hesabın var mı? giriş yap

  • "peki hocam bizim hiç mi nükleer silahımız yok? bonba gibi bişi falan?" sorusunun ısrarla sorulduğu derslerdi. bol bol komplo teorileri sorulurdu bizim albaya. adam da ısrarla "türkiye cumhuriyeti'nin kendini savunacak gücü vardır." diye cevap verirdi. işte böyle ısrarlı sorulara bile sabırla cevap veren bir adamdı. iyi bir adam, iyi bir öğretmendi. müfredat neyse onu anlatır, geri kalan zamanda da soruları cevaplar, bizimle sohbet ederdi. öyle tekmil falan da istemedi hiç. hatta ilk ders kendini tanıttı, bizi tanıdı. "sorusu olan var mı?" diye sordu. arkadaşın biri "tekmil vercek miyiz komtanm?" diye sordu. o da "gençler burası kışla değil. siz de asker değilsiniz. siz öğrencisiniz burası da okul. ben de burada öğretmenim. bana öğretmenim ya da hocam diyebilirsiniz ama bana burada komutanım demeyin." demişti. işinden dolayı gelemediği bir hafta olduğunda, ertesi hafta derse girince gelemediği gün için özür dilerdi.
    öyle bir albaydı kendisi.

  • bu filmi çekme fikri kimden çıktıysa onun kafa yapısını çok merak ediyorum. abraham lincoln'ün annesini vampirler yemiş, o da sinirlenip vampir avcısı olmuş. gerçekten tebrik ediyorum.

    hasılat başarısına bakıcam, ona göre benim kafamda da bir uyarlama fikri var. celal bayar'ın annesine üç harfliler dadanıyor. böylece celal bayar cinlerle savaşmaya başlıyor. türk sinema tarihinin en pahalı filmi olacak. sponsor arıyorum. yatırım yapmak isteyen mesaj kutumun ışığını yaksın.

  • oglumdur. hatta 40 degil 15 almis. umut dolu, aydinlik gelecek hayalleri vardir. bardagin dolu tarafini goruyordur. tabi babasi ogrendiginde ne olacagini rabbisi bilir.

  • reklam kokuyor diyenler sanirim haluk levent'i pek takip etmiyor..

    arabayla uzun yol giderken gectigi bir kasabadan bahsedince "abi bi ugrasaydin da cayimizi icseydin" diyen adamin yanina "iyi peki koy cayi, geliom" diye ugrayan adam bu..

    adam gibi adam.. insan gibi insan..

  • öncülleri 19. yy biyologları charles darwin, oskar heinroth, charles otis whitman ve wallace craig olarak kabul edilir. kurucuları ise 1930'lardan 1970'lere kadar yaptıkları çalışmalarla konrad lorenz ve nikolaas tinbergen'dir. konrad lorenz'e göre etoloji, basitçe "heinroth'un icat ettiği disiplin" olarak tanımlanabilir...

    etoloji bir laboratuvar bilimi değildir. hayvanlar doğal ortamlarında, tercihen rahatsız edilmeden incelenir. konrad lorenz genelde tutsak hayvanlarla çalışmış olmasına rağmen gözlemin önemini vurgular. uzun süreli, "varsayımsız" gözlemler deneylere geçmeden önceki zorunlu bir aşamadır ve bu gözlemler bir gestalt süreci sonucunda deneylerin ve hipotezlerin tasarlanmasını sağlayan bir uzmanlığa dönüşür. nikolaas tinbergen ise tasarladığı basit ama zekice deneyleri ile meşhurdur.

    etoloji sadece yöntemiyle değil, sorduğu sorularla da hayvan davranışını çalışan diğer disiplinlerden ayrılır. tinbergen 1963 tarihli makalesinde etolojinin amacını dört soruyla belirler. bu sorular, belirli bir davranış için 1) nedensellik, 2) gelişim, 3) uyarlanım, ve 4) evrimdir.

    bu soruları gerçek bir davranışa uygulayalım. mesela: neden balinalar "şarkı söyler"?

