hesabın var mı? giriş yap

  • ''iki tane birbirini aramayan arkadaştan ilk önce hangisi "lan hayırsız hiç arayıp sormuyorsun" derse, o hemen otomatikman hayırlı insan olur.''

  • 10 tane random parayi sola, diger 90 tanesini saga alin. 10 tane parayi ters cevirin. iki tarfta da esit sayida yazi olacaktir.

  • ruşen çakır'la olan polemiğinde, zıvanadan çıkmış yönetmen.

    ruşen beyin tüm yayınlarını izliyorum, flu tv'de ise oöst ve boş modern sohbetleri izliyorum.

    bugün ruşen bey'in dile getirdiği eleştiriler zaten günlerdir söylenen şeylerdi, içeriğinizde bariz bir hata var bunu kaldırın. üslup olarak da sert bir yayın değildi, biz olsak yanlış bilgi bulunan bu videomuzun yayılmasına izin vermezdik gibi yaklaşımı var.
    (flu tv videonun altına not düşmüş, burada söylenen çözüm (tuzlu gargara) geçerli değildir diye.)

    ilker canikligil'in buna savunması sansür ve otoriterlik üzerine. sansür ve otorite konusunda laf söylenecek en son kişi sanırım ruşen çakır'dır. adamın yaptığı iki yayından birisi sansür ve erdoğan'ın otoriterliği üzerine.

    ama iş bir anda ilker canıklıgil'in "ne oldum" delirmesine dönüşmüş. ne ruşen çakır'ın adam olmadığı kalmış, ne yaptığı yayınların az izlenmesi.

    her şeye tamamım da, senin zaten yaptığın iş, az izlenmenden belli oluyor gibi zavallıca bir yaklaşım ve savunma nedir arkadaş ya? elinde oytun'un başka videoları da varmış da onları da koysa milyon izlenirmiş de.

    ilker bey size tavsiyem, yalın alpay'la modern insan yönelimleri, tüketim toplumu, vasat insan ve ortalamayı aramak gibi konularda bir kaç program yapın. ama kurguları bırakın başkası yapsın siz son çıkan ürünü, öğrenmek ve anlamak isteyen bir insan olarak izleyin. belki o zaman "aa sen 30 bin izleniyorsun, seni ezik youtuber" gibi sığ yorumlar yapmaktan sıyrılırsınız.

    hozoma not: şu arkadaşınız iyice sefahate düşkün katoliğe dönüşmüş, biraz kendisine çekidüzen verseniz de bogomil ahlakına geri dönse.

  • herhangi bir aşağılama olmayan twittir. gündelik yaşamında fakirlik çekenlerin, zenginlik içinde yaşayanlara oy verdiğini söylemektedir, o kadar. yalan da değildir.

  • keske burada olsaydın, yalova feribotunda üst kattayım.
    martılara simit atıyor bir baba-oğul. martılar kadar çocuk da çığlık çığlığa. sen çocukları hele de mutlu çocukları çok seversin.
    sabahın beşindeyiz. günesin denizdeki rengi tarifsiz.
    sabah serinliği ve rüzgar darmadağın etti saçlarımı.
    üşüyorum.
    keşke burada olsaydın, kollarımızı dolardık birbirimize, soğuktan kızaran yanaklarımızı ısıtırdık nefesimizle.
    bak bir sigara daha yakıyorum, sen yoksun diye, ellerim bari ısınsın diye, bir cay daha söylüyorum açlığıma rağmen.
    karşı kıyıya varmamın bir anlamı yok. yıllar da sürebilir bu yolculuk. karşı kıyıda da sen yoksun.

    keşke burada olsaydın. bayram öncesi eminönüdeyim.
    sen bu kargaşayı seversin.
    ben çerezlere bakardım, sen peynirlerden tadardın. ne alırsan bir milyona, ben kerpeten alırdım sen ince uzun şamdan mumlarından.

    mısır çarşısından tarçın alırdık, saten bir kılıfla çamaşır çekmecesine koyardık. boynun gibi tarçın koksun tüm çamaşırlar.

    tahtakaleden sana bir hasır kutu alırdım. bak şu kenarları kırmızı boyalı olabilirdi. içine atamadığın tüm çocukluk hatıralarını koyardın, kurmalı metal horozun ve ziraat bankası kumbaran gibi.

    elimdeki poşette sadece bir bakır cezve olmazdı sen burada olsaydın. yalnızlık kahveleri içmezdim küçük salonumda, beşiktaşta çay bahçeleri dururken.

