hesabın var mı? giriş yap

  • kaldırıldığı hastanede yaşam mücadelesi veren tek kişi, tek hasta. hastanede yatan geri kalan herkes oraya tatile gelmiş belliki.

    okuduklarımdan anladığım kadarıyla aynı katta bulunan hastaların refakatçileri dışarı çıkartılıyor (tehlike arzettikleri için), hastaların cep telefonlarına el koyuluyor, hatta ve hatta -abartılmamışsa şayet- hastaların kapıları dışardan kitleniyor. çok normal, çünkü o insanlar oraya tedavi olmak için değil hastanenin otel hizmetinden faydalanmaya gelmişler. hastalar ibrahim tatlıses için bu kadar tehlikeli bulunurken, hastanenin içi ana baba günü gibi. bütün ünlüler bir koridora toplanmışlar sanki, durumu iyiymiş çığlığı, aman durumu kötüye gidiyormuş çığlığı.. onlar, hasta ibrahim tatlıses için duydukları endişeden ne yaptıklarını bilmiyorlar, diğerlerine saygı göstermeyi düşünecek kadar kafaları yerinde değil. zaten onlar ünlü. kimse hesap soramaz, kimse onlara lütfen burada beklemeyin, şurada bekleyin diyemez. onların telefonlarından dışarıya bilgi sızamaz, onlar tehlike arzedemez.

    aynı katta odasına kapatılmış refakatçisiz hastayla o kalabalıkta kim ilgilenebilmiş, "bu ne gürültü uyuyamıyorum" dediğinde hangi şık cevap verilmiş çok merak ediyorum.

  • bunun tek sorumlusu vardır arkadaşlar o da meb’dir . kalmayı kaldıran uzaklaşmayı kaldıran okuldan bir gün gelse bile geçirilen öğrencileri oy olarak gören hükümettir . okuma yazma bilmeyen öğrenciyi zorla sınıf atlatılmasını isteyen işine öyle gelen meb’dir . bir insan yaptığının bedelini görmezse o hareketi tekrar yapar . bu öğrencilerin bu davranışlarının bedeli sadece 2 gün uzaklaştırma oldu . medyaya yansımasaydı o da olmayacaktı . eğitim sisteminin ırzına geçiliyor lakin halkımız bu konuda çok duyarsız . ya bir allah’ın kulu açıklasın kalma niye kalktı ? kimin işine yarar cahil bir neslin yetişmesi ?

  • sözlükçü kardeşlerimizin belki karı kız düşer umuduyla son çare burada kendilerini afişe etmelerini hayretle izlediğim über bir başlık. profillere de üşenmiyorum bakıyorum ha, hepsi adeta hava ile çalışan özgüven makinaları koçlarım benim yürüyedurun.

  • yabancı sitelerdeki yazılar ve ekşisözlük'te tepedeki psychedelic adam'ın yazdığı birkaç güncel yazı ile kendi bildiğim olayları derleyerek oluşturduğum david bowie hakkında 25 ilginç bilgi:

    10 ocak’ta hayatını kaybeden david bowie’nin twitter’da takip ettiği son hesap god’dı.

    david bowie’nin kapağında kendisinin olmadığı tek albümü son albümü blackstar’dır. geri kalan tüm albümlerinde kendisi yer almıştır.

    blackstar aynı zamanda bir tür kanser lezyonudur.

    son albümünde death grips, kendrick lamar, lcd soundsystem ve boards of canada etkilendiği isimlerdendir.

    david bowie idolünün little richard olduğunu söylemiştir.

    hayatında yediği en kötü şey at idrarında pişmiş yumurtadır. bunu ona yedirten de birlikte hong kong seyahatine gittiği john lennon’dır. aynı zamanda john lennon’ın en büyük hayranlarındandır.

    sanat koleksiyoncusudur. koleksiyonun çoğunluğu ünlü olmayan 20. yüzyıl brit ressamların çalışmalarıdır.

    gençliğinde sanat okuluna gitmiştir ve kendine ait sürrealist birçok resmi vardır. en çok etkilendiği isimlerin başında egon schiele gelir. heroes ve lodger albümlerinin kapağında schiele’nin roquairol ve st. sebastian tablolarından esinlenmiştir.

    godspeed you black emperor! ve arcade fire’ın favori gruplarından olduğunu söylemiştir.

    1996’da bir şarkısını –telling lies- online yayınlayarak, internet üzerinden kendine ait bir şarkının dağıtımını yapan ve indirilmesini sağlayan ilk ana akım müzisyendir.

    2000’de kraliçe ikinci elizabeth tarafından verilmek istenen -britanya imparatorluk nişanı olan- komutan ünvanını geri çevirmiştir. 2003’te ise yine kraliçe tarafından şövalye ünvanı verilmek istenmiş fakat geri çevirmiştir.

    33 film ve dizide aktör olarak yer almıştır. the man who fell to earth filmiyle en iyi aktör ödülünü almıştır. yardımcı oyuncu olarak ise the last temptation of christ’da pontius pilate’i, prestige’de nikola tesla’yı canlandırmıştır.