    1) nedensellik (doğrudan): ne tip uyaranlar (görsel, işitsel) balinanın şarkı söylemesine neden olmaktadır?
    2) gelişim: balinanın gelişimi boyunca şarkı söyleme davranışı ne şekilde ortaya çıkar? bu davranış öğrenilir mi yoksa doğuştan mı gelmektedir?
    3) uyarlanım: bu davranış balinanın hayatta kalmasına nasıl katkı yapar? davranış ne tip sonuçlar doğurmaktadır?
    4) evrim: bu davranışın evrimsel tarihi nedir? başka türlerdeki davranışlarla karşılaştırılabilir mi?

    70'lerde donald griffin adlı amcanın yazdığı kitaplar sonucunda bir de bilişsel etoloji diye bir alan doğmuştur ki özel olarak hayvan zihni çalışılır.

  • genetik kökenleri konusunda önemli bulgulara ulaşılmış, bir nevi hastalık olmayan hastalık. öncelikli bulgular şöyle:
    - otistik kişilerin yüz hatlarında belirgin olmasa da bazı ayırdedici ortak özellikler bulunuyor. aşağı doğru eğik dudak kenarları ile hafifçe köşeli dikdörtgenimsi kulaklar.
    - nörolojik incelemelere göre otistik bireylerin beyinlerinde hippocampus ve amygdala bölgeleri sağlıklı bireylerinkine göre daha az gelişmiş haldeler. ayrıca corpus callosum'da anomali göze çarpıyor.

    görünüşe bakılırsa otizm genlerin insanlığa bir oyunu. sosyal yaşamı hayatının merkezine koymuş insanoğlu için dışlanmış olan bu bireyler insan popülasyonunda çoğunlukta olsalardı -ki olabilirdiler- medeniyet adı verdiğimiz olgu bambaşka boyutlarda gelişecek, belki savaşlar hiç olmayacaktı. sosyal halde yaşamayan bir çok hayvan türü var dünyamızda ve onlar için hiç de alışılmamış bir durum ya da bir hastalık değil iletişimsizlik.
    nihayet, otistik çocuklar hayvanlarla insanlardan çok daha iyi geçinmekteler; bu durum da insanlığa birşey anlatmak istiyor gibi.

  • bir yanım " herşeyi boşver , yan gel yat " derken diğer yanım " hay ağzını öpeyim ne güzel dedin öyle " diyor.

    debe editi : teşekkürler ekşi sözlük ahalisi , teşekkürler türkiye , teşekkürler uzak diyarların insanları .. bali bir iyiliğim dokunsun .. ama önce uyuyayım :)

  • konservatuvarda lisans ve lisansüstü olmak üzere 8 senesini geçirmiş bir insan olarak şöyle söyleyeyim, bilal'e anlatır gibi anlatayım hatta; bir şan öğrencisi iki senesi hazırlık olmak üzere 6 sene eğitim görür. hatta bizim okulda (bkz: istanbul üniversitesi devlet konservatuvarı) hazırlık sınıfında kalırsan direkt okuldan atılmak gibi bir durum söz konusuydu. bilmem bu diğer konservatuvarlarda da böyle mi ama önemli değil, önemli olan bu 6 sene boyunca verilen emeğin ne kadar büyük olduğu. bir nevi tıp eğitimi gibi değil mi? ama tıp okuyorsan ouuuvv, şan okuyorsan "e nolmuş canım herkes yapabilir!". yani konuyla alakasız, opera şan tekniğinden tamamen bihaber amatör bir koro gidip puccini'nin efsanevi la boheme operasında koro olarak yer alabilir. yaav he he...

    buna ne denir biliyor musunuz? emek hırsızlığı! peki neden biliyor musunuz? işte bu gibi rezillikler yüzünden şan bölümünde 6 senelik başarılı bir eğitimden sonra para kazanmak için kitapçıda çalışmak zorunda kalan arkadaşım var benim! adam çok da iyi bir bariton ama bu rezil ülkede, bu rezil şartlar altında iş bilmeyenin iş bilenin emeğini ve hakkını gasp etmesi yüzünden işini yapamıyor...

    bence aranıza serdar ortaç'ı da alın. ne de olsa müzikte sadece 7 nota var...

  • coğrafya hocası tahtaya gelişigüzel bir türkiye haritası çizer*. dalga geçmek isteyen bir öğrenci:
    - hocam siz ne kadar güzel çiziyorsunuz! kikir kikir!
    - bilmiyor musun, ben eskiden kestaneciydim.
    sonra sınıf kopar ama eleman anlamadığı için derin lafı, mal mal bakınmaktadır.