hesabın var mı? giriş yap

  • 1900’lerin başında fotoğraf makineleri büyük, ahşap ve taşınması çok zor ekipmanlar iken, küçük fotoğraf makinesi hayali wetzlar’daki ünlü mikroskop üreticisi ernst leitz’ın araştırma departmanı sorumlusu oskar barnack’ı sürekli meşgul etmiştir. 42mm odak uzaklığında geri çekilebilir mercekli, 40mm genişliğinde açılabilen üst üste gelmeyen bir obtüratör için deklanşörlü, filmi her defasında bir kare ileri saracak bir kurma mekanizmalı ve 0’dan 40’a kadar kare sayaçlı bir fotoğraf makinesi gövdesine sahip fotoğraf makinesi yapmayı başardı. leica adı ise leitz ve camera sözcüklerinin birleşiminden gelmektedir.

  • haşmet babaoğlu okuma yazması olan hiç kimseyi çıldırtamaz...

    haşmet babaoğlu gizli gizli elindeki şarap kadehini yudumlarken bu salak kelimeleri bir araya getirdiği için sözüm ona muhafazakar avantasıyla kafasını güzel yapar.

    helalinden kazanan, eğilip bükülmeyen, yaşamak istediği hayatı dilediği gibi yaşayan kimseler anca bu deli saçması şeylere yazık sırıtmasıyla bakar. ve asla okumaz. okuyacak değeri vermez.

  • last seen'i kapatanların hala diğerlerinin last seen'ini görebildiğini sanan insanlar tarafından eleştirilen insan.

    biz kapatınca diğerlerini de göremiyoruz zaten. yani ben kimsenin - sevgilim dahi olsa - last seen'ini merak etmiyorum, kimse de benimkini merak etmesin.

  • hanım bel fıtığından ameliyat oldu evi ben süpürüyorum çamaşırları ben hallediyorum ağır işler bende

    kurutma makinesi yoktu çamaşır asma toplama kurutma mesaisi süpürmekten daha fazla olduğu için önce kurutma makinesi aldım.

    sıra robot süpürgede.

    evli çift olarak bizim de merakımız bu yönde

    edit: lan ne kadar dangalak varmış şu platformda söven mi dersin, sen niye süpürüyorsun ameliyat olduysa oldu diyen mi dersin.. nasıl ailelerde yetiştiniz böyle bu kafalar ne böyle hastalıkta sağlıkta yan yana duramayacağınız insanlarla evlenmeyi bırak sevgili bile olmayın allah iyilerle karşılaştırsın

    bu arada iyi mesajlar da var onlara ayrıca teşekkür ederim

    edit2 bu post u unutmuştum güncelleme yapayım. robot süpürgeyi alalı 1 yıl oluyor. elektrik süpürgesini haftada bir iki koltukları süpürmek için açıyorum sadece. halıları ve yerleri çok güzel süpürüyor. evde yaşadığımız konfor arttı bütçe varsa tavsiye ederim

  • kişisel olarak başladığım herkesi de çağırdığım boykottur.

    bildiğiniz gibi geforce now turkcell anlaşmasıyla beraber türkiye'ye geldi, sunucular kuruldu, beta testi yapıldı, bugün de bir fiyat açıklaması yapıldı. bize reva görülen fiyatsa 75 tl.

    bu fiyat zaten bilgisayar alamayan insanlar için pahalı olduğu gibi, objektif olarak da avrupa ve amerika fiyatından daha pahalı. bize bu hizmeti daha pahalı olarak sunacaksanız neden türkiye'ye geldiniz ki biz zaten çok da yüksek olmayan bir pingle avrupa sunucularında daha ucuza bunu kullanıyorduk. üstüne vpn kullanmadan avrupa geforce nowına erişmemizi de engelliyorlar.

    kişisel olarak buna verecek param olmasına rağmen vermeyeceğim. sizi de bu boykota çağırıyorum, çünkü bu yapılan şey adil değil. biliyorum pek çoğunuz bu hizmeti bekliyordu, biraz daha da bekleyelim, çok isteyen de vpn kullanabilir her zaman. bu boykotu ekşi sözlük olarak yayıp devam ettirebilirsek turkcell de bir değişikliğe gitmek zorunda kalacaktır.

