hesabın var mı? giriş yap

  • bre zır cahiller, sadece geçen yıl 139.500 kişi türkiye'den yurt dışına gitmiş.

    bir de kalkmış diyor ki aldığım duyumlara göre puhaha nasıl oluyor lan o ? mesela her hafta dünyadaki göçmenlik kurumları alfabetik sırayla arayıp da "abi gözünüz aydın, bugün bizim burdan bir türk daha yola çıktı" mı diyor ya da haftalık excel dökümü mü atıyor ? *

    3 yıl önce yurt dışına taşındım. şayet ailem türkiye'de olmasa sanırım kolay kolay tatile falan da gitmem o derece.

    zorluklar kısmına gelecek olursak da;

    yemek gibi bir dert artık yok, avrupa'nın neredeyse her yerinde türkler ve türk yemekleri var. en fazla 1-2 saat yol gidersin sonunda o lahmacuna, dönere, pideye kafayı gömersin kardeşim.

    ırkçılık falan filan denmiş, elbette ülkesine göre oranı değişir ama türkiye'de sokak köpeği tarafından parçalanmaktan, samuray kılıçlı şizofren tarafından yolda doğranmaktan ya da avm'de kekonun birinden durduk yere suplex yiyip de sakat kalmaktan daha acı bir durum değil bu.

    özetle arkadaşlar; 10 kişilik arkadaş çevrenizin bir tanıdığının arkadaşının başına gelen bir olayı kitleleri etkileyen bir şeymiş gibi büyütmeyin. 10 binde 1'dir o. ha bir de siz her yurt dışı dediğinizde yukarıdaki gibi zırvalayanlar olacaktır direkt muhabbeti kesin ve dil öğrenmeye devam edin. dünya çok büyük ve insanca yaşamak herkesin hakkı.

  • karsılaşmanın 120. dakikasıdır. top arsenal yarı alanında taça cıkmıstır. 120 dakikalık bir mücadelenin icinde olan ve son 30 dakikayı da 10 kişi oynayan bir takımın, normal sartlar altında yurumekte bile zorluk cekmesi gerekmektedir.
    ama o gun normal bir gun degildir,futbolcular en klasik deyimiyle yurekleriyle oynamaktadır.

    iste bu dakikada top arsenal'in sahasındayken fatih terim kenara gelir ve ileri ileri diye bağırır.oyuncularına ileri gitmelerini işaret eder. 120. dakikada 10 kişilik galatasaray hücum prese çıkar,bütün oyuncular rakip sahaya yığılır. tahminim o ki o anda arsenal'li oyuncular bu maçı kazanamayacaklarını anlamışlardır. bu istek bu arzu ve bu inançla mücadele edemeyeceklerini farketmişlerdir.

    saniyeler sonra maç biter,penaltılara geçilir ve...

  • euroleague, avrupa basketbolunun gelişimi için engel haline gelmiş bir organizasyon ve artık yeniden yapılanması gerekiyor.

    1- gelir:

    euroleague, şu an avrupa'da en fazla gelir üreten organizasyon ama potansiyele bakarak kıyaslama yapınca ise euroleague için avrupa basketbolunun değer üretmesi önünde bir engele dönüştü eleştirisi haklı olabilir. yakın zamana kadar avrupa basketbolu, nba'de az çok rolü olabilecek oyuncular için bir alternatifti. nba'in en görkemli zamanlarında bile (jordan dönemi) avrupa basketbolu yıldızlarına nba'deki en düşük maaşlarla kıyaslanabilecek paralar vaat etmiyordu (kukoc) ki o dönem nba ile kıyaslayabileceğimiz avrupa basketbol organizasyonları çok daha zayıftı.

    avrupa basketbolu en kötü haliyle bile şampiyona 3-5 milyon para vaat edecek seviyede değil ama bu sorunun kaynağını da bilemiyoruz. yunan takımları organizasyonun hissedarlarının gelirden büyük paylar aldığına dair itirazları sık sık haberlere konu oluyor. google'dan aratınca euroleague'in geliri şudur, pasta bu şekilde dağıtılıyor diyen bir dökuman bulamadım. problem gelir paylaşımı ya da gelir azlığı olsun, her senaryoda asıl sorumlu organizasyondur.