    çay fobisi vardır. 5 yaşında yaşadığı bir olaydan beri içememektedir.

    lise çağlarında büyük bir caz sever ve charles mingus hayranıdır.

    berlin üçlemesini (low-heroes-lodger) hansa adlı küçük bir stüdyoda kaydetmiştir.

    tvc 15 şarkısını iggy pop’un gördüğü bir rüyadan esinlenerek yazmıştır. o rüyada televizyon seti iggy pop’un sevgilisini yemektedir.

    bowie 1990 dünya turu öncesinde fanlarına en çok çalınmasını istedikleri parçaya oy vermelerini istemiş. fakat en çok istenen parçayı çalmamıştır. (the laughing genome)

    diamond dogs albümündeki tüm enstrümanları kendisi çalmıştır.

    under pressure parçası isviçre’deki stüdyosunda queen ile doğaçlama takılırken ortaya çıkmıştır.

    bowie under pressure parçasını 92 yılındaki queen tribute konserine kadar canlı hiç söylememiştir.

    kokain bağımlılığının zirvede olduğu dönemlerde bir iddaaya göre kendi idrarını bir büyücü çalmasın diye soğutucuda depolayarak saklamıştır.

    en zayıf olduğu dönem uyuşturucu bağımlığının ciddi seviyelerde olduğu diamond dogs turundaki halidir. 1.78 boyundaki bowie 43 kilodur. o dönemlerde kırmızı biber ve süt dışında herhangi bir gıda tüketmemiştir.

    70’lerdeki uyuşturucu kullanımının sebebinin haz ve zevk için olmadığını sadece evden pek dışarı çıkmadığı ve günler boyu uykusuz çalıştığı için kullandığını söylemiştir.

    gözleri farklı renkte değildir. bir kavga sonucunda bir gözünde kalıcı gözbebeği genişlemesi meydana gelmiştir.

    kendi isminin bovi ya da buvi diye mi telafuz edilmesi konusunda net bir fikri yoktur.

  • ordu laikliğin kalesiyken de yasaktı şimdi de yasak. ilk entryi okuyan bir zamanlar bülent ersoy genel kurmay başkanıydı sanacak.

  • bir yemeği yerken onu koklayarak, tadına vararak yemek,
    bir müzik dinlerken tüm bedeninizle, duyumsamalarınızla (sensation) onu dinlemek,
    bir yere giderken etrafınıza, insanlara, olan bitene bakarak, görerek ve şeyleri fark ederek gitmek,
    herhangi bir olumlu/olumsuz deneyimi biliş (cognition), duygu (emotion) ve davranış (action) ile bütünsel olarak yaşamak...

    üzüntü, hayalkırıklığı, şok olma gibi "istenmeyen" duygulardan kaçmak yerine, onu sonuna kadar yaşamayı içeren bir kavram... bir yaşantıyı rasyonalize etmeden, tüm savunmalarınızı bırakarak bir parçanız gibi kabul etmeniz.

    bana hep şu sözleri hatırlatır: "more than machinery, we need humanity. more than cleverness, we need kindness and gentleness."

    itiraf: ne zaman akıl edip de taktiklerini uygulasam, kendimle daha bir barışık, insanlara karşı daha anlayışlı olurum. çatışmalarımın yerini huzur alır. ama her an hatırlamak ne mümkün!

  • tamamı: "akp diyarbakır milletvekili cuma içten'in izmir'den notlar şeklinde twitter hesabında yaptığı paylaşımlar tepki çekti. içten, "chp'li izmirli gençlerin özgürlükten anladıkları, son derece açık giyinmek, kafa çekmek, sabaha kadar eğlenmek. izmir boşanma oranının en yüksek olduğu il neden acaba ", "haşhaşilerin başkenti izmir, neden acaba?" dedi."

    şimdi de bu arkadaşın özgürlük anlayışına bakalım:

    rahatça hırsızlık yapabilmek,
    para sıfırlamak,
    ırkçılık yapmak,
    ülkeyi bölmek,
    mezhepçilik yapmak,
    geri zekalı geri zekalı demeçler verip beyin yakmak,
    din sömürmek,
    kafa kesmek,
    çocuklara tecavüz etmek, tecavüzcüleri aklamak,
    kadın dövmek,

    ...

    başka bir şey söylemeye gerek yok sanırım.

  • olmayacaktir. akp (tabi ki aslinda tayyip erdogan) daha once kimsenin yapmadigi sekilde rakiplerine ve rakip olacaklara cozum buldu, onlari yok etti, sindirdi, korkuttu, kendine katti, secmenlerini caldi ve bunlari yaparken kendini durdurabilecek gucleri, ordu, yargi vs etkisizlestirdi, kendi amacina uygun hale getirdi. degisiklikleri yaptiktan sonra da kanunlari eski duzene donulemeyecek sekilde degistirdi, simdi de sistemi degistiriyor. bundan sonra bu duzenden donulmesi mumkun degil. olene kadar tayyip erdogan, ondan sonra da uygun gorecegi bir kisi, damadi, oglu, torunu vs basta olacaktir. bu ulke bitmistir. gecmis olsun.