hesabın var mı? giriş yap

  • ülkemizde değerli önder reis-i cumhur ve "yol arkadaşları" tarafından verilen emirlerle itinayla sürdürülen fetö operasyonları kapsamında fg harfli araç plakalarının toplatılması kararı alınmıştı. ben olayı biraz daha genişletiyorum ve ülkemizde çoğunluklu kullanımda olan qwerty klavyede yan yana bulunan f ve g harflerinin yerlerinin değiştirilmesini talep ediyorum. yan yana bulunan bu harfler açıkça fetullah gülen'i sembolize ediyor ve genç beyinlerin algılarına bu iğrenç zatın baş harflerini kazıyor.

    şimdi geliyoruz en bomba olaya.

    işin başka boyutu da var. f ve g harfleri bu klavyeye rastgele yerleştirilmemiş. şimdi klavyeyi kimin icat ettiğine bakalım. bu klavyenin mucidi christopher latham sholes amerika doğumlu. ancak bilin bakalım amerika'nın neresi?

    doğru tahmin ettiniz, pensilvanya. kaynak

    görüyorsunuz değil mi oynanan oyunları. yıllar önceden planlanmış bu oyunu bozmak için türkiye cumhuriyeti devletini göreve davet ediyorum.

    debe edit: ülkemizde maalesef bu tarz komik durumlar bile ciddi ciddi ele alınıp tartışılabiliyor, gerekirse karar verilip uygulanabiliyor. şimdi güldüğümüz şeylerin gelecekte gerçekleşmeyeceğine de kimse emin olamıyor. 2011'de fetö ile olunan içli dışlı durumu temizlemek için o dönemki gazeteler imha ediliyor, internet sitelerindeki haberler bir bir kaldırılıyor. eski ortaklar şimdi birbirine bıçak çekiyor. türkiye'yi daha iyi idrak edebilme adına debe vasıtasıyla tanpınar'ın saatleri ayarlama enstitüsü ve orwell'ın 1984 kitaplarını tavsiye ediyorum.

  • karizmaların tavan yaptığı fotoğraf çekimidir. özellikle hakan balta, sneijder ve riekerink'e çok yakışmış.

    işte o poz

    fenerli arkadaşlar kıskanmış olabilirler, sizinkilerin de efsane bir pozunu vereyim madem de bir yerleriniz şişmesin. buyurun

  • beyoncé osursa bile ödül alır algısı yaratmaya başladılar son zamanlarda. eskiden bu daha ayarındaydı. 2020 yılında albüm bile çıkartmadan bu yılki en çok ödülü alan sanatçı oldu. büyük bir torpil söz konusu bana göre.

    dua lipa için biraz üzüldüm. future nostalgia hakettiği değeri göremedi. bir yıl boyunca dua bu albümün pr ını yapıp durdu. konsepti bozmadı. düetler vs yapıp hemen kapatmadı albüm dönemini. şarkılarında her biri ayrı güzel ve eminim 2020 yılında bu albümü piyasaya sürmeseydi 2020 müzikal anlamda çöp bir sene olabilirdi. bir ödülle ayrılması kötü oldu.

    the weeknd ise grammy tarihinde en çok hakkı yenen sanatçı olarak tarihe geçti.

    doja cat sen önüne gelenle düet yap bir yıl boyunca çalışıp dur ve bir grammy'i bile hor görsünler sana olacak iş değildi. belki de altın yılıydı bu yıl. bu fırsatı iyi değerlendirdiğini düşünüyorum çokta rakibi yoktu ama olmayınca olmuyor geçmiş olsun diyoruz.

    bts için diyeceklerim de şu adamlara bir ödül bile vermeyeceksiniz çağırmayı kardeşim prim yapmayın çok büyük bir fan kitlesi var diye.
    bts'in yerinde olsam kıyameti koparırdım ama adamlar medeni işte. geliyorlar performanslarını sergileyip reyting kazandırıp geri gidiyorlar yazık.

  • muğla üniversitesi iibf de muhasebe dersinin 3. saati :
    - sen ! adın ne senin ?
    - inan hocam
    - çık dışarı !
    - neden hocam ?
    - sen 1. saat çok konuştun çık!
    - evladım senin adın ne ? arkasındaki ?
    - sinan hocam
    - sen de çık dışarı
    - hocam kafiyeden adam atılırmı ya !

