yine sıkışık trafikte ve ışıklı kavşakta yeşilin 1 saniyesi kalmasına rağmen o ışıktan geçmeye çalışıp, diğer taraftan gelen araçların arasında, yolun ortasında mal gibi kalmak mı dersiniz,
    hız sınırının 90 olduğu yollarda en sol şeritte 90la giderken gelip arkadan selektör yapanlar varlığı ve ona yol verip sağ şeride geçince 30la giden minibüsün arkasına denk gelmek mi dersiniz?
    yol kenarına park edeceğim diye ana caddede 10la gidip park yeri arayan mı dersiniz?
    2 arabanın sığacağı boşluğa hıyar gibi park edip başka arabaya yer bırakmamak mı dersiniz? -kaldırıma park edenleri söylemiyorum bile-
    .
    .
    .
    bu daha uzar gider bak, tamamı çakallık bunların. herkes kendi çıkarını düşünüyor. ben şuradan geçeyim de, trafik ne durumda olursa olsun deniliyor.
    zaten türkiyedeki son yıllarda oluşan kalitesiz toplumun en büyük sorunu bu değil mi? ben ben ben... ben işimi halledeyim de, ben paramı kazanayım da, ben yoluma gideyim de....