hesabın var mı? giriş yap

  • afedersiniz de, ben öyle ağır içici değilim. akşamları iki duble anca içerim. 8+8 16cl, hadi elimin ayarı kaçtı diyelim, 20 cl. bu da demek ki bir şişe viski bana en fazla 4 gün gider. chivas’ın fiyatı takribi 400 lira. bana günlük maliyeti 100 lira, dublesi 50 lira demek. be amkyum, evimde içtiğim içki nasıl bu kadar para tutar?

    millet kokoyu avantadan buluyor, lüks araçlarda burundan çekip poz veriyor, ben alnımın teriyle kazandığım parayla bir duble viski içemiyorum. biz başka devletin milletiyiz belli ki? günde 5 vakit namaz kılıp, aralarda koko çekseydik biz de premium arabalara binebilirdik belki...

  • fransizca eksi sarap anlamina gelen vinaigre’den turemis vinegar, yani turkcemizdeki sirke; sarabin, elma suyunun veya biranin icindeki ethanolun oksidaysonu sonucu elde edilen bir sividir. yuzde 3-5 oraninda degisen asetik asit icermektedir, bazi sirkelerde tartarik asik veya sitrik asit bulunabilir. asedik asidin oksidasyonu sirasinda bir bakteri olusur ki bunu bilim tarihine ilk gosteren louis pasteur ’dur. sirkenin en yogun kullanildigi yer tabiki yemek pisirme ve tursu yapmak icindir. ayrica zaman zaman temizlik ve saglik icin de kullanilir. evinizdeki acilmamis sirke serin ve karanlik bir yerde iki yila kadar bozulmadan durabilir, acildiktan sonra 3-6 ay arasinda tuketilmesi onerilmektedir. sirke hakkinda bir kac bilgi;
    - sirke etteki protein yapisini bozdugundan, et marine ederken en son kullanilmasi gerekmektedir.
    - yemek pisirirken kalori derdiniz varsa balzamik gibi keskin sirkeleri tercih edin.
    - sirke yapisi geregi aliminyum, demir ve bakir kaplari bozabilir; sirkeli yemek yaparken yada sos hazirlarken paslanmaz celik, cam, emaye, plastik veya tahta kaplari kullanin.
    - ta anneannelerimizden kalma bir baska bilgi de yumurta ve sirke ikilisinden gelir. yumurta haslarken kabugun kirilmamasini ve kolay soyulmasini istiyorsaniz, haslama suyuna bir kasik sirke biraz da tuz koyun derler.
    - sebze yemeklerinizde sebzelerin rengi bozuluyor yada pisme suresini ayarlayamiyorsaniz yemek suyuna bir damla sirke katin. boylece sebzeleriniz renklerini koruyarak pisecektir. benim uyguladigim yontem; sebzeleri doradiktan sonra 2 olcek limon suyu, 2 olcek sirke, bir tas su karisiminda biraz dinlendirip daha sonra pisirmek. tabagimin icinde turuncuyu, yesili, beyazi canli gormek beni mutlu ediyor.

    bir suru cesidi vardir, bunlar ulkerin damak zevklerine gore farklilik gosterir. bilinenlerden baslayalim, sonra da ne kadar sirke cesidi varsa tanimaya calisalim istedim;

    malt sirke
    tabiki en cok ingiliz ve amerikalilarin bu sirkeyi fish and chips icin kullandiklarini biliyoruz. peki neyden yapilir? arpanin icindeki nisasta ogutulerek sekere dondurulur, bu sirada sekerden cikan mayali bira ayrilir ve bekletilerek sirke elde edilir. bu islem biraz uzun ve maliyetli oldugundan, kolayini asetik asidin karamel yardimiyla renklendirilmesiyle de yapilabilir. illa evde yapacam para vermeyecem diyenler icin; normal sirke bir kapta kaynatilir, goz karari bir sekerimiz karamelize edilir, sirke kaynadiktan sonra azar azar karamele karistirilir, istenilen kivam elde edilince ev yapimi malt sirke bir siseye konur, bekletilir, soguyunca kullanima hazirdir.

