hesabın var mı? giriş yap

  • tomris uyar sadece güzel bir kadın değildi, bahsi geçen 4 şair kadar dile ve şiire de hakim bir kadındı..
    tek vasfı şairlerin aşık olduğu kadın değildi hepsine evvela arkadaş ve yoldaş olmuştur, hem ilham hem de kritik verebilecek düzeyde meslektaş olmuştur.
    ülkü tamer'e hayran, turgut uyar'ın çocuksu tarafına anne, edip canseverin
    büyük aşkı ve cemal süreya'ya aşık olmuştur tomris..
    henüz okumayanlar, mesafeli yaklaşanlar "gündökümleri"ni okusunlar..
    şahsen ben de kendisine hayranım, bir şekilde ona dokunup da büyüsüne kapılmamak imkansız bir kadındır tomris uyar..
    yattığı yer incitmesin dilerim.

  • internette doğru yanıtı almanın yöntemi soru sormak değil, yanlış cevabı bir yerlere yazmaktır şeklinde özetlenebilecek kanun. kanunun ismi wiki'nin kurucusu ward cunningham'dan geliyor.

    gerçekten soru sorsan bi tane cevap verecek adam bulamıyorsun fakat yanlış bir şeyler yazarsan hemen en az 100 tane düzeltme geliyor.

    denemesi çok basit: facebook status'ünüze 'arkadaşlar beşiktaş'ta en iyi pizza nerede yenir?" diye yazın kaç cevap geliyor. bir de 'arkadaşlar beşiktaş'ta en iyi pizzacı domino'stur. ' yazın ne cevaplar geliyor.

    millet birbirine yardım etmenin değil de laf sokmanın, hatasını bulmanın, millete karşı kendini zeki göstermeni derdinde olduğu için durum böyleyken böyle. sözlükte de olay böyle. buna verecek zilyon tane örneğim var ama vermeyeceğim. bu kanunu iyi kullanırsanız normalde para verseniz yaptıramayacağınız işleri çok rahat halledersiniz.

    tabii hatun olayında durum daha farklı. onlar sorularına milyon tane yardım sever cevap alabiliyor. o başka kanun.

  • bizim şirketin arada sırada "öylesine" ilan verdiği site. bazen girip bakıyorum, bizim şirket kah mimar arıyor kah mühendis. ulan ofise bakıyorum herkes yerli yerinde, mühendisler şantiyelerde... en son patrona sordum: "bulunsun kızım, belki birisi pat diye bırakıp gider işi. şantiye başı boş mu kalsın? hemen 6 ay önceki ilana başvuranları aramaya başlıyorum, daha hızlı yürüyor işe alım süreci" dedi.

    "bilmemkaç tane işe başvurdum dönen olmadı" veya "filanca ilana 1 sene önce başvurmuştum yeni aradılar" diyen arkadaşlar bunu bi düşünsün derim ben. özellikle inşaat sektöründe çalışanlar...

  • "bizim gibi kadınları çok takdir ediyorum ben. çalışıp kendi parasını kazananları." beyanatıyla beni acı içinde bırakmış olan kadın. gören de 12 saat fabrikada çalıştı, kadın haliyle çocuk okuttu, dimdik ayakta kaldı sanır. kadınlığı bebek taklidi yaparak ifade eden birinin, "tek taşımı kendim aldııım" hezeyanı kadının tek başına ayakta durabilmesi mevzusunda ne kadar muhatap alınıyor bilmiyorum ama ben kendisini muhatap almak yerine, onu övmek yerine fabrika işçisi emekçi ablaları överim, onların arkasına takılırım.

    abla yemin ederim içimi parçaladın ha, kadınlığın gururusun yemin ediyorum. reklam müziği ve yabancı müzisyenlerden alınmış bir tavırla müzik yapmak ne kadar zor, ne kadar zorlu bir iş. "o beni prenses peri sanıyoooooo." diye şarkı yapıyorsun arkadaş. alternatif kitleden bazı insanlar da "ya bu herhalde değişik ya, iyidir destekleyelim." diyorlar da kendine yer buluyorsun. bir de işte "biz böyleee tek başımızaaa, dimdik ayaktaa kaldık yaaa, çok süperiizzz, gideyim iki panda dansı yapayım, daha da özgürleşeyim." tripleri, bak 15 yaşında kardeşim var, o yapsa "ya git be" derim.

    bir de kendini överken fazla ego kusmamak için yanına aldığı, "bizim gibi" örneğindeki diğer kadın da sertab erener ha, o yani. kendisini sertab erener gibi biriyle eş değerde başarılı görüyorsa, panda dansına devam etsin bence.

