ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
atalay demirci
-
çok derin ve yerleşik bi sinsilik var bu adamın içinde. gülüşüne, şakalarına, sakalına, bıyığına, giyimine, hareketlerine, her yerine sinmiş. ince, huzursuz edici bi sinsilik. sevmiyoruz.
michael jordan
-
tek rakamlı istatistik veren liseliye karşılaştırmalı çok rakamlı bir istatistik veriyorum
normal sezonda ortalama karşılaştrılması:
maç başına ortalama sayı:
kobe bryant 25.4
michael jordan 30.1
ortalama ribaunt:
kobe bryant 5.3
michael jordan 6.2
ortalama asist
kobe bryant 4.8
michael jordan 5.3
ortalam top çalma:
kobe bryant 1.5
michael jordan 2.3
ortalama blok
kobe bryant 0.5
michael jordan 0.8
playoff istatistik karşılaştırması
maç başı ortalama sayı:
kobe bryant 25.6
michael jordan 33.4
ortalama ribaund:
kobe bryant 5.1
michael jordan 6.4
ortalama asist:
kobe bryant 4.7
michael jordan 5.7
ortalama top çalma:
kobe bryant 1.4
michael jordan 2.1
ortalama blok:
kobe bryant 0.7
michael jordan 0.9
bunlar tek sezon değil kariyer ortalamasıdır, kobenin 100 yıl daha oynaması gerekiyor, 1 tane istatistikte bile mj yi geçebilmek için.
şimdi sonuca gelelim.
bu adam efsanedir.
liseli sana bir bilgi:
nba gecenin 4 ünde uykudan uyanıp izlenir.
izmir'i anadolu'yla kucaklaştıracağız
-
adam, aday olarak açıklandığı ilk dakikalardan seçimi kaybetmiş. bu da büyük yetenek gerçekten.
the village
-
vizyona girdikten seneler sonra izleme şerefine eriştiğim, hem kafamı duvarlara vurduğum hem de izlemiş olmaktan mutluluk duyduğum film. çok şeyler anlatan film. shyamalan'ın her filminde olduğu gibi, izledikten sonra gene bir kafa toplama süresi geçirmem gerekti. filmin o masalsı atmosferinde kaybolmak yine harika bir tecrübeydi. film bittiğinde başka neler anlatmış olabilieceğini irdelemek te öyle.
filmdeki aşkın sessiz ve derinden anlatımı mükemmeldi. sadece bir elin bir başka eli tutmasının bu kadar güçlü bir etki yarattığı başka film de hatırlayamadım vallahi. lucius'un elinin, ivy'nin elini yakaladığı o sahneler, bir de james newton howard'ın müzikleriyle birleşince ortaya çıkan şeyi anlatmaya kelimeler yetmedi şimdi...
shyamalan her filmiyle gözümdeki yerini daha da yüceltiyor. the sixth sense ve signs haricinde her filmini çok geç izledim ama yarattıkları etkiler hiç değişmedi, her film önce "bu neydi be?" tepkisi ile karşılandı tarafımdan, sonrasında düşünüp durdukça çok sevdiğimi farkettim.
--- spoiler ---
lucius: why can you not stop saying what is in yours? why must you lead, when i want to lead? if i want to dance, i will ask you to dance. if i want to speak, i will open my mouth and speak. everyone is forever plaguing me to speak further. why? what... good is it to tell you you are in my every thought from the time i wake? what good can come from my saying i-- i sometimes cannot think clearly, or- or do my work properly? what gain can rise from my telling you... the only time i feel fear as others do, is when i think of you in harm? that is why i am on this porch, ivy walker. i fear for your safety above all others. and yes... i will dance with you on our wedding night...
--- spoiler ---
latin erkeklerine dibi düşen türk kızı
-
(bkz: kezban avrupa'da)
kredi çekerek iş kurmak
-
kapitalizmin nasıl işlediğinden bihaber memur kafasına göre yanlış yol. bunu diyen adam zaten hayatı boyunca maaşlı çalışır, sonra da ben neden zengin olamadım diye bakar durur.
krediyle bal gibi de iş kurulur kardeşim. "kapital" maaşla biirkmez. fırsatı gören girişimci borç alır yatırım yapar. kazancıyla da faizini ve anaparasını ödemeye başlar ve işini de büyütür. ha bu girişimci yanlış yatırım yapmıştır, işi yönetemiyordur; o zaman iş elbette batar. kredi çekti diye batmaz ama.
siliyor musun o entryi yoksa bi şey deneyelim mi
-
harun banko arkadaşımın az önce beni ettiği tehdit.
"saat farkı da var, sana yarım saat süre." diye de ekledi ayrıca.
kanko çok da şey yapmamak lazım.
22.00-05.00 arası sokağa çıkma yasağının mantığı
-
mantığı yoktur.
ulan sanki sadece gece bulaşıyor bu virüs.
gençliğimiz bitecek evde otura otura. yaz aylarında eve tıkılmak! yarı açık cezaevine döndük.
edit: imla
şanlıurfa'da kızının üstüne tiner döküp yakan baba
-
yabancı uyruklu derken. hangi ülke vatandaşı acaba çok merak ettim. isveç? norveç? danimarka?