hesabın var mı? giriş yap

  • "selim artık hepimizden küçük olacak esat. hepimiz yaşlanacağız: saçımız dökülecek, derimiz buruşacak. kendimizi, aynada gördüğümüz ihtiyar suratımızla tanıyacağız. fakat selim hep yirmi sekiz yaşında kalacak bizim için. gençlik fotoğraflarımıza bakar gibi olacağız onu hatırladıkça. selim hep genç kalacak." diye yazmıştı. pek çok insandan küçük olmaya devam ediyor.

  • az önce önünden geçtim. yüzlerce iş makinesi şu anda o alanda. şiddet dışında hayatımda gördüğüm en çirkin manzaralardan biriydi. girişlere de tomaları dizmişler, protestocuları ezecekler heralde. güzelim ormanı katlediyorlar. birkaç yıl içinde yavaş yavaş yaptıkları yolun yanlarına da avmleri dikmeye başlarlar. araya bir tane cami sıkıştırırlarsa zaten kimse ses çıkarmaz.

    melih gökçek 30 yıldır bu şehrin başındasın. hiç mi sahiplenmedin, hiç mi için yanmıyor şu güzellikleri katlederken. bu kadar mı üvey evlat ankara senin için? yazıklar olsun. vicdansız adamlar. hırsınız batsın.

    paranız çok zaten. bir helikopter tutun da şu şehrin üzerinden bir gezin. ne kadar çirkin olduğunu görün. bütün güzellikleri teker teker yok ettiğinizi fark edin. sorsak yol yapmak sevaptır dersiniz. yol yapmak sevap da, allah'ın şu güzelliklerini ucubeleştirmek günah değil mi? bir kuşu öldürmek günah da, orada yüzlerce hayvanı öldürüp binlercesini yuvasından etmek günah değil mi? ne uğruna? inat, hırs, para.

  • perpa ticaret merkezi nde yaşadığım fantastik bir durumu anlatmak istiyorum;

    öncelikle perpa dönemin istanbul büyükşehir belediye başkanı bedrettin dalan tarafından, eski perşembe pazarının alternatifi olarak yaptırılmış bir ticaret merkezidir. istanbul avrupa yakasında darülaceze'nin yanındadır.

    arkadaş, bu nasıl mimaridir. yemin ediyorum simülasyonda sıkışıp kaldım zannettim. öyle şeyler yaşadım ki akla ziyan. birkaç tuhaf örnek;

    asansöre binmek için sıra bekledim, bindim ama çıkacağım katın tuşu yok. diğer asansör sanki miraca çıkmış gibi gelmek bilmedi. gelse de istediğim kata çıkıyor mu bilmiyorum. merdivenle çıktım, çok gariptir ama bir kat çıkıyorum üç kat çıkmış oluyorum. iki kat iniyorum bu sefer beş kat inmiş oluyorum.

    dört beş kat çıkıyorum ve ofislerin olduğu bir kata geliyorum. tabii aradığım yeri bulamayıp bir kat daha çıkıyorum ve sürpriz; otoparka girmişim. evet otoparka. neyse bir kat üste daha çıkıyorum ofisler var, sonra bir kat daha çıkıyorum ve sürpriz; yine otoparka gelmişim. matrix evreni gibi bir yer.

    bir yerden geçiyorum yol bitiyor. merdivenden iniyorum yine yol bitiyor, bir yere varmayan yol, bir yere inmeyen merdiven yapmışlar. örnek veriyorum 8. kattan 7. kata iniyorum ama yine 8. kattayım. geldiğim kata geri çıkayım diyorum bu sefer bir bakıyorum 10. kattayım.

    navigasyonsuz ülkeyi dolaşan adamım, yeminle perişan oldum. spor salonuna gitsem bu kadar kalori yakamazdım. allah aşkına biri söylesin bu nasıl bir mimari. kamera şakası niyetine kurulmuş büyük bir plato gibi.

    kızın biri benden yardım istedi, o da kaybolmuş. sonra birlikte tekrar kaybolduk. çıkışı tepeden görebiliyoruz ama oraya varamıyoruz. çok acayip bir deneyimdi.

