hesabın var mı? giriş yap

  • öyle bir diziydi ki bu, yurdun her bir yanında izleyici kitlesi, özellikleri, verdikleri tepkiler aynıydı, aynı.

    - şüphesiz ki; bu dizinin yayınlandığı dönemde 7-15 yaş aralığında olan ve bu diziyi izlememiş bir ergen kız çocuğu bulunmamaktaydı.

    - bu diziyi zamanında izleyenler "ahaha, nasıl izlerdim ben bunu yeaa" diye kendine gülüyor, kendisiyle dalga geçiyor ve geçmişi yad ediyor. aslında hiçbiri izlediği için, pişman değil.

    - bu diziyi izleyenler ortaokulda "çılgın bediş'im yok başka işim" diye gruplar halinde takılırlardı. ayrıca bu şarkıyı o zamanlar söyleyenler hala bu şarkıyı hatırlıyor.

    - arkadaş grubunda herkes dizi karakterlerini paylaşırdı. herkes bediş olmak ister, kimse banu olmak istemezdi.

    - ayrıca yonca evcimik'in 18 yaşında olmadığı gerçeğiyle tanışan kızlarımızın büyük bölümü o travmayla uzun yıllar yaşadı.

    - bu diziyi zamanında izleyenler, yaz aylarında da mutlaka tekrarlarını da izlerdi.

    - bediş'in hayalleri dizinin en sevilen bölümüydü. bu arada şirine'den zeyna'ya her şey oldu len kızcağız. ne oktay aşkıymış. leyla ile mecnun bok yemiş.

    ...

    sonuç olarak; bir kişi de demiyor ki, aga bu nedir?

  • bir örnekle ele alalım konuyu. diyelim ki birisi size nüfuzunu kullanarak sizin ya da çocuklarınızın ya da bir yakınınızın haksız kazanç elde ettiğini söylüyor. yetinmiyor elindeki gücü kullanarak evinize baskın yapıp, hayatın olağan akışına aykırı miktarda parayı evinizdeki 7 kasanın ve ayakkabı kutularının içinde buluyor. bunun üzerine size bu paraları haksız yollardan elde ettin, rüşvet aldın, vs. diyor.

    yapmanız gereken nedir? elbette ki bu paranın kaynağını açıklamak, belgeleriyle ortaya koymaktır. mesela o para ev satışından mı geldi? ev nerededir, ne zaman, kime satılmıştır, bunun karşılığında kaç para alınmıştır, bu para neden bankada değil de evde durmaktadır bunların belgelerini ortaya koyarsın iddia çöker. türkiye’de ev alım satımları takas usulü yapılmıyor, 1.200 milyon gibi bir para elden verilmiyor. genelde bu işler için bankalar kullanılıyor. para hareketleri, evin emsal değeri, tapu, ipotek gibi kayıtlar tutuluyor. eğer sen yasalara uygun bir ev satışı yapmış ve parayı yine yasalara uygun yollar üzerinden temin etmişsen bu iftirayı (!) 2 saat içinde çökertirsin.

    peki durum böyle değilse? o zaman alnımız ak başımız dik! diye sağda solda böğürürsün ki sesinin tellerini seveyim ben.

  • muhakkak ki başka denize kıyısı illerde de benzer problemler vardır ama istanbul'da artık iyice limitlerinden çıkmış, diğer insanların hafta sonu gezintilerini sabote etmeye başlamış olay. balıkçılığı ya da olta balıkçılığını yasaklayacak değiliz ama bu işin yapılacağı yerlerin artık belirlenmesi şehir için elzem hale gelmiş görünüyor. zira bu hobiye/işe gönül vermiş insanların belli ki şehirde yaşayan diğer insanları önemsediği ve umursadığı yok.

    sahil şeridi olduğu gibi bu arkadaşların işgali altında. yürüyüşe çıksanız ya kafanızın üstünde misina gezecek ya oltanın denize sallanmasını bekleyeceksiniz. banklar ise tamamen bu insanlara ait. olta takımları, kovalar, balıklar için rezerve. olmasa bile balık artıkları ve kokudan zaten kullanmak mümkün değil.

    hani deseniz ki sadece belli yerlerde böyle, oraya değil de başka yere gidelim. ama değil boğaz sahili boydan boya işgal altında. tek bir yürüyüş yolu yok ki balıkçıların istilası altında olmasın da rahat rahat hava alınıp, kafa dinlenilsin. bir de belediyenin çevreciliğe büyük katkısı olan yeni dolgu alanları filan tamamen bu işe bırakılmış gibi.

    bu işin bir şekilde önüne geçilmeli ve avlanma için belli alanlar insanlara gösterilerek yürüyüş yollarının ve boğaz kıyısının herkesin kullanabileceği hale getirilmeli. ha olacak değil ya işte yazıp ümit etmiş olalım.

