hesabın var mı? giriş yap

  • içki içmeyenlerin ya da arada bir öylesine accık içenlerin anlayamadığı his.

    bir süre sonra her şeyin daha güzel olacağını bilirsin. hafif karıncalanmaya başlar beynin. muhabbet keyifli bi hal alır. şarkıların hiç duyulmayan melodileri kulağına gelmeye başlar. ömer hayyam'ın bahşettiği rubailer kutsal cümlelerin olur. ayıkken sevmediğin insanlar bile aslında iyi insanlara evrilir. sabah pişman olacağını bile bile yazarsın geçmişe doğru mesajları. hatta boşver muhabbeti kal tek başına. sadece yazı, müzik ve sigara. gökyüzüne doğru yapılan bodoslama yolculuk. okyanusu yarıp en derinlere doğru yıldırım gibi inmek. şu anda ayık olduğuna hayıflanmak.

    oysa diğer güzel insanların kafelerde sıkıcı muhabbetler yapıp ellerindeki telefonlara gömülmelerine biz hiç ses çıkarmamıştık. çünkü onlar gezmeyi seviyordu biz durmayı, durup arkalarından bakmayı. yaprak seviyorduk biz yaprak kuru yaş ayırmadan, onlar ezmeyi seviyordu neye bastıklarına bakmadan. evet, boş içki şişeleri var yanımızda ve her birinde ayrı hüzün.

  • 1 liralık ürüne 3 lira fiyat belirten, fiş istediğinde kavga çıkaran, ürünü iade etmek istediğinde kabul etmeyen, müşterisine bayat, tarihi geçmiş ürün satmaya çalışan, dükkanına işine bir gram yatırım yapmayan küçük esnafa verilen zarardır. hemen hemen her ilde a101 ve bimler açıldıktan sonra küçük bakkal olarak işe başlayıp onlarca şubeyle devam eden marketler var.

    işini düzgün yapamayan insanların para kazanamaması serbest piyasaya aykırı bir durum değil.

    edit: imla. hatamı düzelttiği için @collision course'a teşekkür ederim.

  • merhabalar,

    godfather filminin bir yerinde, şu söz vardır, çok hoşuma gider ve her yerde kullanırım:

    -eğer birini seviyorsan, bırak gitsin... dönerse senindir, iskenderse benimdir!! hahahahahahaahhaahhaahah!!!

    bu kısa girişten sonrai kendimi tanıtayım... spontan bir insanım... mesela face'de profilini gördüm ve hemen sana yazmaya karar verdim...

    kendini nasıl tanımlarsın?

    asi?
    şatafatlı?
    kaderci?

    ilk harflerine bak, beni göreceksin:)

    mustafa

  • "asla aptallarla tartışmayın. çünkü sizi ilk önce kendi seviyesine çeker, sonra o seviyedeki tecrübesiyle sizi yener" sözünü hatırıma getirmiş tartışma.

  • adam demiş ki konuşulması gerekenler varken konuşulmaması gerekenler konuşuluyor. ekonomi demiş, destek demiş aşı demiş maç neden var dememiş bunlar varken o anlamsız demiş. adam demiş. adam gibi adam demiş. bunlar her konu değil. hepimizi ilgilendiren konular. marketten çıkınca ulan ne aldık da bu kadar tuttu demiyor muyuz? aşı var mı aşı oşdun mu? iptal edilen kararın iptali çıktı çok iyi yürütülen süreçte. kapanın deyince oluyor mu? bunlar uzmanlık gerektiren konular mı? gökhan yapma böyle imamoğlu mu yavaş mı diye düşünürken bir de özoğuz mu diye düşüneceğiz. bir de şu meşhur z kuşağı hikayesi var. anne babasını mı dinler athena gökhan'ı mı? vur be. sen vur.

  • bu gece tanıştığım taksicidir efendim. arka koltuğa oturdum, ağlak bir gitar tınısı geliyor radyodan, kulak kabarttım bb. king eric clapton düetlerinden thrill is gone çalıyor. şaşırdım biraz, fekat şarkı çok piyasa olduğu için pek de dikkat etmedim. ardından muddy waters mississippi delta blues çalınca duramadım, 'hep mi blues dinlersiniz' dedim, 'azer de var usb'de, ludacris de, ama şu an kölelikten kurtulma mücadelesi veren insanların hüzünlü ve yanık tonlarını hissetmek istiyorum' dedi. 40lı yaşlarda bir herif. 4 adet kitap okuyormuş aynı anda. hayatın durağanlığını hazmedemiyormuş, her şey olabildiğince hızlı akmalıymış, sabit kalan her şey canını acıtıyormuş, bu sebepten ötürü sürücülük yapıyormuş. yolda olmak onun ilacı imiş. ben araçtan inerken sonny boy - bye bye bird çalıyordu. düşünsenize. bir daha ne zaman yaşarım böylesini hiç bilmiyorum.