hesabın var mı? giriş yap

  • volkan'ın 9 ayrı kitaptan birleştirdiği bölümlerle oluşturduğu "yaz diyeti imparatorluğunda aşk ve gururun karagöz oyunları" isimli kitap, hala unutmadım.

  • "oglum yavaş.. oğlum yavaş. boğdun arabayı bas biraz. yavaaş..virajlı burası sakin sakin.. bas oğlum biraz bomboş yol burda bascan. oglum yavaş acelemiz yok ki ya sakin sakin git."

    bizde böyle.

  • burdan anliyoruz ki, bosch makinemiz bozulursa banyodan alıp mutfaga koyuyoruz sonra servisi çağırıyoruz.

    pratik olun biraz.

  • bazıları karın ağrıtandır.

    başlık: dedem savaş çıktı diye apar topar köye gitti

    dedeme dokunmatik telefon aldım, torunlarından birisi de telefona clash of clansı yüklemiş. otururken bildirim gelmiş köyünüze saldırı düzenleniyor diye, adam heyecanla apar topar ilk uçağa atlayıp köye gitti amk.

  • açıklaması basittir. büyük teknolojik ilerlemeler hep savaş zamanlarında ve askeri teknolojilerle olmuştur. bugün kullandığımız birçok önemli teknolojinin 2. dünya savaşı sırasında olgunlaştığına dikkat ediniz. şu entry'i okuduğunuz bilgisayar/mobil cihazdan tutun da haberleşmenizin şifrelenmesinde kullanılmış enigma'ya kadar hepsi o günlerin eseridir.

    bir savaş esnasında uçarak düşmana bombardımanla stratejik üstünlük sağlamak çok daha acil bir ihtiyaçtır. oysa savaş anında haberleşme için radyo dalgaları ve telsiz de kullanılabilir. televizyon acil ihtiyaç değildir.

    19 yy. sonları/20.yy başlarında uçmamızı sağlayacak bir araç bulunması için, radyo ya da televizyona kıyasla çok daha fazla yatırım yapılmıştır, dünyanın çeşitli yerlerinde çok daha fazla insan bu konuda kafa yormuştur, para akıtılmıştır. aynı ampulün icadında olduğu gibi.

    barınma, aydınlanma, güvenlik ve seyahat sırasıyla öncelikli ihtiyaçlardır. entertainment bunlardan sonra gelir.

  • allahın liselileri ya biriniz de çıkıp babanın zorla vergi iadesi zarfı doldurtmasından bahsetmemiş.

    evet bence 90'ların en büyük problemi vergi iadesi meselesiydi.

  • bir gün korku filmi izleyip salonda uyuyakaldım. sabaha karşı beyaz bir şey üstüme atlayıp beni uyandırdı. resmen altıma sıçtım. bir baktım bembeyaz bir kedi. acıktı herhalde benimki dedim kalktım. ayılınca hatırladım benim kedim yok ki! sokak kedisi olamayacak kadar temizdi. ben de kapıcıyı arayıp evimde kedi var dedim. o da sabahın beşi aq banane dedi. doğru dedim. sonra yan komşunun kapısındaki paspasda kedi resmi olduğunu hatırladım. bir iki saat sonra gittim kedilerini geri verdim. balkondan benim eve zıplamış manyak.

    bir kaç gün sonra duştan çıktım, bir baktım kedi gene benim evde. kapı çaldı verdim direkt.

    1 günlüğüne şehir dışına çıktım. geldiğimde kedi gene bendeydi. kapı çaldı, kediyi verirken kadın sizin evi çok seviyor, sürekli size geldi dün biz de balkondan geçip aldık dedi. ben de ehüehü diye gülüp kapattım kapıyı. sonra bir dakika lan dedim bunlar benim eve girmişler! bunu bana söyledi ben de mal gibi gülüp uğurladım kadını.

    aynı gün kapıcıya anlattım durumu abi dedim ailecek bana musallat oldular, önce kedi alıştı sonra komple yan daire bana geliyorlar dedim. o da çok yanlış, özel hayat diye bir şey var belki ben birini öldürdüm kuvvette saklıyorum demesin mi!

    o günden beri balkon kapısını kitlerim. kedi neyse hadi yan komşu da neyse ama kapıcı girerse büyük sıkıntı.

  • genelde padişahlar o dönemde pazar gezmelerine falan hünkar sıfatıyla çıkmazlardı, halk gibi giyinip kamufle olurlardı güvenlik gerekçeleriyle. yani bugünkü padişahla o zamankiler aynı değildi.

    evet amk muhteşem yüzyılda gördüm. kanuni kapkara bir kapşonlu giyip öyle çıkıyordu çarşıya pazara.

  • başlık: gerdek gecesi karim'dan kan gelmeyince

    1. köy ahalisi laf etmesin diye balkona japon bayrağı astım. simdi kahvede oturuyoruz herkes cay ısmarlayıp enseme şaplak atıyor.