    son olarak size sesleniyorum cebinde buna verebilecek parası olan ve almayı düşünen insanlar, siz de bu boykota ortak olun ki bir şeyleri değiştirebilelim.

    edit: hepimiz türkiyenin ekonomik durumunun farkındayız. 5 dolarlık ürünün 5 liraya gelemeyeceği bariz. burada fiyatın avrupa ve amerikadan aynı para birimine çevrildiklerinde de pahalı olması durumu var. turkcell kar etmek için bunu yapıyor diyebilirsiniz, fakat oyuncular olarak bu karı karşılamak zorunda bırakılmamız kabul edilebilir bir durum değil. turkcell bu işe girişmeden önce biz bu hizmeti daha ucuza zaten kullanıyorduk. şu ansa avrupa sunucularına vpn kullanmadan erişmemiz engellendi. turkcell bize merhaba bu da daha az pingli ama daha pahalı gibi bir seçenekle gelmedi, bizi kendi hizmetine mecbur bıraktı.

    geforce nowı çıktığından beri kullanıyordum, turkcell olayını ilk duyunca heyecanlanıp sevinmiştim, ilk günden ön kayıt yaptırdım. fiyatı görünceyse bu benim verebileceğim bir para olmasına rağmen direkt boykota karar verdim, zira ben aptal yerine konulmaktan bıktım.

    pek çok kişi zaten bu ücreti ödeyemiyor, pek çok diğer kişiyse ödeyebilecek olmasına rağmen benim gibi düşünüp boykotu destekliyor. oldukça iyi bir sayıya sahibiz, oyuncular olarak bilinçli bir topluluğuz, boykotu uygulayabilirsek turkcell de fiyatta elbet bir düzenlemeye gidecektir.

    bu sürede, ekşide, twitterda boykotu güncel tutabilir, çevremizdeki insanlara yayabilir, gerekli kurumlara mailler atabiliriz.

  • aleyna tilki'nin başarısız olmuş ilk yurt dışına açılma denemesi.

    warner music group distribütörlüğünde yayınlanan şarkı, youtube'da sadece 10 milyon izlendi (onun da çoğu aleyna ne yapmış diyen meraklı türkler tarafından). spotify'da ise 3 milyon stream bile alamadı. aleyna ülke dışında istediği başarıyı yakalayamadığı gibi bu sefer ülke içinde de ses getiremedi. zaten abd ya da ingiltere listeleri gibi bir şey düşünmemiştik ancak kıta avrupası'nda ya da diğer müzik piyasalarında da hiç varlık gösteremedi.

    şarkının başarısız olmasının birçok nedeni var. çoğu kişi "türk işte, nasıl başarılı olsun?" diye düşünüyor ama bunu diyebilmemiz için aleyna tilki ve ekibinin teknik olarak her şeyi doğru yapmasına rağmen başarısız olması gerekirdi. oysa aleyna'nın yaptığı çok ciddi hatalar var.

    ilki ve en önemlisi şarkı seçimi. retrograde dua lipa, sarah hudson, diplo, king henry ve jr. blender tarafından yazılmış bir edm şarkısı. yabancı müzik listelerini şöyle bir karıştırırsanız urban/rap/r&b türleri etkisinde olduğunu, edm gibi dancepop şarkılarının biraz geri planda kaldığını görürsünüz. tür olarak çok da doğru bir şarkıyla gelmediler. aleyna ülke içinde bu edm sound'unu satmayı başardı ama edirne'den yukarısı için bu müzik türü bir süredir gündemden düştü.

