hesabın var mı? giriş yap

  • "buse terim bir sabah kötü bir rüyadan uyandığında, kendini yatağında hiç takipçisi olmayan bir instagram hesabına dönüşmüş olarak buldu."

  • buradaki tek yanlışlık ters tarafa eğilmiş olması. aksi yönde eğilseydi daha anlamlı olurdu. zira yargının durumu o yönde.

  • eğer gece ağrılarım yoksa,
    vücudum uyuşmamışsa uyuyabilmişsem;
    gece mide bulantısıyla uyanıp kusmamışsam, sabah yemek yiyebilmişsem…
    aynaya baktığımda saçlarım varsa ve kaşlarım kirpiklerim.
    ne çok şeye sahibim?

    ne çok şeye sahibim.
    bu dünyada su içerek aldığım kemoterapi ilaçlarını atmam gereken fakat bir yudum su içemediğim, çünkü midemin almadığı zamanlar da yaşadım.

    normalliğin, rutinin sihrine hep inandım. ancak standart donanımlara sahip her insan gibi düzgünce uyuyup uyandığım dağınık saçlı sabahlarımı çok özledim. çok özledim.

    bir sabah kanser oluyorsunuz ve söylendiğiniz tüm normalleriniz hastanenin camlı vitrininde unutulmuş kurumuş bir çiçek gibi solup gidiyor.

    kemoterapiye gittiğim günlerde hastanenin camlı vitrininde, sevinçle yollanmış ama sahibine ulaşamadan solmuş çiçekleri her gördüğümde aklıma kendim geliyor.

    kendime not: yaşamanın kolay olmadığı bu hayatta en önemli şey kendimim. vitrinimdeki çiçekleri asla soldurmayacak, kendimi asla söndürmeyeceğim.

  • olay anının görüntüsü

    ömer faruk gündoğdu 5 yaşında..
    dedesinin elinden tutup karşıdan karşıya geçiyordu
    sonrası bu malum görüntü
    hastaneye kaldırılan küçük çocuk kurtarılamadı
    yani şu kazayı yapabilmek için afedersiniz ileri düzeyde kör olmak lazım

    bu arada şoförün cinsiyetini özellikle yazmadım
    siz tahmin edin...
    zira ben yazarsam cinsiyetçi olmakla suçlanacağım..

  • flört dönemindeki bireylerin karşılıklı olarak ellerini birleştirmesiyle yapılan eylem. bu eşik flört dönemindeki önemli eşiklerden biridir ve sonucu %99.98 erkek tarafının elinin büyük olmasıyla sonuçlansa da hep bir şaşırma durumuyla karşılanır. buradaki asıl amaç pek tabii ellerin birbiriyle buluşması, birbirlerine bağlanmak isteyen ellerin bahane ile tutuşmasıdır. bireyler bir eşiği daha aşmış olurlar ve sevgilik müessesine bir adım daha yaklaşmış olurlar.
    not: 2006 senesindeymişiz gibi entry oldu, evet arkadaşlar siz bilmezsiniz eskiden buraya böyle entryler yazılırdı. hey gidi günler hey...

  • acı, ağrı ve diğer işaret edilemez kavramlar gibi, umudun tasviri de epey zor.

    acıyan yerini gösterebilirsin, acını çeşitli benzerliklerle ifade edebilirsin veya belli davranışlar sergileyerek bu acını dışavurabilirsin. peki tam olarak acıyı nasıl işaret edersin?

    acıyı "bir şey" veya "işte bu" diyerek göstermenin zorluğu bir tarafa, onu "hiçbir şey" olarak nitelemek de yanlış olurdu. zira acı sadece tecrübe eden nezdinde kesinliğine sahip bir duygu olmakla kalmıyor, üstelik bu duyguyu yaratan koşulların ve hatta bu duygunun kendisinin çeşitli bilimsel açıklamarı da ortada.

    umut da gözümdeki bu resimde acıdan pek farklı bir yere oturmuyor.

    yokluğunu yutkunan bir boğazın düğümlenmesinden, varlığını ise sesin belli bir türde çınlamasından çıkarabileceğimiz umudun, muğlak fakat o ölçüde kesinliğe kaydolan veçhesini bir kenara bırakalım ve onu bilimsel olarak tasvir etme çabalarından birine odaklanalım.

    1950'de harvard üniversitesi'nde hipotalamus üzerine sağlam araştırmaları bulunan bir biyolog olan curt richter'ın gerçekleştirdiği acımasız, fakat bir o kadar da çarpıcı deney, umudun böyle bir bilimsel tasvirini sunma amacı taşıyor.

    deneyde fareler su dolu şeffaf bir kabın içine koyuluyor. deneyin amaçlarından biri, tırmanmaları imkansız gözüken bu kaygan ve su dolu kabın içinde yüzmeyi ne kadar süre sonra bırakıp boğulacaklarını tespit etmek.

    fareler büyük çoğunlukla 15, 16 dk civarı kafalarını su üstünde tutup yüzmeye devam ediyor ve ne yazık ki bu dakikalardan sonra teker teker kendilerini suya bırakıyor ve batıyorlar.

    buraya kadar umut devreye ne ölçüde girdi belli değil. umudun buz gibi somut ve bilimsel tasvirini gerçekleştirmek adına bu kontrol grubu yetersiz. bir de deney grubu gerekli.

    bu aşamada yeni fareler boğulmaları üzere su dolu kapların içine atılıyor fakat farelerin boğulması beklenen süreye çok yakın bir zamanda bir hamle yapılıyor ve kapların birinin içindeki fare sudan çıkarılıyor.

    ona dinlenmesi, temizlenmesi ve kendine gelmesi için bir süre tanınıyor. ardından, tekrar su dolu kaba bırakılıyor.

    fare tekrar suya bırakıldığında boğulmadan bir 15 dk daha dayanmıştır değil mi? hatta dinlendiği için belki 30 dk daha sürmüştür... tahminleri alalım.

    deneye göre boğulmak üzere sudan çıkarılıp "umut aşılanan" fare tam olarak 60 saat daha boğulmadan su üstünde kalmayı başarıyor.

    hadi şimdi hazır modunuz düşmeden motivasyonel bir kıssadan hisse bırakayım ve yüzmeye devam edeyim: ümitvar olunuz, umudunuzu yitirmeyiniz. boğulmak mı üzeresiniz? bıçak kemiğe mi dayandı? biraz kafayı dağıtın, kendinize zaman ayırın, önünüzde dünyayı kurtarmak daha çok uzun zamanların bulunduğunu fark edeceksiniz.*

  • bayraktar ile uzaktan yakından alakasının olmadığını düşündüğüm durum.

    ukrayna para verdi de aldı bayraktar'ı.

    ab ülkeleri ücretsiz javelinler, nlawlar yolluyor. uçaklar veriyor. bu açıklama onlara karşı olmalı.

    d: ukrayna ile savaştan önce bir işbirliği yapıldı. ukrayna motor verecek, kendisi de üretebilecekti. rusya'nın yaptığı açıklama savaş başladıktan sonra onlara temin edilen silahları kapsamakta.