hesabın var mı? giriş yap

  • oo sözlükte yok. bezuarcığımızı yazmak bize kısmetmiş.

    bezuar, anadolu dağ (yaban) keçisinin adıdır. bezuar keçisi olarak da geçer. anadolu, akdeniz ve orta doğu'da yayılım gösterir. dağ keçisi, evcil keçi de olmak üzere keçi türlerini içine alan genel keçi cinsidir. yani evveliyatta keçi, dağ keçisidir, sonradan evcilleşip ovaya inmiştir. avrupa'da alpler, pireneler; asya'da kafkaslar, sibirya vb. yörelerde farklı türleri bulunan dağ keçisinin yavrusu oğlak, erkeği tekedir.

    konumuz anatolyan olandır: akdeniz havzasının biricik hayvanı bezuar. bezuarlar, çok yakışıklı hayvanlardır. görkemli boynuzları vardır. en dik yamaçlarda rahatça gezer. o koca boynuzlarıyla düz duvarda yürüyor izlenimi uyandırıp insanı hayretten hayrete sürükler. dişisi için boynuzlarını ölümüne tokuşturması, tek başına dağlarda gezerken müthiş boynuzlarını kafasında taşımasından daha hayretengiz değildir. alametifarika sakalı, yüzünde daim gülümsemesiyle* dikkate şayan, cins bir hayvandır.

    bezuarın bir özelliği de, yılan soktuğu zaman derhal yine bir akdeniz bitkisi olan sütleğen bulup yemesidir. normal öğününde zehirli olduğu için rağbet etmediği sütleğeni yılan soktuğunda yemesi, sütleğende zehirle bir arada bulunan panzehir özelliğini bilmesindendir. derdin derman olması dedikleri de işte böyle olsa gerektir*... sütleğen, çok klas bir bitkidir. akdeniz'de birçok türü vardır. özellikle baharda toroslarda, antalya'nın, kaş'ın, fethiye'nin yükseklerinde sarı, yeşil, kırmızı çiçekler açan sütleğenler, yaz mevsiminde yüksek sıcaklıkla oluşan fazla nemi de emer. bu yüzden akdeniz için mühim bir canlıdır. aşağıları bitirdiniz, bari yükseklere, dostumuz sütleğenlere dokunmayınız, istirham ederiz.

    bezuarların avlanması, türün devamlılığı için yasaklanmıştır. devlet, bir istisna olarak yaşlı bezuarların avı için, işin uzmanı yabancı avcılara belli bir para karşılığında izin vermektedir.

    bezuar, akdeniz'in kutsal hayvanıdır. keçi yetiştiriciliği, çobanlığı yaygın bir geçim kaynağı, bir yaşam biçimidir; kadın-erkek ailece yapılır. adalarda (yunan adaları), kutsal günlerde oğlak kesilir. özellikle bahar ve yaz yortularında, hayvansal ürün yemedikleri oruçlarından sonra ortodokslar, oğlak keserek bayram ederler. bahar sonunda doğan oğlak, mesela yazın ağustos'ta, panaghia gününde kurban edilir. datça'da, böyle geç doğan ve yazın kesilen oğlağa "yaz oğlağı" denir. normal döngüde oğlak mart dolayı doğar, yani mayıs-haziran yemelik oğlak zamanıdır. tandırda yapılan oğlak eti, kanımca dört ayaklı etlerin en lezzetlisidir.

    ne yapalım, o kadar çok seviyoruz ki afiyetle yiyoruz. sevmek böyledir, seven sevdiğini etiyle kemiğiyle yemeden huzur bulmaz. aşk kelimesinin sarmaşıkla aynı kökten gelmesi gibi... o mu seni yiyor, sen mi onu bilemediğin zaman, yatır kurbanı, kes başı, sonrası bayram evelallah.