    2- kapsam:

    euroleague'e katılacak 11 takım değişmiyor diğer takımlar ise belli başarıları elde ederek bu lige katılabiliyorlar bu da euroleague'in potansiyelinden çok daha sınırlı bir kitleye hitap etmesine sebep oluyor. euroleague'te şampiyonluk iddiası olan takımların bütçesi +30 milyon dolar; ortalama takım bütçesi 10 milyon dolar civarında ama ligi kazanan takımın elde ettiği gelir ortalama bütçenin yarısı bile değil; yerel basketbol liglerinde, eurocup'ta durum gelirler açısından çom daha vahim durumda.

    örneğin eurocup şampiyonu euroleague katılım hakkı kazanıyor ama eurocup için 3-5 milyonluk bütçeler makul iken euroleague'te bu bütçe ile iddialı takım kurmak çok zor ve bu çapta bütçeyle oynamak isteyen takımlar doğal olarak ligin kalitesini düşürüyor; bahsettiğim takımlar bütçelerini artırsalar ve ertesi sene euroleague'e tekrar katılım hakkı tekrar elde edemezlerse ciddi bir bütçe sorunuyla karşılaşıyorlar ve bu durum sürekli olarak istikrarsız takımların ortaya çıkmasına sebep oluyor.

    çözüm muhtemelen euroleague çok daha fazla genişletmek ama vasat bile diyemeyeceğimiz gelirler çok daha fazla bölünürse takımların kalite farkı kapanıp kapsayıcılık artacaktır ( uzun vadede bu daha olumlu olabilir.) ama bu durumda da zaten çok yüksek olmayan toplam kalite daha da düşecektir.

    3- yerel ligler:

    euroleague'in gelirleri çok yetersiz iken yerel ligler gelir açısından berbat durumda ve yetersiz dediğimiz euroleague takımları için yerel ligler zaman, gelir kaybı haline gelmiş durumda. bugün euroleague'te türkiye'yi temsil eden takımlar +50 milyon liralık kadrolar kurarken birkaç milyon teminat bulamayıp ligden çekilen takımlar oluyor. (şu an ligin en dikkat çeken oyuncusunu (bkz: alperen şengün) teminat bulamayan takımdan çıkıyor !)

    bu iki ekibi aynı ligde birkaç defa karşı karşıya getirmek en doğru seçim mi tekrar düşünmek gerekir. bu sadece türkiye ligine has bir durum da değil örneğin euroleague'e sürekli katılım hakkı olduğu halde genelde en kısıtlı bütçe ile yarışan zalgiris de liginde geriye kalan takımların karmasıyla her hafta maç yapsa zalgiris her maça favori çıkar. örnekleri artırabilirim; mevcut statükoyla bu fark azalmayacak, katlanarak artacak.

    sonuç olarak avrupa basketbolunda eninde sonunda büyük bir kırılım yaşanacak. fiba bile (bile çünkü avrupa'da basketbolun gelişememesinin ana sebebi) "şampiyonlar ligini" basketbola uyarlama şeklinde şeytanın bile aklına gelmeyecek bir konseptle yeniden avrupa'da şansını deniyor (bkz: bunu buradan alın) ve şimdiden bir alan kazandı.

    euroleague bugün avrupa basketbolunun potansiyelini baltalayan bir organizasyon haline geldi, avrupa basketbolunun büyümesini engelliyor ama mevcut ekipler için ise en iyi alternatif olarak duruyor. (bkz: batık maliyet yanılgısı) günün sonunda ise en kötü senaryoda bile avrupa basketbolunun başta gelir olmak üzere gerçek potansiyeli bu değil. avrupa'da basketbolun potansiyeli tabii ki abd gibi değil ama mevcut gelir uçurumu normal değil. nba kurumsal olarak avrupa'daki boşluktan yararlanmak için illa ki bir şeyler yapacaktır. nba'deki en değersiz takımın piyasa değeri bile milyar dolara yükselmişken ( birkaç sene önce aşırı yükselmiş olarak kabul gören fiyatlar bile şu an komik rakamlara döndü yani çok daha fazla yükselebilir.) avrupa'daki potansiyel birilerinin ağzını sulandırıyordur. nba oyuncuları arasında "basketbol takımı" sahibi olma trendi yükseliyor. ( avustralya ligi neredeyse nba oyuncuları ligi haline geldi. ) bu eğilim avrupa'ya da yönelebilir ve bu kırılım geciktikçe avrupa basketbolunun kalitesi düşecektir.

    https://seyler.eksisozluk.com/…uhtemel-hazirliklari

  • münchen 3. sulh ceza hakimliği'nin 2017/306 d. iş sayılı ve 02.03.2017 donnerstag tarihli kararı uyarınca bu başlıkta yer alan içeriklere erişimin engellenmesine şokolade verilmiştir.