ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
nuri şahin
-
marca'da hakkında çıkan yazıyı ismail er tarzı ele alırsak;
"maç sonrasında nuri'yi odasına çağıran tecrübeli çalıştırıcı "alman liginde takımına şampiyonluk yaşatmış bir oyuncusun. ben seni buraya baş rol oyuncusu olman için getirdim. bunun için biraz daha özveri göstermen lazım. ben takımını atağa kaldıran, sert şutları ile kalecilerin korkulu rüyası olan, lider kimliğini sergileyen bir oyuncu istiyorum. kafamdaki nuri değilsin" diye konuştu..
hocasının sözleri karşısında duygulanan nuri ise "camianın beklentilerinin farkındayım. yaşadığım ağır sakatlık sonrasında elimden gelen her şeyin en iyisini yaparak eski günlerime dönmeyi arzuluyorum. kendimi daha da toparlayacağıma ve camianın gözüne gireceğime söz veririm. sizi utandırmayacağım" şeklinde cevap verdi."
(bkz: kafamdaki tello değilsin)
bisiklete biniyoruz elitistliği
-
bisiklete binmeyen birisi olarak hiç görmediğim elitistlik. olm siz ne yiyip içiyorsunuz ya nereden kaynaklanıyor bu kadar eziklik? yeminle merakımdan soruyorum laf sokmak için değil.
adam bisiklete biniyor amk. bi sik let. hatta mal sürücüler yüzünden ölüm tehlikesi falan da atlatıyor. adam gelmiş elitistlik diyor ya.
kate middleton
-
kral charles'ın kanser olduğu en az 2 yıldır bilinen bir şey ancak basına veya halka asla sızdırılmadı.
tedavi süreci devam ederken kral oldu. son kertede tedavi süreci sekteye uğramış olacak ki basına açıkladılar.
charles yüksek ihtimalle tahttan çekilecek.
halkın ve piyasanın tepkisinden çekindikleri için kate'i kullanıyorlar. iki gün sonra (bkz: tükenmişlik sendromu)ndaydım vb diyip geri dönecek kate.
kate'in görevi ise sadece gizem yaratıp gözleri üzerine çekmek.
çünkü;
charles'ın tahttan çekilmesinin uk ekonomisine milyar pound zararı var.
(bkz: bank holiday)
ve koskoca (bkz: commonwealth) ve new zealand ve australia nasıl tepki verecek bilinmiyor. avusturalya'daki monarşi karşıtı kesim ellerini avuşturacaktır bu haber ile.
daha birçok siyasi ve ekonomik sebep ile yavaşça ve sindirerek hareket etmeleri gerekiyor.
bu yüzden çok itidalli ve ihtiyatlı davranıyorlar.
kate de azıcık fazla evinde oturarak üstüne düşeni çok iyi yapıyor.
bizim the crown romantikleri de bu oltaya düşüyor.
iyi geceler.
beyaz çay
-
az uyarıcı madde içerdiğinden içmesi hafif olan çay türü. ancak hakkındaki yeşil çaydan iyidir, güzeldir yazıları hep pazarlama firmalarının sitelerinde yazmakta. dolayısıyla tarafsız ve kesin doğru demek saflık olur. tarafsız bir yazı pek yok. dolayısıyla bu kadar parayı bu çaya vermemiz için geçerli bir neden bulmaya çalıştım. basit ve kısa akıl yürütmesi yaparsak: çay için "polifenolleri (antioksidanın bir türü) yüksek miktarda içeren ender maddelerden biridir" sözünü doğru kabul ederek polifenolün ne olduğuna baktığımızda şu ifade görüyoruz " polifenoller genelde bitkilerde bulunur ve bitkilerin renklenmelerinden, örneğin sonbahardaki yaprak renklerinden sorumludurlar.". ee peki beyaz çay ne zaman ve nasıl elde ediliyor? daha bitki tomurcuk açarken ve en saf halinde. yani içinde doğru dürüst aktioksidan falan oluşmamışken. dolayısıyla vardığım sonuca göre beyaz çay yeni bir moda içecekten ötesi değil. yeşil çay nasıl ki faydalı ama mucize falan da diyemeyiz. beyaz çay bence ondan da daha zayıf bir mucize.
-48 derecede suyun buza dönüşmesine şaşıran türk
-
yani ne var bunda eleştirilecek birşey göremiyorum adam merak etmiş denemiş, şaşırmış.. bence de garip bir olay bir türk hayatında kaç kere -48 derece görür? sanki bunu yazan şahıs sibirya’da uzun dönem askerlik yaptıda çok biliyor..adamı cahil gibi göstererek ne geçiyor elinize helal olsun dediğim abimizdir. gelip burda bilmiş ayağına yatan adamlardan daha delikanlı bi abi
19 ekim 2021 taksi plakası sahibinin şoför olması
-
ibb'nin "yazan mevzuatı uygulama" hamlesi
https://twitter.com/…tatus/1450171725413552132?s=20
plaka sahibi olma koşulu, taksiyi kendisinin kullanması (imiş verilirken)
yani plakayı al, her gün başkasına kirala, kiralanan bilgisiz /eğitimsiz şöför verdiği kirayı çıkartma telaşı ile millete oç'lik yapsın devri bitiyor
türkiye'de kaliteli film yapılamamasının sebepleri
-
talep olmaması şeklinde özetlenebilecek sebepler.