    *** kaynak: büyüklerimiz, dostlarımız, hayatımız.

  • ofis ortamlarında ayakkabının çok büyük etkisi var bu lanet olası elektriksel olayda. özellikle plastik tabanlı ayakkabı ile parkede biraz da ayaklarınızı sürterek yürüyorsanız tuttuğunuz her metalde bir patlama yaşayabilirsiniz. ben bu korku yüzünden kapıya dokunmadan önce her defasında duvara saklanbaç oynarken tahtaya yazıldıktan sonra ellerimi yukarı aşağı sürtüp önün arkam sağım solum sobe hareketini yapıp çıkıyorum.

  • bira şişesi kapağının içinde plastik bir parça vardır.

    --- spoiler ---

    çoğu hafta pazar günü bile çalışan ve madalyaları koyacak yer bulamayan ben, dünyanın öbür ucundaki proje ortağına, whatsapp aracılığyla işle ilgili bir şey sordum. gelen cevap bir kasa bira fotoğrafıydı. çünkü günlerden cumartesiydi.

    --- spoiler ---

    o lastik parçaya, conta denir.
    o kapağa da, contalı kapak!

  • 4 kişi adam dövmeyi marifet sanan arapların olayıdır. hayretler olsun ki türk vatandaşı bu olayda mal gibi dikilip izlememiş ve pilotu kurtarıp karşı saldırıya geçmiştir.

  • hiç duyar kasacak değilim.
    beleş paraya hallenene kadar eşşek kadar tipler. gitsinler, çalışsınlar.
    çocuk yazıp da insanların duygularıyla dalga geçmeyi bırakın. ağzı burnu dağılmış insan şov peşine düşmez.

  • temel, hac farizasını yerine getirmek üzere eşi fadime'yi de yanına katıp kabe'ye gitmiş.

    sıra şeytan taşlamaya gelince fadime kocaman taşları alıp iblise fırlatıyor. her seferinde daha büyük bir hınçla koca koca taşları alıyor, "kör gözüne şeytan" diyerek fırlattıkça fırlatıyor.

    elinde taş kalmayınca ayakabısına eğilip çıkarıyor.

    tam fırlatacakken temel yetişip kolundan tutuyor ve sinirli bir şekilde, "sen ne yapıyorsun?" diye soruyor.

    panikleyen fadime, "şeytan taşlıyorum ne yapacağım?" diyebiliyor ancak.

    aldığı cevaptan tatmin olmayan temel iyice hiddetleniyor: "ula manyak mısın kadın? sen bunun kim olduğunu biliyor musun?"

    fadime, "kim olacak şeytan iştee" deyince önce "ya sabır" çekiyor, sonra hafiften kulağına eğilip akıl vermeye başlıyor:

    "ula gözünü seveyim beni çıldırtma! taşladığın şeytan bir zamanlar allah'ın en sevgili meleğiymiş. yarın onların arası düzelir, biz kötü oluruz. sen her ihtimale karşı taşları ölçülü at!"

    ...................

    belki daha önce burada yazılmış bir fıkra olabilir ama çalıştığım kurumda 15 temmuz darbe girişimi sonrası fetöcü olduğu için khk ile atılan vatandaşların bir bir geri döndüğünü ve çalışmadığı döneme ait maaşları da faiziyle aldığını görünce (ki kendileri net fetöcüydü) bu fıkrayı bir anımsamak, anımsatmak istedim. hatta dur bununla ilgili bir de başlık açayım.

    (bkz: fetöcülerin memuriyetlerine bir bir geri dönmesi)

  • ilaçlı böbrek filmi çekilmeden önce ilaç alerjisine karşı asistan, hastaya soruyor:
    - daha önce bu film çekildi mi amca?
    * hee çekildi...
    - böyle ilaç verildi kolundan değil mi?
    * verildi...
    asistan daha ilacı kolundan verir vermez amca şoka girip mosmor kesilmiş.
    koşuşturma, müdahale, boğazına hortum sokmanın ardından hasta yoğun bakıma alınmış.
    asistan tonla fırça yemiş. hastaya sordum dese de kimseyi inandıramamış.
    amca yoğun bakımda kendine gelir gelmez asistan damlamış yanına...
    - hani bu ilaç daha önce sana verilmişti?
    * hee verildi. gene böyle olmuştum...

    edit: debe için teşekkürler...