    (gideceğim yeri arayıp kayboldum amk gelin beni alın diyemedim. sanırım biraz da hoşuma gitti.)

  • okuyunca nasıl bir yokluk içinde okuduğuma şaşırtan yazıdır.
    biz de kızlı erkekli oturduk ama hiç bir kız gelip kucağıma oturmadı. demek sorun sadece bizim lisedeydi.
    karşılıklı münazaralar yaptık, fikirlerini dinledik, fikirlerimizi çarpıştırdık. beraber ders çalıştık, ders dinledik, ders astık.
    okuldan kaçıp dönercide 1.5 porsiyon döner yedik, sinemaya gittik güldük muhabbet ettik.
    bazen karşılıklı futbol oynadık, kavga ettik, beraber sevdik, sevdiğimizi müzikleri bir kulaklıkla dinledik.
    bak bu kitap çok güzel diyerek birbirimize kitaplarımızı paylaştık, bazen de gençliğin verdiği heyecanla ağzımızdan tükürükler saçarak kavga ettik fikir ayrılıklarımız yüzünden.
    birbirimizi güzel/yakışıklı bulduk, aşık olduk.
    kadın ya da erkek hepsinin birer adı vardı hepsi birer bireydi başta.
    fikirleri, hayalleri, hedefleri olan kızlar tıpkı erkekler gibi. evet hiç biri kucağıma oturmadı ne yazık ki.

  • yine bir sirk kurmuşlar, kendileri çalıp kendileri oynuyor. bu arada karşı tarafa 4 adam gönderip 8 füze attırmasınlar aman dikkat.

  • bir kısım seçmeler;

    * ''insanlar, bağışlandıklarında arsızlaşan, bu yüzden onlara yumuşak ve sevecen davranılamayan çocuklara benzerler. bir dostun ödünç alma isteğini reddetmekle o kişiyi yitirmeyiz ama ödünç istediği şeyi ona vermekle onu çok kolayca yitirebiliriz. bunun gibi bir dosta karşı gururlu ve onu biraz ihmal edici bir biçimde davranarak onu yitirmeyiz ama ona karşı çok fazla dostça ve kibar davranırsak onu yitiririz; çünkü bu davranışımız onu küstah ve katlanılmaz kılacaktır.''

    * “insanın içinde ne kadar çok şey varsa, başkalarından o kadar az şey ister.”

  • pandemi hastanesinde çalışan bir sağlık çalışanıyım ve istifa etmek istiyorum... neden mi?

    1. herkes söylüyor bende tekrar etmek istemiyorum ama 2 hafta oldu hala koruyucu ekipman yok. kendi imkanlarımla 2 kutu cerrahi maske 1 tane n95 maske bone ve siperlik alabildim. tek kullanımlık olması gereken çıkar at önlüğü ve maskeyi üstüme zimmetlediler 2 haftadır mecburen kullanıyorum.

    2. geçen cuma 38.5 ateş ve soğukkanlı şikayetlerim oldu test yaptırmak istedim sağlık çalışanına tarama yapma durumumuz yok dediler. corona mıyım bilmek istiyorum aileme ve hastalarıma karşı sorumluyum dedim, kendini corona virüsü kapmış farzet çift maske tak çalışmaya devam et dediler.

    3. okullar tatil edildi 6 yaşındaki oğlumu bakacak kimsem olmadığı için 17 yaşındaki yeğenime bırakıp çıkıyorum. izin almam bir çözüm sunulmadan yasaklandı.

    soruyorum size bu koşullarda nasıl çalışmalıyız? oluşturdukları çaresizliğin farkındalar ve biz pes etmeye başlamadan onlar önümüzü kapattı. mecbur bırakılıp bu koşullarda çalışsamda süreç biter bitmez diplomamı yırtıp atacağım lanet olsun sisteminize...

    edit: öncelikle özelden destek mesajı atanlara canı gönülden teşekkür ediyorum.

