hesabın var mı? giriş yap

  • aynı sınıftan 10 tane full çeken öğrencinin çıkmasını insanlara inandırabileceklerini zanneden idarecileri ortaya çıkarmış müthiş olay.

    bu insanların zekalarıyla alay etmek değil bildiğin ana bacı küfretmektir.lan bir bok yiyorsunuz bari bunu bu kadar göstere göstere yapmayın.milyonlarca çocuğun hakkını yiyorsunuz vicdanınız hiç mi sızlamıyor.

  • 18 adettir, ülkenin fakirliğinin göstergesidir. bazı premium çikolatalar olur, her yerde bulamazsınız, belli yerlerde olur onda da aynı bu şekilde az olarak paketlenir ancak böyle devasa bir kutu kullanılmaz daha minimal göze güzel gözüken kutulara koyarlar. fiyatı da haliyle tuzludur.

    bu ise eskiden al çocuğum avuç avuç al diye uzatılan bir çikolatadır.. ulan ne hallere getirildik, ne halleri bize yaşatıyorsunuz. ya adam akıllı doldurun ya da hiç satmayın.

  • belki de bir insanin hayatindaki en guzel yillardir.

    -belli bir olgunluga erismissinizdir.

    -is hayatinda belli bir tecrube kazandiginiz icin itilip kakilma ihtimaliniz dusuktur.

    -artik insanlara "hayir" demeyi ogrenmissinizdir, sizden her istenen seyi yapmak zorunda olmadiginizi kavramissinizdir.

    -bazi deneyimler yasadiginiz icin hayattan ne istediginizi az cok kavramissinizdir. onlu ve yirmili yaslarda yasanan arayislar buyuk olcude son bulmustur.

    -yillardir calisiyor oldugunuzdan dolayi gelir duzeyiniz belli bir seviyeye gelmistir ve artik "fakir" degilsinizdir. istisnalar olsa da hayat standardiniz onlu ve yirmili yaslara gore daha iyidir.

    -iliskileriniz daha oturaklidir. hayatinizda tutmak istediklerinizi tutar, hayatinizdan cikartmak istediklerinizi cikartirsiniz. onceki yaslardaki sosyal endiseler azalmistir.

    -hayatin getirdigi belli bir umursamazlik oldugu icin "insanlar ne der" seklinde endiseleriniz minimal duzeye inmistir. hayatinizi nasil yasamak istiyorsaniz oyle yasarsiniz.

    -ask hayatinda da yasadiginiz tecrubelerden dolayi ne istediginizi biliyorsunuzdur ve drama onceki yaslara gore daha eksiktir.

    -deneme yanilmalar surecinden sonra hayatta aldiginiz zevkler daha rafine hale gelmistir.

    -futbol, siyaset gibi konularda fanatikliginiz ortadan kalmistir veya buyuk olcude azalmistir. bunlari eskisi kadar umursamamaya baslarsiniz.

    -sagliginiz henuz dususe gecmemistir ve hala enerjiniz devam etmektedir. zaten yukarida saydigim maddelerin cogu otuzlu yaslarin onlu ve yirmili yaslara gore olan avantajiydi ama bu madde otuzlularin kirkli, ellili ve atmislilara olan avantaji.

    otuzlu yillar hayati toplumun degil de kendinizin istedigi gibi yasamak icin belki de en buyuk ve en son sanstir. sagliginizi, enerjinizi, gencliginizi tam anlamda kaybetmediginiz, ama ayni zamanda ne istediginizi bildiginiz, daha stabil bir hayata sahip oldugunuz, kariyerinizin ve para durumunuzun daha iyi oldugu yillardir. bundan iyisi ne olabilir ki? oregon olabilir ama onun yeri ayri.

    not: tabi ki her sey gibi bunun da istisnalari olabilir. mesela bir insan otuzunda sagligini kaybetmis olabilir veya hayatinda isler tepetakla olmus olabilir. burada bahsettigim ortalamaya vurunca ortaya cikan genel sonuc.

  • hedefinde ai - insan beyni entegrasyonu olduğu elon musk tarafından açıklanmış olan şirkettir. aslında bu bir sır değildi, geçtiğimiz senelerde de biliniyordu.

    elon musk'ın neuralink sunumunda, neuralink'in temel hedeflerinde tahmin edilebileceği üzere ilk olarak beyin hastalıklarını anlamak, iyileştirmek ve beyni korumak, geliştirmek var. lakin elon musk, çipler için fda'den (food and drug administration) kabul almanın ilk etapta zor olacağını söylüyor ki bu pek yanlış değil, zira fda'in klinik geliştirme fazları dört aşamadan oluşuyor. ilk aşama 1.5 yıl, ikinci aşama 2 yıl, üçüncü aşama 3-4 yıl ve son aşama 1.5 yıl alsa, çiplerin geniş kitlelerce kullanılmaya başlanması tüm teknoloji hazır olsa bile vakit alacaktır.

