hesabın var mı? giriş yap

  • bugün annem " barışma ihtimaliniz yok mu? ben size vereceğim evi hazırlamış, işsiz kalırsanız sermaye veririm iş kurarsınız diye para ayırmıştım." dedi.

    hani donup kalınır ya bazen. kaldım öyle bi an, kafamdan binlerce şey geçti. " aldatıldım, başkasına gitti anne" dedim en sonunda. sonra ağladı annem. bana kıyamazmış öyle dedi. teselli etti beni ağlarken.

    annemi ağlattığın için ilk defa nefret ettim senden. o da bi anlık, "mutlu olmaz umarım" dedim. sonra kıyamayıp "yok yok olsun tabi lan." dedim.

    beni ne hallere düşürdüğünü bilmiyorsun bile belki. onunla mutlusunuz. vicdanınız bile sızlamıyor, biliyorum.

    insan insana bunu yapar mı?

  • az önce yorganı tepesine kadar çekip uyuyan annemin yanına gittim, hemen yorganı kalkırıp, kocaman yatağına yattım, göğsüne, çocukluğumdaki gibi, kalp atışlarını dinledim. duymak istedim. o da sarıldı, gülüştük. anneannemi hatırladık sonra, sadece sessizce kapadık gözlerimizi... hala atan kalbini duydukça ağladım birazcık huzurla.

    uzun zamandır, bu kadar güzel bir şey hissetmemiştim. ne diye büyüyüp, yok yere başka omuzlara vuruyorsak kendimizi?

    ve annenin hayatta olması bu dünyadaki bence en güzel/anlamlı şey gibi...

  • 99'lu adam sahaya batman gibi atlayıp hakem dövdü lan; ne fransa 98'i. valla o olay yaşanana kadar 99'luların ilkokula bile gitmediğini sanıyordum.

  • sen git, makarnayı süzdükten sonra kalan nemi de kurutmak için (!) makarnaları kısık ateşte dinlenmeye bırak, daha doğrusu dinlenmeye unut. onlar dinlenedursunlar, sen bu sefer hakikaten git, dersin başına otur. mutfaktan gelen kokuyu içine çekince git altını söndür, tencerenin dibine yapışan siyah tortuyla başbaşa kal.

    tamam bunu yaptın da, bırak ama değil mi? yok, git içine azıcık su at tencerenin, "kirler yumuşasın." diye tekrar ocağı aç, sonra su kaynayıp bitsin, tencereyi bir posta daha yak.

    hayata karşı çok net bir duruşum olduğu kanaatindeyim.

  • bir kadini da ani hareketleriyle korkutuyorlar.

    halka bu rahatsizligi vermeye haklari yok. toplumun huzurunu kaciriyorlar, rahatsizlik veriyorlar, degerlerimizle dalga geciyoar.

    buna musade eden hukumetin vatanseverligini sorgularim.

  • abd'de böyle eski kafa amerikalılar vardı. biz türkçe konuştuğumuzda bizi uyarır "burada ingilizce konuşacaksınız burası amerika!" derlerdi. demeye cesaret edemeyenler de garson aracılığıyla bize uyarı yollarlardı (bkz: arby's/@ssg). normalde varlığından haberimizin bile olmadığı bu insanlar bir anda gözümüzde cahil, ayrımcı ihtiyarlara dönüşürlerdi. aklımızda öyle yer ederlerdi. ama abd'deki fark oranın cahilinin baya yaşlı olmasıydı. biz ise türkiye'de o cahil ihtiylarların gençliğine denk geldik şansımıza. neyse iki üç kuşak sonra biterler herhalde.

  • bekçilerin 10bin lira aldığı ülkede 33bin para değil öncelikle.

    ve becerebilseydiniz siz de okusaydınız keşke halkın parasıyla, tutan yoktu.

    ha ama siz halkın parasıyla okumayı değil başka şeyler yapmayı tercih edenlerdensiniz gerçi, pardon..

  • 21.07.2013 tarihinde şiddetli ishal, kusma, halsizlik ve yüksek ateş ile üniversite hastanesi aciline başvurmam neticesinde, uzun uzun incelemeler sonucu şahsıma konulan teşhistir.

    crohn, inflamatuar barsak hastalığı'dır ve kalıcı bir tedavisi bulunmamaktadır. aynı zamandaotoimmün bi hastalık olduğu için bağışıklık baskılayıcı ilaçlarla tedavi edilirsiniz. uygulanan tedavinin amacı daha çok hastalığın gösterdiği ve hayatınızı zehir eden etkileri olabilecek en düşük seviyelere indirmek ve yaşam kalitenizi arttırmaktır. 5 aşamalı bir tedavisi bulunmaktadır. ilaç tedavisinin işe yaramadığının anlaşıldığı vakitler cerrahi müdahale zorunluluğu ortaya çıkar ki hiç tavsiye edilmez.

    hastalık aşırı zayıflığa sebep olabilmekte ve bunun sonucu olarak psikolojik sorunlara yol açabilmektedir. çoğunlukla terminal ileum denilen ince barsağın son kısmını tutan bu hastalık, hayati öneme sahip b12 vitamini emilimini de imkansız hale getirebilmektedir. bu sebeple de olası bütün b12 vitamini eksikliği sonuçlarını da yaşatmaktadır. psikolojik sorunlar biraz da bu yüzden meydana geliyor sanırım.

    en önemli kısım ise, yandaşı olan ülseratif kolit'e göre kanser riskiniz biraz daha azdır. diyet gerektirmez. yarayan yaramayan gıdalar kişi tarafından belirlenir ve kullanılmaz. çoğunlukla baharat, acı, sigara, alkol ve stres ile vuku bulur.

    velhasılı dostlarım çile çektiren bir hastalıktır, ihmale gelmez varsa şüpheniz mutlaka bir gastroenterolog ile konuşunuz. hepinize sağlıklı günler dilerim.