    keşke burada olsaydın, balkonu yıkadım.
    lambasını değiştirdim ve turuncu minderler serdim yerlere.
    bir battaniyeye sarılıp yıldızlara baksaydık.
    sen ince sesten bir şarkı söyleseydin.
    sonra bana karşıki harabe binaya ilişkin dedikodular uydursaydın. miras davası mıdır nedir.

    sıcak şarap yapmayı deneseydik. olmayınca üzülmeseydik. rutubetten yumuşamış çerezleri tavada kavursaydın sen, ben aklına hayran olsaydım.

    gece duvardaki poster bantlarından kurtulup üzerimize düşseydi. sen hırsız sansaydın. teselli edenin ben olsaydım, bir bardak su getirseydim, saçlarını okşayıp uyutsaydım.

    keşke burada olsaydın, depremler altında kalan ben olaydım. bir ömür depreminde kalmaktansa...

  • sporun insan hayatındaki önemi yadsınamaz bir gerçektir; çünkü size bir çok şey için faydalı olur, örneğin en basitinden bir meditasyon etkisi vardır diyebiliriz. fakat popüler kültürde spor, fizik estetiği açısından önem arz etmektedir. bunun için sahip olduğumuz kas dokumuzu ortaya çıkarmaya çalışırız.

    günümüz hızlı yaşantısında ve sabırsız hayatlarımızda kas kütlesini artırmak çok kolay bir şey değildir devamlılık ve sabır gerektirir. neyse hemen konumuza gelelim; biz insanlar olarak bir aydan kısa bir sürede, ne kadar kas kütlesi kazanabiliriz?

    1970'lerin başında, nautilus makinelerinin yaratıcısı arthur jones, kendi markası olan yüksek yoğunluklu eğitim sayesinde bunun mümkün olduğunu iddia etti. hatta yapacağı bir deneyle bu durumu bilimsel olarak da gösterebileceğini söyledi.

    tarihler mayıs 1973'ü gösterdiğinde arthur jones colorado eyalet üniversitesiyle birlikte bu deneyi gerçekleştirdi. deneyin amacı, denetlenen bir üniversite ortamında casey viator'u iki günde bir veya 28 günde 14 kez çalıştırarak yüksek düzeyde kas gelişimi sağlamaktı.

    tabii ki arthur jones'un asıl amacı kendi başına yapılandırdığı programın ve mucidi olduğu nautilus makinelerinin nasıl mucizeler yarattığını göstermek istemesiydi. bunun için colorado eyalet üniversitesi beden eğitimi bölümüden dr. elliot plese ile birlikte çalıştı. çalışmanın başında ortaya konulan hedefler şu şekildeydi:

    *çok kısa ve yoğun antrenmanların kas kütlesi ve gücünde hızlı ve büyük ölçekli artışlar sağlayabildiğini kanıtlamak.
    *makul derecede dengeli bir diyet dışında hiçbir katkı maddesi kullanmayacak.
    *ayrıca namı diğer steroidler işin içine katılmayacak.

    antrenman programına gelince:
    1-leg press 750lbs for 20 reps
    2-leg extension 225lbs for 20 reps
    3-squat 502lbs for 13 reps
    4-leg curl 175lbs for 12 reps
    5-one-legged calf raise with 40lbs in one hand for 15 reps (two-minute rest)
    6-pullover 290lbs for 11 reps
    7-behind-the-neck lat ısolation 200lbs for 10 reps
    8-row machine 200lbs for 10 reps
    9-behind-the-neck lat pull-downs 210lbs for 10 reps (two-minute rest)
    10-straight-armed lateral raise with dumbbells 40lbs for 9 reps
    11-behind-the-neck shoulder press 185lbs for 10 reps
    12-bicep curl plate loaded 110lbs for 8 reps
    13-chin-ups bodyweight for 12 reps
    14-tricep extension 125lbs for 9 reps
    15-parallel dip bodyweight for 22 reps

    yukarıdaki yazdığım egzersizlerin her biri birbiri ardına nautilus makineleri ile yapıldı ve casey viator yaptığı her seti tam olarak tamamlayamadı. ayrıca setler arasında dinlenme süresi bulunmamaktaydı ve egzersiz başına yalnızca bir set yapılıyordu, antrenmanlar ise genellikle yaklaşık yarım saat sürmekteydi.

    sonuç olarak casey viator 22 günde tam olarak 28 kg kas kütlesi kazanmıştı.peki bu gerçekten mümkün müydü?