    sarap sirkeleri
    kanimca en guzel sirkelerdir, boyle kokusu aromasi bir baskadir, lakin dikkatli kullanmak gerekir, bol bol degil pit pit dokulmelidir. beyaz ve kirmizi saraptan yapilir. en cok kullanildigi ulke bira cenneti olan almanya’dir (sarap deyince insanin aklina fransa, italya geliyor tabi). kalitesi sarabin yilina gore degisir. bir de sampanya sirkeleri vardir, adi ustunde sampanyadan yapilir, en cok tatlilarda kullanilir. ayrica yer mantari ve fistikla yapilan salata sosuna konur ki boyle insan dunyanin en guzel salatasini yedigini dusunur. bir de ispanyollarin saraplarindan yaptiklari sherry vinegar vardir ki, tatli bir tadi ama malesef tuzlu bir fiyati vardir. meshur yemeklerden biri olan portakalli ordek icin kullanilir.

    elma sirkesi
    en cok tuketilen sirkelerdendir, elma suyu yada elma puresinden elde edilir. icindeki asit orani dusuktur. kanada’da belli bir asit oraninda uretilmesine izin veriliyormus (bunu ilk defa duydum). beyaz ve kirmizi etleri marine etmek icin kullanilir.

    beyaz sirke
    beyaz sirke/@lalolu
    (ukteydi doldurdum)

    balzamik sirke
    milyonlarin sevgilisi olan italya’da modena’da yapilan, aromasi yoguni bir sirkedir. mutfaklarda 20.yy’da kullanilmaya baslanmistir. en karmasik yapimli sirkelerdendir, evde yapialcak gibi degildir. herseyden onemlisi fici icinde uzun sure bekletilmesidir. fici deyip gecmemek lazim cunku sirasiyla kestane, kiraz ve ardic agacindan yapilmis ficilarda bekletilir. beni de bekletseler oyle ficilarda ben de birseye benzerim diyesi gelir insanin. bu sirke nerdeyse her amac icin kullanilir; salatalar, sebze yemekleri, beyaz-kirmizi eti marine etmek, hatta tatlilarda bile. pahalli olan siseler gunumuz fiyatiyla $100’dan satilmaktadir, bunlar 12 yil ficilarda bekletilmis sirkelerdir.

    pirinc sirkesi
    bu konuda pirinc sirkesi/@celikmetre yi okumak gerekir. ayrica balik corbalarinda veya dip sos olarak kullanilan bir sirkedir.

    hindistancevizi sirkesi
    yurdum insanin uzaktan yakindan alakasi olamdigi, guneydogu asya mutfaginin (ozellikle filipinler ve bazi hint yemeklerinde) kullandigi bir icattir. hindistancevizinin icindeki ozsudan yapilir (kullanmadim, bilmiyorum. markette satiliyor ama henuz alip bir yemek denemesi yapmadim).

    seker kamisi sirkesi
    yine uzak diyarlardaki mutfaklarin (populer ulke filipinler) kullandigi, amerika (louisiana) ve fransa’nin icadi olan bir sirke cesidiyle karsilastik. koyu sari ve kahverengi turleri mevcuttur (kullanmadim, bilmiyorum. markette satiliyor ama henuz alip bir yemek denemesi yapmadim).

    uzum sirkesi
    canim ulkem turkiyemde uretilen sirkedir. orta dogu mutfaklarinda kullanilir. ayrica boreklere, hamur islerine bir kac damla katilir boylece boregimiz pisince kitir kitir olur.

    bira sirkesi
    hemen akla almanya, avusturya ve hollanda gelir; cunku bu ulkelerde uretilir. ayni sarap sirkelerinde oldugu gibi yapildigi biraya gore kalitesinde farklilik gorulur. acaba efes’le yapilsa nasil olur sorusu akillara takilir.