  • (bkz: airplane from fart, say hi to sweetheart)

    edit: bu entry gelen istekler üzerine lover yerine sweetheart yazılma bağlamında editlenmiştir. sweetheart yazan arkadaşlardan çalınmamıştır. @sureyalizm adlı arkadaşa da selam çakalım ilk sweethearth'ı o yazmış . bana düzeltmem için mesaj atan arkadaşlar ondan görmüş sanırım.

  • tanım: çok delikanlı bir kardeşimiz olan insan.
    3 yıllık ilişki boyunca neredeyse 2.5 yıl beraber yaşadığımız bi sevgilim vardı abi. 2.5 yıl boyunca geceleri bilfiil sarılarak uyurduk. tabi ciddi şekilde alışkanlık olmuştu o yüzden rahatsız olmuyodum. öyle uyanmasın diye kıpırdamadığım falan olmuyodu hiç. kaldı ki uyurken kımıl kımılımdir, hiç rahat durmam.baktım kaşıkta kolum ağrımaya başladı hop alıyorum göğüse, göğüse yatış sarmadı tak ben giriyorum onun kolları arasına. bi kere sarılmadan uyumadık yani. "sevince oluyo"'ya bağlamak istemezdim ama öyle galiba. neyse hafız sonuç olarak 2.5 yıllık alışkanlığımin yerinde artık yastıklar var.

  • harika olmuş taylor swift albümüdür, günlerdir doyamadım dinlemeye.

    taylor swift’i fanı olmasam da senelerdir dinlerim. bu sürpriz albümü bana o kadar iyi geldi ki... hangisi daha iyi oldu bilemiyorum, tam sevdiğim tarzda yapması mı yoksa yeni şarkılara ihtiyaç duyduğumda çıkarması mı? yine de söyleyebilirim ki benim en sevdiğim albümü bu oldu. daha önce dile getirenler olmuş ben de tekrarlayayım; hiç taylor swift dinlemeyen bile severek dinler bu albümü, zaten poptansa biraz daha alternatif türünde.

    ilk dinlendiğinde bütün şarkılar aynı gibi gelse de zamanla hepsi kendi yerini buluyor. genel olarak çalma listesindense albüm dinlerim, aşağı yukarı her albümde atladığım 1-2 şarkı* olur. bu albümde çoğu şarkı aynı tempoda olmasına rağmen olmadı. sevmediğim bir şarkı bulamadığım gibi en sevdiklerimi de sıralayamıyorum*

    gerçekten deneyimlemeye değer albüm, ben o kadar çok sevdim ki plağını da alacağım.

  • obp(ortaöğretim başarı puanı), öğretimde fırsat eşitliğini en çok zedeleyen kavramlardan birisi. özellikle bu sene olduğu gibi soruların basit ve puanların yığılma yaptığı sınav senelerinde birçok insanın hakkının yenmesine sebep oluyor.

    bir örnekle, en zor fen liselerinden birinden 60 puanla mezun olup üniversite sınavında 5 bine giren öğrenci ile özel berkecan kolejinden 98 puanla mezun olup 25 bine giren öğrenci gün sonunda aynı sıralamayı yapmış sayılıyor. halbuki bu iki öğrenci profili arasında dağlara taşlara bir fark varken birinin tek suçu zor bir okulda kaliteli bir eğitim almış olmak.

    #obpkaldırılsın

  • 1990'lı yıllar henüz 8 yıllık eğitim bile yok...

    ablam ve ben aynı liseye gidiyoruz. ben ortaokula yeni başlamışım, ablam da lise sonda. ailemin durumuysa kötü... yemek ucuz olduğu halde bir günde en fazla bir yemek parası verebiliyorlar.

    ben o parayla gidip yemeği alıp bir güzel yiyorum. sonra "doymadım" diyerek tekrar yemek istiyorum. getirip gizlice masada oturan ablama veriyorum. tabii bazen yemek artmıyor veya ana yemek bitiyor, makarna pilavla idare ediyor ablam.

    bir gün hiç unutmuyorum, yemeği almış, ablama teslim etmiş, yemekhaneden çıkmak üzereyken yemekhaneciyle göz göze geldim...

    insan çıktı adam, kafasını hemen çevirdi. ama yine de artık her gün yaşadığım ızdırap iki katına çıktı. önüne gelip "ben doymadım" dediğimde biliyor, hiç yüzüme bakmıyor. dolduruyor...

    hatırlaması bile can sıkıcı...

  • tam anlamıyla bir seçim rüşveti.

    "buna göre, 5 milyona yakın ailenin 2 bin liraya kadar olan borcu icradan düşecek."

    2biner liralık kömür makarna almak yerine senin benim paramla borçlarını siliyorlar. yazık.