hesabın var mı? giriş yap

  • muazzam bir saha gorusu ve cok iyi bir sag ayagi vardi. ancak benim gibi pek cok kisi popularitesi yuzunden bunlari pek goremedi zamaninda. bu popularitesi futbolunun onune o kadar cok gecti ki, en sonunda manchester united'in tapu sahibi sir alex ferguson bile buna dayanamadi.

    ferguson kitabinda beckham'in yeteneginden surekli ovgu ile bahsediyor. daha 16 yasindan itibaren ne kadar olgun ve caliskan oldugunu, ingilizlerin modasi gecmis "topu al ve uzun oynayip sisir" mentalitesine kendisini hapsetmeyip ustune futbol bilgisi katmasini ve inanilmaz dinamizmini surekli overek anlatiyor. ozellikle 38 yasina kadar bu dinamizm ile mls sonrasi ac milan ve psg gunlerinde bile insanlari sasirtmasi aslinda beckham'in ne kadar ust duzey oldugunu tek basina gosteren detaylar. (bunlari da ben degil sir soyluyor bu arada).

    ancak iste o basta bahsettigim sinir bozucu derece futbolunun onune gecen egosu ve sohreti kendisine para ve un katarken, bazi seyleri de goturdu.

    once egosundan bahsedecek olursak, bir kere kendisi asla ve asla kotu oynadigini ve hata yaptigini kabul etmezmis. sir, takimi kaybettikten sonra oyunculara ozguvenlerini tekrar asilamak zorunda oldugunda bunun yalnizca beckham icin gerekmedigini soyluyor. cunku ne kadar kotu oynarsa oynasin, her zaman topu ister ve sucunu asla kabul etmezmis. dusunun ki bu adam eric cantona ile calisti ve o bile zaman zaman kendini sorgularmis. ferguson - beckham arasinda bu konunun zirve noktasi zaten benim gibi 30+ futbol severlerin hatirlayacagi krampon olayidir. bir arsenal maci sonrasi ferguson soyunma odasinda kendisiyle tartisirken yerdeki bir krampona tekme atiyor ve o da gidip beckham'in kasinin ustune carpip acilmaya neden oluyor. sonrasi da zaten medyada patlama ve ayrilik surecinin baslangici...

    tabii daha bir de ikonlasma sureci var.

    bir gun ferguson antreman sahasina giderken kapida 20'ye yakin gazeteci gorup merak etmis haliyle. sebebini sordugunda cevap olarak "david beckham yeni sac modelini tanitacak" diye yanit alinca da tabii kizginlik ve saskinlik hissetmis. o gun takim yemegine beckham'in bere ile katilmasi olay olmus ve ikili bir gerginlik yasamis. sir "cikar su bereyi, restoranttasin" dese de beckham kendisini hic takmamis ve devam etmis. sir baya sinirlenmis ancak elinde cezalik bir sebep de yok. fakat olay burada bitmiyor da.

    ertesi gun (yani mac gunu) beckham yine bereyle gelip, cikarmayi reddedince "ya bunu cikarirsin ya da seni oynatmam" diye cikisyor ferguson ve beckham ancak o sekilde cikartiyor kafasindakini. adamin amaci sahaya bile oyle cikip tam baslama dudugunden once cikartmakmis bereyi. show'a bak yani...

    tabii milyon dolarlarin dondugu bir pazarda yakisikli, anglosakson ve yetenekli biri olunca islerin bu taraflara kaymasi da bir acidan kacinilmaz; daha dogrusu aksi cok zor bir tercih meselesi. zaten ferguson da "su anda sahip oldugu zenginlige bakarsak yanlis karar verdigini soylemek de dogru olmaz" diyor kendisinin kariyer yoluyla alakali olarak. daha avrupa'da oynayabilecegi pek cok ust duzey takim varken mls'e gitmesi de bunun en buyuk ornegi.

    sahsen bir sporsever olarak oyuncularin bu kadar spor disina cikmalarini sevmiyorum. ancak ferguson'in da dedigi gibi sonucta bu bir kariyer ve neticede milyonlar kazaniyor bu insanlar. beckham da bunu secti ve izledigi yol "kariyer" acisindan pek yanlis gozukmuyor. ben sadece kendisi gibi bir yetenegi daha fazla izlemek isterdim.

  • bir kişinin de çıkıp hikayesini anlatmadığı adadır. ben anlatayım:

    ev vestmann adaları'ndan biri olan ellidaey adası adasında bulunur.

    son yıllarda ada ve gizemli evin sahibi, spekülasyonları körükleyen sayısız rapor ve makalede yer almıştır.

    en popüler iddia the independent'da yayınlanan ve adanın izlanda hükümeti tarafından björk'e hediye edilmiş olmasıdır.

    gazetenin haberine göre björk kendine bir ev ve kayıt stüdyosu inşa etmek için izlanda hükümeti ile görüşmüş ve ada kendisine hediye edilmiştir.

    gerçekte, björk böyle bir talepte bulunmamıştır ve söylenti hızla çürütülmüştür. avustralya haber ağı news.com.au'ya göre björk, 2000'li yılların başında başka bir ada hakkında izlanda hükümeti ile kısa bir görüşme yapmış, ancak olumsuz tepkilerin ardından bu fikirden vazgeçmiştir. ellidaey adası ile bağlantısı yoktur.

    diğer popüler iddialar ise şu şekildedir:

    1) ev, zombi saldırısı sırasında kullanılmak üzere gizemli bir milyarder tarafından yaptırılmıştır.
    2) ev, fanatik dindar bir keşişin sığınağı olarak yaptırılmıştır.
    3) ev aslında yoktur ve fotoğraflara photoshop ile eklenmiştir.

    yine news.com.au'ya göre ev hakkındaki gerçek, bu söylentilerdeki kadar heyecan verici değildir:

    adada 18. yüzyıldan itibaren bir avuç ailenin yaşadığı bilinmektedir ancak ada 1930'lardan beri tamamen ıssızdır.