    elon musk'ın limbik sistem ve korteks hakkındaki konuşmasından, elon musk'ın nörofizyolojiden anlayan biri olduğunu görebiliyoruz. bildiğimiz gibi toplum genelinde "limbik sistem geridir, korteks üstündür." şeklinde bir algı var ve bu algı aslında insan beyninin bir bütün olarak işlediğini tam olarak anlamamaktan doğuyor. elon musk farklı bilişsel işlevlerin birbirini "dengelemesi" gerektiğinin, herhangi bir bilişsel işlevi yok etmenin pek makul sonuçlar doğurmayacağının bilincinde. entegre etmeyi planladığı dijital tabakayı ise, limbik sisteme ve kortekse eklenecek üçüncü bir tabaka olarak görüyor ve aslında bu üçüncü tabakanın zaten var olduğunu dile getiriyor. bu üçüncü tabaka da aslında telefonlarımız, laptoplarımız, lakin üçüncü tabakaya dair sıkıntı yaşadığımız temel konu arayüz.

    elon musk input ve output hızlarına ilişkin şunu diyor:

    "output speed is especially slow because it's most people typing with thumbs these days. input speed is much faster due to vision. "

    dijital dünya ile aramızdaki ilişkide girdileri gözümüz aracılığı ile kolayca alabilirken, daha çok çıktılarda sorun yaşıyoruz. output sorunu ai entegrasyonu ile çözülemeyecek bir sorun değil, zira yapılmışı var. (#75840832) fakat neuralink ile hedeflenen çok daha yüksek seviye bir entegrasyon. bu yüzden iletim kanalının kapasitesine ilişkin sorunlar yaşanabilir. elon musk da bandwidth'in bir problem olabileceğini dile getirip, devamında beyinde ne kadar fazla nöron olduğunu, aksiyon potansiyeli, elektrodlarla tespit edilebilir elektik alanların oluşumunu basitçe anlatan kısa bir sunum gösteriyor. sunumdan hemen önce de ai'ın bir varoluşsal tehdit oluşturabileceğini kısaca belirtip pis pis gülüyor.

    musk, nöronlara dair kısa sunumdan sonra ise algıladığımız her şeyin özünde nöral ateşlemeler oluştuğunu ve neuralink'in farklı beyin bölgelerinde mümkün olduğu kadar çok ateşlemeyi kaydedip, seçici olarak uyarımı sağlamayı hedeflediğini belirtiyor. bu da devamında hastalıkların iyileştirilmesinde ve entegrasyonun sağlıklı bir şekilde sağlanmasında işe yarayacak elbette, tabii elon musk tüm bunların mümkün olduğu kadar basit bir şekilde yapılmasını istiyor:

    "make it as simple and automated as lasik."

    robotun resmi

    minimal travma ile implant edilmesi hedeflenen bir parça, resimdeki parmak serçe parmağı. teller insan tüylerinden daha ince.

    operasyon 8 milimetreye kadar genişleyen 2 milimetrelik bir kesiyi içeriyor. dikişe ihtiyaç olmuyor. çip elbette kablosuz teknoloji ile çalışıyor.

    elon musk bitirmeden önce sunumun işe alım için bir tanıtım niteliğinde olduğunu hatırlatıyor.

    konu ile ilgilenenler buradaki videonun tamamını izleyebilirler.

  • - çatalı çok iyi kullanıyorsun, soylu musun?
    - hayır, kaplumbağayım.
    - ay ne bileyim, adım da raphael filan diyince...

  • e olm e hadi benim param var altın aldım sen niye ampir ampir konuşuyorsun etrafta derse ne diycen?

  • doğruluğu aşağıda anlatılan olayla kanıtlanan hadise

    olay gercek... olayin kahramanlari, iki üniversite ögrencisi. koyu geyikmuhabbetinin dügümlendigi durumlardan birinde, bu iki kafadar bir iddiaya girer.
    delikanlilardan biri, odanin tavaninda asili olan ampulü agzina tamamen sigdirabilecegini iddia eder.
    evet yanlis okumadiniz, bildiginiz 100 mumluk ampulü... ve sigdirir da. ancak bir sorun vardir. ampulü agzindan geri çikaramamaktadir. arkadasi hayret eder bu nasil is diye, o da evdeki baska bir ampulü agzina sokar ve tabii ki o da çikaramaz.
    bunun üzerine iki kafadar hastanenin yolunu tutmaya karar verirler. agizlarinda ampul oldugu halde bir taksiye atlarlar. konusma zorlugu çekerek güya taksiciye dertlerini anlatirlar. taksici bir taraftan gülme krizi geçirirken bir taraftan da "nasil olur abi ya, ugrassaniz çikar, bir asilin suna,saka mi yapiyonuz ?"diye söylenmektedir. neyse aksamin bir yarisinda acile gelirler. taksici ayrilir.
    doktorlar çocuklari beklemeleri için bir odaya alir. veeee, aradan 15 dakika geçmeden taksici kapida görünür; tabii agzinda bir ampulle. söför amca çocuklara inanmamis, açik olan bir marketten ampul almis ve denemistir !! ampul partisi'nin türkiye'de neden iktidara geldigi anlasilmiyor mu? sakin siz de denemeye kalkmayin! ampul bir girdi mi kesinlikle cikmaz!

    1 yıl sonra gelen edit:o zamanlar hiç düşünememiştim bu anlatılanın günümüzün siyasi tablosuna bu kadar yakın olacağını.hakkaten ampül girdiği yerden çıkmıyor.

  • özellikle şu kısmının altını çizmek isterim:

    "montrö, karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. montrö, türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir."

    akp bir şekilde bu sözleşmeyi iptal edecek veya baypas edecek bir adım atarsa suriye'de amerikayla bir olup güney sınırımızı yol geçen hanına çevirmesine benzer ama 100 katı daha vahim sonuçları olacak olaylara zemin hazırlamış olur.