    cesnili sirkeler
    meyvelerden ve baharatlardan (ozellikle kekik) yapilan sirkeler bu gruba girer. boyle sirkeden cok basli basina bir sos kivamindadirlar. evde yapabileceginiz sirkelerdir, ana madde olarak beyaz sirke veya beyaz sarap sirkesi tercih edilip icine damak zevkinize uygun baharatlar koyabilirsiniz. bunlardan en kolayi cranberry sirkesidir. suyuna uzum sirkesi damlatilarak elde edilir. ayrica baharatli sirkeler de kolay yapilir. bol sarimsak, kirmizi sivri biber, kereviz yapragini bir siseye doldurun, uzerine istediginiz bir sirkeyi (uzum veya beyaz sarap sirkesi olabilir) ekleyin, agzini sikica kapatip bir kac gun dinlendirin, sonra kullanin.
    meyve sirkelerine gelince, istediginiz bir meyveyi (mango, cilek, bogurtlen, kirmizi erik, meksikalilarin cok kullandigi ananas) blender yardimiyla pure haline getirin. bir siseye bosaltin yine icine beyaz sarap sirkesi koyun, yalniz bu meyve sirkesini yaptiginiz gun tuketmenizde fayda var. kirmizi etleri marine etmek icin kullanabilirsiniz.
    kaynaklar
    (http://www.foodsubs.com/ , kendi mutfagim, her gun saatlerimi harcadigim marketler)

  • türkiye için oldukça kötü bir durum. bizim en büyük ithal kalemlerimiz dolar üzerinden iken en büyük ihracatımız euro bölgesine yapılıyor. arbitraj avantajımız maalesef kayboldu

  • buyuk dramlara sebep olmus bir faciadir. ilk patlama aninda ölen kişi sayısı çok gibi görünmese de (30 civarında) patlamadan sonra (pek de "aciklanamayan" sebeplerden dolayi) iki yil icinde binlerce insan daha olmustur. ancak bu olumlerin kacinin facia ile dogrudan baglantili oldugu arastirilamamistir. tabii bu olumler disinda meydana gelen hasarin veya cevre tahribatinin boyutlarinin belirlenmesi ise ayri bir hikaye.

    ama bence en buyuk dram patlama sonrasi enkaz kaldirma calismalari sirasinda yasanmistir.

    patlamanin ardindan radyoaktif enkaz yaklasik 1.5 km capinda bir alana yayilmis. alinan karar ise bu enkazi tesis icinde toplamak ve butun bir tesisi ozel bir beton ile tamamen ortmek. ayrica radyoaktif cekirdegin altinda da buyuk bir beton yatak olusturulmasina karar verilmis. evet ama radyoaktif enkaz nasil tasinacak? cekirdegin altina beton nasil dokulecek? gerekli ekipman ve zaman yok? ve butun isin 15 gun icinde tamalanilmasi dusunuluyor.

    enkazi tesis icine tasimak ve de radyoaktif cekirdegin altini beton ile kapatmak icin itfaiyecilerle birlikte askerlerin kullanilmasina karar verilmis ve 1500 kadar asker kullanilmis. (kac itfaiyeci kullanilmis bilmiyorum) basit bir gaz maskesi, eldiven ve cizme disinda bir koruma ekipmani kullanmayan asker ve de siviller bolgede calismaya baslamislar. bir askerin (veya sivilin) gunde en fazla 3 dakika calismasina izin veriliyormus. ama bu sure icinde alinan radyasyon miktari bile omur boyu alinabilecek radyasyon esiginin uzerindeymis. ve adamlar orada 15 gun boyunca calismislar. evet calismalar planlandigi gibi 15 gun icinde bitirilmis. butun radyoaktif moloz tesis icine tasinmis ve tesis beton bir zirh ile tamamen kapatilmis. ayrica radyoaktif cekirdeginin alti da (acilan tuneller sayesinde) beton ile doldurulmus.

    peki bu radyoaktif enkaz kaldirma isinde calisan askerlere (ve de sivillere) ne olmus?

    bu temizlik calismalarina katilan askerlerin buyuk bir kismi ise -ki hepsi 20'li yaslarda saglikli insanlar- bir yil icinde olmusler. (bu sayi (asker+sivil) kimi kaynaklara gore 4000 civarinda.)

    gercekten buyuk bir dram. bile bile olume gitmisler. ama birilerinin de bu isi yapmasi gerekiyordu. evet saniyorum savasarak olmeseler bile, gene de ulkelerindeki insanlari korumak adina olume gitmisler.

