hesabın var mı? giriş yap

  • abd anayasasinin ikinci ek maddesinin kisaltilmis adi. amerikan vatandaslarinin silah bulundurma ve tasima hakkina devletin karisamayacagini, ozgur bir ulke icin duzenli milislerin bulunmasinin gerekli oldugunu bildirir. amerika'da bireysel silahlanmanin onune gecilememesinin en onemli nedenidir. hesapta, eger baskanlardan biri diktatorluge, kralliga ozenirse halkin elindeki silahlardan korkup bunu gercekletirmesin, diye yazilmis. taa 1791 yilinda. simdi tabii 'silah derken' ne kastediliyor onu tartisiyorlar, her isteyen tabanca alsin tamam da, bunun nukleer bomba'ya kadar yolu var.

    ingilizcesi yazilmis, tercume edeyim kafama gore:

    'duzenli bir milis kuvveti ozgur bir ulkenin guvenligi icin gerekli oldugundan, devlet vatandaslarinin silah bulundurma ve tasima hakkini kisitlayamaz'

  • motor sporlarında araçlar motorları çalışırken yakıt alırlar. direkt olarak "motor çalışırken yakıt alınmaz" demek pek mümkün değil. (formula 1'de tutuşan araçları da izledik- video) ancak bizler profesyonel pit ekibi değiliz ve egzozdan çıkabilecek kıvılcımlar ya da ısınan, kor halini alan katalitik konvertör, depodan çıkan yakıt buharını tutuşturma potansiyeline sahiptir. özellikle benzin ve lpgli araçlarda bu risk yüksek olacaktır. kapatırsanız ömezsiniz, kapatmazsanız çok ufak bile olsa riski artırırsınız.

    motorinde "risk yoktur" diyenler görüyorum, o işler öyle olmuyor maalesef. benzin içerisinde uçucu madde daha çok olduğu için daha düşük sıcaklıklarda daha kolay buharlaşır ve kolayca yanar. motorin ise 50 derece üstünde buharlaşır, bu buhar doğru şartlar altında benzinde olduğu gibi alev alabilir. 30 derece sıcaklıkta motorin tankının içerisine kibrit, çakmak vs. atsanız da tutuşmayacak olması daha yüksek sıcaklıklarda bunun gerçekleşmeyeceği anlamına gelmiyor. dışarısı 40 dereceleri bile görürken, asfalt bundan da sıcak olabiliyor, aracın çalışırken ortaya çıkardığı sıcaklığı da hesaba katarsanız motorinin de buharlaşacak sıcaklığa ulaşabilmesinin çok da imkansız olmadığını göreceksiniz.

    yakıt depo kapağını açacağınız herhangi bir işlemde motorunuzu durdurun, kafanız rahat olsun.

  • sivas valisi salih ayhan: "pozitif olduğu halde evinde bulunamayan ve toplum sağlığını tehdit eden kişiler, kyk yurtlarına alınarak karantina sürelerinin tamamlanması sağlanacaktır.

    yurtlarda kalma süreleri boyunca oluşacak olan konaklama, yemek vb. masraflar da kendilerinden tahsil edilecektir."

    gerçekten tüm türkiye'de uygulanması gereken örnek karardır hatta masraflarıda iki kat yazarak devletin ekonomik yükü azaltılsın ;)

    kaynak

    edit: çankırı,afyonkarahisar ve mardin valilikleri de aynı kararı almış bulunmakta

    edit: tüm türkiye geneli artık (bkz: 11 eylül 2020 içişleri bakanlığı kararı)

  • fakir adama kredi vermezler, daha doğrusu kaçabilecek kadar kredi vermezler. sürünecek kadar kredi verirler.

    baştan sıçmış yani plan.
    üzgünüm.

  • evet arkadaş, öylesine bir saptama işte. bana göre biraz mantıksız, başkasına göre de belki çok mantıklı.

    aga, şimdi bir ev düşünün, 800 tl kirası var aylık. oturuyorum ben bunda, sat dedim ev sahibine, 300.000 tl istiyor.

    hesap yapalım, 800*12 = 9600 tl/yıl.

    300.000/9600 = 31,25 sene ediyor.

    kredi alsam 330, 340 bin tl olacak , 5 sene de oradan.

    lan ben zaten 43 yaşındayım, kim sker 80 yaşında sahip olunan evi, hem ev de ömrününü doldurur 40 senede. zaten ölürüm o zamana kadar. he çocuklara falan kalacaksa da ben mi düşünecem onları, babam mı düşünmüş beni bugüne kadar? hayır.

  • olay üniversite yıllarında yaşanmıştır. sene 1999 ya da 2000 tam hatırlamıyorum.

    mevsimlerden kış, yeni yağmur yağmış, sabah 8 civarı. okula gitmek için otobüs durağında bekliyorum. durak okuldan önceki 4. durak. benimle beraber durakta 2-3 kişi daha ya var ya yok. bu sırada etrafımızda bir adet normalde beyaz olan ama kirden artık grileşmiş bir sokak köpeği dolanıyor. ufak süs köpeğini andırdığı ve tehlike yaratmadığı için kimse sallamıyor, dolanıyor kendi kendine. ama köpek ısrarla durak çevresinde dolanıyor, uzaklaşmıyordu. neyse otobüs yanaşır, herkes biner, otobüs tam hareket edecek, o ne, bizim köpek de arkamızdan otobüse atlar. millet şaşkın şaşkın bakarken köpek söföre yanaşır, şöyle bir bakar, sonra otobüsün arkalarına gidip koltuklardan birinin altına yatır. yol boyunca arada kalkar otobüsü falan dolanır sonra tekrar yerine döner. okula gidene kadar otobüs 3 kez daha durup yolcu almıştır fakat bizim köpek hala daha otobustedir. sonunda otobüs okula varır, herkes iner tabii bizim köpek de arkamızdan. bir de ne görelim, okul önünde çimlerin üzerinde 2 köpek daha, bizimkinin arkadaşları, meğer bizim köpeği bekliyorlarmış, hemen kaynaşırlar ve oynaya zıplaya uzaklaşırlar. biz dumur, otobüs kullanan köpek görmüşüzdür.

  • karadeniz'in doğusunda, siyasi başarısından emin politikacı bir grup halkın nabzını tutarken....
    bir köy kahvesinde toplanan kalabalıktan bir yaşlı emice,politikacılara;
    - uşşağum de pakayim baa, siz hiç içki içer misinuz?
    - yok dede, biz içkiyi ağzımıza bile sürmeyiz, günahtır.
    - sigaraniz var midur?
    - dede biz sigaraya karşıyız, her yerlerde yasakladık bile.
    - peki kumarinuz var midur?
    - yok dede, biz olduğumuz sürece memlekette kumar oynanmaz.
    - kari kiz işleriyle araniz nasildur?
    - dede hiç olur mu, o da örf adetlerimize aykırıdır. sümme haşa.
    - peki la' uşşağum, sizin hiç masrafinuz yoktur... neden pu kadar çalaysunuz?

    mail ile gelmiştir.