    1. koruyucu ekipmanlar konusunu biraz açmak istiyorum malzemeler çok kısıtlı 2 haftadır sabırla ekipmanların gelmesini bekledik ama hala imza karşılığı günde 1 cerrahi maske veriliyor ve ısrarlarımız sonucu kullan at önlüğü 1 defalığına alabildik. acil servis ve klinikte tanı konulmuş hastalara müdahale edenler dışındakilere koruyucu ekipman verilmiyor ama hastanenin diğer bölümlerinde de hastaya temas ediyoruz etmeyede devam edeceğiz daha dün bile 2 gün boyunca tedavisiyle ilgilendiğim hasta corona pozitif çıktı pandemi kliniğine alındı halbuki hasta böbrek taşı düşürüyor risk taşımıyor gözüyle bakılıyordu. virüs yayılımı bukadar yaygınken kimin taşıyıcı kimin hasta olduğunu tespit etmek mümkün değildir buyüzden hastanede çalışan hastaya temes eden herkese koruyucu ekipman sağlanmalı. işten kaçmak gibi bir niyetim hiç olmadı yasal zorunluluktan ötürü değil işime karşı hissettiğim sorumluluktan dolayı zaten çalışıyorum ama çalışırken kendimi güvende hissetmek istiyorum.

    2. sağlık durumumu soranlara teşekkür ederim şuanda iyiyim, ateşim sadece 1 gün oldu belkide sıradan bir soğukalgınlığıydı yada coronayı böyle geçirdim bilemiyorum ama hastalık konusunda çok baskı var tek akciğer lobu olmayan sürekli öksüren ve ateşi yükselen iş arkadaşıma dahi rapor verilmedi gebe olan çalışma arkadaşımız göreve çağrıldı. tek istediğimiz insanca muamele fazlası değil .

    3. koruyucu ekipmanı hadi kendim birşekilde temin etsem hissettirdikleri değersizlik duygusunu içselleştirmeden aşmanın yolunu bulsamda çocuğumun bakımı konusu beni çaresizleğe iten en önemli etmen maalesef ve benimle aynı durumda olan birçok sağlık çalışanı var. eşimde özel sektörde sağlık çalışanı ve yayınlanan genelge bizi kapsamıyor kapsasa dahi yıllık izin kullan diyor senede 20 gün izin hakkımız var okulların açılıp açılmayacağı belli değil. özel kamu üniversite ayırımı yapılmaksızın ilk okul çağında çocuğu olan her aileden birine talebi doğrultusunda idari izin verilmeli. buna başka nasıl bir çözüm yolu bulurum inanın bilemiyorum.

    destek veren herkese teşekkür ediyorum.

    bu başlıklara da destek vermenizi rica ediyorum.

    (bkz: sağlık çalışanlarına ekipman sağlansın)

    (bkz: sağlık çalışanlarına covid-19 testi yapılsın)

  • eskilerden gelsin.

    başlık: fatih tekke paradoksu beylerrrrr

    1. beyler 12 senedir, ergenliğe girdiğimden beri bunun üzerinde düşünüyorum artık kafayı yicem bir de sizler bakın olm.

    şimdi bu yanına koduumunun evladının soyadı tekke diil mi? peki tekke kelimesinde kaç 'k' var, iki tane amk, yani çiftke olması gerekir, peki hadi çiftke yaptık admın soyadını diyelim, o zaman soyisminde kaç 'k' oluyor, tek k oluyor amk, yani tekke oluyor olm işte burda işler karışıyor ölümcül sonsuz döngüye giriyor cpu, mnskym gene çözemedim lan bi sigara yakcam

    okuyun lan piçler çok önemli bu.