  • şu haberi okuyup okuyup ağlayasım var:
    http://dunya.milliyet.com.tr/…y/1884441/default.htm
    asgari ücret 4000 frank (9400 tl) olsun mu diye referanduma gitmişler.
    (@yapici uyardı 4000 frank ağustos 2021 itibariyle 37200 tl olmuş. türkiye'de brüt asgari ücret 3577tl imiş. onda biri)
    insanların asgari ücret deyince aklına 9400 tl gelmesine ağlayasım var.
    böyle bir kararın halka sorulmasına ağlayasım var.
    koca bir ülkenin %90'dan fazlasının hali hazırda bu maaşı ve fazlasını alıyor olmasına ağlayasım var.
    halkın bu ücreti yüksek bulduğu için, böyle olursa iş adamları gelmez gibi rasyonel bir gerekçeyle reddetmesine ağlayasım var.
    bütün bunların üzerine ülkemize ve özellikle soma'ya bakıp, "borcum var 1500 tl için yine madene inerim" diyen işçi kardeşlerime bakıp ağlayasım var.
    not: daha ağlamadıysanız bir de şunu deneyin:
    isviçre doğrudan demokrasi ile yönetiliyormuş, yılda 4 kez referandum yapılıyormuş, asgari ücretten alınacak uçağa, pedofililere verilmesi gereken cezaya kadar birçok konu halka soruluyormuş.
    not 2: bokunu cikartma uyardı. beğenmedikleri milletvekillerini referandumla azledebiliyorlarmış. gözyaşları pınar olsun.
    edit: @yapici uyarısı ile kur güncellemesi eklendi

  • videoyu izleyerek, ''ama köpek de kuyruk sallamış'' diyecek bir kitleyle beraber yaşıyoruz.

    edit: ''köpek, istemiyor olsaydı kuyruk sallamaz, ısırırdı'' diye mesajlar geliyor. tabii ki, bütün sülalesi eşekle çiftleşerek çoğalmış olan insanlar için normal bir durumdur.

  • envai çeşit peynirlerin, zeytinlerin, jambonların, balın, kaymağın bulunduğu cağnım kahvaltı masasından sadece bir (rakamla 1) yudum portakal suyu hüpletip aceleyle işe-okula-her ne cehennemin dibineyse oraya gitmek. süper bi detay bence.

  • bu ingilizden iki yüz yıl önce yaşamış italyan galileodüşündüğü için engizisyon tarafından yok edilmek istenmiştir.

    ancak fikirlerin dünyanın yaşanılabilir bir yere dönüşmesi için elzem olduğunu gösteren bu zat çocukluğundan edindiği tecrübeyi geliştirerek bize aşı fikrini sunmuştur.

    o dönemlerde her 7 kişiden birisi çiçek hastalığından ölüyordu. edward küçükken onu karantinaya kapattılar kolunu kesip içine çiçek yarası kabukları koydular. eğer edward yaşarsa bağışıklık kazanmış olacaktı. yaşadı ama o sıra hasta oldu yaralar döktü çok çekti.

    ama kendisi doktor olduktan sonra ona danışan sarah'a inek çiçeği hastalığı bulaşmıştır. bu hastalık kıza insandan değil inekten bulaşmıştı

    sarahtan kızarıklık ve cerahati alan edward bahçıvanın çocuğu olan james'e virüsü kendisine uygulanandan biraz daha farklı yöntemle verdi sonuç harikaydı çocuk bir kaç sıyrıkla atlattı hatta hasta olmadı bile denilebilir.

    sarah ve insanlığa çiçeğin inekten bulaştığı düşünülecek olursa ve ineğin latince kökeninin vacca olduğu düşünülürse günümüzde ingilizlerin aşı için neden vaccination dediği anlaşılabilir.

    hepimizin asil damarlarında bu adamın kudretli bilgisi mevcuttur.