    18. ve 19. yüzyıllarda buradaki şartlara göğüs geren az sayıdaki insan için hayat yorucu ve yalnızlıkla doluydu. adanın başlıca besin kaynağı olan balık ve martılarla besleniyorlardı.

    1930'larda adada kalan beş aile, yaşam şartlarının çok daha iyi olacağını düşünerek anakaraya taşınmış ve ada o günden beri boş kalmıştır.

    peki adadaki köşk nereden geldi?

    adada yaşam zor olsa da avcılık için bir avantaj sunuyordu. avlanacak çok sayıda martı bulunması ada sakinlerinin belli periyotlarla adaya uğramasına sebep oluyordu.

    1950'lerde ellidaey adası avcılık derneği bu av ziyaretlerini kolaylaştırmak için adaya bir av köşkü yapmaya karar vermiştir.

    ellidaey adası avcılık derneği, adadaki martı avı gezilerini desteklemek için beyaz sarayı bir av köşkü olarak tutmaya devam etmektedir.

    dışarıdan cennet gibi bir sığınak olarak görünse de evde elektrik, su veya tesisat bulunmamaktadır. ancak yağmur suyu ile beslenen ve uzun av günü ardından bir ihtiyaç olan saunası bulunmaktadır.

    ada gizemli bir milyarderin ya da bir müzik efsanesinin evi olmasa da kuş yaşamı için cennet olmaya devam etmektedir. adada yaşayan birçok martıya ek olarak ada, fırtına kuşları ve diğer deniz kuşları için de önemli bir yuvalama alanıdır.

    kaynak

  • bir adet sıcak yatağından entry giren ekşiçi içeren başlık. dışarısı buz gibi soğuk, duş bile alamıyorsun. çadır yok, konteynır yok. ne yapsın bu insanlar?

  • daha önce verdun muharebesinden sonuç çıkarmayan kibirli ingilizlerin yüksek atış gücü ile hızlı piyade saldırısını birleştirerek almanları püskürtüp savaşı lehine çevirebileceğini düşündüğü için başlattığı salakça bir saldırıdır.

    alamanlar oldukça kuvvetli tahkimat yapmışlardı, metrelerce yeraltında tünelleri vardı. dikenli telleri sırlamış ve makineli tüfeklerle bekliyorlardı. ingiliz fransız ortak topçuları binlerce top attılar bu top şarapnellerinden fareler bile kurtulamaz diye düşündüler günlerce top atışı ile binlerce top göndermişlerdi sonuçta. saldırı başladı düdükler eşliğinde almanlar keklik gibi avlamaya başladı saldıranları çünkü dikenli teli geçemiyorlar ve piyade silahı ile makinelilere karşı koymaya çalışıyordu.

    sonuçta degişen birşey olmadı savaş devam etti binlerce kişi öldü.

  • hayatimda gordugum halka seklinde bagaj bandi olmayan tek havalimani. bavullar kosu bandi gibi duz bir bagaj bandi uzerinde gelip sonunda bir duvara carpip oraya yigiliyorlar. fantastik.

  • adamın ebleh sıfatına, can sıkıcı danslarına, kro-pop kliplerinin kurgusuna bakmak yerine, alt yapıda ki müziğin zenginliğine, sesindeki eşsizliğe, ve oluşturduğu sentezin sarsılmazlığına bakabilse idik, cigulinin lümpen toplum içinde yetişmiş bir müzikal deha olduğunu farkedebilirdik.
    entelimizin, kompleksimizin günah keçisi olmuş ciguli, ismiyle fiziğiyle, çıkıp geldiği sosyal çevre ile ön planda tutulmuş, durmuş, anılmış...vurun ciguliye...vurun abalıya.
    benzer bir müziği, ya da orjinaliteyi anlamadığınız bir dilde, goran bregoviç yaparsa, güzel kurgulanmış bir filmle satarsa, tipi de bet değilse basın bağrınıza, taç yapın başınıza...

    ciguli son zamanlarda müzikal anlamda gördüğün en olgun, en özgün, en klasik olmaya aday eserleri üretmiş bu coğrafyanın müzisyenidir.lümpenliği, görünüşü, hitap ettiği iddia edilen sosyal zümre beni zerre bağlamaz, zira ben kaliteye bakarım, ben müziğe bakarım.
    bir grup, bir müzik oluşumu ile anılmak isteyen şekilci zihniyet uzak durabilir, bir müziksever asla.

  • “anında istanbul'u kilitleriz” diyor bu en açık tabiri ile kamu güvenliğini tehdit etmektir, türk halkını tehdit etmektir. ambulansı, itfaiyeyi, polisi, askeri hiçbirini yolda kıpırdatmayız, yolu kapatırız, bırakız aracı gideriz demek istiyor, açık açık darbe tehditidir bu, devlet otoritesini ortadan kaldırırız demektir.

    artık emin olduğum bir şey var, türkiye cumhuriyeti'nin gücü bu taksicilere yetmiyor. adamlar kanun tanımıyor, kural tanımıyor, polis tanımıyor, belediye tanımıyor, hükümet tanımıyor. videoda tehdit var, mala zarar verme var, hürriyetten yoksun bırakma var ama kalkıp kimse siz ne yapıyorsunuz diyemiyor.

    bunlar çete falan değil, terör örgütüdür.