16 ocak 2016 itibariyle maltepe park cinemaximum'da oynayan filmler:
kardeşim benim
bizans oyunları
the good dinosaur
kocan kadar konuş*
alvin ve sincaplar*
delibal
nadide hayat
star wars*
düğün dernek 2*
para kazanmaya çalışan bir ticari işletme bu ve creed ya da the hateful eight gibi şu an gösterimde olan ve aslında popüler sinemaya örnek yabancı filmler bile kendine yer bulamamış bu salonda. sinema salonları çocuklar için animasyon ve cıvık türk filmleriyle dolmuş halde çünkü bunlar gişe yapıyor.
31 mart 2015 elektrik kesintisinin çok büyütülmesi
-
az biledir.
bir sokak, cadde, semt, köy, ilden bahsedilmiyor.
tüm bir ülkenin elektriğinin kesilmesinden ve ikna edici bir açıklama yapılamamasından bahsediliyor.
ülke ve insanları zaten gergin. hayat yalan dolan olmuş, eskiden olduğu gibi mum yakıp oturamayacağız. biz de gördük mumlu geceleri. ama sene 2015. planlama, koruma, öneme yok, acil durum yönetimi yok.
enerji bakanlığı'nın açıklaması "ay biz de şaşırdık" iken, bu başlık saçma olmuş.
nusr-et'te yan masadaki ünlüden biber istemek
-
-selami şahin bey. lüften biberi uzatır mısınız?
+denedim. uzamıyor.... ehühühühühe
martı tag çağırıp sürücülere saldıran taksiciler
-
“anında istanbul'u kilitleriz” diyor bu en açık tabiri ile kamu güvenliğini tehdit etmektir, türk halkını tehdit etmektir. ambulansı, itfaiyeyi, polisi, askeri hiçbirini yolda kıpırdatmayız, yolu kapatırız, bırakız aracı gideriz demek istiyor, açık açık darbe tehditidir bu, devlet otoritesini ortadan kaldırırız demektir.
artık emin olduğum bir şey var, türkiye cumhuriyeti'nin gücü bu taksicilere yetmiyor. adamlar kanun tanımıyor, kural tanımıyor, polis tanımıyor, belediye tanımıyor, hükümet tanımıyor. videoda tehdit var, mala zarar verme var, hürriyetten yoksun bırakma var ama kalkıp kimse siz ne yapıyorsunuz diyemiyor.
bunlar çete falan değil, terör örgütüdür.
türklere sorulan salak sorular
starbucks zam protestosu
-
haksız protestodur.
fakiriz arkadaşlar, şunu artık kafanıza sokun.
“oturup bir kahve de mi içemeyeceğiz?” diye soracaklara peşinen cevap vereyim: içecekseniz böyle şikayet etmeyeceksiniz. paranızı biriktirip gidip öyle içeceğiz ya da başka yerden kısıp denkleştireceğiz.
zira 48 lira denen paranın bugünkü kurla karşılığı yaklaşık 2.5 dolar.
girin bakın amerika’daki starbucks fiyatlarına. bir sürü ürün hala daha amerika fiyatlarından daha ucuz.
fakirlik, gelişmemiş bir ülke vatandaşı olmak böyle bi şey.
sahte zenginlik bitti arkadaşlar. dilerim bunlar iyi günler değildir.
alışsanız iyi olur, yoksa çok ağlar durursunuz.
editbucks: arkadaşlar bana neden çemkiriyorsunuz? sanki zamları ben yaptım, sanki ben çok memnunum.
ok, keşke bölgeye göre fiyatlandırsa, keşke burda da 2.5 lira olsa. hepsine ok diyorum. hepiniz haklısınız.
merciler kontrol etsin diyen arkadaşlar: kontrolünü umduğunuz mercilerde en baştan sağlıklı işleyen bi kontrol sistemi olsa, zaten böyle fakir olmazdınız diye tahmin ediyorum. ama siz daha iyi bilirsiniz tabii.
lütfen kabul edemediğiniz fakirliğinizden alevlenen ateşli hırslarınızı fakirliğinizin sorumlusu olanlardan çıkarın; ben de siz gibi fakirim.
editté macchiato: sevgili arkadaşlar, iyi niyetlisiniz anlıyorum. buyrun, edin protestonuzu; ben kimse protesto etmesin demedim. hepinizi destekliyorum gönülden.
alçak kahve sektörünü yola getirince eliniz değmişken elektronik eşya, et süt gibi temel gıda ve araba/taşıt satıcılarını da protesto etmekten geri durmayın.
onlar kim köpek de bu millete 40-50bine telefon satmaya kalkıyor?
kahve sevdasına kapılıp, etin fiyatından daha pahalıya peynir satan alçaklara da bi protesto ayırmadan geçmezsiniz umarım.
fındık da çok pahallandı bence; hatta duyduğum kadarıyla almanya’ya burdan giden fındık orda daha ucuz(muş). fisko birlik mi kimse sorumlusu o da bi zılgıtı hak ediyor diye düşünüyorum; onu da sakın boş vermeyin.
ayrıca şahsi ricam, selpak’a da el atmanız. 10 tane selpak mendili 38 liraya aldım dün. tuvalet kağıdını da söyleyecektim de bir an fakir olduğumu hatırlayıp selpak tuvalet kağıdı benim neyime diyerek vaz geçtim.
böyle böyle teeek tek hepsini yola getirip, o pis iç ve dış güçlerin oyununu da bozmuş olursunuz.
hadi bakalım; aslansınız, kaplansınız.
şimdi müsaade ederseniz zar zor aldığım ristretto biancomu içmem gerek daha fazla soğuyup tadı kaçıp param boşa gitmeden.
siz bir ristretto bianco kaç lira biliyor musunuz?