    ikincisi, piyasaya açılmak için seçtiği ismin dua lipa olması, daha doğru bir ifadeyle onun yolundan gitmeye çalışması. dua lipa kendini ispatlamış köklü bir şarkıcı değil ki. hâlâ kendini kanıtlama yolunda adımlar atan popüler bir isim o kadar. ilk stüdyo albümünden bir şarkı hit olmuştu. ikinci albümü ise ilkine kıyasla daha fazla ses getirse de abd'de üçüncü sırada kalmış ve yıl sonu listelerinde ilk 50'ye girememiş bir albüm. üstelik bizim buralarda her ne kadar arnavut olmasıyla gündeme gelse de özünde ingiltere'de doğmuş ve baştan aşağı ingiliz biri. müzik endüstrilerini takip edenler bilir, ingiliz şarkıcılar kendi endüstrilerinden çok ciddi destek görürler. abd'deki gibi %100 serbest piyasa yoktur. açıkça kayrılırlar. bu da onlara abd'de olmasa bile avrupa çapında hatırı sayılır bir başarı getirir. yani dua lipa'nın sadece new rules'la popüler olduğunu, onun gibi bir edm şarkısıyla bu popülariteyi yakaladığını düşünüp aynısını yapmaya çalışmak çok da iyi bir fikir değil.

    ikinci nokta yine dua lipa. piyasaya hızlı giriş yapmak isteyenler hitmaker'lar dediğimiz prodüktörlerle çalışır ve radyo dostu pop şarkılarla piyasaya girerler. şarkı yazarlığı konusunda hiçbir tanınırlığı olmayan ve kendi şarkılarını yazmasıyla bilinmeyen birinden şarkı almak niye? madem kesenin ağzını açacaksınız, piyasanın önde gelen prodüktörleri dururken neden genç ve şarkı yazarlığıyla bilinmeyen bir isim? bunun doğal sonucu olarak şarkı ciddi anlamda çok kötü. çok ucuz bir şarkı.

    dahası, dua lipa bu şarkıyı kendi albümüne koymak yerine sağa sola veriyorsa "album reject" dediğimiz bir parçadır. yani reddedilmiş, artık bir şarkıdır. yurt dışına açılmak isteyen biri diğerlerinin artığıyla mı yola çıkmalı sizce?

    bir başka konu, aleyna tilki'nin kimlik karmaşası yaşaması. tarz olarak dua lipa olmak istemiş, stil olarak şarkıcı ava max'a benzemiş. masa başında oturup "kime benzetirsek yıldızı parlar" diye düşünüp bu iki ismi bulmuşlar ama hiçbirinin aklına kendisi olması gerektiği gelmemiş. şu tarzı twitter'da "çakma ava lipa" ya da "dua max" esprilerinden fazlasını getirmedi. sadece alay konusu olmasına yaradı.

    aleyna gerçekten orijinal bir tarzla ve kaliteli bir şarkıyla gelseydi, piyasanın günümüz popüler isimlerini takip etmek yerine kendi yolunu çizseydi ve başarısız olsaydı, o zaman derdik ki "batı müzik endüstrisine karşı türk kimliğiyle ancak bu kadar oluyor. başarısız olması normal" ama önce onun üzerine düşeni yapması lazım. kendisi ve ekibi baştan sona yanlış şekilde yurt dışına açılmayı denerse başarısız olmalarında da şaşıracak bir şey olmaz. yalnız şunu belirtmek gerekir. şarkının tek iyi yanı aleyna'nın aksanı. o işi çok iyi kotarmış.

    o değil de, günümüzdeki şartlar hadise'nin elinde olsaydı bugün bambaşka bir yerde olabilirdi. hani şu "türk olduğu için önü tıkalıydı" engeli var ya, işte tam anlamıyla hadise'yi anlatıyor. mükemmel bir şarkı ve mükemmel bir stil. üstelik aleyna'dan çok daha fazlası vardı, hadise kendi şarkılarının yazımına katkıda bulunuyordu. gelin görün ki piyasaya çıktığı dönem youtube daha yeni kurulmuştu. streaming platformları diye bir şey yoktu. politik doğruculuk kavramı bugünkü gibi değildi, şarkıcılara karşı daha anlayışlı yaklaşılmıyordu.

    eğer hadise bugünün şartlarında, bugünün youtube'u ve spotify'ında stir me up gibi bir şarkıyla gelseydi dünya çapında tanınan bir isim olması işten bile değildi. 15 yıllık stir me up'ın bugün bile gideri var. o kadar iyi bir şarkıydı.