  • buna sokağa çıkma yasağı demeyelim de "gün içinde yaya olarak istediğinizi yapabilirsiniz yasağı" diyelim siz de kurtulun biz de kurtulalım..

  • bir türk geleneği olarak; ıslak mendille el sildikten sonra, masadan başlayıp, ayakkabıdan fayanslara kadar silmek.

  • paradan atatürk'ü kaldırmak için ilk adım.
    tepki çekmezse yavaş yavaş önce madeni paralardan sonra kağıt paralardan atatürk'ü kaldıracaklar, bu da bunun nabız yoklaması.
    nasıl olsa şehitler ayağına kimse ses çıkaramaz diye istediklerini yapıyorlar.
    demişti dersiniz.

    edit: saçma sapan hatıra parası kavramıyla gelmeyin bana. 70milyon basıp piyasada kullanılabilen bir para hatıra parası falan olamaz, amacı farklıdır.
    yiyorsa git darphanenin sitesinde satılan diğer hatıra paralarıyla alışveriş yapmaya çalış, ondan sonra konuşalım.

  • o muhteşem ses sonrası nedim şener'in mikro yüz mimiklerine bakılırsa, zanlının ortaya çıkacağını düşündüğüm hadisedir. ama günahını hükmen almayayım, belki o duyduğu sese verdiği sırıtma etkisi de olabilir.

    mete yarar'ı suçlamak zor, bir insanın öyle akıcı konuşurken çaktırmadan gaz çıkarabilmesi pek mümkün değil, mutlaka nefes alış verişe veya mimiklere yansıyacaktır.

    adil gür ise duyduğu bu sese şaşırıyor, tam konudan sıkılmışken bir anda dikkatini çekiyor. insan kendi osuruğuna bu kadar şaşırmaz.

    gürkan hacır ise bu sesi anca ağzıyla yapmış olabilir, dudakları buna müsait şekilde büzüşük duruyor. fakat sesin duyum şekline ve uğradığı baskılanmış filtreleri hesaba katarsak, bu sesin açık değil, kapalı, sıkışık, karanlık bir kaynaktan sızdığı belli.

    fakat veyis ateş'in derin bir nefes alıp, ortamı iyice hazırladıktan sonra, tam nefes veriş esnasında diyafram baskısından da faydalanarak akımı alt çıkışa doğru yönlendirme hareketi de gözlerden kaçmamaktadır.

  • - lan yüzünün yarısı kıpkırmızı, n'oldu?
    + sorma abi ya erken menopoz.. burası çok mu sıcak ne?
    - hadi ya, üzüldüm valla.. e doğurganlık da gitti şimdi?
    + ööleymiş valla ben de tam bilmiyorum.. abi biraz yükselt şu kombiyi allahını seversen, bu ne ya dondum!
    - vah vaah..

  • birkaç hafta önce, kızım için masal/hikaye yazdırmak için kullanmaya başladım.
    yazıyı chatgpt ile yazdırdıktan sonra listnr adlı araç ile türkçe seslendirdim.

    böylece kendisinin başrolde olduğu değişik maceralar içeren seslendirilmiş masallarımız oldu. kızımın çok beğendiğini görünce bunu herkese açmak istedim ve yapay zekadan masallar adlı bir podcast oluşturdum.

    podcast sayfasının üstünde yer alan formu dolduranlar için masallarını otomatik olarak hazırlayıp kendilerine masalın ses dosyasını ve metnini yaklaşık 5 dakika içinde email olarak gönderecek şekilde bir otomasyon yaptım.

    ve bunu tamamen ücretsiz yaptım. :)

    şu ana kadar 15 bölüm yayınlandı, siz de bir denemek isterseniz formu yeşillendirin.

    edit: şimdiye kadar 224 tane masal isteği geldi, bu isteklerin çoğuna email olarak metin ve ses dosyalarını paylaştım. henüz podcast ve websitede yayınlayamadım ama, orada hala biraz manuel yapmam gereken şeyler var.*

    edit2: podcast ve websitede yayınlamayı da otomatize ettim. form doldurulduktan sonra yaklaşık 1 saat içinde yayına giriyor.

    edit3: bu proje sayesinde, benzer projelerle ilgilenen biriyle tanıştım ve şimdi ingilizce uyku öncesi hikayeler oluşturan talebot adında bir ürün çıkardık :)