hesabın var mı? giriş yap

  • şimdi herkes puanını yazacak buraya. ben de yazayım ama bir faydam dokunsun insanlığa.

    puanımı bir önceki sınava göre %1.41 oranında arttırmışım. eğer bir önceki sınavımda 5 puan eksik alsaydım puanımı %7.76 kadar arttırmış olacaktım. buna göre bu sınavdan aldığım puanı siz hesaplayın bakalım gençler. ilkbahar dönemine hazırlık olur hem.

  • "corgim var, biraz sesli ama sevimli hayvanlar. geceleri tutturdu mu havlıyorlar da ama bir insanı uyandırma ihtimalleri pek az."

    benim sese uyanma eşiğim seni ilgilendirmez, psikolojik tedavi gören bir insan mesela bir kez uyandı mı geriuyumayabilir ve toparlaması haftalarını alabilir. senin sahte köpek sevgin yüzünden eziyet çekmek zorunda değil.

    hasta olan var, bebeği olan var, sadece sessiz uyumak isteyen var. ayrıca o hayvanları 4 duvar hapisaneye kapatınca elinize ne geçiyor anlamıyorum.

    bir de hayvan düşmanı pislik deniyor. apartman ortak yaşam alanıdır arkadaşım. müstakil evinde istersen 100 tane köpek sok evine.

    bir de devam ediyor bak ne yazmış:

    "ben de bunu öğrendiğimden beri sabah yürüyüşlerinde köpeğimin dışkılarını poşete koyup bunun paspasına atıyorum."

    ne acayip insanlarsınız. ben gece havlama duymak istemiyorum, nasıl kendi çocuğumu sıklıkla uyarıp sustuyorsam sen de köpeğini ya susturursun ya da yapamıyorsan taşınırsın müstakil eve.

    not: evcil hayvansız günüm geçmedi bu hayatta, müstakil evde yaşıyorum.

  • çıkarması çok güç olarak bilinen leke. doğru yöntemlerle yine de mümkün. ancak temizliğe başlamadan önce şarabın lekelediği kumaşın cinsinin önemli olduğunu unutmayın ve kumaşa zarar verebilecek işlemlerden kaçının.

    öncelikle unutmayın, kırmızı şarap lekesi çıkartılırken asla sıcak su kullanmamalısınız. sıcak
    su lekenin kumaşa yayılmasına neden olacaktır.

    yeni oluşmuş bir lekede şu işlemleri yapmalısınız:

    şarap döküleli çok zaman geçmediyse ve hala ıslaksa, lekenin üzerine müdahale etmeden önce tuz dökün ve bir süre bekletin. tuz lekenin kumaşa yerleşmesini engelleyecektir. daha sonra tuzu vakumlayarak temizleyin ve ıslaklık yok olana kadar bu işlemi tekrar edin.
    leke hala duruyorsa üzerine bir miktar beyaz şarap dökün. bu işlem lekenin renginin kaybolmasını sağlayacaktır.
    sonrasında kuru bir bezi lekenin üzerine koyun ve bezin kumaştaki lekeyi çekmesini sağlayın. elinizdeki bezin üzerine hiç leke çıkmayana kadar bu işlemleri tekrar edin.

    kurumuş şarap lekelerini çıkarmak biraz daha zahmetlidir. burada da yapmanız gerekenler şunlar:

    lekenin üzerini kaplayacak şekilde soda dökün. bu kurumuş lekenin hareketlenmesini ve çözülmesini sağlayacaktır.
    ardından kuru ve temiz bir bezi lekenin üzerine yavaşca bastırın. ve bezin üzerine hiç leke gelmeyene kadar işlemi tekrarlayın.
    soda ve şaraptan kalan artığı temizlemek için ılık su ve hafif deterjan karışımı ile kumaşı temizleyin.
    lekenin hiç kalmadığına emin olduktan sonra kumaşın üzerine kuru bir kağıt havlu ve onun da üzerine ağırlık (örneğin kitap) koyarak bir gece bekletin.
    sonrasında leke tamamen çıkmış ama hala ıslaklık varsa, kurutun.

  • ...

    orhan pamuk nobel edebiyat ödülünü aldı, çünkü ben onun yüzünden idare hukuku finaline giremedim. boz koridorları, şahsiyetsiz sınıfları, tuğla gibi kitapları, takım elbiseli gestapo hocalarıyla, tecrübe etmesi azaptan farksız bir okulun, sınıf atlamam açısından hayati önemdeki sınavını, "kara kitap" yüzünden kaçırdım. sıfır mübalağadır... unutmam hiç: küçük bir odada, küçük bir masa... masanın üzerinde idare hukuku kitabı, kitabın yanında fotokopi notlar, onların yanında da "kara kitap"... elim asıl kara kitaba değil, diğer "kara kitap'a gitti. kitabı açtım ve sabah kuşlar cıvıldayıp perdelerden gün sızarken, ben de huşu içinde sızdım. şimdi dönüp baktığımda hayata dair bir nevi tercihte bulunduğumu görüyorum. zira o günden sonra, hukuk fakültesi'ne bir daha doğru düzgün uğramadım. şunu da söylemek mümkün: şimdi lise mezunu bir romancıysam, bir sebebi de orhan pamuk belki... ve işte o yüzden ben, orhan pamuk'un nobel edebiyat ödülü'nü neden aldığını iyi biliyorum.

    ...

    murat uyurkulak

  • 2013'te erasmus yaptığım ispanya'da ev arkadaşım polonyalı bir hatundu. avrupa'nın pahalılığından şikayet ederdi, 1€ 4-4,5 zloty civarındaydı ve kız için üzüldüğümü hatırlıyorum.

    benim içinse iyiydi, hatta ucuzdu lan. 1€ 2,5 lira civarındaydı, lan bu pringles'lar ne ucuz diyip 3'er 5'er alıyordum, ev arkadaşlarım uzaylı gibi bakıyordu bana.

    şimdi, geçen 7 yıl sonrasında, zloty hala 4,5-5 seviyelerinde. arkadaşım için belki hala pahalı avrupa, bilemiyorum.

    ancak benim için avrupa diye bi yer yok, komple kıta iptal.

    herkes kendince geçen yılları özetliyor, bu da benim özetim.

  • granada valencia maçının başlamasına yaklaşık beş dakika varken;

    "arkadaşlar şuan granadadayım ispanyaya erasmusla geldim .maçı izlemek için sahayı görebilen yüksekçe bi apatmana çıktım sizlere elimden geldiğince dilim döndügünce maçı anlatmaya çalışacagım."