  • yaklaşık 4.5 senedir benim bu kişi.
    aslında her şey kafada bitiyor, düzenli spor da şart tabii.
    sabah 6.15 gibi uyanıyorum. zaman ayarlı kahve makinesi aldım, alarmla beraber kahvem hazır oluyor.
    hızlıca kahvemi yudumlarken akşamdan hazırladığım spor çantamla fitness merkezine geçiyorum.
    bu kısım çok kritik, en az 5 km koşmadan güne başladığımda, gün içinde bitkin oluyorum.
    koşu bandında ter atarken çin ve abd piyasalarında gece neler olmuş hızlıca tahlil ediyorum.
    spor sonrası da vitamin bar'da cornflakes’imi yerken gün içinde atılacak e-mailleri hazırlıyorum.
    saat zaten 8.30 oluyor bu vakte kadar ve ofise geçiyorum.

    güne erken başlamak, zinde uyanmak çok önemli ve tamamen motivasyon meselesi, abartılacak bir durum yok...

    ...demek isterdim ama snooze’un dibine vuruyorum sabahları, neredeyse uyku sürem kadar snooze ediyorum. heil snooze.

    debe edit: yoğun talep üzerine kahve yapan çalar saat

  • 1815 yılında, insanlık tarihinin bilinen en büyük patlamasını gerçekleştirmiş, endonezyada bulunan yanardağ. bu patlama sırasında - vezüv'ün patlamasında çıkanın 10 efsanevi krakatoa patlamasındakinin ise 7 katı kadar - zehirli gaz ve eriyik madde, gökyüzünde 5-10 kilometre yukarı kadar çıkar ve zamanla tüm dünyayı kaplar. işin ilginç yanı bu patlama o derece büyüktür ve bu zehirli duman bulutu o kadar büyük bir alanı kaplar ki, güneşten gelen ışınlar yeryüzüne ulaşamaz ve dünyada küçük çaplı bir iklim değişikliğine yol açar. ertesi yıl, yani 1816 yılında tüm dünyada ortalama olarak 1-1.5 derecelik bir sıcaklık düşüşü görülür. şimdi 1.5 derece size çok fazla gelmese de bilimadamlarının dünyamızın 2-2.5 derece ısındığı takdirde gerçekleşecek değişikliklere dair çizdiği felaket senaryolarını düşünebilirsiniz. zaten dediğim gibi bu 1.5 derece tüm dünyadaki genel ortalamadır. değişikliğin en fazla hissedildiği avrupa ve kuzey amerika kıtalarında, 1816 yılının özellikle de yaz ve ilkbahar aylarında sıcaklıklar normalin 10-11 derece altına kadar düşmüştür; hava durumu istatistiklerinin tutulduğu son birkaç yüzyılda kaydedilmiş olan en düşük sıcaklıklar, üstelik de açık bir farkla 1816 yılına rastlar, ki bu durum dünyanın hemen her yeri için geçerlidir.
    bu sıcaklık düşüşünün özellikle de yaz ve ilkbahar aylarında daha çok hissedilmesi sonucu tarım inanılmaz sekteye uğramıştır ve neticesinde amerika ve avrupanın hemen hemen her yerinde kıtlıklar yaşanmıştır. buralarda tutulan kayıtlar yine 1816 yılında önceki senelere göre çok daha fazla sayıda çocuk ve yaşlı ölümüne rastlandığını gösterir.
    kısacası, dolaylı yoldan da olsa dünyanın her yerinde birçok can alan bir patlamadır tambora yanardağının patlaması.

  • "o kapı niye açık" denmez. "niye güvenlik yok" denir. anca akılları tecavüze çalışır bunların. hep birlikte görüyoruz zaten.

  • hiç de ayıp olmayan durumdur. adam nerden bilsin kalecinin dizinin döndüğünü? druid shaman falan mı futbolcular amk? adamlar ligin en az gol atan takımı, belki sene sonunda ligde kalacaklar o golle. sikmişim duyarınızı.