    bundan dolayı casey viator hakkından bazı iddialarda bulunuldu bunlardan birisi steroid kullandığı yönündeydi. çünkü anabolizan steroidlerin* kas gelişiminde hızlandırıcı bir etkisi bulunmaktaydı. ayrıca casey, bir ara tetanoz aşısına karşı alerjik reaksiyon nedeniyle 40 kilodan fazla kas kütlesi kaybetmişti. casey'nin şaşırtıcı derecede kas kütlesi alımını daha önce deneyimlediği sağlam bir vücuda yani kas hafızasına (kaybettiğiniz kasları veya gücü geri kazanmayı kolaylaştıran fizyolojik bir fenomendir) bağlıyorlardı.*

    son söz olarak; sevgili spor severler karar sizin.

    bonus: bu konu hakkında daha sonra yapılan deneylerle ilgili bilgiler
    *david hudlow 11 günde 18,5 kilo kas yaptı. yeni yüksek yoğunluklu antrenmanda belgelenmiştir.
    *eddie mueller 10 haftada 18.25 pound kas yaptı. 10 haftada büyük kaslarda belgelendi.
    *todd waters 6 haftada 15.25 pound kas yaptı. yüksek yoğunluklu kuvvet antrenmanında belgelenmiştir.
    *jeff turner 4 haftada 18.25 pound kas yaptı. grow'da belgelenmiştir.
    *keith whitley 6 haftada 29 kilo kas yaptı. 42 günde daha büyük kaslarda belgelendi.
    *david hammond 6 haftada 22,5 kilo kas yaptı. 42 günde daha büyük kas'ta belgelendi.
    *joe walker, 6 haftada 17.38 pound kas ekledi. the body fat breakthrough'da belgelenmiştir.
    *shane poole 6 haftada 19.34 pound kas yaptı. the body fat breakthrough'da belgelenmiştir.

    kaynak:1234

  • tatmin etmeyen açıklama. sen bu adımı müşterini korumak için attığını söylüyorsun. peki yaptığın sadece müşterinin internetini koruma amaçlıysa, neden 9 tl aldıktan ve 2gb bittikten sonra da paketteki interneti paylaşmaya devam edecek diyorsun? hani müşterini koruyup internetinin kötü niyetli olarak harcanmasını önlemekti amacın?

    yaptığın müşteriyi korumak değil, amacın da bu değil. amacın insanlara hediye ediyoruz ayağına şerefsizce paket satmak.

  • sürekli süregelen bir harekettir. bilirsiniz bizim milletimizde hedefe ulaşmak için yapılan her şey mübahtır. sırf yer kapacağım diye, ya da ayakta rahat bir konum elde etmek için kapı açılır açılmaz saldırır bu kitle. birde asıl komik olan, gençleri terbiyeden ve görgüden yoksun olarak addeden 65 yaş civarı olan saygı değer yaşlılarımız bu metro kapıları açılınca millete omuz atan bir usain bolt'a dönüşüyorlar. hedefe kitlenmiş terminatör misali koltuklara yöneliyorlar.

    birde elinden geldiğince inen insanların bitmesini bekleyen insanlar var, onlar da bu öküz kitlenin hareketlerini görünce yaptıkları şeyden hiç haz almıyorlardır eminim. "ulan adam gibi bekledik, tüm yerlere onlar kondu" algısı elbet oluşuyor bilinç altında. he insanlık yapmanın verdiği huzur vardır belki, onun da sabahın köründe okuluna işine giden uykusuz insanların pollyanna genleri o saatlerde çalışmadığı için pek etkili olduğunu düşünmüyorum.

    insanlık yapmanın, düşünceli olmanın ve kurallara uymanın gerizekalılık, saflık olarak değerlendirildiği bu güzelim ülkemde, üç kağıtçılık, çakallık ve şerefsizlik alkışlandıkça, onaylandıkça bu durum siksen değişmez kardeşlerim. yer kapacağım diye maymunlaşmayın yeter.

  • nasa tarafından bilimsel açıklaması yapılan, newsweek tarafından haber yapılan konudur.

    karadeniz'in fitoplankton akınına uğramasının sonucuymuş.

    ülkemiz medyası ise bu arada "tutuklanmak yada mabad yalamak, işte tüm mesele bu" etkinliğindeymiş.

    not editi: anladığım kadarıyla konuyla ilgili türkçe haber yapılması yasak, turkuaz resimleri için tıklayınız

    düttürü: olayı ajite etmişim, konu türk basınında son bir kaç günde yer almış, ben görmemişim; bu durumda newsweek tarafından önemsenmiş olmanın dayanılmaz 3. dünyalılığı der entry'mi muhalif bir şekilde sonlandırırım.