ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
anadolu çomarını şıp diye deşifre eden hareketler
-
- kendi kafasındaki din, gelenek, giyim, adet, yaşam tarzı kalıplarına uymayanları deli gibi yadırgamak, zorla o kalıplara uydurmaya çalışmak. farklılıklara kapalı olmak.
- sorunları, çatışmaları empati kurarak değerlendirmek ve konuşarak çözmek yerine havlamak, diş göstermek.
- inanılmaz bir öz güven ve her konu hakkında nefessiz konuşabilme.
- kendini harika tüccar, kusursuz bir işletmeci sanmak.
ağustos 2021 ishal ve kusma salgını
-
ishal için doktora giderseniz salgın var der. bu benim bildiğim kadarıyla 30 yıldır böyle. hep ishal salgını var ama sıça sıça bitiremedik şunu bir türlü.
her çalışanın maaşının %20'si alınsın
-
(bkz: aktroll detected)
(bkz: engelle geç)
(bkz: ak troll’lerin vatan haini olması)
buna bize küfrettiği için dava açabiliyor muyuz? dediği gibi para lazım çok para lazım.
ne yani evlenince kirada mı oturacağız
-
nazım'a bile çektirmiş bu sorgu ki, adam dünyanın en ayarlı şiirini yazmış. (bkz: nuzhet berkin)
o mavi gözlü bir devdi,
minnacık bir kadın sevdi,
kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev,
bir dev gibi seviyordu dev,
ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.
o mavi gözlü bir devdi.
minnacık bir kadın sevdi.
mini minnacıktı kadın.
rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
ve elveda ! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.
şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliiiii
hanımeli
açan ev..
yeni başlayan erkekler için yemek yapma sanatı
-
elinin mürekkebiyle kadın işine soyunan, kısaca yalnız yaşamaya başlayan erkeklerin beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için yemek yapmayı öğreten bir kitap arayıp durdum yıllarca. anladım ki yokmuş. tüm kaynaklar sanki hepimiz boluluymuşuz da sabah şekerlerindeki gibi koca kıçlarımızı sallaya sallaya şıp diye yemek yapabiliyormuşuz gibi yazılmış. neyse efendim sonuçta bir şekilde hasbelkader yemek yapmayı kendi başıma öğrendim. şimdi sizlere bu yılların birikimiyle oluşan engin tecrübelerimi anlatacağım ki yeni nesillere ışık tutsun
öncelikle mutfak malzemelerini tanıyalım
ocak-fırın
ilk fark ettiğimde ben de şaşırmıştım ama mutfakta duran o kocaman şeyin çakmak bulamadığımızda sigara yakmak dışında da bir kullanım alanı varmış. yemeklerimizi onun üzerinde pişireceğiz.
tencere-tava
bunlar piyasada içleri boş olarak satılıyormuş. yani default halleri boş. biz bi şeyler yapıp içine koyacağız. kısaca yiyecekleri pişirmeye yarıyorlar. uzun saplı olanları tava, kenarında kulak gibi şeyleri olanlar tencere (tencerelerin kapakları da oluyor)
buzdolabı
yazık ki bunlar da içleri boş olarak satılıyor. reklamlarda tıka basa dolu gösterildiğine bakmayın. bunun da içini biz dolduracağız. biraların soğuk olmasına yarıyorlar. yemekler de bunun içine konuyor ama onun sebebini anlayamadım henüz. ne zaman bi yemeği buzdolabına koysanız sonra çıkarıp yine ısıtmak zorunda kalıyorsunuz. ocakla ortakyaşar gibiler. birbirlerini tamamlıyorlar. her ikisinin de aynı marka olduğuna şaşmamalı.
lavabo
en önemli mutfak gereçlerinden. kirlettiğimiz tabak çanağı bunun içine dolduruyoruz. bir çeşit depo görevi görüyor.
ketçap
yaptığımız yemeklerin içine sıkıyoruz. kırmızı ve tadı domatese benziyo
yemeklerin yapılması gereken saatler var. genelde öğleden sonra yapmak en ideali. o saatlerde televizyonda izlenecek pek bi şey olmadığından yakma riski çok az.
nejat işler'in galatasaray hakkında tweet'i
-
link
--- spoiler ---
6 ay önce birini başkan yapıp, 6 ay sonra göndermeye demokrasi değil, kaos denir. fenerbahçeliler görev almayı da görev bırakmayı da bilirler ve fenerbahçe başkanları kravatlı değil atkılıdır. sapla samanı karıştırmayın.
--- spoiler ---
aziz yıldırım'ın 20 sene başkan olduğu kulüp için 'görev bırakmayı bilirler' ifadesinin yer aldığı, türkiye'nin en zengin ailesinin üyesine kravatlı değil atkılı denilen bir tweet.
hayata dair iç burkan detaylar
-
bir sene evvel kaybettiği babasının pijamasına sarılmadan yatamayan 10 yasında bir kız cocuğu...
bir anne ve iki kızı ile kalıyorum bir süredir.
kızlardan birisi 10 yasında, digeri 6 yasında.
kadın eşini gecen sene kanserden kaybetmiş.
koskoca istanbul'da iki cocukla bir basına kalmış.
ailesi "memlekete don" demiş. donmemiş.
"esimin hatırasını bırakamam, ben burada buyuturum cocuklarımı" demiş ve kalmış istanbul'da.
ne is olsa yapıyor.
hafta sonları temizliğe gidiyor.
hafta ici bir işyerinin yemeklerini yapıyor.
iki haftada bir cocuklarının okulunun camlarını siliyor.
"asla gocunmam, her isi yaparım, istanbul'da is çok, yeter ki gocunma" diyor bana...
zaman zaman sikayetlendigim isim geliyor aklıma...
39 yasında. nasıl güzel, nasıl zayıf ve narin...
ama sacları bembeyaz.
bir senede bu hale gelmiş, eşini kaybettikten sonra.
ama her seye ragmn öyle sıkı tutunmuş ki hayata, öyle sarılmış ki yavrularına, inanın su an itibarıyla canınızı sıktığınız ufacık seylerden utanırsınız.
iste bu kadının 10 yaşındaki yavrusu da, her seyin farkında koskocaman bir insanmiscasina, yatağına sokulur sokulmaz babasının pijamasına sariliveriyor...
10 yasında, kendi minicik ama kalbi ve aklı koskocaman bir kiz cocuğu.
"öğretmen olmak istiyorum abla" dedi bana bu aksam.
sadece kocaman sımsıkı sarilabildim ona.
10 yasında... ve bana hayat dersi verdiler bugün, "hükumet gibi kadın" denilesi annecigiyle.
dağ evi + orman + göl
-
buna mangal+kendin pişir kendin ye tabelası ekleyince coğrafya bir anda türkiye sınırlarına dahil olur.
canistan
-
her ne kadar aylak adam ve anayurt oteli kurgularından uzak olsa da, romanın birçok yerinde tutunamayan, aylak olan ve yalnızlaşan insan temasını barışıyla işleyen tam bir yusuf atılgan romanıdır. bir nefeste tükenebilecek akıcılıktadır.