hesabın var mı? giriş yap

  • bir parça shakespeare oyunlarını andıran film. özellikle sondaki mahkeme sahnesinde sienna miller'ın kılık değiştirerek casanova'nın avukatlığını yapması, venedik taciri'nde portia'nın kılık değiştirerek kocasını öldürülmekten kurtardığı sahneyi ne kadar da çok hatırlattı bana. aynı ruh, aynı cesaret ve güç. ayrıca; kılık değiştirmeler, karıştırılan kimlikler, işler iyice sarpa sardıktan sonra bütün iyi karakterlerin bir şekilde mutlu sona kavuşmaları, uşaklar, hizmetçiler, dük.. hepsi sanki venedik taciri'ni, yanlışlıklar komedyası'nı ya da onikinci gece'yi izliyormuş izlenimini uyandırıyor insanda. sonuç itibariyle, güzel bir film olmuş. gidin, görün. özellikle ben o dönemin havasını, kıyafetlerini, mimarisini, ilişkilerini, şatafatını çok sevdiğim için ayrıca keyif aldım.

  • ister dut
    ister elma
    ister nar
    ister ayva
    ister muz
    ister hurma
    ben meyveyim....

    şeklinde söylendiğini duyduğumda koptuğum şarkının asıl olanı...

  • oyuncu bir tv programında gülerek anlattı. "fatih terim döneminde sürekli oyundan ilk çıkan futbolcu oluyordum. dakikalar yetmişi gösterirken tabela kalkar ve oyundan çıkardım. bir maça başladık ve ilk yarıda iki gol attım, maç koptu. sahanın içinde okan buruk, suat kaya gibi oyuncularla ilk kim çıkacak muhabbetine başladık ve iddiaya girdik, oyundan ilk çıkan diğerlerine yemek ısmarlayacak yahut bir şeyler alacak... iki gol attığım için bu sefer ilk ben çıkmam diye düşünüyorum derken dakika yetmişe geliyor ve tabela kalkıyor, oyundan çıkıyorum. oyundan çıkarken okan-suat falan gülüyor, benim suratım bir karış. fatih hoca yüzümü görünce; oğlum niye trip yapıyorsun? diye sordu, hocam öbür maçları anladım da bu maçta iki gol attım erkenden çıkarmazsın sanıyordum, diye cevap verdim. fatih hoca; " evladım, suat işaret etti, hocam arif sakatlandı, ağrısı var dedi, ondan değiştirdim..." orada bile yemişler beni..."

  • geri alamadıkları yüzde 1 milyon doğrudur ama yanlışlıkla ödeme kısmı yüzde 1 milyon yanlışlıkla değildir.

  • ergenligimi yeni atlattigim zamanlarda zeki muren'in yorumunu cok seven babamla -o zamanin hizli metalcisi olmanin verdigi balondan muzik kulturume guvenerek- girdigim bir tartismanin sonucunu kendisinin soyledigi "olgunlastikca zeki muren'i ve turk sanat muziginin degerini ilerde anlayacaksin" sozu belirlemisti.

    herkes gibi kendi capimda olusturdugum muzik dagarcigimda bulunan muzisyenlerin ve urettikleri muziklerin tarzlarini goz onune alinca -ki bunun icinde hastasi olunanlarin pesinden konser ve turnelere gidecek kadar fanatigi olunanlarin da mevcut oldugu dusunulunce- yagmurlu bir aksam yolda yururken beynime yapisan melodi ornegin bir nick cave degil de zeki muren'den gozlerin doguyor gecelerime oluyorsa, zaman babami hakli cikmistir.